Kariyerlerinin başındaki müzisyenlere destek olmak ve onlara sahne deneyimi kazandırmak için İş Sanat’ın oluşturduğu Parlayan Yıldızlar serisinin bu ayki yıldızları Fikret Diril (viyola) ve Beril Eren (piyano), 25 Mart Pazartesi akşamı Milli Reasürans Konser Salonu’nda dinleyicileriyle buluşuyor. Eğitimine 2008 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvar’ında yarı zamanlı olarak başlayan Fikret Diril ve Mimar Sinan konservatuvarında yüksek lisans eğitimini devam ettiren Beril Eren ile yaklaşan konserlerinden önce müzik yolculukları üzerine merak ettiklerimizi konuştuk.
Fikret Diril
Müzikle ilgili ilk anılarını hatırlıyor musun?
Müzikle ilgili ilk anılarımdan biri, babamın bana aldığı küçük bir keman… 8 yaşındaydım, o kemanı ilk elime aldığımda hemen öğrenmek, bir şeyler çalmak istedim. Ama müziğin o kadar kolay bir iş olmadığını herkes biliyor… O yüzden, o günden sonra çok çalışmaya başladım.
Müziği bir kariyer olarak seçme ve enstrümanına karar verme sürecin nasıl gelişti?
Müzisyen bir aileden geldiğim için müziğe yönelmem çok kolay oldu. 3 sene özel ders aldıktan sonra konservatuvarın keman bölümüne girdim. Uzun bir süre keman çaldıktan sonra viyola çalmaya başladım. Zaten ikisi birbirine çok uzak enstrümanlar değil, aynı aileden geliyorlar. Şu an kemanı da bırakmış değilim, ama viyola bana daha yakın geldi ve onunla daha çok şey başaracağıma inandım.
Çalmayı en çok sevdiğin, favori bestecilerin kimler?
En çok sevdiğim isimler daha çok romantik dönem bestecileri. Favorilerimden ikisi Brahms ve Tchaikovsky.
Müzikal geleceğin için hayallerin ve hedeflerin neler?
Öncelikle müziği çok iyi öğrenmek istiyorum. Bu nedenle eğitimime yurt dışında, müzik alanında önde gelen okullarda devam etmek istiyorum. Eğitimimi bitirdikten sonra ise solist olarak kariyer yapmayı, dünyanın önde gelen orkestraları ve orkestra şefleriyle çalışmayı hedefliyorum. Ve sonrasında müzik üretimimi ülkeme geri dönerek, burada sürdürmeyi düşünüyorum.
Beril Eren
Müzikle ilgili ilk anılarını hatırlıyor musun?
İlk konser her zaman önemlidir. Hatırlıyorum; Pera Güzel Sanatlar’ın küçük salonunda gerçekleşmişti. Hocam; ‘’Kendine güven, güzel selamını ver ve müziğin tadını çıkart’’ demişti. Ve ben sahneye ilk adımımı attım. O kalabalığı görünce hiçbir şey yapamayacağımı düşündüm, ama piyano başına oturduğumda bütün o kalabalığı unutmuştum. Sadece piyanom ve ben vardım. O gün bu mesleği ne kadar çok sevdiğimi anladım.
Müziği bir kariyer olarak seçme ve enstrümanına karar verme sürecin nasıl gelişti?
Samimiyetle söylemek gerekirse, ben dikkat dağınıklığı olan bir çocuktum ve bu benim bütün yaşantımı fazlasıyla etkiliyordu. Ailem de bir enstrüman çalmamın bu problemime bir çözüm olacağı düşündü ve ben 13 yaşında Pera Güzel Sanatlar’a hobi amaçlı gitmeye başladım. 3 ay sonunda, bu hobimi hayatımın merkezi haline getirmeye, meslek olarak sürdürmeye karar verdim. Hocam, Ofelya Aleskerova’nın yetenekli olduğumu söylemesi ve konservatuvar eğitimi almam konusundaki ısrarı da piyanist olma kararımı etkiledi. 10 ay sonunda da seviye sınavını geçerek, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’na kabul edildim.
Çalmayı en çok sevdiğin, favori bestecilerin kimler?
Çalmayı en çok sevdiğim besteciler; Brahms ve Liszt. Bu bestecilerin eserlerini icra ederken, kendimi daha iyi ifade edebildiğime inanıyorum.
Müzikal geleceğin için hayallerin ve hedeflerin neler?
Ben yüksek lisans yapmamın yanı sıra, konservatuvarda sözleşmeli öğretim görevlisiyim. Yaptığımız mesleğin bir usta-çırak ilişkisi üzerine kurulduğuna inanıyorum. Yani, bizim mesleğimizde bir hocanın bir öğrencinin üzerinde çok büyük etkisi var. Bildiklerini doğru aktarabilmesi, öğrenciye yaptığı mesleği sevdirmesi ve her daim yol göstermesinin önem taşıdığını düşünüyorum. Tam da bu noktada hocam İris Şentürker’e bana bu mesleği sevdirdiği için çok teşekkür ederim. Ben konser piyanistliğimin yanı sıra, iyi bir akademisyen olmak ve bildiklerimi en iyi şekilde öğrencilerime aktarmak istiyorum. Mesleğini koşulsuz seven, hırs olmadan, sadece sevdiği için bu mesleği yapan öğrenciler yetiştirmek istiyorum.