Nick Cave, Naima Bock ve bu hafta başka ne dinlesek?

Nick Cave belirsiz zamanlarda doğan kutsal şarkılar koleksiyonunu yayımladı. Eski Goat Girl üyesi Naima Bock uzun yürüyüşler esnasında yazdığı şarkıları ilk solo albümünde topladı. Güneş Kardeş’ten coşkuyla sevmeye davet eden bir Moğollar yorumu.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: Nick Cave – Seven Psalms
(Cave Things)

Çağımızın en üretken müzisyenlerinden biri olan Nick Cave karantina esnasında, bir hafta boyunca her gün bir tane spoken word parçası yazdı. Kutsal şarkı, ilahi, sevgi dolu birer dua gibi tanımlanabilecek anlatılar, Cave’in kadim yol arkadaşı Warren Ellis’in atmosferik müzikleriyle buluşunca ortaya 23 dakikalık bir meditasyon seansı çıktı. Nick Cave, “Belirsiz bir zamandan doğan örtülü, düşünceli bir sunum.” diye tarif ettiği albümde; inanç, öfke, aşk, keder, merhamet, seks ve şükretmek gibi temaları kurcalıyor. İki oğul kaybının ardından köşelerini giderek yumuşatıyor, şarkı formlarını esnetiyor, daha uçucu tınılara yöneliyor müzisyen. Nick Cave & The Bad Seeds’in, İKSV 50. yıl özel konseriyle 21 Ağustos’ta Parkorman sahnesinde olacağını da hatırlatalım.

TEKLİ: Güneş Kardeş – Çok Geç Olur
(Ellipsis)

Ponza’nın solisti olarak hayatımıza giren Güneş Kardeş, solo kayıtlarını geçtiğimiz yıl yayımlamaya başlamıştı. Psikedelik rock güzelliklerinde sıra bir Moğollar cover’ına geldi. 1996 tarihli Dört Renk albümünde yer alan ve sevginin kıymetine varmaya çağıran parçaya yaptığı yorumda da coşkuyla sevmeye davet ediyor Güneş. Klibi de yakında geliyor.

TEKLİ: Joey Bada$$ – Where I Belong
(Pro Era / Columbia)

New York’un 2010’lar hip hop sahnesinde bir yıldıza dönüşen Joey Bada$$, kullanılanı sample’ların telif haklarına ilişkin problemler sebebiyle yeni albümünün yayın tarihini rötarlamıştı. 2000 adını verdiği albümle ilgili sorunlar çözüldü ve 22 Temmuz’a randevu verildi. Gelişmeleri Statik Selektah prodüktörlüğünde kaydedilmiş yeni bir şarkıyla kutluyoruz. Brooklyn sokaklarını arşınladığımız bir video klip de eşlikçi.

ALBÜM: Naima Bock – Giant Palm
(Sub Pop Records)

Naima Bock adını altı yılını geçirdiği post punk grubu Goat Girl’den hatırlamanız mümkün. Geçtiğimiz sene grubu bırakan müzisyen şimdi ise solo kariyerinin ilk işi Giant Palm’la bize daha önce görmediğimiz sakin ve dingin tarafını gösterirken; punk’tan uzakta folk ve tropicalia gibi türlerle kol kola akustik dehlizlerde de harikalar yaratabildiğini gözler önüne seriyor âdeta. Şarkıların çoğunu çıktığı uzun yürüyüşlerde yazdığını söyleyen Bock’un parçalarını sindirmenin en iyi yolu da budur belki: Kendinizle kaldığınız uzun bir yürüyüşte, müzisyenin sakinleştiren sesine ve enstrümanların yumuşaklığına kendinizi bırakarak çevrenin güzelliği ve melankolisi arasında bir yere düşmek…

TEKLİ: Yard Act & Elton John – %100 Endurance
(Universal Records)

İngiliz aksanlı post punk dalgasının 2022’deki en heyecan verici yayınlarından biri olan The Overload’un kapanış şarkısına Elton John dokunuşu. Yard Act’in solisti James Smith’in, albümden övgülerle söz eden Elton John’a ulaşıp, “Bir gün stüdyoda bize piyanoyla eşlik eder misin?” diye sormasıyla başlayan hikâye, nakarata eklenen leziz vokal katkıları ve yaylılarla iyice genişleyen, derin nefesler aldıran bir düzenleme güncellemesiyle son bulmuş. Bu vesileyle The Overload’un da dâhil olduğu, 2022 yıl ortası raporu: En iyi 20 ilk albüm listemize de bir göz atabilirsiniz.

TEKLİ: Mabel Matiz – Karakol
(Pose Records)

Köklerini her zamanki gibi 90’lar ruhundan alan yeni Mabel Matiz parçası, derin bir sızıyla baş başa bırakıyor. Öyle ki Mabel Matiz de “Karakol”u, “Göğsümden söküldü.” diye sunmuş sosyal medya paylaşımlarında. Dramatik bir obua melodisinin yaptığı açılışı takiben, bu topraklara ait ritimler ve ud eşliğiyle toplumca onaylanmayan bir aşkın kollarına atılıyoruz. Kavurucu keman solosu, gönlümüzün tellerini de titretiyor derken bir çağrıyla devam ediyoruz yola: “Bekledim durdum dalımda / Yasak elmandım, al vе dişle”. Sonrası, bir haykırışı andıran Mabel Matiz nağmeleri ve sessizlik.

TEKLİ: Burakbey & Aga B – yeni ilahiler
(DO)

Burakbey’in dinler mitolojisi, pop ikonları ve nöropsikoloji eksenindeki düşüncelerini şarkılara transfer ettiği ilk albümü Deliler Oratoryosu’ndan bir tadımlık. “Bi’ gün ola susmaz kafamın içi sazım / Budur benim sanatım” sözleriyle zihin mesaisinin çıktılarına ses veriyor; insanlığı değişime ayak uydurmaya, güncellenmeye teslim olmaya ve taze bir “ilk emir” yazmaya çağırıyor: Düşün! Aga B ise kapanışı yapan sarsıcı vokalleri dışında, “Bir Var Bir Yok” şarkısından izler de bırakmış “yeni ilahilere”e. İkilinin beyazlara büründüğü, görsel cazibesi yüksek klibine de bir bakmalısınız.

TEKLİ: Eerie Wanda – Sail To The Silver Sun
(Joyful Noise Recordings)

Yakında buluşacağımız üçüncü Eerie Wanda albümün, önceden kaydettiği hiçbir şeye benzemediğini söyleyen Marina Tadic’in benimsediği yeni yön daha bu tekliden kendini gösteriyor gibi: Daha karanlık, daha sisli, daha atmosferik… Hiç acele etmeyen bir piyano yürüyüşüne eşlikçi kornoların dürüst sözlerle buluştuğu parça başından sonuna dumanlı bir hava sürdürmeyi başarıyor. Tadic’in tekli için ilhamı ölüme yakın veya ölümden dönülen vakalardaki mistik ve paranormal öğelermiş. 

TEKLİ: Broken Bells – We’re Not In Orbit Yet…
(AWAL Recordings)

Danger Mouse ve James Mercer (The Shins) ikilisi son Broken Bells albümünü yayımladığında takvimler 2014’ü gösteriyordu. Aradan sekiz yıl geçti ve ikili yeniden stüdyoya girdi. Yeni albümden ilk tekli, bir tür retro R&B baladı. Tabii pop hissiyatı da yüksek dozda salınıyor üstüne. Broken Bells’in yeni uzunçalarına Into The Blue ismi verdiği biliniyor ama bir yayın tarihi açıklanmadı.

ALBÜM: Moor Mother – Jazz Codes
(ANTI-)

Şair, besteci, eğitimci, aktivist, oyun yazarı ve daha nice kimliğiyle on parmağında on marifet biri Camae Ayewa. Sesin, zamanda gezinmek için bir araç olarak kullanılma potansiyelini keşfetmeyi amaçladığı sonik yaklaşımını, “Siyah kuantum fütürizmi” olarak tanımlayan müzisyen yeni albümünde caz, hip hop ve R&B sularında kuvvetli bir girdap oluşturuyor; derinden bağlı olduğu Siyah kültürünü onurlandırmayı da ihmal etmiyor. Groove’uyla rahatlatan, flowlarıyla gerilim yaratan, sarsıcı bir kayıt Jazz Codes. Mary Lattimore, Orion Sun, YUNGMORPHEUS, Ayewa’nın bir diğer güzelliği Irreversible Entanglements ve çok daha fazlasının katkıları da var.

ALBÜM: wipeç – E.V.
(Airport Patrons)

Takip ederken baş döndüren, beklenmedik kırılmalarla afallatan sekiz şarkıdan oluşuyor E.V. albümü. Önceden yayımlanan “out56” ve Kresta” teklilerini, buz dağının görünen kısmı olarak tanımlamak mümkün. Deneysel elektronik müziklerden, IDM ve math rock gibi yaklaşımlardan hoşlanıyorsanız; ilk wipeç koleksiyonunun tamamına daldıktan sonra, yeni keşifler yapmak tekrar dönmek isteyeceksiniz, bizden söylemesi. 

TEKLİ: Dungen – Nattens Sista Strimna Ljus
(Mexican Summer)

İsveçli psikedelik rock grubu Dungen üyeleri, yaklaşan yeni albümünde akıllarına gelen her ilginç fikri denemekten kaçınmadığını söylüyor. Yeni teklide grup, davul loop’u üstünde havada uçuşan rifflerle en “muntazam” ya da “tertipli” hâlinde değilse de en eğlenceli yüzünü bize döndükleri kesin. “Gecenin son ışıltısı” anlamına gelen şarkı, solist Gustav Ejstses’in dediğine göre “ eğlencenin artık sona ermesi gerektiği anlarda baştan başlamak istemekle” ilgiliymiş. 

ALBÜM: Mejiwahn – Beanna
(Hot Record Societe)

“En önemli şey, sakin olmanız; rahatlamaya ve dünyanın dertlerinden kurtulmaya hazır olmanızdır.” sözleriyle açılıyor yeni Mejiwahn albümü. Tematik döngüler, sıra dışı ritimler, tür sınırlarını bulanıklaştıran kısa kesitler bir araya geldikçe hipnotik bir hâl alıyor. Kısa sürede çok fazla şey olsa da asla yormuyor Beanna; tam aksine, kulağa çarpan nefis ses manzaralarının tadını çıkarmak bünyeye iyi geliyor. Hissi son derece sıcak, yaz yolculuklarına iyi bir eşlikçi.

ALBÜM: GNZY – Doku, Koku, Sen, Ben, Biz
(Shalgam Records)

GNZY namıdiğer Güneş Erok’un ilk albümü, Shalgam Records etiketiyle yayında. Tüm söz ve müziklerin yaratıcısı GNZY. Prodüktör koltuğunda Can Kuman var; kayıtta ise ona Batuhan Polat eşlik ediyor. Ekibin zihinleri zorlayan hayal gücü; ritme kapılıp kafa sallarken bir yandan da kaşlarımız çatık dinlediğimiz, sıra dışı, yeni insanlarla tanışmalı, yer yer şaşırmalı politik bir sesleniş ortaya çıkarıyor. 

TEKLİ: Steve Lacy – Bad Habit
(RCA Records)

Syd ve Matt Martians’la birlikte Odd Future kolektifi bünyesinde hayata geçirdiği R&B grubu The Internet’le tanıdığımız gitarist Steve Lacy, ikinci stüdyo albümü için gün sayıyor. Dinlemeye açılan ikinci parça “Bad Habit” ile tempo biraz düşüyor ama coşku yine yerli yerinde. “Benim için fazla olduğunu düşünmüyor muydun? Yine bana dönmen komik biraz” diyor sevdiğine. Salaş bir akustik gitar bestesi ama lo-fi beatler ve oyuncu synth dokunuşlarıyla genişliyor prodüksiyonu.

ALBÜM: Options – Swimming Feeling
(Bağımsız)

Chicagolu kayıt teknisyeni ve çok yönlü müzik insanı Seth Engel’ın grubu Options, kısa aralıklarla yeni albümler yayımlamaya devam ediyor. Swimming Feeling, gitar müziğinin kalıplara sığdırılmaya çalışıldığı günümüz müzik arenasında serbestliği ve yapıbozumcu tavrıyla sıyrılan bir iş. 90’ları solumuş ya da o dönemin tortularına rastlamaktan heyecan duyan herkes, ne yapıyorsa  hemen bırakıp bu albüme dalabilir.

TEKLİ: Daphni – Cloudy
(Jiaolong)

“Cloudy”, Dan Snaith’in tabiriyle, “havadan ağır bir balonu suyun üzerinde yüzdürmek” gibi. Rahatlatıcı ve harekete geçirecek kadar da tetikleyici. Şarkılarının, kendisinin önemsediği konulara temas etmesinin neredeyse bir gereklilik olduğuna inanıyor kendisi. Geçtiğimiz ay çaldığı İstanbul konseri öncesinde yaptığımız röportajda, müzik yapmanın bir şeyleri idrak etmesine ve onlardan bir anlam çıkarmasına yardımcı olduğunu söylemişti. “Cloudy” ise daha plansız bir müzik tasarımına dair ipuçları veriyor gibi aslında. 

TEKLİ: Dr. Acula – The Abominable Snowman of Pasadena
(Silent Pendulum)

Long Island çıkışlı hardcore grubu Dr. Acula, 10 yılın ardından ilk turnesine çıktı ve geri dönüş albümünü duyurdu. Sonbaharda yayımlanacak ve grupla aynı ismi taşıyacak albümün bir kırılma noktası olduğunu söylüyor grup üyeleri. Partilemek ve uyuşturucular hakkında şarkılar yazdıkları gençlik yıllarını geride bıraktıklarını, olgun bir diyalog kurmaya niyetlendiklerini belirtmişler. Bangır bangır ilk tekli “The Abominable Snowman of Pasadena”, sabahın ilk ışıklarında kendiyle yüzleşen birinin gözünden yazılmış.

TEKLİ: Sudan Archives – NBPQ (Topless)
(Stones Throw Records)

Geçtiğimiz aylarda paylaştığı iki tekliden sonra beklediğimiz albüm müjdesini “NBPQ (Topless)” ile verdi Brittney Parks. Müzisyenin “bir kefaret ve özgürlük şarkısı” olarak tanımladığı yeni parçası, onun için “dünyada kahverengi tenli bir Siyah kadın olma konusundaki güvensizlikleri ve Amerikan güzellik standartlarıyla yüzleşirken bunu nasıl aşacağı” hakkındaymış. Oldukça hızlı bir tempoda başlayan parça Parks’ın yer yer rap yaptığı bir dans şarkısı olarak devam ederken, bir koronun Parks’ın bilge sözleriyle birleştiği bir mola, sonlara doğru düşen tempo ve hisli kemanlarla boyutlanıyor.

TEKLİ: Ty Segall – Don’t Lie
(Drag City)

Garage rock – indie pop hattından çeşitlemeler sunan Californialı kolektif The Mantles’ın 2009 çıkışlı ilk albümünde yer alan “Don’t Liea bir de Ty Segall’ın müzikal perspektifinden bakıyoruz. Rüzgâr sakinliyor, dalgalar çekiliyor, güneş yüzünü tekrar gösteriyor bu yeni durakta. Orijinalinden en belirgin farkı davul duymamamız; çınlayan gitarlarla Ty Segall’ın sesi baş başa burada. Hayatta bocalayan birine yardım etmeye çalışan sözler, müzisyenin canayakın vokaliyle titreşip de saniyeler ilerledikçe umuda doğru kırıyor dümeni. Tatlı arpejlerle süslenmiş gitar ağının her tekrar edişi, takvimden kopan bir yaprağı çağrıştırıyor. Günler geçiyor; sevgi iyileştiriyor şarkıya göre ve yapılacak şey aslında çok basit: “Lütfen yalan söyleme.”

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Seray Soylu