"İnternet ruhumu ezip geçiyor": Ashnikko

Ashnikko, yeni neslin kural tanımayan pop yıldızlarından. Janr tanımları ya da akımların saydamlaştığı bir estetikle hayat veriyor şarkılarına. Londra’da yerleşik Ashnikko’yla; 2021’in ilk günlerinde yayımladığı DEMIDEVIL isimli 10 parçalık koleksiyonunu, Kelis sevgisini ve yarattığı alter-egosu “Daisy”yi konuştuk.

Pandemi koşulları altında geçen bir yıl, müziğe yaklaşımını herhangi bir şekilde etkiledi mi?

Kesinlikle benim için çok fazla yaratıcılık tetikleyen bir yıl olmadı. Bazı insanlar ilham ve yaratıcılıkla dolup taşması harika bir şey. Onlara imreniyorum. Ama hakkında yazacak bir şeyler bulmakta zorluk yaşadım. Sürekli The Walking Dead ve Sex and The City izledim ve dışarıdan yemek sipariş ettim. Daha önce sadece yakın arkadaşlarımla müzik yapıyordum. Şimdi de yakın arkadaşlarımla müzik yapıyorum. Temelde sürecimi değiştirmedi. Ama sürecin ardındaki yaratıcılık kısmı zorlayıcıydı.

Bu süreçten biraz bahsedelim. Şarkılarında 2000’lerin ilk yıllarından popüler akımlara referanslar duymak mümkün. Aklında spesifik bir janrla mı başlıyorsun yazmaya yoksa anlık ruh hâllerine göre şekillenen bir ses kolajı mı oluyor?

Aklımda tek bir janr ile şarkı yazmıyorum. Fazlasıyla sözlere bağlıyım. Defterimde sevdiğim kelimeler ve kimi temaları yazdığım binlerce not var. Büyürken çok sevdiğim şarkıları da kullanmayı seviyorum, mesela “Sk8r Boi” ya da “Caught Out There”. Sonra da onları kendime özgü bir şekilde yeniden yaratıyorum. Genel olarak bir tema ya da şarkı ismiyle başlıyorum. Özünde şarkı sözleri var anlayacağın. Sonra da gerçekten çok yetenekli bireylerle iş birliği yapıyorum.

“Yavaş yavaş da olsa tam bir ayrılık kraliçesine dönüşmekteyim. Bunu durduracağım, daha fazla ayrılık şarkısı yazmayacağım.” 

“Caught Out There”i ilk kez duyduğun zamanı hatırlıyor musun?

Kelis’i ilk kez duyduğumda 11-12 yaşlarında olduğumu hatırlıyorum. Bacaklarıma yayılan güç ve özgüvenden şaşkınlığa uğramıştım. “Caught Out There”i dinlemek… Şarkı sözlerini bağıra çağıra söylemeye başlamıştım. Oysa o kadar kızacak kimsem de yoktu! 12 yaşındayken kim kalbimi kırmış olabilir? Kimse! O hissin nasıl bir şey olduğuna dair bir fikrim olmuştu. Ama şarkı benim gerçekten kalp kırıklığı ve ihaneti hissetmemi sağladı. Çocukken çığlık çığlığa söylediğimi hatırlıyorum. Hayatım boyunca çığlık çığlığa söyledim aslında.

Peki bu şarkıyı sample’lamaya nasıl karar verdin?

Bu şarkıyı benim ayrılık şarkılarımdan birinde kullanmak bir arkadaşımın fikriydi. Çünkü çok fazla ayrılık şarkım var. Yavaş yavaş da olsa tam bir ayrılık kraliçesine dönüşmekteyim. Bunu durduracağım, daha fazla ayrılık şarkısı yazmayacağım. Bu sample’ı kullanmak da üzerine düşünülecek bir şey bile değildi.

“Sahnede gerçek insanlarla enerjilerimizi paylaşmayı özledim. İnternet ruhumu ezip geçiyor.”

Demidevil’da Grimes ve Princess Nokia ile iş birliklerin de var. Onlarla çalışmak nasıl bir deneyim di?

İkisi de harika insanlar. Örnek aldığım ve gerçekten saygı duyduğum, çok güçlü ve sanatçı kadınlar. Müziklerini yayımlamaya başladıkları zamandan bu yana dinliyorum ikisini de. Benim için uzun zamanlı bir etkilenmeydi ve onları bu miksteype dâhil etmek çok mantıklı geldi. Özlerine sadık kalan kişiler. Onlar gibi başka kimse yok. Çok seviyorum ikisini de.

Röportaj: Cem Kayıran – İllüstrasyon: Sadi Güran

Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:74’e ulaşabilirsiniz.