Einstürzende Neubauten, Gossip ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Ayşenur Kaptanoğlu, Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Tuana Özcan, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal

Einstürzende Neubauten, avangart tavrından hiçbir şey kaybetmediği bir tekliyle yeni albümünü duyurdu. Gossip, 12 yılın ardından dance-punk köklerine sarıldığı bir koleksiyonla aramızda. John Lurie, üç sezon süren Painting with John macerasının 56 şarkılık soundtrack derlemesini yayımladı.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

TEKLİ: Einstürzende Neubauten – Ist Ist
(Potomak)

Söz konusu Einstürzende Neubauten olunca bir şeylere şaşırmak, hayrete düşmek kaçınılmaz oluyor. 80’lerin ortalarından bu yana yapıbozumcu bir üslupla üreten ekip, yeni albümünün temelini, 2022 turnesindeki konserlerin final sekansında yaptığı doğaçlamalarla oluşturmuş. Tematik kurgularda ne denli ustalaştıkları malumunuz; Rampen (apm: alien pop music) adlı yeni koleksiyonun ardındaki konseptii Blixa Bargeld şöyle özetlemiş: “Einstürzende Neubauten’ın başka bir güneş sisteminde, The Beatles’ın burada olduğu kadar ünlü olması fikri üzerine inşa edildi.” İlk tekli “Ist Ist”,  Neubauten ile özdeşleşen avangart tavrı eksiksiz bir şekilde barındırıyor. Sersemletici bir etkiye sahip. Yeni albüm 5 Nisan’da yayında.

TEKLİ: Softcult – Spiraling Out
(Easy Life Records)

“Saatlerdir içime gömülüyorum, beynimde bir delik açıyorum ve sadece söylenip duruyorum, aynı döngüde koşturarak.” Gotik ikili Softcult, 24 Nisan’a tarihlenen yeni EP Heaven ile belli ki kara kara düşündürtecek. Kaygıyla mücadele edenlere yalnız olmadıklarını hatırlatan “Sprialing Out” teklisi, müthiş depresif hissettiren vokalleri, duygusal gitarı ve havalı riffleriyle shoegaze atmosferi yaratıyor. Var olmanın bulanıklığı ve / veya bulantısını hissettiğimiz klibin yönetmenliğini de Mercedes Arn-Horn üstlenmiş. 

ALBÜM: Julia Holter – Something In The Room She Moves
(Domino Recording / GRGDN Müzik)

Son solo albümünü 2018’de yayımlamıştı Julia Holter. Arada film müzikleri, bir Beverly-Glenn Copeland yorumu ve çeşitli remikslerle çıktı karşımıza. Önceki işlerinde soyut, tanımlaması güç hislenimlerli kurcalayan müzisyen, besteci ve prodüktör, diskografisinin altıncı uzunçalarında şimdiyle ve neredeyse elle tutulur duygudurumlarıyla haşır neşir olmuş. Prodüksiyonunu da daha önceleri de iş birliği yaptığı Kenny Gilmore ile üstlenmiş. Mastering işlemleri ise Ryuichi Sakamoto’dan Beach House’a birçok isimle çalışmış Mısırlı ses teknisyeni Heba Kadry imzalı.

ALBÜM: Jlin – Akoma 
(Planet Mu)

Indiana’da çelik fabrikası işçisi olarak yaşayan bir matematik nerd’ünün, güncel elektronik müzik sahnesinin en ilham verici figürlerinden birine nasıl dönüştüğünün hikâyesi Jlin’inki. Rick Owens tarafından keşfedilen ilk parçasının Paris Moda Haftası defilesinde yankılanması, henüz yayımlanan son albümü Akoma’da Björk, Kronos Quartet ve Philip Glass gibi göz kamaştıran bir üçlüyü konuk etmesinin de yolunu açıyor. Yine detaycılığını, tür anlamında gezginliğini her ânından belli eden soyut, hiper ritmik oyunlarında kaybolmaya itiyor dinleyicisini. Matematik nerd’ü olduğunu söylemiştik di mi?

TEKLİ: Warpaint – Underneath
(Rough Trade Records / GRGDN Müzik)

Feminist söylemleri ve meditatif titreşimleriyle tanışık olduğumuz Warpaint, hayalperest hâllerin destekçisi rüyamsı bir tekliyle aramızda. 14 Şubat’ta yayımladıkları “Common Blue”ya kıyasla daha hipnotik vokallerin ön plana çıktığı “Underneath”; sade gitar partisyonları, alçak tonda konuşan davuluyla yumuşak yumuşak tesiri altına alıyor. Sıkışmışlık hissine ortak olacak bir parça.

TEKLİ: Bat For Lashes – Letter To My Daughter
(Mercury KX) 

Pandemi sırasında ilk çocuğunu dünyaya getiren Natasha Khan, namıdiğer Bat for Lashes, yoldaki albümünde annelik deneyimini şarkılaştırmış; “Letter To My Daughter” da bu koleksiyonun ikinci teklisi. Kızına hayatla ilgili nasihatlarda bulunduğu parçada yıldızlar misali göz kırpıp giden elektronik seslerin yatağında Khan’ın düşünceli vokallerini dinliyoruz; parçaya adım adım eklenen piyano ve yaylılarla sonik dünya derinleşiyor ve duygusal tansiyon yükseliyor.

TEKLİ: Broadcast – Follow the Light
(Warp Records)

Haberler güzel: Trish Keenan’ın ölümünden kısa bir süre önce, 2006-2009 aralığında, Broadcast beşinci albüm üzerinde çalışırken ortaya çıkan ve şu âna kadar hiç paylaşılmamış demolar bir koleksiyona dönüşüyor. Spell Blanket adı altında 3 Mayıs’ta yayımlanacak albümün ilk teklisinde Keenan’ın büyülü sesinin ve icrasının eşsizliğini bir kez daha hatırlıyor; parçanın bitmemişliğinde ve yavaş yürüyüşünde bir yandan rahatlatan bir yandan tekinsiz ses evreninin ortasında buluyoruz kendimizi. 

ALBÜM: SAICOBAB – NRTYA
(Thrill Jockey Records)

NRTYA, Sanskritçede “dans” anlamına geliyor. Boredoms ve OOIOO üyesi YoshimiO’nun başını çektiği Japon kolektif SAICOBAB, Geleneksel Hindistan müziklerinden aldığı ilhamı ters köşe dokunuşlarla yontarak dansa kaldırıyor ikinci albümünde. Yerinde duramayan vokallere, çok katmanlı ritimlere ve Yoshida Daikiti’nin elinde âdeta alev alan sitardan çıkan melodilere kendinizi teslim ettiğinizde; eklemleriniz istemsizce kıpırdamaya başlayacak.

ALBÜM: Matt Champion – Mika’s Laundry
(RCA Records)

Eski Brockhampton üyesi Matt Champion ilk solo albümde baştan sona aranjmanları, iş birlikleri, vokalleriyle büyülüyor. Her ânının tadını çıkarmak için daha çok başa saracağız gibi görünüyor Mika’s Laundry’i. Müzisyen, eski grubunun hip hop dünyasından çok uzaklaşmasa da “Slug” gibi çok daha deneysel, “Everybody Likes You” ve “Project” gibi temponun düştüğü anlar da var. Albümün görsel işlerinde Anna Pollack’la beraber çalışmış Champion ve kafasındaki dünyayı hayata geçirmek için her şarkıya bir video düşünülmüş. Onun için müzik kadar albümün yarattığı dünyayı betimlemek de önemliymiş; albüme adını veren Mika’s Laundry şöyle bir yer müzisyenin kafasında: “Çimento duvarlı tesisler, açık düzlükler ve sera benzeri kubbelerden oluşan uzak ama teknolojik açıdan sağlam bir topluluk; merkezinde de albüme adını veren kulüp Mika’s Laundry yer alıyor.” 

TEKLİ: Man Man – Iguana
(Sub Pop)

İçsel bir monolog olduğunu duyduğumuz Carrot on Strings uzunçalarlarının habercisi bu tekli. Man Man’in öncüsü Ryan Kattner (Honus Honus), bu şarkıyı yazarken Werner Herzog’un Cave of Forgotten Dreams filminin finalindeki konuşması, Flying Lizards ve “Speedo giymiş o eski heriflerden” esinlendiğini söylemiş. Gençken paramparça ettiği sandalyelerin artık kafasının içinde olduğunu da eklemiş ki zaten şarkının son saniyelerinde zihninin içindeki kaosa davet ediyor. Yeni Man Man albüm için 7 Haziran’a alarmlar kurulsun. 

TEKLİ: Da Poet & Kayra – OLMUYORSA OLMASIN
(Nuhado)

Old school rap’i yerli sahnede temsil eden iki kadim dost Da Poet ve Kayra’yı buluşturan melankolik ve koyverme duygusunun çevrelediği bir parça. Fotoğrafçı oastabis’in İstanbul’un kimi graffiti işlerini sergilemek işlevinde de olan siyah-beyaz klibi, teklinin nostaljik prodüksiyonuna da selam çakar nitelikte. İkilinin ortak albümü NORMAL, 12 Nisan’da yayımlanacak.

ALBÜM: USA Nails – Feel Worse
(One Little Independent Records) 

Londralı noise-rock dörtlüsünün yedinci uzunçaları, “başkasının talihsizliğinden alınan zevk” tanımını karşılayan schadenfreude kavramı üzerine. Neredeyse 40 yıldır eski yeni birçok anarcho-punk ekibinin arkasında durmuş etiket One Little Independent ile çıkardıkları ilk albüm Birleşik Krallık’ın toksik otoriterliğini, günümüz tüketim kültürünü ve zorbalığı topa tutuyor teker teker. Yıprattığı kadar gaza getiren, ısrarla hesap soran Feel Worse yüksek temposu ve yoğun içeriği ile tümüyle kaotik ve akılda kalıcı bir post-hardcore ürünü.

ALBÜM: Gossip – Real Power
(Columbia)

2019’da beş yıllık bir ayrılığın ardından Rick Rubin’in Hawaii’deki stüdyosunda -güya- grup lideri Beth Ditto’nun ikinci albümünü kurcalamak için buluşan, sonra eski sinerjilerine kapılıp kendilerini bu albüm üstüne çalışırken bulan Gossip, dance-punk köklerine sadık akılda kalıcı pop parçaları türetirken yeni türlere yelken açmaktan, bunları kendi sound’larına entegre etmekten de geri kalmamış. Yoğun groove’larından istifade edip kimi parçalarda bunları daha sakin renklerde aktaran davulcu Hannah Blilie ve “geriye kalan her şey”ci Nathan Howdeshell tanıdık desenlerinde eskisinden daha retro etkilenmeler barındırıyorlar. Ditto ise her zamanki duygulu ve doğrudan forsunu hepten olgunlaştırmış bir hâlde huzurlarda. 

ALBÜM: Adrianne Lenker – Bright Future
(4AD / GRGDN Müzik)

Sessiz ve kendi hâlinde gibi görünen bir folk albümü nasıl radikal olabilir? 12 şarkı boyunca âdeta günlüğünün sayfalarını doldurmasına şahit olduğumuz Lenker, dürüstlüğü, filtresizliği ve kırılganlığıyla bunu başarıyor. Big Thief’te ve önceki solo işlerinde de çocukluğu ve aile hayatına sıkça dönen müzisyen, Bright Future’ın ilk şarkısında yine bu konuları ziyaret ediyor; albümün genelinde bir kalp kırıklığı söz konusu. İşlerine benzerine çok sık rastlanmayan bir çıplaklıkla yaklaşan Lenker, söz konusu şarkı yazarlığı olduğunda ufkunun ne denli uçsuz bucaksız olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Sanatçının ve sanatının başlayıp bittiği yerler bu kadar bulanıklaşınca, her an çok hafif bir dinleme deneyimi olmadığını da hatırlatmış olalım. 

TEKLİ: Martina Berther – Cymbal
(Kit Records)

Zürihli basçı Martina Berther, uzun yıllardır Ester Poly, AUL ve Sophie Hunger gibi isimlerle üretimlerini sürdürüyor. Kariyerinin ilk solo albümünü 5 Nisan’da yayımlayacak olan müzisyen, tek seferde kaydedilmiş doğaçlama kompozisyonlarında enstrümanıyla farklı teknikler ve ilişkiler geliştirmenin peşine düşmüş. Bass Works: As I Venture Into adını verdiği koleksiyondan dinlemeye açılan ilk tekli, iki dakika uzunluğundaki “Cymbal”. Adını uygulamasından alan, kısa bir masaj terapisi tadında. Klibini de izlemeniz tavsiye.

EP: Valentina Magaletti – LUCHA LIBRE
(Permanent Draft)

Moin, Vanishing Twin, Holy Tongue, Tomaga gibi grupların parçası; günümüz müzik sahnesinin en heyecan verici davulcularından ve yaratıcı zihinlerinden biri olan Valentina Magaletti’den dört parçalık bir EP. Kendisinden bu zamana dek dinlediğimiz en soyut işlerden biri olan LUCHA LIBRE’de yeri geliyor insan sesini işleyerek bir girdap yaratıyor, yeri geliyor sade bir davul makinesi ritminin üstüne drone partikülleri yağdırıyor. Attığı her adımı heyecanla takip edenleri yanıltmayan bir iş daha.

TEKLİ: Goblin Daycare – Boss Man
(Dedstrange)

17 Mayıs’a tarihlenen yeni Goblin Daycare albümü AGITPROP HOTLINE!!’dan bir güzellik daha. Kendinizi grubun zevkli ve canlandırıcı lo-fi egg punk fırtınasının ortasında, asırlık sınıf çatışmalarının ateşli isyanında bulacaksınız: Hard work never really pays off Born rich or don’t bother at all! (Çok çalışmak asla karşılığını vermez, zengin doğ ya da hiç zahmet etme!) Dolarla burnunu silen “patron” Taner Yücel’in gruba eşlik ettiği eğlenceli video da Hakan Öktem imzalı.

TEKLİ: Maya Hawke – Dark
(Mom + Pop)

Bir aşkı paylaşan iki kişinin kırılganlığı, birlikte ilerleyecekleri yolu döşerken yaşadıkları sancılar, kafa karışıklıkları, yalpalamalar hakkında bir şarkı “Dark”. Hawke’un pürüzlü, kibar vokalleriyle birlikte titreşen akustik gitar eşliği, yerini kısa süreliğine daha öfkeli, bozulmuş seslere bıraksa da sular yeniden duruluyor; sözü, güçlü adımların yakında olduğunu hissettiren ritimler alıyor sonunda. Yakın zamanda Kim Gordon’ın “I’m A Man” videosunda da parmağı bulunan Alex Ross Perry tarafından enteresan klibi de burada.

TEKLİ: Personal Trainer – Intangible
(Bella Union) 

Melodi departmanında oldukça zengin ve eğlenceli “Intangible”, Personal Trainer’ın her zaman görmediğimiz daha oyuncu, daha rahat bir tarafını sergiliyor. Funky gitarların modu yükselttiği indie pop numarasıyla ilgili Willem Smit bilinçli şekilde normalden farklı tınlamasını istediğini ve prodüksiyon aşamasında yeni yöntemler kullandığını söylüyor: “Ortaya çıkan sonuç hoşuma gitti çünkü bu aynı zamanda muhtemelen ilk nakaratı ve kalan kısımları daha sonra yazdığm örneklerden biri, ki bu da nadiren başıma geliyor.” 

ALBÜM: Waxahatchee – Tigers Blood
(Anti)

Bağımlılığı yendikten sonra, tamamen “sober” (açık zihinli) olarak yazdığı ilk albüm ve diskografisinin altıncı uzunçaları olan Tigers Blood, müzisyene göre onun en olgun, huzurlu ve aklı başında işi. “Tortured-artist” (ilgi çekici bir sanat eseri ortaya çıkarmak için acı çekmiş olmak gerektiği düşüncesi) kavramının yarattığı anksiyeteyle albüm yazım sürecinde başa çıkmayı öğrenen Waxahatchee; Tigers Blood’da belki de şu âna kadarki en iyi söz yazarlığını sergiliyor.

TEKLİ: T-Bone Burnett (feat. Weyes Blood) – Sometimes I Wonder
(Verve Forecast)

İmza prodüktör T-Bone Burnett, az ve öz ve solo albüm yapar. Ama yaptı da mı tam yapar. 2006’daki True False Identity’den beri tam anlamıyla bir solo işini dinlememiştik. Lucius’un da bolca yer alacağı ve 19 Nisan’da yayımlanacak yeni albümü The Other Side’dan salınan ikinci teklide son dönemlerin etkileyici seslerinden Weyes Blood’u konuk etmiş. Burnett’in stiline göre biraz fazla parlak bir blues numarası. Onun prodüksiyon dehasını da pek içermemesine içerledik aslında. Ama iyi çalınmış, Burnett’in sesi de 76 yaşında hâlâ güzel geliyor. Albümü de merak ettiriyor.  

ALBÜM: John Lurie – Painting With John Soundtrack
(Strange and Beautiful Music)

TV tarihinin en harika ve cool programlardan biri olan Fishing with John’u biliyorduysanız, 2021’de Painting with John haberi geldiğinde havalara fırlamış olmalısınız. Pek yetenekli ressam ve müzisyen kardeşimiz John Lurie’nin bizle sanattan ve hayattan konuştuğu, anılarını paylaştığı ve Karayipler’den ulaşan program 3 sezonluk bir terapi gibiydi. Şimdilik sonlanmasını da 56 şarkılık (!) soundtrack albümüyle taçlandırıyor. Lurie’nin harika müziğiyle programdan ayrı oldukça yüklü bir albüm muamelesi yapabilirsiniz. Painting with John’u daha izlemediyseniz de sizi kıskanırız.  

ALBÜM: Klaus Johann Grobe – lo tu il loro
(Trouble In Mind)

“Dört biradan sonra kendimi dans ettiremezsem, eve de gidebilirim.” düşüncesiyle çıkılan yolun fonunda çalan müzik. İsviçreli ikili Klaus Johann Grobe altı yılın ardından, alıştırdığı Almanca sözlü kraut-disco kombinasyonundan epey taşan, yumuşayan bir albümle döndü. Uzak bir vadinin ucundaki bir kulübede geçen iki haftanın meyvesi olan lo tu il loro, yuvanın yönünü kaybetmeden ormandaki başka ağaçları da tanıma arzusunu, doğduğu dağın sıcak melankolisini buram buram hissettiren; sersemleten groove’u ve melodik zenginliğiyle zevk veren bir kayıt.

TEKLİ: Joshua Moshier & Macie Stewart – Fountain Glass
(Teardrop Mandolin Records)

İyi hissetmeye ihtiyacı olanlar koşun. Bir kompozisyon -en azından başlangıcından sustuğu âna kadar- insana sahiden umut verebilir, içinde çiçekler açtırabilir, gülümsetebilir; müziği sevenler ise onun bu gücünü düşündüren şarkılarla aynı duyguları iki defa yaşar. Emmy ödüllü besteci Joshua Moshier’ın farklı sonik üslupları parçası yapmış bir puzzle birleştirme niyetiyle kaydettiği bol konuklu yeni albümünden duyulan bu ilk güzellik, yalnızca şefkatli tonuyla değil; yetkin ellerden çıkmış enstrümantasyonunun damakta bıraktığı nefis tatla da sırtınızı sıvazlayacak.

ALBÜM: Ill Considered – Precipice
(New Soil)

Idris Rahman, Emre Ramazanoglu ve Liran Donin’in âdeta tek beden olduğu deneysel caz birlikteliği Ill Considered, yıllardır kendin yap düsturuyla üretimlerini sürdürüyor. Yeni albüm Precipice, grup için bir anlamda doğaçlama köklerine dönüş zamanının geldiğine işaret ediyor. 70’lerin psikedelik cazı tadı veren diyaloglarla inşa ettikleri yapılarla, gözleri kapatıp kendinizi başka yerlere göndermek çok kolay. Kapak görseli de her Ill Considered işinde olduğu gibi Vincent De Boer’den.

TEKLİ: Shabaka – I’ll Do Whatever You Want (feat. Floating Points, Laraaji)
(Impulse! Records)

Sons of Kemet, The Comet Is Coming, Shabaka and The Ancestors gibi bileşimlerden Shabaka Hutchings’in ambient, caz, elektronik ve hip hop mecralarından önemli simalarla doldurduğu tekli 12 Nisan’da yayımlanacak stüdyo albümü Perceive Its Beauty, Acknowledge Its Grace’in habercisi. İş birlikçi prodüktör Floating Points ve ambient multi-enstrümantalist Laraaji’nin katkıları yanı sıra Esperanza Spalding’in kontrbasına ve Andre 3000’ın flüt aranjmanlarını bir araya getiren Hutchings, davetkârlığını hiç yitirmeyen, dingin ama daima yoğun bir ses manzarası yaratmış. Teklinin ses dalgalarını ilgi uyandıran tasarımlarla sunan görsel eşilkçisini de buraya iliştirmeden edemedik.

ALBÜM: Elbow – AUDIO VERTIGO
(Polydor)

Manchester’ın güvenilir beşlisi Elbow, artık 20 seneyi aşan kariyerlerinin 10. ve en hareketli albümüyle karşımızda. AUDIO VERTIGO, önceki işlerine nazaran daha çok gitarlara sırtını dayayan, daha yüksek ritimli usta işi bir yapıt. 2021’deki fazla sakin Flying Dream 1’dan sonra grup için yeni bir dönemi işaret ediyor. Yaklaşımları ne olursa olsun onlardan kaliteyi duyacağınıza emin olabilirdiniz. Burada da değişen bir şey yok. 

TEKLİ: Güneş Kardeş – Bu Çukurdan
(Tarla Records)

Güneş Kardeş’in psikedeli mutfağına hoş geldiniz. Kadehlere tutkulu gülüşlerin dolduğu, bir rüyadan diğerine sıçradığımız bir anlatıya sahip olan “Bu Çukurdan”, puslu ve tekrarlı havasıyla Psychic Ills ve Moon Duo’nun erken dönemlerini akıllara getiriyor. Parlak vokalleri ve gitar solosuyla kendi baharatını kattığı karışımın bir diğer bileşeni de Uygar Çetiner’in vurgulu davulları. Söz konusu Güneş Kardeş olunca akıllara video klip de geliyor elbet, aldığımız duyumlara göre pek yakında yayında olacak.

ALBÜM: SPACED – This Is All We Ever Get
(Revelation Records)

“Landslide” ile doruk noktasında açılan yeni SPACED albümü patlamaya hazır bir bomba. 20 dakikadan kısa süren sekiz şarkılık koleksiyon dinamik gitarları, Lexi Reyngoudt’un koca bir kalabalığı harekete geçirebilecek vokalleri ve 90’lar grunge moduna da göz kırpan bir tavırla hardcore sahnesinde dikkatleri üstüne toplamaya çoktan başlamış.

ALBÜM: Stiff – Echoes and Rpercussions
(Bağımsız)

Bir süredir Rashit ve Kum’la da çalan çok yönlü müzik insanı Stiff (Stephen Jason Wiles), 2020’den bu yana solo projesiyle de daimi bir üretim hâlinde. Bağımsız olarak yayımladığı son albümü tam 24 şarkıdan oluşuyor ve geniş bir ilham havuzunun izlerini barındırıyor.  “Lorem Ipsum” bir 80’ler new wave grubunun ışıltısını, “Papa’s Got A Brand New Hashtag” bir viski barın eski müzik kutusundan yayılan titreşimleri, “Hapax Legomena” ise Kraftwerk’in motorik tuhaflığını yaşatıyor örneğin.

ALBÜM: VR Sex – Hard Copy
(Dais Records)

Üçüncü uzunçalarda bireysel post-punk girişimini beş kişilik bir bandoya evrilterek projesinin hacmini büyülten Drab Majesty’ci Noel Skum, ilk parçadan itibaren dünyasına geri çıkılamaz şekilde dalınan Hard Copy ile atmosferi karamsar, sesi yüksek bir LP sunuyor. Yerlisi oldukları Los Angeles’ın çağrıştırabileceği tınıyı garip ve karanlık bir süzgeçten geçirerek buna özgü bir mitoloji yarattığı söylenebilecek; asla boyun eğmeyen, duyulara meydan okuyan iş psikedelik etmenleriyle algıları yükseltip, elden bırakmadığı yoğun garage tınısıyla sinir uçlarını aşındırıyor. Yorabilen bir albüm olsa bile güvenle söylenebilir ki bunun boşuna olduğu hiçbir ânı yok.

TEKLİ: Varijashree Venugopal – Dream
(GroundUP Music)

Hint vokalist ve flütist Varijashree Venugopal, serpildiği coğrafyanın geleneksel enstrümanlarındaki efsunlu havayı büyütüp, çoğaltıp, yayan hafif, ince vokal armonileriyle ördüğü yeni şarkısını, kendini bir bilinmezin ortasında yüzerken bulduğu rüyasından ilhamla yazmış. Sevgiyi tıpkı doğdumuz zamanki gibi saf, şüphesiz ve apaçık bir biçimde alıp verdiğimizi hayal ediyor; sınırsızlığın tehlike anlamına gelmediği çocukluk hissine dönme arzusuyla çalkalanan bir denizin dalgaları arasında süzülüyor yaklaşık dört dakika boyunca.

TEKLİ: John Grant – It’s A Bitch
(Bella Union / GRGDN Müzik)

Şarkılarında trajediyi mizahla eriten ve hayatla mücadelesini tatlı sert sözlerle aktaran eski The Czars üyesi John Grant yeni solo albümü The Art Of The Lie’ı, koleksiyonun ilk teklisi “It’s A Bitch”in tatlı ve alaycı klibiyle duyurdu. Parçada kelimelerle, synthlerle, harika ritimler ve bas cümleleriyle dans eder gibi süzülen Amerikalı müzisyen çok eğlenmiş; bu dinleyiciye de rahatlıkla geçiyor.