X-Men ’97, Manhunt ve bu hafta başka ne izlesek?

Yazı: Burcu Teker

Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde Marvel’ın nostaljik hamlesi X-Men ’97, ABD’deki ilk başkan suikastının ardından yaşananların gözler önüne seren Manhunt, Sundance’den kurgu ödülüyle dönmüş Frida belgeseli ve çok daha fazlası yer alıyor. İlk kez gösterileceklerle birlikte dijital servislere yakın zamanda eklenmiş, hâlâ izlememiş olabileceğiniz yapımlar da seçkide.

X-Men ’97 (Disney+, 20 Mart)

Nedir: Marvel’ın 90’lara yön veren ikonik çizgi dizisi, başlattığı hikâyeyi kaldığı yerden devam ettirmeye geliyor. 1992-1997 arasında kitleleri peşine takan orijinal animasyon serisine sadık kalarak, kötülüğün karşısında duran mutant kahramanların maceralarına yenilerini eklemeyi hedefleyen yapım, Profesör Xavier’in kaybının ardından verdikleri mücadele ve karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar ekseninde şekillenecek.

Neye benzer: League of Legends evreninde geçen Arcane: League of Legends’ta savaş, yerin altında hayat sürdürmeye çalışan yoksul kesim ile tepedeki varlıklı kesimin arasında.

Kimler var: X-Men: The Animated Series’in yaratıcı ekibinin çoğu X-Men ’97‘ye de katkıda bulunacak olsa da diziyi yeniden ayağa kaldıran yaratıcı isim Beau DeMayo. İkonik serinin Cal Dodd, Lenore Zann, George Buza, Chris Potter, Chris Britton gibi usta isimlerden oluşan kadrosu karakterlerini seslendirmek üzere geri dönerken Jennifer Hale, Ray Chase, Matthew Waterson künyeye eklenen yeni isimler. 

Manhunt (Apple TV+, 15 Mart)

Nedir: Siyaset alanındaki hakikatli başarılarının anlatısından ziyade özel hayatına eğilerek daha samimi bir tasvir sunmayı hedefleyen mini dönem draması; temelinde, 16. ABD başkanı Abraham Lincoln’ün uğradığı suikastın ardından gelişen sürecin derinliklerine dalış vadediyor. Adını James L. Swanson’ın çok satan kitabı Manhunt: The 12-Day Chase for Lincoln’s Killer’dan alan Monica Beletsky imzalı seri, katil kovalamacasının yanı sıra Lincoln’ü “iyi bir hukukçu, başkan, politik figür” sıfatlarından arındırarak gerçek bir insan portresi çiziyor.

Neye benzer: 11.22.63 de gerçeği kurguyla harmanlayan, zamanda yolculuk yaparak John F. Kennedy suikastini durdurmaya çalışan lise öğretmeni Jake Epping’in (James Franco) macerasını konu edinmiş bir Stephen King uyarlaması. 

Kimler var: Fargo ve The Leftovers gibi işlerinden tanıdığımız dizinin yaratıcısı Beletsky, senaryonun ardındaki isim. Mindhunter’ın usta yönetmenlerinden Carl Franklin yönetmenlik koltuğunu John Dahl ile paylaşırken başrollerde Tobias Menzies, Hamish Linklater, Lovie Simone, Anthony Boyle nüanslı oyunculuklar sergilemiş.


BUNLAR DA VAR! 
Gözden kaçmasın

The Girls on the Bus (HBO Max, 14 Mart)

Bu haftanın bir diğer politik draması: New York Times başyazarlarından Amy Chozick’in; birçok kampanyayı bizzat takip eden bir muhabir olarak gerçek hayattaki deneyimlerinin ışığında kaleme aldığı kitabı Chasing Hillary‘nin bir bölümüne dayanan, ortalığın iyice kızıştığı kaotik bir başkanlık seçimini haber yapmak için bir araya gelen karşıt görüşlü dört kadın gazetecinin merkezinde olduğu The Girls on the Bus. Dizi, bu çok yönlü dört kadın karakterin aralarındaki farklılıklara rağmen kurdukları bağ ve geliştirdikleri sürpriz dinamikleri takip ederken, eğlence unsurunu yitirmeden ciddi konulara da temas ediyor.

Frida (Prime Video, 14 Mart)

Sundance Film Festivali’nin Belgesel kategorisinde Jonathan Oppenheim Kurgu Ödülü’ne uzanmış; Frida Kahlo’nun kendi ağzından yaşadıklarını aktarırken, sanatına eşsiz ve çarpıcı bir yorumla hayat veren bir film. Bu görsel bakımdan baş döndürücü yapımda geçirdiği kazanın ardından gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak ağır hasar alan Kahlo’nun; ruhundan zerreler taşıyarak onu çağdaşlarından ayıran etkileyici ve benzersiz eserlerinin çıkış noktalarını ve iç dünyasını günlüğüne karaladıkları, yazdığı mektuplar ve yaptığı röportajlar ışığında ekrana taşıyan isim ise ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturan Carla Gutierrez. 

Apples Never Fall (Peacock, 14 Mart)

Avustralyalı yazar Liane Moriarty’nin aynı isimli romanından, aralarında Altın Küre ödüllü Melanie Marnich’in de bulunduğu bir ekibin kaleme aldığı mini gizem draması; aniden ortadan kaybolan emekli tenis antrenörü Joy’un (Annette Bening) izini süren partneri Stan (Sam Neill) ile çocuklarının, aile bağlarının derinliklerine indikçe keşfettikleri karanlık geçmişin yarattığı tahribatın ve akabinde altüst olan hayatlarının etrafında dönüyor. Önceki Moriarty uyarlamaları Big Little Lies ve Nine Perfect Strangers gibi başarıya ulaşıp ulaşmayacağı merak konusuyken; dizinin klişelerden pek de uzaklaşamayan, “whodunnit” anlatısındaki aksaklıklar ortamlara düşen ilk eleştiriler arasında.

Invincible – 2. Sezon 2. Kısım (Prime Video, 14 Mart)

Hit animasyon serisinin son sezon ikinci kısmı enteresan ve komplike karakterlerini geliştirmeye devam ederken; The Shapesmith’in neden olduğu beklenmedik tehdidi ortadan kaldırmak için harekete geçen Mark Grayson’ın maceraları ve Angstrom Levy’nin kendisi için planladığı tekinsiz entrikaya odaklanıyor. Gücünü; süper kahramanlar ve dünya dışı tehlikelerle dolu bir evrende geçiyor olsa da derinlikli insan hikâyeleri sayesinde “ilişkilendirilebilir” hissettirmesinden alan Invincible, üçüncü sezon onayını hâlihazırda elinde tutuyor.

Neandria (Vizyon, 15 Mart)

Reha Erdem’in yazıp yönettiği, bir “ekolojik olarak sürdürülebilir film yapım girişimi” olarak anılan izlence; yarışma, avlanma ve kazanma hırsıyla hastalanmış bir dünyada sıkışıp kalmış gençler, çatlaklarda özgürlüğü ve aşkı arayan isyanlar hakkında bir hikâye. Antik kentin yakınlarındaki yoksul bir Ege köyünde annesiyle birlikte yaşayan ve atletizm yarışlarına hazırlanan Suna adlı bir genç kadını odağına alırken, köye yeni gelen İmam ile birlikte değişen hayatı da anlatıyor.


Düet
Hâlâ izlemediyseniz

*Marx Can Wait (MUBI, 13 Mart)

*The Last Year of Darkness (MUBI, 15 Mart)

*Chicken Nugget (Netflix, 15 Mart)

*Düet (MUBI, 16 Mart) 

*Stormy (Peacock, 18 Mart)

*Photographer (Disney+, 19 Mart)