SPRINTS, Sleater-Kinney ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Zeynep Naz Günsal

Garage punk dörtlüsü SPRINTS, ilk albümüyle “Bazen de yanmayı göze almak gerek” dedirtiyor. Sleater-Kinney, isyankâr modu tamamına yayılan bir parçayla aramızda. Beklenen Liam Gallagher & John Squire düetinde iki dakikalık bir gitar solosu sizi bekliyor.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: SPRINTS – Letter to Self
(City Slang)

Karla Chubb çok yaşa! Dublinli garage punk dörtlüsü SPRINTS yaklaşanı yakan bu ilk albümünde; savunma mekanizmaları, sosyal maskeler, izinsiz yapıştırılmış etiketler, kendinden kaçışlarla örülmüş duvarlarımızı bir bir yırtıp; ötesindeki fokurdayan, gümbürdeyen sesleri özgür bırakıyor. Komşu türlere çengel ata ata örülmüş lezzetli enstrümantasyonu, gerilip kopmuş bir ipi yavaş çekimde izlemek etkisinde; neredeyse her şarkıda katarsis yaşatıyor, “Bazen de yanmayı göze almak gerek.” dedirtiyor dinleyicisine. “Ticking” ve “Shaking Their Hands” başta olmak üzere bu harika koleksiyona sık sık uğrayacağız gibi görünüyor.

TEKLİ: The Last Dinner Party – Caesar On A TV Screen
(Island Records)

Brit Awards’ta “Yükselen Yıldız” ve BBC Radio 1’ın “Sound Of” ödüllerini silip süpüren Londralı The Last Dinner Party’nin ilk albümünün ilk teklisi taze bir nefes gibi. Şarkının video klibinde “Shakespeare’in Julius Ceaser’ının bir adaptasyonu” diye tanıtılan şarkı gerçekten sözünü verdiği gibi bir melodram. Vokalleri ve aranjmanıyla da müzikal parçası bile olabilecek teklide duygular ve teatrallik ön sırayı alıyor. İlerleyen aylarda muhtemelen önü alınamayan başarılara imza atacak The Last Dinner Party’nin ilk uzunçaları Prelude to Ecstasy için takvimlerde 2 Şubat’ı işaretleyebilirsiniz.

TEKLİ: The Lemon Twigs – My Golden Years
(Captured Tracks)

60’lar soundunun günümüzde yaşatan gruplardan The Lemon Twigs yeni teklisinde de bunu en iyi şekilde yapmaya devam ediyorlar. O zamana şapka çıkaran melodiler ve armonilerden bol bol yararlarak; mutlu şarkıların da kompleks sözlerinin olabileceğini hatırlatıyor “My Golden Years”. Grubun işlerinin prodüksiyon kalitesi de giderek artarken yeni teklinin keyifli bir dinleme deneyimi sunacağına söz veriyoruz, hele bir de grubun çimlerde koşuşturduğu klibinin eşliğinde dinlerseniz!

EP: Tuzla – BÜYÜK DUYGULAR
(Tamar Records)

Yarkın Yorulmaz ve Tolga Mamur’dan oluşan İstanbullu new wave / post-punk ikilisi Tuzla’nın ilk kısaçaları. Kişisel yaşanmışlıklar ve arayışların fitilini yaktığı üç parça, ikili için bir anlamda kendi sesini bulma yolculuğunu temsil ediyor. Grubu canlı dinlemek isteyenler, 12 Ocak akşamı Babylon’da gerçekleşecek Mod Gecesi #04’e bekleniyor. Biletler burada.

TEKLİ: Liam Gallagher & John Squire – Just Another Rainbow
(Warner Music UK) 

Gallagher ve Squire birbirlerini “jenerasyonumuzun en büyük gitaristi” ve “rock’n’roll dünyasının Lennon ve Dylan’la beraber sayılabilecek seslerinden” diye tasvir ediyor. Manchester rock sahnesinin iki ikonunun, ses dünyası olarak Oasis’i oldukça anımsatan şarkısı Squire’ın neredeyse iki dakikayı bulan gitar solosuyla şekilleniyor. Gallagher kardeşlerin yıldızı bir türlü barışmazken; ihtiyaç hâlinde nostalji dozu bu ikiliden alınabilir.

TEKLİ: NICKY – 4frida
(PRAH Recordings)

Daha önceleri Cate Le Bon ve Wesley Gonzalez ile de çalışmış olan Euan Hinshelwood’un prodüktörlüğünü üstlendiği parça, Londra’nın kuir sanat sahnesinin heyecan uyandıran seslerinden NICKY’nin pandemi zamanlarında yaptığı solo piyano bestesi. “4frida”yı, birlikte engelleri aşmaktan kuvvet bulduğu dostlarına bir armağan, teselli ve kutlama olarak tanımlıyor. ANOHNI’den Leigh Bowery’ye geniş bir ilham havuzundan beslendiği ifade biçimiyle merak uyandıran NICKY’nin by adını verdiği ilk EP’si 2 Şubat’ta yayımlanacak.

TEKLİ: Eren Alıcı – Kördüğüm
(Clockwork)

Arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve dinleyin; bırakın, o’na dair her şey akıp geçsin. Aşkın bedeni kıpırdatan, ruhu aydınlatan o sıcak, büyülü hissi ile korkutan, yaprak gibi savuran ikilemlerini dört dakikada deneyimleyeceksiniz. Tüy hafifliğindeki düzenlemesiyle etrafınıza, bu acı-tatlı duyguları nefessiz kalmadan hatırlatacak bir ses kozası ören “Kördüğüm”, Eren Alıcı’nın kendi adıyla yayımladığı ilk şarkı aynı zamanda. Bir özgürleşme döneminin yansıması, yeni bir sayfanın ilk satırı anlayacağınız. Kendisiyle sohbetimiz de burada.

TEKLİ: Jonwayne – No Joke
(Bağımsız)

Son resmî yayınını 2018’de yaptıktan sonra takip eden yılları biraz kenara geçerek deneyimlemişti Jonwayne. YouTube’da ara sıra paylaştığı lezzetli beat videolarını bir kenara bırakacak olursak, kendisinden uzun zaman sonra duyduğumuz ilk yeni sesler “No Joke” adıyla, yine YouTube’da yerini aldı. Şarkıda da dediği gibi, Jonwayne flow’unun şakası yok.

TEKLİ: Youth Lagoon – Football
(Fat Possum Records)

“Football” küçük bir çocuğun babasıyla olan ilişkisinden çıkagelmiş. Kişisel iç döküşlerden başarısızlığın ne olduğuna dair sistem eleştirilerine uzanan basit yapılı şarkının portresini, “Toplumun, yalnızca başarıyı takdir edip gölgedeki büyüklüğü görmezden gelmek gibi korkunç bir alışkanlığı var…Bu fikirle sporun merceğinden hareket etmek istedim çünkü spor birçok açıdan en gerçek dindir.” cümleleriyle çiziyor Youth Lagoon. Spor görüntüleriyle iç içe girmiş monoloğun Caleb Halter imzalı bir klibi de şurada.

TEKLİ: Christine and the Queens – Stayin’ Alive Chris Version
(Because Music)

“Beni derhal parti playlistlerinize alın.” diye bağıran bir yorum. Orijinalindeki gibi groove banyosu yaptırırken, enjekte ettiği punk enerjisiyle bir sonik patlama yaratıyor. Bu Bee Gees klasiği, her şekliyle zihni ve bedeni birlikte uyandırıyor. Christine and the Queens versiyonunun golden hourda Venedik’i mesken tutan, kostüm ve dans şovu yapan çok eğlenceli bir klibi de var. 

TEKLİ: Snõõper – for yr love
(Electric Outlet) 

Nashville’den seslenen favori punk ekürimizden arayı uzatmadan gelen bir diğer tekli, ilk albümleri Super Snööper’dan (2023) da, ardından saldıkları “Company Car”dan da farklı bir yerde duruyor. Teklinin tonunu hemencecik belleten bir sample ardından grubun cızırtılı, kafaya takmaz filtresinden geçerek basitliğiyle gülümseten, hızlı tempoda sadedine gelen bir aşk parçası; iki dakikadan az sürede enerjinizi pekiştirir. 

ALBÜM: Westside Gunn & Conway the Machine & The Alchemist – Hall & Nash 2
(ALC)

Buffalo, New York çıkışlı ttayfa ve rap etiketi Griselda’nın kurucu üyeleri, Californialı efsane prodüktörle el ele verip sağ olsunlar yılın bitmesine iki gün kala salıvermişlerdi son albümlerini. Dört yıl evvel ilkini işittiğimiz Hall & Nash 2, puslu bir atmosferde ılık bir enerji yaratıp, arkanıza yaslatıp sonrasında muhatabına acımayan dizeleriyle doğrultan Westside ve Conway’in birbirinden ateş üsluplarıyla bezeli güçlü bir hip hop mahsulü. “Ray Mysterio”, “94 Ghost Shit” ve belki üç yıl falan sonra sessizliğini bozmuş hâlde yakaladığımız Black Hippy’cilerimizden ScHoolboy Q’lu “Fork In The Pot” albümün parlayan anları. 

TEKLİ: Sleater-Kinney – Untidy Creature
(Loma Vista) 

Carrie Brownstein ve Corin Tucker ikilisinin yeni albümünün kapanış şarkısındasınız. “Untidy Creature” gösterişten korkmayan bir ballad; parçanın başlangıcındaki distorte gitarlarla sert girişin yarattığı duygu yüklü ve isyankâr mod parça süresince devam ediyor. Şarkının dramatik yapısının daha da pekiştirildiği klibinde Avustralyalı serbest dalış sporcusu Amber Bourke şarkı bitene kadar bir küvetin içinde nefesini tutuyor.

TEKLİ: Erick the Architect & George Clinton – Ezekiel’s Wheel
(Architect Recording Compnay)

Şubat ayında I’ve Never Been Here Before isimli ilk solo albümünü paylaşacak olan Eric the Architect, geleneksel müziğe meydan okuma dürtüsüyle bulduğu müthiş ortağı George Clinton ile birlikte ürettikleri psikedelik, funk ve reggae etkili tekli ile çıkageldi. İncil’deki hikâyelere göz kırpan şarkı Erick’in müzisyen olmaya dair ilk arzularından ve kilisede büyüme deneyiminden  besleniyor. “15 yaşındaydım, muhtemelen kırmızı çelik kaplamalı merdivenlerde dolaşıyor ve bu genç rapçiyi eğitiyordum.”

TEKLİ: SLIFT – Weavers’ Weft
(Le Bosquet/Sub Pop)

Uzayın semalarındaki distopik tripli klibi ile Touluse çıkışlı psych rock ekibinin 19 Ocak’ta bizimle olacak uzunçaları Ilion’dan bir tadımlık daha. Albümle aynı adı taşıyan çıkış teklisive ardından aralıkta gelen “perili” enerjili “Nimh”i takip eden “Weavers’ Weft”; koyu alt tonlarda, ağır ve kararlı adımlarla dağı tırmanan, organik davul ataklarıyla erdirip sonra yeryüzüne geri daldıran bol devinimli bir parça.

EP: Pitohui – Live
(Shalgam Records)

Değişken tansiyonuyla sersemleten, kurduğu tekrarlı yapıların ahengiyle akma isteği uyandıran, hem akla yerleşen hem de her defasında şaşırtan parçalarından Pitohui kimileri, bu kez canlı performans kayıtları hâlinde bir arada. Yeni parça “SumSum”,“SumSum”, aksak bir bas yürüyüşünün ördüğü bir kabuğun içinden sesleniyor başta. Ardından ritmik bir kırılmayla kabuk çatlıyor; enstrümanların korosu eşliğinde Pitohui’ye özgü psikedelinin kokusu etrafı sarıyor.

TEKLİ: DJ Sabrina The Teenage DJ – Anything Lost (Can Be Found Again)
(Spells on The Telly)

Londralı “ergen cadı” DJ’in henüz geçmiş yılda yayımladığı yüksek volümlü Destiny ve Destextrinum albümleri, akabinde en son “Stronger Together” single’ı gibi fazla miktarda kayıt ardından renkli olduğu kadar gizemli, eğlenceli genç figür bu retro, elektronik ve her şeyiyle dans için olan parçayla çıkagelip yoğun bir yolculuk yaratıp peşine taktı.

TEKLİ: Emma Ayzenberg – lucile
(Bağımsız)

“Müziğin, söylenmesi zor şeyleri konuşabildiğimiz yer olmasına minnettarım.” Sevdiği, bağlandığı kişinin ruhunu emen bir istismarcı olduğunu idrak etmesi karşısında duyduğu utanç ve derin hüznü, kalbindeki yükü şarkıya dökmüş Emma Ayzenberg. Ama öyle bir büyü ki müzik, zehri merheme dönüştürebiliyor. Müzisyenin sekiz yıl boyunca defalarca gördüğü rüyanın ilhamıyla doğan “lucile”, tıpkı o uçuculukta; nazik gitarlar, ağırbaşlı yaylılar ve katmanlı vokallerle “Görsen de görmesen de bedenim benim.” diyor sonunda.

TEKLİ: Noel Gallagher’s High Flying Birds – In a Little While (Demo)
(Sour Mash Records)

Duygu dolu, hissettiklerinizin farkındalığını artıran bölgeye Noel Gallagher’ın arkadan usulca yaklaşan akustik gitarıyla giriş yapıyoruz. Gallagher ve grubu High Fying Birds’ün demo versiyonunu paylaştığı “In A Little While” melankolik duygusuyla yere daha yakın bir uçuş deneyimi sunuyor ve umut dolu sözlerine doğru yumuşak bir iniş yapıyoruz: “Bittiğini söylüyorlar ben inanmıyorum. Gittiğini söylüyorlar ama bu doğru olamaz.”

EP: Pile – Hot Air Balloon EP
(Exploding In Sound Records)

Belki de kariyerlerinin en iyi albümüne 2023’te All Fiction ile imza atan Boston çıkışlı grup beş şarkılık bir kısaçalarla geri döndü. Albüm sürecinde kaydedilen bu beş parçanın yan yana gelmesiyle oldukça deneysel ve atmosferik bir rota çiziliyor dinleyene. Her şarkıda teker teker grubun davulcusu Kriss Kuss’a hayranlık duymanın yanı sıra hepsinde bize dair bir şeyler bulurken yakalıyoruz kendimizi. Aslında yedi senedir yayımlanmayı bekleyen ve grup üyelerinin de parçanın açılışındaki synth sesiyle gurur duyduklarını söyledikleri “Only For A Reminder” ilk dinlemede vuran şarkılardan.