Can Güngörüzerinize battaniye gibi çekeceğiniz Silik Düşler albümünü şarkı şarkı sorduk, Burak Dak’ıçizimleriyle yanıtların içine daldık.


Baştan aşağı müzikten oluşan bir insan Can Güngör. Her yerinde, her şeyinde ve en içinde melodi var. Şubat sonunda çıkardığı ilk solo albümü Silik Düşler, etrafını saran kediler dışında yalnız duran ama müzikle dolan bir evde mırıldanılmış. En ufak bir ürpertinizde hiç çekinmeden üzerinize battaniye örten bir sıcaklığı var. Özellikle de kışın bitmek bilmediği bu günlerde yalnızlığınızı paylaşacak, vazgeçilmeziniz olacak. Silik Düşler’i şarkı şarkı Güngör’e sorduk, Burak Dak’a çizdirdik…

Image

1. Ben Ordaydım Zaten” – Kibrit gibi ağaçlar dizilmiş beyaz yamaçtan, rayların sesi ninni gibi sürerken bir tatlı uyku aldı beni… Nedir “bu yolları, bu yol yapmayan” gitar tınılarına, dolu dolu davul seslerine bunca hüzün yükleyen?
İnsan yolda olduğu kadar varacağı yerin de hayalindedir ya. Yola düşmeden varmıştır aslında. “Yol değil” kısmı benim için böyle bir şey. Hüzünlü değil ama kırılgan sanki.

Image

2. Silik Düşler  Biri tekir, biri sarman ayak ucumuzda. Aklımızdaki silik düşleri ikamet ettiren her mevsimin sadece kış olduğu bu soğuk beyaz şarap tatlı yerde onlar (kediler) mı bize muhtaç biz mi onlara?
Kediler hayatta kalmak ve yalnız olmakta çok iyiler. Ama biz insanlar, bu konularda bocalayan varlıklarız. Bu yüzden biz onlara ihtiyaç duyuyoruz. Kendi hâlinde varoluşlarından bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz.

Image

3. Sadece  “Umulmadık anıların güzel, duru ve saf zamanları“na konuverse “Sadece”, hangi çocukluk anısını getirirdi gözlerinin önüne?

Çocukluğumun yazlarını Erdek’in koylarından biri olan Tatlısu Koyu’nda geçirdim. Bütün gün dağ bayır gezdiğim, sazlıklardan sazlar koparıp çadırlar kurduğum, akşamüstleri balık tuttuğum, güzel arkadaşlıklar edindiğim değerli zamanlardı. Bütün kış hayalini kurduğum bir yerdi orası, şehrin anti-teziydi.

Image

4. Güneş Orhan  Ah aydınlıklardan uzakta bir Orhan Veli. Lâkin güneş yüzüne vuran hangi çiçek olmalı ve hangi sokakta, hangi pencerenin önünde açmalı?
Papatya gibi hafif ve dertsiz bir çiçek olmalı. Bütün evler, sokaklar bu hafiflikten nasibini almalı.

Image

5. Hiçbir Sebep Yok  Düşünülmüş. Taşınılmış. Işıklar sönmüş. Beyazperdede çok eskilerden bir film. Anlatıyor şarkının bir yerlerine sinen, o tanıdık hikâyeyi. Hangi film?
La Strada.

Image

6. Geriye Dönme  Hatırlayınca acıtan, zamanı geri döndürmek mümkün olsa dedirten bir şey var mı dipsiz kuyudan çıkarmak istediğin?
Bir sürü acı, mutsuzluk da olsa içinde her şey olduğu gibi güzel. Öyle kalsın.

Image

7. Bekliyorum Seni  Bir küçük umut gibi hemen önünde durmuş. Bekliyorsun onu. En sevdiği tablonun önünde renkleri seslere karışmış. Hangi tablo, neden?
Tablo olarak bilemeyeceğim ama Viktor Pivovarov diye bir Rus illüstratör/ressam var. Onun çizgilerini his olarak epey yakın buluyorum

Image

8. 9:00  Kimi zaman güneşli kimi zaman bulutlu havalardan karlıçiçekli yollardan sonra. 9:00. Ağırlaşmış seslere eşlik eden kırık sözleriyle nerede, ne zaman, nasıüretildi?
Kadıköy’e ilk taşındığım zamanki evimi bir süre yadırgamıştım. Yalnız yaşamaya alışmaya çalıştığım buhranlı zamanlardı. Neredeyse bir hafta boyunca dakikası dakikasına aynı saate uyandım. Sonra karalamalar ve birkaç arpejle beraber şarkı filizlenmeye başladı.

Image

9. Belki de Sensin  İki yıönce bu sesler, bu hikâyeler öyle çok biriktirdiler ki taşıyamıyorum artık demiştin. Şarkılar anlamlarını yitiriyor, eskiyor diye korkmuştun. Dinleyicisiyle buluştuğunda “Belki de Sensin” değişti mi sence, değiştiyse nasıl değişti?
İnsanların onda duydukları şeyle beraber benim de hislerim değişti galiba. Daha kırılgan ve edilgen bir şeydi; şimdiyse daha hesap sorar bir havaya büründü. 

Image

10. Uçurumlardan  Küçükken tuttuğu ajandaların içinden sızmış koşarak kaçmakta sırtını ağırlaştıran “büyüklüğünden”, çocukluk. Bu yolun sonunda sen mi ona dönmek isterdin yoksa onu mu ait olduğu yere göndermek? Yoksa bir orta yolu var mı?
Onun ait olduğu yerde olması iyi olurdu galiba. Birçok düğüm benim için orada çözülüyor çünkü. İçinde çocukluk ve oyun olmayan bir şey ne kadar değerli olabilir ki.

Image

11. Değişmem  Yakıp kavuran ateşler içinde neler değiştirebilir seni? Neler asla değişmez? Neler değişmemeli?
İnsanlar değiştirir en çok. Mahalle bakkalıyla ettiğim ayaküstü bir sohbetten bile öğrenecek bir sürü şey çıkartırım ben. Değişmeyi, değişebilmeyi asla kaybetmek istemezdim. 

Image

12. Majör  Sonuna gelmişken bir hikâyenin, birini konuk etse naif yalnızlığına Can Güngör, kimi ederdi ki? Hayal gücü uçsuz bucaksız, zaman ötesi her yere, herkese uzanabilir.
Orhan Veli’nin kapı komşum olmasını isterdim. Karaköy’de iskelede buluşup balık ekmek yerdik. Vapura beraber binip, gündelik muhabbetler ederdik.

  1. Köklerin, masalların ve yeşilin huşu içinde buluştuğu yer: Sylvania

    “Küçükken ormanı büyülü bir yer olarak düşündüm hep, ve büyüdükçe bu büyülü alanın daha karanlık özelliklerini özümsemeye başladım...”

  2. Adaletsizliğin dürtüleri: Shadi Alzaqzouq

    “Bazen haksızlığa o kadar kızıyorum ki sevdiğim için mi yoksa sadece intikam için mi resim yaptığımı merak ediyorum.”

  3. Yeni albümleri üzerinden karşılıklı sohbet: Mabel Matiz ve Hakan Vreskala

    Alışılmışın dışında üretimleriyle tanınan iki müzisyen, yeni albümlerini birbirlerine anlattı ve müzikle ilgili alışkanlıklarını karşılıklı masaya yatırdı.

  4. Elif Key ve Şebnem Bozoklu – Gtalk’ta 5 çayı sohbeti

    Elif Key ve Şebnem Bozoklu Gmail’lerinin chat alanlarını açtılar ve kitaba, dizilere, filmlere, karşılıklı hayranlıklara, annelerin akıllı telefon kullanımına, NASA üzerinden fezaya kadar uzanan, röportajımsı bir sohbete giriştiler… Bu sohbetin ardındansa ikili New York’ta birbirlerine kavuştu!

  5. Sesi cilaladım abi, ruhuna ne yapalım? Farklı açılarıyla “reissue” akımı

    Yalnızca eski albümleri yeniden basma maksadıyla çalışan birçok plak şirketiyle karşılaştığımız bugünün ortamında “reissue” nedir, ne değildir mevzuunu yerel sahneden çeşitli konuklara sorarak masaya yatırdık.

  6. Ergenlik yılları: Damon & Naomi

    Müzikle büyüme hikâyelerine her daim büyük ilgi duyuyoruz. Damon & Naomi’nin müzikal hafızasında 13-20 yaş arası bir yolculuğa çıkıyoruz.

  7. Sam Prekop’un sinematik harikası: The Republic

    “Bir yolculuk filmi gibi başlayıp sanırım yine sinematik bir şekilde sonlanıyor.“

  8. Kim Gordon’un kendini ifadesi Bechdel testini geçebilir mi?

    Kim Gordon’un, Şubat 2015’te yayınlanan, terapi niyetine kaleme almış olması muhtemel Girl in a Band kitabı ve bu kitabın Manchester’daki tanıtım etkinliğinin üzerine bünyede yükselen tuhaf hisler ve sorgulanması gereken muğlaklıklar…

  9. Şarkı şarkı Can Güngör ve Silik Düşler albümü

    Can Güngör’e üzerinize battaniye gibi çekeceğiniz Silik Düşler albümünü şarkı şarkı sorduk, Burak Dak’ın çizimleriyle yanıtların içine daldık.

  10. Leş popçu Klaustro’nun elektronik ruh birliği: Beyhude

    Pop, ölüm, Ahmet Hamdi Tanpınar… İlk Klaustro plağı Beyhude’de karşı koyulmaz bir huzur var.

  11. İran’da bir vampir güzellemesi: A Girl Walks Home Alone At Night

    İran asıllı bir aileden gelen ve Kaliforniyalı bir kaykaycı olan Ana Lily Amirpour’un bir dizi kısa filmin ardından çektiği ilk uzun metrajlı filmi A Girl Walks Home Alone at Night, yaklaşık bir yıldır dünyanın dört bir yanındaki festivallerde kapı pencere yıkmasının ardından, bu ay bizde de gösterime giren, tarihteki ilk İran vampir western’i!

  12. Hal Hartley dünyasından 10 unutulmaz karakter

    Bu ay İstanbul Film Festivali’nde son filmi Ned Rifle ile seyirci karşısına çıkacak olan Amerikan bağımsız sinemasının nevi şahsına münhasır dâhilerinden Hal Hartley’nin kaçık, gizemli, tamamen özgün, son derece intihar eğilimli muazzam karakterleri arasında bir yolculuğa çıkalım istedik.

  13. Belgesel sınırlarını zorlayacak bir gazetecilik başarısı: Citizenfour

    Geçtiğimiz ay Akademi Ödülleri’nde En İyi Belgesel dalı da dahil çok sayıda ödül ve övgünün sahibi Citizenfour, bu ay İstanbul Film Festivali’nde Türkiye prömiyerini yaptıktan hemen sonra vizyona giriyor.

  14. Amerika’yı sarsan belgesel The Jinx ve beraberinde gelen etik tartışmalar

    HBO’da geçtiğimiz ay sona eren ve Amerika’da yarattığı etik tartışmalarla gündeme bomba gibi düşen The Jinx: The Life and Deaths of Robert Durst, 70’lerden geçtiğimiz haftalara kadar uzanan bir dizi cinayetin potansiyel müsebbibini izliyor.

  15. 34. İstanbul Film Festivali’ne özel festival günlüğü

    Bu yıl yine 200 civarı filmi iki hafta süreyle üzerimize boca ederek hepimizi ihya edecek olan İstanbul Film Festivali’nde, 4-19 Nisan tarihleri arasında yolunu şaşırmak istemeyenlere dev kolaylık: gün gün festivalde ne izlenir, Anadolu ve Avrupa yakasında nasıl en doğru tercihler yapılır?

  16. Galata’da bir kurmaca: Şehzade Yangını

    Birbirlerinin hayatlarında figüran olan karakterlerin hileli bir horoz dövüşüyle başlayan hikâyesi…

  17. Spor olsun diye içten yazılmış yazılar*: Yazıhane Yıllık

    Ortak zevk: spor. Üretim biçimi: gönüllü ve samimi. Sonuç: hayaldi gerçek oldu. Yazıhane Yıllık: Dünya Yanarken ekibi karşınızda.

  18. Bant Mag. soruyor, ”Taşlar” oyuncuları cevaplıyor

    Craft Tiyatro'da geçtiğimiz aylarda, hem yetişkin, hem de çocuk izleyiciler için başlayan "Taşlar" oyunu bu ay da temsillerine devam ederken, oyunun iki başrol oyuncusu Olgu Baran Kubilay ve Ümit Yaşar Bekar'a, oyuna ilişkin, oyundan bağımsız, ciddi ya da son derece zevzek sorular sorduk.

  19. Karadelik

    Hikaye ve çizgi: Ethem Onur Bilgiç

  20. Piknik

    Hikaye ve çizgi: Ezgi Beyazıt

  21. Bayılırım mantara

    Hikaye ve çizgi: Saydan Akşit

  22. Kelliğe son!

    Hikaye ve çizgi: Özlem Isıyel

  23. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürü Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler