Eylül 2019’da İstanbul’da açılan, kaçırmamanız gereken 10 kişisel sergi
Eylülün başlangıcıyla beraber İstanbul’un sergi sezonu da açıldı. 12 Eylül’de 22 ülkeden 75 galerinin katılımıyla gerçekleşecek Contemporary İstanbul ve 14 Eylül’de açılacak 16. İstanbul Bienali ile paralel olarak pek çok galeri de kişisel sergilere yer verecek. 2010’dan bu yana Beyoğlu, İstiklal Caddesi’nde bulunan mekanını 13 Eylül itibariyle Dolapdere’de çok daha geniş yeni mekânına taşıyacak Arter ise büyük açılışını tam yedi farklı sergiyle yapacak. SALT Galata ve SALT Beyoğlu, yeni sezonu 3 Eylül’de açılan Nur Koçak’ın en kapsamlı sergisi Mutluluk Resimlerimiz sergisiyle karşıladı. Üçüncü kez düzenlenen ve yine 3 Eylül’de başlayan Artweeks@Akaretler etkinliğinde ise Aria, Ambidexter, Gama, Baraz, artSumer, Mixer, Empire Project, Art, Anna Laudel, MERKUR gibi galerilerde gerçekleşecek sergilerin yanı sıra sanatçılarla söyleşilere yer verecek. Epey hareketli başlayan sergi sezonunda, eylülde açılan ve bizi heyecanlandıran on kişisel sergiyi sizin için listeledik.
CANAN – Muhabbet & Kehanet & Saadet
4 Eylül – 3 Kasım 2019
Daire Sanat
Daire Sanat’ta 4 Eylül’de açılacak CANAN sergisi Muhabbet & Kehanet & Saadet sanatçının daha önce sergilenmemiş “Muhabbet Serisi” ve “Sevişgenler (Aşıklar) Serisi”nden eserleri ile “Striga” isimli eserini izleyici ile buluşturuyor. Sergide yer alan “Muhabbet Serisi” insanlık tarihinin başlangıcından günümüze, evrimsel süreçten bize kalan kolektif bilinçaltımızdaki hafızanın, sembolleri güzellikler diline çevirdiğinin bir kanıtı olarak sunuluyor. “Sevişgenler (Aşıklar) Serisi” tüm bu muhabbetler, olumlu kehanetler ve hayaller sonunda gelen saadetin karşılığını yansıtıyor. “Striga” isimli eser ise konusunu arkaik dönemde yer alan Nemesis tanrıçasından alıyor.
NİLBAR GÜREŞ – Mıknatıs ve Ay
6 Eylül – 12 Ekim 2019
Galerist
Galerist bünyesine yeni katılan sanatçı Nilbar Güreş’i son dönem üretimlerine odaklanan Mıknatıs ve Ay isimli kişisel sergisinin küratörlüğünü ise Kevser Güler üstlenecek. Güreş’in resim, kolaj, fotoğraf, heykel ve video yerleştirmelerinden oluşan bir seçkinin yer alacağı sergide sanatçı; kumaş, tuz, metal, iplik gibi çeşitli malzemeler kullanarak yaptığı heykellerinde, mekansal müdahalelerinde, sahnelenmiş fotoğraflarında, kolajlarında, video yerleştirmesinde beden / coğrafya ile kurgu / fanteziye dair öğeleri cinsellik ve hazla ilişkisi içinde irdeliyor.
KEREM OZAN BAYRAKTAR – Kayalar ve Rüzgârlar, Mikroplar ve Kelimeler
5 Eylül – 20 Ekim 2019
SANATORIUM
Kerem Ozan Bayraktar’ın kişisel sergisi, Kayalar ve Rüzgârlar, Mikroplar ve Kelimeler yeryüzünde yaşamı düşünmekle ilgileniyor. Bayraktar’ın son dönemde üzerinde çalıştığı “Büyük Oksidasyon Vakası” ile varyasyon ve çeşitliliğe dair sorulardan yola çıkan sergide; yaşama dair akışların, ilişkilerin materyalist bir şekilde temellendirilmesinin imkanlarıyla ilgilenen sanatçı, çeşitlilik, varyasyon ve karmaşıklık ile bunları mümkün kılan hareket, dönüşüm ve akış fikirlerine dair imgelerden hareket ediyor. Sergide Bayraktar’ın “Büyük Oksidasyon Vakası”nı illüstrasyonlar, görseller, infografikler, metinler ve simgelerle incelediği baskı çalışması ile bir videosu; canlılık ve hareket ilişkisine baktığı bitki, hayvan ve nesne portrelerinin yanı sıra inorganik bir maddenin dönüşümünü irdeleyen nesne yerleştirmesi yer alacak.
BAHAR YÜRÜKOĞLU – Organ Panic
5 Eylül – 12 Ekim 2019
artSümer
Bahar Yürükoğlu artSümer’deki yeni kişisel sergisi Organ Panic, plastiğin yüceliğine adanmış bir çeşit sunak inşa ediyor. Sanatçı bir araya getirdiği ışıklar, aynalar, kokular, geometrik desenler, fiberglas beden parçaları, yapay akvaryum bitkileri ve sahte altın zincirlerle günümüzün maddi dünyasını hem sevgiyle kucaklıyor hem absürde kaçan bir ciddiyetle tetkik ediyor. Yürükoğlu’nun yarattığı bu çekici ortamın tuhaf yoğunluğunun oyuncu bir belirsizliği var; taşkın bir coşku kadar onun tam tersini tetiklemenin olasılığını da taşıyan, normalde doğanın yarattığı korkuyla karışık huşu hissini burada plastik bir dünya sunuyor. Serginin aşırı doygun alanı hem Yürükoğlu’nun stüdyosundan hem de seyahatlerinden yeni fotoğraflarının yanı sıra sanatçının teknikolor renkler ve ışığın yansıma ve kırılmasını kullandığı bilindik görsel dağarcığını resme uyguladığı yeni bir denemeyi de içeriyor.
İZ ÖZTAT – Askıda
6 Eylül – 2 Kasım 2019
Pi Artworks İstanbul
Pi Artworks Istanbul, yeni sezon açılışını İz Öztat’ın Askıda isimli kişisel sergisi ile gerçekleştiriyor. Askıda sergisinde sanatçı, kamusal alandaki eylemliliğin engellendiği, başka bir deyişle askıya alındığı güncel bağlamı özne ve iktidar ilişkisi ekseninde tartışmaya sunuyor. Araştırdığı konuların belirlediği farklı mecralara yayılan üretim pratiğiyle tanıdığımız İz Öztat, sergiye adını veren “Askıda” adlı videosunda, Ann Antidote iş birliğinde ürettiği, bir askıya alınma sahnesine yer veriyor. Öztat, kamusal alandaki ifade özgürlüğünün askıya alınması ile deneyimlediği iradesiz bir beden olma halini, bizzat kendi performansı üzerinden araştırıyor. Rızaya dayalı bir sözleşme ile müzakere edilen sahnede, gündelik hayatta deneyimlenen iktidar ilişkileri sorgulanıyor. İtaat edenin bedeni, hükmeden tarafından kundak ve kefeni çağrıştıran beyaz bir parşömene sarılarak bağlanıyor ve askıya alınıyor.
LEYLA GEDİZ – Denizens
5 Eylül – 20 Ekim 2019
The Pill
Leyla Gediz’in The Pill Gallery’de gerçekleşecek ikinci kişisel sergisi Denizens, bir “epoché” olarak yer değiştirmenin, yere ve topluluğa, yerleşme ve yer kurmaya, istikrarsız bir yer kurgusuna ve yerli bir topluluğun yerleşme ve yersizleşmesi temaları üzerine odaklanıyor. 19. yüzyıl ortalarında artan uluslararası insan ve nesne dolaşımı dolayısıyla ortaya çıkan “denizen” (ikamet eden kişi, bir yerin sakini) terimi, kan bağı ve/veya doğum yeri gibi “doğal” sayılan köklerden bağımsız olarak, yalnızca orada yaşadığı, oturduğu ve sık sık orada bulunduğu için ait olan kişi veya varlıkları ifade eden, özcü olmayan yeni bir tür aidiyeti tanımlıyor. Gediz’’in düzenlemesinde ise, diasporik varoluş, vatandaş/denizen hukuki ve siyasi ikiliğinin ötesine uzanarak; nesneler ve imgeler, dayanak yapılar ve resimler, alet-varlıklar ve insanlar arasında koşul eşitliğine dayanan bir oyun alanı öneriyor. Ve denizen terimi olabilecek en bürokratik anlamdan, estetik sahaya doğru açılıyor. Leyla Gediz’in Denizens sergisine dair üç sorumuzu cevapladığı kısa röportajımız ise burada.
SİNAN TUNCAY – Olamadığım Adamlara Mahsustur
5 Eylül – 5 Ekim 2019
C.A.M Gallery
Fotoğrafçı ve yönetmen Sinan Tuncay’ın üçüncü kişisel sergisi Olamadığım Adamlara Mahsustur, sanatçının otoportrelerinden oluşan güncel fotografik kolaj çalışmalarını bir araya getiriyor. Erkekliğin toplumsal kabule hizmet eden bir performans olduğu fikrinden yola çıkan sergi, üç farklı proje üzerinden varlığı sertlik, kavga ve zaferle sınanan, sınırları ise alay edilme korkusuyla çizilen “erkek adam” idealini inceliyor.
MURAT PALTA – All Work and No Play
5 Eylül – 19 Ekim 2019
x-ist
Geleneksel minyatür ve tezhip sanatını, çağdaş üretim biçimiyle harmanlayan Murat Palta’nın x-ist’teki üçüncü kişisel sergisi All Work and No Play, eğlence sektörü ve güncel olayların eğlence teması üzerinde nasıl birleştiğine odaklanıyor. Eğlence kavramının zaman öldürmeyle eşleştiği ve sunulan sonsuz seçeneklerle yüklenmiş bir dünyada olmanın doğal sonucunu eleştirel bir bakış getirmeden irdeleyen sanatçı, gerçek dünyada yaşanan olay ve durumları bu dünyanın bir parçasına dönüştürüyor. Murat Palta ile son sergisine dair röportajımızı buradan okuyabilirsiniz.
DİLEK WINCHESTER – Boşluk ve Kaide
11 Eylül 2019 – 3 Kasım 2019
Depo
Kavramsal işlerinde daha çok dil, çeviri, alfabe reformları, tiyatro, sözlü tarih ve duyguların ifade biçimlerine odaklanan Dilek Winchester’ın yeni kişisel sergisi Boşluk ve Kaide, mekâna özgü bir yerleştirme ve 2019’un Mayıs ve Eylül ayları arasında sanatçı tarafından kendi ağında bulunan 89 kişiyle yapılan görüşmeleri takiben aralarında müze, araştırma merkezi, galeri, sanatçı girişimi gibi mekânların bulunduğu 44 farklı adresten teslim alınan 81 kaideyi Depo’da buluşturuyor. İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve İzmir’deki farklı sanat mekânlarından toplanan kaideler geçmişte yapılmış onlarca serginin belleğinin yanı sıra gelecekte yapılacak ya da yapılması planlanacak bir o kadarının daha potansiyelini taşıyor.
İNCİ FURNİ – Bir An İçin Durdu
13 Eylül 2019 – 26 Ocak 2020
Arter
İnci Furni’nin sergi mekânı için özel olarak ürettiği işlerden oluşan yeni sergisi Bir An İçin Durdu, nesnelerin ve figürlerin, canlı ve cansız, etken ve edilgen gibi sınıflamalardan ve neden-sonuç ilişkilerinden sıyrıldığı, kırılgan ve geçici ilişkilenme biçimlerinin öne çıktığı alternatif bir düzenin olanaklarını arıyor. Sanatçı aynı zamanda tesadüflerin ve değişen şartların etkisiyle süreç içinde şekillenen gündelik, hafif formları kullanarak kurumsal gösterim biçimlerini ve değer mekanizmalarını da tartışmaya açıyor. Desenler, video performanslar ve nesnelerle oluşturulmuş mekânsal bir düzenleme olarak kurgulanan sergide, galeri mekânı ve bu mekâna yerleşim süreci de işlerin bir parçası haline geliyor. Kişilerin mekânlarla, nesnelerle ve imgelerle ilişki kurma şekilleriyle ilgilenen sanatçı tesadüfler, karşılaşmalar, anlık kararlar, gündelik jestler ve ritimler etrafında kurguladığı bu yerleştirmeyle, beklenmedik anlam ve bağların açığa çıkma potansiyeline işaret ediyor.