İlahi kurtarıcılar, orkideler, buruk hisler, iki ponpon kızla kurulmaya çalışılan müzik grupları, Flashdance, eski dostlar… Jakuzi’nin City Slang’den çıkan ikinci albümü Hata Payı’nı Kutay Soyocak’tan şarkı şarkı dinlerken açılan kapılar, albümün genel hissiyatına ve dertlerine dair öğrenmekten memnuniyet duyduğumuz detaylar ele veriyor.


“Bu karakterin, geriye kendisinden geri bir şey kalmayacak kadar anonimleşmesini, bir hayalete dönüşmesini hayal ediyorum.”

“Sana Göre Bir Şey Yok”
Sana göre bir şey barındırmadığını sürekli hatırlatan bir yerde hayatta kalmak için bir kılavuz hazırlamanı istiyoruz. İlk maddede büyük harflerle ne yazıyor?
ORTALIK KARIŞMADAN ÖNCE ŞİKÂYET EDİP GÖZE BATMA.

“Şüphe”
İçe o kaçınılmaz şüphe düştüğünde, tedirginlik ve tekinsizlik çöktüğünde baş etmek için ne gibi yöntemler tavsiye ediyorsun?

Ben genelde böyle anlarda ya uyuyorum ya da olayı patlatıyorum, dile getiriyorum. Sonra niye daha “serin” olmadım diye kendime kızıyorum. Bir süre durumu dinamik bir şekilde kafama takıp, kızgınlık ve huzursuzluktan yorgun düşüne kadar boğuşuyorum. Hissizleşince peşini bırakıyorum.

“Yangın”
İki ayaklı bir sinir krizisin, kendi yüzüne tükürüyorsun. Bir şey yapamadan izlediğin bu yangın, şarkının outrosunda iyice kontrolden çıkıyor gibi. Bu şarkılar kurtuluş için bir arayış mı yoksa kaybedişin / kayboluşun bir kutlaması mı?
O kısmı hep uzaktaki yangının iyice büyüyüp, ihtişamlı bir şekilde kapına gelmesi gibi hayal ediyorum. Yangın orada bence ilahi bir kurtarıcı.

“Gördüğüm Rüya”
Gördüğün en unutulmaz rüyalardan biri neydi? Neredeydin, hangi zamandaydın, olaylar nasıl gelişti?
Rüyada askerim. Ormanda bir çatışmada öldüm. Sonra eski bir apartmanın en üst katında kapıda buldum kendimi. Kapıyı açan tanrıydı. Benimle tek kelime etmedi ama tanrı olduğunu hissediyordum. “Daha çok gencim hayatımı yaşayamadım, doyamadım hayata. Beni lütfen geri gönder ” gibisinden şeyler söyleyip yalvardım. O da beni geri gönderdi. Işık hızıyla gidiyordum, çok keyifli bir histi. Geri döndüm ama kimse beni görmüyordu. Ailem, arkadaşlarım. O his biraz buruktu. En unutulmazlardan biri bu sanırım. Lisedeydim. 

“Kalbim Köprü Gibi”
Klibi yayınlandığından beri bu şarkıyı aklımızda şarkı söyleyen küçük Kutay olmadan dinleyemiyoruz. Çocuk Kutay eline mikrofonu aldığında kime dönüşüyordu? O yaşlardaki idolün kimdi? Hâlâ gönlünde aynı yere sahip mi?
Büyük Athena fanıydım. O görüntülerde de Athena’dan “Ah Yaşamak Var Ya” söylüyordum. Hatta bu müsamereden önce okulun müdüründen ATHENA 2 kurmak için izin istemiştim. Bunun için iki ponpon kızın yetmediğini sonradan fark ettim. Athena da hâlâ aynı yere sahip değil açıkçası. 

“Hâlâ Berbat”
Neden hâlâ berbat?
Bu şarkı, Kahvrengi Karton Ayı’nın “Burası Berbat Bir Yer” isimli şarkısından yola çıkıp Murat Üf Yaa’ya ithaf edilen bir şarkı oldu. Onun anısı için bu ismi seçmek istedik Taner ile. 

“Kendine Rağmen”
“Şanslıysan mezarın çiçek açar.” Jakuzi bir müzik grubu değil de bir “mezar dekorasyon şirketi” olsa, en çok hangi çiçekler kullanılırdı?
Orkide.

“İstemezdim”
Gerçekliklerden kaçmak için gittiğin bir yer, bir kurtarılmış mekânın var mı? Gerçek ya da hayali. Nasıl bir yer orası?
Maalesef kaçmak için gittiğim böyle bir mekân olmadı ama böyle bir yer olabilseydi eğer barbekülerde etlerin sürekli piştiği, çeşmelerden biralarının oluk oluk aktığı ve bunları hiç tıkanmadan sürekli tükettiğim bir yer olabilirdi sanki. Şaraplar ve peynirler… 😛

“Toz”
Hata Payı’nın belki de en fazla “hit” potansiyeli taşıyan şarkısı “Toz”. Başarılı bir ilk albümün ardından ikinci albümün mide kramplarına sebep olduğu müzik camiasında bilindik bir durumdur. Senin için ikinci albüm hazırlıklarında aşması en zor engel neydi?
İlk albümle kıyaslama her zaman olur ve müzisyen kendini tekrar etmeyip bunu aşmak ister elbette. Kendi hedefi, çıtası dahilinde yapar. O çıtayı her zaman aşamasa bile ona yaklaşması diğer adım ve devamı için faydalı. En zor engel bunun altında kalma fikriydi herhalde. İşimin ilk albümle kalan tek atımlık kurşun ya da şans eseri olmuş olduğunu görmek beni üzerdi. Kendimi bunun olmaması adına motive ettim. Ancak motivasyon kaynağım insanların beğenisinin yanı sıra daha çok “Kendimi daha iyi nasıl anlatabilirim?” sorusu üzerineydi.

“Bir Şey Olur”
“Hayat seni hırpalar” dese de dansa davet ediyor “Bir Şey Olur”. Kişisel olarak çok sıkı bağ kurduğun, favori dans sahnen hangisi? (Bir filmden)
“Bir Şey Olur”u bilmiyorum ama kesinlikle FLASHDANCE. “Maniac” şarkısının klibi zaten. (ateş emojisi)

“Ne Teselli Ne Avuntu”
“Bitmeyecek bir sorgu, ne teselli ne avuntu.” Albümün genel hissiyatını tek başına tanımlıyor bizce bu cümle. Hata Payı dinleyicisine neyi hatırlatsın, neyi çağrıştırsın istersin?
Ben herkesin hayatının kendisinin mitolojisi olduğunu düşünüyorum. Yaşadığı travmatik şeylerden sonra bir kahramanın, yeni bir karakterin çıkması bana ilahi bir his veriyor ve bunu sıradanlığın, basit anların içinde bulmak istiyorum. Buradan yola çıkışla bu karakterin, herkesin kendisiyle özdeşleştirip geriye kendisinden geri bir şey kalmayacak kadar anonimleşmesini, bir hayalete dönüşmesini hayal ediyorum. Albümü bir hayaletin tek başına doğum gününü kutlaması, geçirdiği hayatı anıyor gibi düşünmek, bu şekilde anlamlandırmak hoşuma gidiyor. 

  1. New York, onu New York yapanlara teslim: Ethan James Green

    Fotoğraf sanatçısı Ethan James Green’in Aperture Yayınları etiketiyle 1 Nisan’da yayımlanan ilk monografisi Young New York, Green’in New York’u bir zamanlar olduğu şehre dönüştürdüklerine inandığı ve “günümüz dünyasının yeni ikonları” olarak tanımladığı New York’un marjinindeki LGBTİ+ gençlere odaklanıyor.

  2. Perde arkası: 2019’da Türkiye’de müzik festivali yapmak

    Sürekli değişkenlik gösteren bir atmosferde uzun ömürlü bir festival organize etmenin, sektörel engelleri aşıp içine sinen bir festival ortaya çıkarabilmenin ne denli zor olduğu aşikâr.

  3. A’dan Z’ye: King Crimson

    Progresif rock’ın öncü grubu King Crimson, müzikal serüveninin 50. yılında.

  4. Aklımdakiler: Can Bonomo

    Aklımdakiler serimiz Can Bonomo’nun hem yeni albümü Ruhum Bela’ya hem de hayatına dokunan eş, dost ve iş arkadaşlarının sorularına verdiği cevaplarla devam ediyor.

  5. Deneme hiçbir zaman bitmez: Adamlar ve “Dünya Günlükleri”

    Adamlar, diskografinin üçüncü halkası “Dünya Günlükleri” ve dahasını Murat Meriç’e anlatıyor.

  6. Şarkı şarkı: Jakuzi ve “Hata Payı” albümü

    İlahi kurtarıcılar, orkideler, buruk hisler, iki ponpon kızla kurulmaya çalışılan müzik grupları, Flashdance, eski dostlar... Jakuzi’nin City Slang’den çıkan ikinci albümü Hata Payı’nı Kutay Soyocak’tan şarkı şarkı dinlerken açılan kapılar, albümün genel hissiyatına ve dertlerine dair öğrenmekten memnuniyet duyduğumuz detaylar ele veriyor.

  7. Doğru enerjiyi yayabilmek: Mark Guiliana

    Yetenekli ve çok yönlü davulcu Mark Guiliana, yeni Beat Music albümünün perde arkasını anlatıyor.

  8. 1990’larda yaşanması gereken deneyimi 2020’ye doğru yaşamak: Punk in Drublic Festival, Madrid

    Antalya’dan Madrid’e, 1996’dan 2019’a uzanan bir punk hikâyesi. Emek Tekeli, ismini Nofx’in 1994 yılında çıkan albümünden alan ve Fat Mike’ın 2 yıl önce Avrupa’ya taşıdığı craft bira ve müzik festivalinden bildirdi.

  9. Aynı anda birden fazla şey olmak: Vanishing Twin

    Londra çıkışlı (ve indie gönüllerin favorisi Stereolab’in uzundur beklenen Londra konserinde açılışını yapacak) çok sesli ve çok yönlü grup Vanishing Twin ile yeni albümlerinin arifesinde...

  10. Ortak bir keyif: The Kites

    2019’un başında yayınlanan Sunset Vibes ile kulakları kabartıp içleri ısıtan the Kites’a küçük yaşta başlayan müzik yolculukları ve ilk albümlerini sorduk.

  11. Agnès Varda sinemasının sırrına ermek için 10 film

    Yeryüzündeki yaklaşık bir asırlık macerasını, büyüleyici bir film külliyatına imza atarak şenlendiren, sinemanın tüm araçlarını benzersiz bir yaratıcılıkla kullanan çok büyük bir sanatçıya, Agnès Varda’ya veda ettik geçtiğimiz aylarda. Bize bıraktığı sinemasal hazine ise sonsuza dek zihnimizi aydınlatacak.

  12. Fransız sinemasının kuir yıldızı: Félix Maritaud

    Félix Maritaud ile Camille Vidal-Naquet imzalı "Sauvage"ın (Vahşi) 38. İstanbul Film Festivali gösterimi sırasında Beyoğlu Sineması’nın fuayesinde buluştuğumuzda, hareketli, enerjik, yerinde duramayan, konuşkan ve neşeli bir insan buluyorum karşımda...

  13. Çiçek Kahraman ile kurgu üzerine her şey

    Türkiye sinemasının en yetenekli kurgucularından Çiçek Kahraman, geçtiğimiz aylarda Emin Alper’in Kız Kardeşler filmi ile The Protector dizisindeki işleriyle karşımızdaydı. Yakın zamanda Netflix’te kurgu süpervizörü olarak da çalışmaya başlayan Kahraman’a kurgu işine dair merak ettiğimiz her şeyi sorduk.

  14. İki yabancıdan evrensel bir hikâye: “José”

    Venedik Film Festivali’ndeki prömiyerinin ardından Kuir Aslan ile ödüllendirilen ve 38. İstanbul Film Festivali’nin “Nerdesin Aşkım?” seçkisinde yer alan José’yi Çin asıllı yönetmen Li Cheng ve Amerikalı yapımcı George F. Robinson’la konuştuk.

  15. “Bu filmde hiç iyi yok, hiç kötü yok”: Ali Vatansever’le “Saf” üzerine

    Saf’ın yaratım süreci, senaryosu, görsel tercihleri ve karakterleriyle ilgili detaylar için söz Ali Vatansever’de.

  16. “Sürekli devinen bir ilişki biçimi”: Emre Yeksan’ın “Yuva”sı

    Başrolü İğneada ormanlarının oynadığı Yuva’nın nereden geldiğini, nasıl ortaya çıktığını, yaratıcısı Emre Yeksan’dan dinledik.

  17. Aklımdakiler: Volkan Öge

    Volkan Öge geliyor, Volkan Öge gidiyor, herkes ona soruyor, o da cevap veriyor…

  18. Bundan böyle müzik sektöründeki kadınlar ihtiyaç haritalarını birlikte çıkaracak: shesaid.so İstanbul

    İlk buluşmalarını 8 Mart haftasında Soho House’da gerçekleştiren ve sonrasında çeşitli festival ve organizasyonlar aracılığıyla iletişimini sürdüren Türkiye’nin kadın odaklı bu yeni müzik sektörü hareketlenmesinin eş başkanlarıyla daha yakından tanışın ve gelecek için neler planladıklarına kulak verin isteriz.

  19. Öğreten, geliştiren, sosyalleştiren oyunlar: Root

    Başlangıçta deniz yüzeylerini temizleyen eco-dolphin ve geri dönüşümü günlük yaşantımızda bir alışkanlık haline getirmeyi hedefleyen eco-mat gibi robot odaklı projeleri hayata geçirmek üzere kurulan Root firması, daha sonraları öğrenme, gelişme ve sosyalleşme potansiyelleri nedeniyle oyunlara odaklanarak bir nevi “hayalgücü laboratuvarına” dönüştü.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler