Brek, Quasi ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler

Brek, düşlerin içinde, kalp kıran bir veda öyküsü anlatıyor. Gelecek diye bir şey olmadığını öne süren yeni Quasi şarkısıyla 90’lar nostaljisi zamanı. James Johnston – Steve Gullick ikilisinin yeni albümü ise 10 şarkılık bir kasvet merasimi.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

TEKLİ: Brek – Tasmam Ellerinde
(KARE Müzikevi)

Lo-fi pop sularındaki üretimleriyle kanımıza bol miktarda melankoli karıştıran Brek, geride bıraktığımız kışa arkadaş olan MUTSUZLAR albümünün ardından bu kez denizlerin ortasındaki adalara, veda edilemeyen aşklara, düşlerin içine davet ediyor. “Tasmam Ellerinde”, dinleyeni naif sesler, içten sözlerle sarmalayan bir gitar ve synth rüyası. Kalp kırıcı bir sona hazır olun: “İster öldür ister öp kokla, gözlerime bak beni terk ederken.” 

ALBÜM: DIIV – Live At The Murmrr Theatre
(Captured Tracks)

Shoegaze / post-punk dalgasının 2010’larda yeniden popüler olmasında rol oynayan gruplardan DIIV, bu kez arşivinden çıkardığı bir kayıtla karşımızda. 2017 yazında Brooklyn’deki Murmrr Theatre’da gerçekleşen akustik konseri bir albüme dönüştürmüş dörtlü. Grup tarafından “resmî bir bootleg” olarak adlandırılan kayıtta DIIV parçalarının yanı sıra My Bloody Valentine’dan “When You Sleep” ve Alex G’den “Hollow” parçalarının coverları da mevcut.

TEKLİ: Nina Cobham – What Is This? 
(Awal Recordings)

Rahatlatıcı bir bossa nova ritmi, meleksi vokaller… Sözlerini İngilizce – İspanyolca hattında üreten Nina Cobham minimalist bestelerle doldurduğu kataloğuna bir güzellik daha ekledi. “What is This?”, anlamlı ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyan; sırf oracıkta ve konforlu hissettiriyor diye birilerini hayatına kabul etmek zorunda olmadığını bilen ama yine de kafası karışmış birinin sorgulamalarına, hislerine tercüman oluyor.

ALBÜM: James Johnston / Steve Gullick – Everybody’s Sunset
(God Unknown Records)

The Bad Seeds ve Faust’la yaptığı iş birlikleriyle tanınan müzisyen James Johnston ve ikonik müzik fotoğrafçısı Steve Gullick’in ortak ses çıkarma girişimleri 2004’te kurdukları …Bender grubuna uzanıyor. Geçtiğimiz yıl daha soyut ve deneysel seslerle hayat bulan ilk duo albümlerini yayımlayan ikili, Everybody’s Sunset isimli son numarasında albüm isminin çağrıştırdığı şeylerin tam tersine; zifiri karanlığa bandırılmış bir melankoliye çağırıyor. Yaylılar, kilise orgları, türlü efektler ve Johnston’ın yer yer duyulan karakteristik vokalleriyle, 10 şarkılık bir kasvet merasimi.

TEKLİ: Jenny Hval – Buffy
(4AD)

Jenny Hval’in synthesizer başında takıldığı anlardan birinde filizlenen parçanın sözleri, müzisyenin çok kez izlediğinden bahsettiği Buffy the Vampire Slayer’a atıfta bulunuyor. “Buffy gibi çok bölümden oluşan dizilerin yaratıcı ve politik bir prova olarak kullanılabileceği fikrini seviyorum. Bir diktatörlüğü, varsıl erki ya da teokrasiyi devirmenin provasını yapan epizodik bir biçim mi mesela?” diye soruyor Hval. Şarkısının ise bir avcı, süper kahraman ya da bir feminist ikon hakkında olmadığını vurgulayan müzisyen, “Buffy”nin abartısız ve epizodik bir yolla meydana gelmiş, umutla ilgili bir parça olduğunu söylüyor. 

ALBÜM: Eskiz – Ateşle Beni 
(Tamar Records)

15 yıllık müzik yolculuğunu noktaladığını duyuran Eskiz, enerjileri ve müzik aşklarının dolup taştığı Ateşle Beni ile el sallıyor. Deniz Ağan, Uygar Çetiner ve Can Tunaboylu’dan oluşan Eskiz, veda hediyeleri olan bu son albümde içlerindeki rock’n’roll ateşinin her zaman yanacağını isyankar tavırları, oyuncu sözleri, distortionlı gitarlar, spot ışığını çalan sololarıyla anlatıyor. Bu eğlenceli kayıt, sanki Eskiz’in “bizi müzik aşkımızla hatırlayın” deme şekli âdeta. 

ALBÜM: Honey Dijon – Black Girl Magic
(Classic Music Company)

Chicagolu DJ Honey Dijon’un ikinci stüdyo albümü ışıkların kısılıp sesin yükseldiği bir disko ve house müziği ayini tadında. Beyoncé’nin en yeni işi Renaissance’taki iş birliğinden sonra bir prodüktör olarak da ünü artan Honey Dijon, house müzik dünyasında LGBTİ+ ikonu olmaya devam ediyor. Neredeyse 20 farklı sanatçıyı misafir ettiği yeni albümü hem Siyah queer müzisyenlere yer veriyor hem de kulüplere yeni bir nefes oluyor. Black Girl Magic’i kendi sözleriyle şöyle anlatmış: “Bu albüm sevgiye adanmıştır. Müzik sevgisi, topluluk sevgisi ama en çok da benlik sevgisi. Her şeye rağmen olduğun kişiye sadık olmak ve korkusuzca sevme cesaretine sahip olmak.”

TEKLİ: FIDLAR – Taste The Money
(Bağımsız)

Üç yıldır sesi soluğu çıkmayan Los Angeles skate punk sahnesinin yıldız gruplarından FIDLAR, yeni bir kısaçalar için geri sayımda. Üçlü 2023 başlarında yayımlanacak EP’yi “Yeni FIDLAR ekstrem uçlara eğiliyor. Yüksek sesle, daha yüksek sesle, yüksek sesle. Üç akor ve gerçek. Akılda kalıcı ve iğrenç.” sözleriyle tanıtmıştı. Henüz ismi bilinmeyen yeni EP’nin üçüncü teklisi olan “Taste The Money”, bu tanımı karşılar nitelikte bir şarkı.

ALBÜM: Trent Reznor & Atticus Ross – Bones and All (Original Score)
(The Null Corporation)

Pixar animasyonu Soul ile Oscar’ı kucaklayan Trent Reznor ve Atticus Ross; The Girl with the Dragon Tattoo,The Social Network gibi ortaklıklarının ardından bu kez Bones and All soundtrack’i için bir arada. Geçmişlerinde yakaladıkları klasik synth dokusuna, George Doering’in klasik gitarını işleyen ekipten Trent Reznor, “(You Make Me Feel Like) Home” parçasını da seslendirmekte. Film müziklerinin de başlı başına bir karakter gibi hissettirmesi gerektiğini düşünen Luca Guadagnino, müzikte istediği baskın duygu olarak yalnızlığı tanımlamış. Yönetmenin ilk kez birlikte çalıştığı ikiliyle sıradaki projesi Challengers için de el sıkıştığını eklemeli.

TEKLİ: Quasi – Doomscrollers
(Sub Pop)

90’larda Portland sahnesinde filizlenen Quasi geri döndü. Yaklaşık 10 yıllık aranın ardından, yeni bir albüm müjdesiyle üstelik! Sleater-Kinney ile yollarını ayıran Janet Weiss ile Sam Coomes’un ortaklığı, “Doomscrollers” ile hem aşı karşıtlarının hem genç TikTok yıldızlarının hem de iklim krizini inkar edenlerin kulaklarını çınlatıyor ve hatırlatıyor: Gelecek diye bir şey yok. 10 Şubat’a tarihlenen Breaking the Balls of History isimli yeni Quasi albümünden ikinci parça için B.A. Miale tarafından çekilen aşırı eğlenceli klibi de izlemeyi unutmayın.

TEKLİ: Dead Meadow – Valmont’s Pad
(Blues Funeral Recordings)

Psikedelik rock grubu Dead Meadow’dan Jason Simon, yeni şarkı “Valmont’s Pad”in Ennio Morricone’nin Danger: Diabolik filmi için yaptığı müziklere bir yorum getirmek niyetiyle yazıldığını söylüyor. Mario Bava’nın 1968 tarihli suç ve aksiyon filmi, grubun favorilerinden biriymiş ve tema müziğini coverlama fikri yıllardır Dead Meadow üyelerinin gündemindeymiş. Bir arabanın camından 60’ların psikedelik desenlerine portal açan klibi de buradan izlenebilir.

EP: Amane – Moments of Solace
(Música Macondo)

Bu albümün yapım aşamasında dünyanın karanlığından biraz da olsa kaçabildiğini söyleyen Londra çıkışlı müzisyen Amane, yarattığı electronica denizinde bizim de aynı deneyimini yaşamamızı umuyor. İlk saniyesinden itibaren bedeninizi ve olduğunuz odayı kaplayan, caz ve IDM gibi estetiklerin buluştuğu bir kaçış Moments of Solace

ALBÜM: Helen Ganya – Polish the Machine
(Bella Union)

Önceleri Dog In The Snow adıyla üreten Tayland asıllı İskoç müzisyen ve besteci Helen Ganya, artık yola kendi ismiyle devam ediyor. Herkesin gençlik ve genç olmaya takıntılı olduğu bir dünyada yaş almak, iletişim çağında iletişim kuramamak, kimlik buhranları gibi konulara temas eden yeni albümünde donuk ama hisli mi hisli vokallerini düşsel ve kimi gotik unsurlarla buluşturan düzenlemelere yer vermiş Ganya. Polish the Machine, kırılgan ve hassas bir atmosfere sahip ama dinleyiciyi yoğun duygulanımlarla sarıp sarmalıyor.

TEKLİ: Korn – Worst Is On Its Way (HEALTH Remix) ft. Danny Brown & Meechy Darko
(Loma Vista Recordings)

HEALTH’in son yılları düetler ve remikslerle dolup taşıyor. Bu kez de Korn’un son albümü Requiem’in kapanış şarkısı “Worst Is On Its Way”i kendi kaotik âlemlerine taşımışlar. Yetmedi mi? İki harika MC de bu remiks için mikrofon başına geçmiş: Danny Brown ve Flatbush Zombies’den Meechy Darko. Klibi de hemen burada.  

ALBÜM: Röyksopp – Profound Mysteries III
(Dog Triumph)

Röyksopp’un üç albümle seneye yayılan tutku projesinin son halkası Profound Mysteries III, önceki ikiliden ayrıksı bir temayla kesişen 10 şarkıdan oluşuyor. Biraz daha hayalperest, biraz daha bulutlu bir akışa sahip. Dillendirdikleri referansları albümün genelinde yakalamak mümkün yine ama kapanışı yapan Pixx düeti “Like an Old Dog”, tüm koleksiyonun belki de en fütüristik tınlayan şarkısı. Grupla Profound Mysteries’i konuştuğumuz röportaja buradan ulaşabilirsiniz.

ALBÜM: Nadine Khouri – Another Life
(Talitres)

İngiltere’de yerleşik müzisyen ve besteci Nadine Khouri’nin sindirmesi pek de kolay olmayan yeni albümü. İlhamını 2020 yazında ülkesi Lübnan’da yaşanan patlama ve sonrasındaki protestolardan almış. Kendi tabiriyle, kökleriyle en derin bağlar kurduğu albümü Another Life. Dokunaklı ve ağır atmosferinde, PJ Harvey’den Dry Cleaning’e uzanan kataloğuyla yaşayan en önemli müzik insanlarından biri olan John Parish’in prodüksiyonunun da etkisi büyük tabii ki.

ALBÜM: Weyes Blood – And In The Darkness, Hearts Aglow
(Sub Pop)

Üçlemenin ilk bölümündeki yok olma çağrısından sonra, gürültülü yıkımlara rağmen kendi içindeki çatlaklardan sızan ışığa odaklanıyor And In The Darkness, Hearts Aglow. Şaşırtıcı bir akışı olmasa da klasik bir romanda altını çizdiğimiz cümleler gibi her an dönüp bakmak isteyebiliriz. 

ALBÜM: Colin Stetson – The Menu (Original Motion Picture Soundtrack)
(Milan Records)

Colin Stetson, Mark Mylod filmi The Menu’nün müzik koleksiyonunda duyguların tonunu, çarpıştırdığı elektronik ve klasik tınılarla yönetiyor. Ttasarladığı ses evrenini şu sözlerle anlatıyor: “Film müziği besteciliğinde her zaman alan açmaya çalıştığım şeyler, saksafon ve Tibet çanakları. Bu soundtrack de neredeyse tamamen bu iki enstrüman üzerine kurulu. Ek olarak az biraz ASMR piyano var; her şey tuhaflaşmadan önceki samimi bir reverans ve merak için.”

TEKLİ: Ani – Dertle Vals 
(Garaj Stüdyo)

Ani, modern R&B yorumlarına bir yenisini daha ekledi. Yoldaki 10 şarkılık albümünün sekizinci teklisi olan “Dertlerle Vals”te kendi hatalarının arkasında duruyor, içinde büyümesine izin verdiği nefret ve kin gibi hislerle uğraşıyor.  Kayıtları Harem Sound Stüdyoları’nda yapılan parçanın düzenlemesi Orkun Tunç imzalı.

ALBÜM: Animal Collective – The Inspection (Original Motion Picture Soundtrack)
(A24 Music)

Indigo de Souza’nın katkılarını da bulunduran soundtrack için Animal Collective’in ortaya koyduğu işi, yönetmen Elegance Bratton şu sözlerle açıklıyor: “(Baş karakter) Ellis French’in kendi düşünceleriyle gerçekten yaşanan arasındaki bulanık çizgiyi resmedecek doğru ritimler yaratmak istedik. Böylece hayalî kesitler French’in iç yaşamının evrimini sunabilecekti. Özünde, acemi kampının monotonluğunu, Ellis French’in yaşadığı devasa değişimle ilerleyen bir çılgınlıkta karıştıracak bir his yaratmaktı istediğimiz. Animal Collective; bu hissi sindirmek için mükemmel bir zemin hazırlıyor ve zamanı, duygulara göre genişletiyor.”

TEKLİ: Miniature Tigers – Rattlesnake Heartbreak
(Bağımsız)

Arizona çıkışlı Miniature Tigers, pişmekte olan albümlerinin ilk habercisinde stil olarak 2008 tarihli çok ses getiren kayıtları Tell It To The Volcano’ya geri dönmüşe benziyor. İlk albümdeki gitar yoğunluğunu ve sololarını yeni tekliye taşıyan grup, şarkının adındaki çıngıraklı yılan sembolünü ise son albümlerinden taşımış: Aynı sembol bir şarkıda “çıngıraklı yılan kâbusu” betimlemesi ve “Rattlesnake ASMR” şarkısı gibi örneklerde de karşımıza çıkmıştı. Kişisel sözleri ve referansları, gündelik konuları ve eşyaları akıllıca şarkılarına katmayı başaran solist ve söz yazarı Charlie Brand, “Rattlesnake Heartbreak”te de bu alışkanlığını sürdürüyor.