Gerçek mucizenin peşinde: “Maksatlı Tesadüfler”

“Yavaş, takıntılı ve sayısız adımın ardından kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Duyularım, uzandığı her yönden eli boş döndüğü için bilinmeyenin kaçınılmaz endişesi kalbime ulaşmıştı. Boğuk davul sesi, parmak uçlarımdan kulaklarımın kıkırdağına kadar her yerimde gümlüyordu. Kanım adeta derimi deşip geçmek ve karanlığa dokunmak istiyordu. Aklımın tutunabileceği tek şey adımlarımı boşa çıkarmayan sessiz zemindi.”

İthaki yayınevinden bu ayın başında çıkan Maksatlı Tesadüfler kitabı mucizeleri bekleyerek geçen bir ömür yerine, çoğu zaman farkına varmadığımız, gerçek mucizelerin peşine düşüyor ve soruyor: “Peki, mucize bir yerlerden mi gelmeli mutlaka? Beklemenin yol almaktan daha doğru olduğunu nereden öğrendik? Açılıp kapandıkça gıcırdayan bir kapı menteşesini yağlamak yerine evin yıkılmasını beklemek ne kadar doğru?”

Samet Atasoy’un yazdığı ve M. Çağrı Livaoğlu’nun çizimleriyle eşlik ettiği Maksatlı Tesadüfler konuşan kedilerin, 1’lerin ve 0’ların, başka bir dünyanın, “her şey”lerin ve “hiçbir şey”lerin ama en önemlisi gerçek mucizenin, yani fedakârlığın anlatıldığı bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Pek çoğumuzun hayatımızı değiştirecek büyük mucizeleri bekleyerek harcadığımız değerli zamanımızı bu mucizeleri beklemek yerine gerçekleştirerek harcayabileceğimizi harika anektodlar eşliğinde anlatan kitap, hikâyesine keyifli çizimleri de ekliyor.