Nasıl yapılır?: Gökçe İrten

İstanbullu yazar ve illüstratör Gökçe İrten, ikinci solo sergisi Kişisel Katmanları 14 Ocak’ta Mixer’de ziyarete açtı. Farklı formlar ve dokular ile örülmüş bir dünyada bireyin duygu durumlarının, belleğinin ve benliğinin değişiminin izlerini bir araya getiren sergi, 27 Şubat’a dek görülebilir.

Bir yandan çocuk kitapları yazmaya ve resimlemeye devam eden Gökçe İrten, Nasıl yapılır? serimizin bu haftaki konuğu. Kendisiyle üretimlerine ilham veren unsurlar, düşünceler ve yaratıcı süreçlerinde nasıl metotlar takip ettiğine dair sohbet ettik.

Gökçe İrten - Kişisel Katmanlar
Gökçe İrten – Kişisel Katmanlar

Son dönemde çalışmalarına yön ve ilham veren başlıca unsurlar/temalar neler?

Şehir, kalabalık, bireyler, anılar, duygular.

Seni en çok neler bir şeyler üretmeye yönlendiriyor?

Sıkışık hissettiğimde kaçacak bir yol olarak kendimi bir şey çizerken, keserken, yapıştırırken buluyorum. Meditatif sanat!

Hayatının son dönemlerinde üretimlerin ve çalışma pratiklerin üzerine seni yeniden düşündüren ya da dönüştüren neler oldu? Hangi açılardan?

Bireyler, kişiler arası etkileşim ve bu etkileşimin kontrolsüz, bazen istemsiz varoluşu son zamanlarda en çözmeye / kabullenmeye çalıştığım şeyler.

Gökçe İrten - Kişisel Katmanlar
Gökçe İrten – Kişisel Katmanlar

Son dönemde üzerinde çalıştığın ve bizimle en çok paylaşmak istediğin projen/çalışman nedir?

Yakın zamanda ikinci kişisel sergim Kişisel Katmanlar açıldı. Yukarıda sorguladığım her şeyi sergide farklı bir dizgiyle ele alıyorum ve bu sorguya sizi de dâhil ediyorum.

Eş zamanlı olarak çocuk kitapları yazıp çizmeye devam ediyorum. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de Doğan Çocuk tarafından yayımlanan resimli kitabım Beni Görebiliyor Musun?, 5 dile çevrildi. Onun motivasyonuyla şu an yeni bir kitap üzerinde çalışıyorum.

Bir projeyi üretirken fikirden “son” hâle gelene kadar nasıl bir süreç işliyor senin için? Aşamalar neler? Bu aşamaların farklılık gösterdiği durumlar oluyor mu? Aşamaları belirleyen ne oluyor? 

Bir çocuk kitabına kimi zaman yazarak kimi zaman çizerek başlıyorum. Yazma kısmı genellikle uykuya dalmadan önce oflaya poflaya telefona aldığım notlarla başlıyor. Nedense fikirler hep o saat diliminde gelmeyi tercih ediyor. Öncelikle sayfa eskizlerini yapıyorum. Bunun için iPad kullanıyorum. Sonra bazen dijital bazen de geleneksel kolajla illüstrasyonları oluşturmaya başlıyorum. Bahsettiğim kitap Beni Görebiliyor Musun? için çoğunlukla iPad kullandım. Kesip yapıştırdığım sayfa öğelerini de tarayarak kompozisyona eklemeyi seviyorum. Dijitalin dokusu ayrı, gelenekselin dokusu ayrı oluyor. Ama son düzenlemeleri hızlı ve pratik olması açısından genellikle dijitalde yapıyorum.

iPad’in en vazgeçemediğim özelliği taşınabilir olması. Çizimlerimi yaparken Procreate kullanıyorum. Caddebostan Apple Mağazası açılışında da çocuklarla iPad’le nasıl dijital çizim yaparız üzerine bir workshop yapmıştık. Procreate’in arayüzü çok kullanışlı, yaş sınırı yok. Ben orijinal işlerin taramalarını da iPad’de Notlar uygulamasıyla yapıyorum. Başlangıçtan finale kadar tek bir cihazla ilerleyebilmek büyük rahatlık.

Gökçe İrten - Beni Görebiliyor Musun?
Gökçe İrten – Beni Görebiliyor Musun?
Gökçe İrten - Beni Görebiliyor Musun?
Gökçe İrten – Beni Görebiliyor Musun?

Nasıl bir çalışma ortamın var? Çalışma masanda ya da ortamında olmazsa olmazların neler? Seni işe motive eden bir obje var mı mesela?

Çok kâğıt kırpıklı bir çalışma ortamım var. Kuru boya ve pastel boya dokularını sevdiğim için de çocuk masası gibi bir görüntü oluyor aktif çalışırken. Kâğıt, makas ve yapıştırıcının kolay ulaşılabilir olduğu şekilde bir masa düzeni yapıp başlıyorum. Totem gibi saçlarımı topluyorum, gözlüğümü takıyorum. Tam motive olup başlayacakken arkandan bir miyavlama geliyor. Mama vermeye gidiyorum…

Bir şeyler üretmek için işin başına oturmada modun etkili oluyor mu? Ne şekillerde?

Bazen zorunluluk en iyi mod başlangıcı oluyor. Yani bir deadline beni her zaman masaya yönlendiren bir şey. Gıcık oluyorum ama çalışıyorum! Bazen de ortada hiçbir şey yokken acilen çalışma isteği geliyor. Sanırım ilhamın bendeki tanımı bu: Acil çalışma isteği.

Gökçe İrten

İşin başında olmadığında da devam eden zihinsel bir süreç var mı? Biraz açar mısın?

Tabii, olmaz mı! Dediğim gibi genelde uyumadan önce tüm düşünceler kafamda uçuşmaya başlıyor. Genellikle tüm dağınık uçlar orada toparlanıyor. “Mindfullness” dakikalarım bir anda “Dur dur dur şunu da düşündüm bunu da yazayım”lara dönüşüyor. Bazen de bir noktaya bakarken gözümün önünden sahneler, çizimler geçip gidiveriyor. İşte o anda Black Mirror’ın her gördüğünü kaydeden bölümünü hatırlayıp, nasıl bir ihtiyaç olduğunu anlıyoruz. İmgesel görseller de bu teknoloji tarafından kabul olunur mu?