Yılın en çok konuşulan festival filmlerinin ardı arkasına vizyona gireceği mart ayı, hem erken bir İstanbul Film Festivali hazırlığı, hem de Oscar sezonundan eksikleri tamamlamak için ilaç niteliğinde.
AYIN FİLMİ
NYMPHOMANIAC (Vol. 1 & 2)
14 – 21 Mart
* Lars von Trier’in yaklaşık bir yıldır hemen her gün filmden bir görsel, poster, sahne ya da teaser’la karşımıza çıkan ve timeline’larımıza akan iki parçadan oluşan epik dramı nihayet bu ay gösterime giriyor giremiyor.
* Orijinali 5,5 saatten oluşan Nymphomaniac, süresi nedeniyle iki parçaya ayrılmış durumda ve tüm dünyada bu uzun yönetmen versiyonu yerine, Lars von Trier’in onaylamış olduğu toplamda 4 saatlik iki parça gösterime girmekte girememekte.
* Şimdilik yalnızca Vol. 1’ın yönetmen versiyonu, sadece filmin dünya prömiyerinin gerçekleştiği Berlin Film Festivali’nde gösterildi. İkinci kısmın yönetmen versiyonu henüz herhangi bir filmde gösterilmemiş durumda. Türkiye’de de tüm dünyayla birlikte çıkarılmış sahnelerden oluşan versiyonlar gösterime girecek giremeyecek.
* Seks bağımlısı bir kadın ve onun hikâyesini dinleyen, hayatında hiçbir cinsel tecrübesi bulunmayan bir kitap kurdunun konuşmalarını, geri dönüşlerle anlatan film, her zamanki Lars von Trier aşırılıklarından nasibini almış olmakla birlikte, Trier’in uzun zamandır çektiği en eğlenceli ve komik film olma özelliğini taşıyor.
* Mizahi tonuyla, son halkası olduğu “depresyon üçlemesi”nin önceki filmlerinden ayrışan Nymphomaniac’ın, kahramanının gençlik yıllarını konu alan ilk kısmındaki neşe, epey kasvetli ikinci kısımda yerini dram ve gerilime bırakıyor.
* Trier’in bu üçlemesinin her filminde başrole taşıdığı bol ödüllü oyuncusu Charlotte Gainsbourg’ü bir kez daha başrolde izleyeceğimiz Nymphomaniac’ın yıldızlarla dolu oyuncu kadrosunun en büyük sürprizi ise ilk filmde yalnızca tek bir sahnede görünüp, tüm 240 dakikanın belki de en eğlenceli anlarına imzasını atan Uma Thurman…
Trier’in Cannes’dan en iyi kadın oyuncu ödülüyle dönen üç oyuncusu
Trier’in epey olaylı Cannes macerası, nadiren büyük ödüllerle dolu olsa da başrol kadın oyuncuları bu işten çoğunlukla kârlı çıktı.
– Kristen Dunst (Melancholia, 2011)
– Charlotte Gainsbourg (Antichrist, 2009)
– Björk (Dancer in the Dark, 2000)
Shia LaBeouf imzalı dört aşırılık
Nymphomaniac’ın başrollerinden birini canlandıran Shia LaBeouf, Berlin Film Festivali’nde üzerinde “I’m Not Famous Anymore” yazan bir kese kâğıdı takarak geldi ama maalesef bu kendisinin tek vukuatı değil…
– Nymphomaniac’taki rolü kapmak için Lars von Trier’e penisinin fotoğrafını çekip yolladı.
– Geçtiğimiz sezon Broadway’deki Orphans oyununun başrollerinden birini Alec Baldwin’le paylaşacakken, provalarda Baldwin’le birbirlerine girmeleriyle olaylı bir biçimde projeyi terketti.
– 2012’de çektiği ve prömiyerini Cannes’da yaptığı kısa filmi HowardCantour.com’un diyaloglarının, Daniel Clowes imzalı bir çizgi romandan birebir apartma olduğu ortaya çıkması üzerine Clowes’dan defalarca özür diledi…
– Berlin Film Festivali’ndeki basın toplantısını, sorulan bir sorudan rahatsız olduğu gerekçesiyle, Eric Cantona’nın –ünlü bir basın toplantısı terk etme- sözlerinden alıntı yaparak terk etti.
MART VİZYONUNUN ÖRTÜK TEMASI:
YERLİ SİNEMADA GÜÇLÜ KADIN KARAKTERLER
Bu ay vizyona giren yerli filmler dikkat çekici kadın kahramanlarıyla öne çıkıyor… Bunlar arasında canlandırdıkları karakterle ödül alanlar da mevcut.
Köksüz (14 Mart): Prömiyerini geçtiğimiz yıl İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştiren Köksüz, histerinin doruklarında gezen bir anne ve evlatlarının hikayesini konu alan film, mevzubahis karakterleri canlandıran oyuncuların performansıyla da akıllara kazındı. Lale Başar ve Ahu Türkpençe’nin ödüllü oyunları dikkate değer.
Mavi Dalga (21 Mart): Türkiye sinemasında benzerine pek rastlamadığımız bir gençlik filmi olan Mavi Dalga, filmin kahramanı Deniz’in tüm klişe senaryo hamlelerinden sıyrılarak yaratılmış karakterinden aldığı güçle ışıldıyor. Ele aldığı bir grup genç kızın hikâyesinde hemen her karakter özenle yaratılmış durumda.
Soğuk (21 Mart): Uğur Yücel’in İstanbul Film Festivali’nde ilk ez yerli seyircinin karşısına çıktığı sırada fazla maço bulunan son filmi Soğuk’ta, Şebnem Bozoklu ve Ezgi Mola’nın bedene getirdiği, dilini karnına çekmiş Karslı kadınlar kadar, Rus oyuncular Valeria Skorohodova ve Yulia Vanikuvo’nun performanslarıyla da etkisini artırıyor.
Silsile (7 Mart): Beyoğlu’nun arka sokaklarında bir gecede meydana gelen aşk ve suç hikâyesi Silsile, tüm düğümün bağlandığı Ece karakterinin üzerine kurulu bir senaryo inşa ediyor. Ece’yi canlandıran Nehir Erdoğan’ın yanısıra, Kusursuzlar’da etkileyici bir performans sergileyen Esra Bezen Bilgin bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Mavi Ring (7 Mart): Siyasî suçluların kaldığı bir hapishaneye geceyarısı gönderilerek buradaki hastaları tedavi etmesi istenen Doktor Pınar’ın, bu tek mekânda geçen kasvetli hikâyesi tümüyle kadın kahramanın omzuna yüklenirken, başroldeki Ezgi Çelik de başarılı bir performans sergiliyor.
AYIN SİNEMA OLAYI:
OSCAR’IN KAZANANLARI BELLİ OLDU
Geçtiğimiz haftalarda sahiplerini bulan Oscar ödüllerine, çeşitli kategorilerde aday gösterilmiş dört film, bu ay Türkiye’de vizyon şansı buluyor.
Dallas Buyers Club (7 Mart): Bu yılki !f İstanbul’un açılış filmi olan bu gerçek yaşamöyküsü, başrol oyuncuları Matthew McConaughey ve Jared Leto’nun performanslarıyla çok konuşulmuş ve ikili bu kategorilerde verilen hemen her ödülle birlikte Oscar heykelciğini de kucaklamıştı.
The Wind Rises (14 Mart): Japon anime ustası Hayao Miyazaki’nin kariyerinin son filmi olarak açıklanan bu duygu yüklü biyografi, Altın Aslan için yarıştığı Venedik Film Festivali’nden bu yana ödül listesini genişleterek ilerliyor. En iyi animasyon kategorisini zorlayan film, ödülü Frozen’a kaptırdı.
Omar (7 Mart): Bizde geçtiğimiz Filmekimi’nde gösterilen bu dokunaklı film, bu yıl yabancı dilde en iyi film Oscar’ı için şansını deneyecek. Belki de bu yılki kadar güçlü rakiplerinin olmadığı bir seneye denk gelseydi muhtemelen ödülün de sahibi olacaktı.
The Grandmaster (7 Mart): Büyük Usta şeklindeki Türkçe ismiyle kalpleri sıkıştıran bu Wong Kar-Wai harikası aylardır Ha geldi, ha gelecek! derken nihayet vizyonda. Ip Man fanatiklerinin kaçırmaması gereken film, en iyi görüntü yönetimi ve kostüm dallarında Oscar adayı olmuştu.
BU AY AYRICA
* Ferzan Özpetek’in merakla beklenen son filmi Allacciate le cinture,
* Cannes’da Altın Palmiye için yarışan Michael Kohlhaas,
* Vincent Cassell ve Lea Seydoux’nun başrollerini paylaştığı Güzel ve Çirkin uyarlaması La Belle & La Bete,
* ve Norveçli sinemacı Erik Poppe’nin Juliette Binoche’li son filmi A Thousand Times Good Night filmleri gösterime giriyor.
TELEVİZYONDA NE İZLESEM?
MARTTA GELENLER
Mart ayı ile birlikte çok sayıda yeni dizi ve eski sevdiklerimize kavuşuyoruz… Bu başlangıç tarihlerini bir kenara not alın:
Yeniler:
Those Who Kill – 3 Mart
Sirens – 6 Mart
Saint George – 6 Mart
Resurrection – 9 Mart
Believe – 10 Mart
From Dusk Till Down – 11 Mart
Crisis – 16 Mart
The 100 – 19 Mart
Surviving Jack – 29 Mart
Friends with Better Lives – 31 Mart
Devam Edenler:
Bates Motel (2. Sezon) – 3 Mart
Continuum (3. Sezon) – 19 Mart
Da Vinci’s Demons (2. Sezon) – 22 Mart
Hot in Cleveland (5. Sezon) – 26 Mart
The Soul Man (3. Sezon) – 26 Mart
Nisan’a sarkanlar:
Game of Thrones (4. Sezon) – 6 Nisan
Veep (3. Sezon) – 6 Nisan
Turn (1. Sezon) – 6 Nisan
Silicon Valley (1. Sezon) – 6 Nisan
Nurse Jackie (6. Sezon) – 13 Nisan
Mad Men (7. Sezon) – 13 Nisan
Californication (7. Sezon) – 13 Nisan
Fargo (1. Sezon) – 15 Nisan
Salem (1. Sezon) – 20 Nisan
Faking It (1. Sezon) – 22 Nisan
Black Box (1. Sezon) – 24 Nisan
Bad Teacher (1. Sezon) – 24 Nisan
