İsveç çıkışlı, interaktif politik tiyatro performansı Violence & Learning’in (Şiddet ve Öğrenme) yaratıcılarıyla, politik tartışmaları canlandırmak için Brecht’in en tartışmalı eserlerinden birine yaptıkları uyarlama üzerine bir sohbet.


Violence & Learning (Våld & Pedagogik) bu bahar İsveç sahnelerinde boy gösteren cüretkâr ve interaktif bir politik tiyatro işi. Bertolt Brecht’in The Measures Taken (1930) isimli oyunundan yola çıkarak yaratılan bu uyarlama son dönemde İsveç’te gerçekleşen ikonik politik şiddet olaylarını ele alıyor. Dört aktör tarafından yönlendirilen izleyiciler; atölye, tarihsel canlandırma ve emprovize kontak seanslarının bir karışımı olan bu oyunda gerçek olaylara dayanan senaryoları canlandırıyorlar. Oyun izleyicileri/katılımcıları faşist gruplarla sokak kavgaları, polis şiddeti ve “kâğıtsız” mültecilere yardım amacı güden bir yeraltı örgütünün kurulması aşamalarından geçirirken, bir “genç yoldaş” yaptığı hatalar ve aldığı kararlarla hareketi sürekli tehlikeye atarak tehdit etmektedir.

Violence & Learning, İsveç’in çeşitli şehirlerinde hem halka açık hem de sadece aktivistlerden oluşan gruplara gösterimler yaptı ve şimdi Avrupa’da bir turneye çıkıyor. Oyunun yaratıcıları John Hase ve Henrik Bromander’le Stockholm Kulturhuset’te yapacakları performans öncesi bir araya geldik.

Image

Sol: Henrik Bromander Sağ: John Hanse

Oyuna eşlik eden metinleri okuduğumuz zaman bu projenin öncelikle devam etmekte olan politik bir tartışmaya müdahale amacı taşıdığı, sanatsal üretimin ikinci planda kaldığı gibi bir izlenim oluşuyor. Sanat ve aktivizm sizin perspektifinizde nasıl bir etkileşim içinde?

John: Evet doğru, bu proje öncelikli olarak politik bir tartışmaya katkıda bulunmayı amaçlıyor. Fakat ben bu iki konunun birbiriyle çeliştiğini düşünmüyorum. Genelde en ilgi çekici olan sanatsal üretimler topluma müdahale amacı taşıyanlar… İlla açık bir şekilde politik olması gerekmiyor elbette… Sadece var olmaktansa bir şeyler istiyor olmasından bahsediyorum.

Henrik: Aslında bu performansın aktivist izleyicilerde yarattığı etkiyle tipik tiyatro izleyicisinde yarattığı etkinin farklı olduğunu fark ettik. Aktivist izleyicilerle oyun olmasını istediğimiz gibi işliyor. Bunun nedeni, söylediğin gibi, işi sanatsal bir üretimden daha çok bir tartışma için kullanabileceğimiz politik bir araç olarak görmemizden kaynaklanıyor. Aktivist izleyicilerden çok fazla pozitif geri dönüş alıyoruz, bize bu performansta kendi politik biyografilerini yer yer rahatsız edici ama aynı zamanda zenginleştirici bir şekilde gördüklerini anlatıyorlar. Bir deneyimli aktivist performans sonrasında ilk defa bir sanat işinin onların dilinden konuştuğunu ve bu durumun biraz da ürkütücü olduğunu söyledi.

Bu metin aynı zamanda pasifist ile radikal militan arasında bir karşıtlık öne sürüyor. Bu tanım politik sahneye ne derece uyuyor sizce?

J: Bizim gördüğümüz şekliyle bu konular üzerine olan tartışma oldukça polarize ve katı. Bizim amacımız, militanlar veya pasifist gruplar tarafından kullanılan söylemlerin dışına çıkarak yeni pozisyonlar almak. Bu iki zıt kutup arasına düşen ve çok daha ilginç olan pek çok perspektif var. Ben bu karşıtlığın politik mücadelenin gerçekliğinde doğru ve yanlış üzerine olan teorik tartışmalarda olduğu kadar net olduğunu düşünmüyorum. Gruplar ve bireyler sık sık artık eskimiş yargılar içinde hapsoluyorlar ve bu proje bu durumu biraz sarsmayı amaçlıyor.

Image
Image

Yani bu ayrım aslında bir nevi sahte ve gerçekliği yansıtmıyor?

J: Evet. Bu ayrım pratikte teoride olduğu gibi işlemiyor.

H: İşin pratiğe döküldüğü herhangi bir anda kişinin dahil olduğun partinin söylemi önemsizleşiyor çoğu zaman. Ve bu bir sorun, biz bu oyunda bu sorunu araştırmaya çalışıyoruz.

Bu performans izleyicilerden ciddi bir katılım gerektiriyor ve izleyici ile oyuncu arasındaki ayrımı bir süreliğine ortadan kaldırıyor. Bu formatın getirdiği olasılıklar neler? Ne gibi dinamikler ortaya çıkıyor ve ne gibi limitler söz konusu?

J: Şu konuda oldukça netiz: oyunun konusu belli ve izleyici bu konuyu değiştiremez. Bir suç mahalli canlandırması yaratıyoruz ve izleyiciye bu canlandırmada rol alabilecekleri çeşitli ilginç senaryolar sunuyoruz. Bu durum konuşulan konulara dair izleyiciye daha içselleştirilmiş bir deneyim sunuyor ve dolayısıyla izleyici oyundan daha derin bir anlayışla ayrılıyor. Hiçbir barikatta kol kenetlememiş kişiler, bu oyunda -mış gibi yaparak gerçek bir duruma hazırlık kazanıyorlar. Bu tarz deneyimlere sahip olanlar ise konu hakkındaki tartışmaya dahil olabilecekleri başka bakış açıları kazanıyorlar.

Her performansınızı izleyiciyle açık bir diyalog seansı yaparak bitiriyorsunuz. Bu konuşmalar nasıl geçiyor?

H: Aktivist gruplarla yaptığımız tartışmaları bu kişiler kendi deneyimlerini ve taktiksel sorularını da tartışmaya getirdikleri için halka açık performanslar sonrasında yaşadığımız diyaloglara nazaran daha canlı ve derin geçiyor. Hâlâ halka açık performansları takip eden diyalog seanslarını nasıl idare edeceğimize dair bir mücadele içindeyiz. İnsanlar politik düşüncelerinden ziyade kendi duygusal reaksiyonlarından bahsetmeyi tercih ediyorlar. Bu onlar için ilginç olabilir ama psikoloji bizim için öncelikli bir ilgi alanı değil.

J: Aynı zamanda oyuna katılan bir grup Polonyalı işgalci aktivistin oyunun onlar için terapötik bir etkisi olduğunu söylemesi bizim için ilginçti.

Image
Image

Bu performansa katılan izleyicilerin liberal pasifist ve radikal militan arasında açılan bir yelpazeden oluştuğuna dair bir varsayım söz konusu. Oyunlarınızdan birine bir sağ kanat aktivisti veya bir polis katıldığı zaman ne oluyor?

J: Bunu bilmiyoruz!

H: Henüz böyle bir durumla karşılaşmadık.

J: Bildiğimiz kadarıyla…

H: Oyunu sabotaj amacıyla gelmedikleri sürece izleyiciler arasında bir polisin olması bizim için çok ilginç olur. Oyun sonrasında bir barikatı yıkmanın nasıl bir deneyim olduğunu bize anlatmasını isteriz.

J: Aşırı sağ bir aktivistin veya bir polisin bize onların kendi perspektiflerine dair daha iyi argümanlar kurabilmemiz için yardımcı olması gerçekten çok ilginç olabilir. Çünkü biz her zaman senaryolarımızı daha karmaşık bir yere taşımaya çalışıyoruz. Her durumda oyunun konusu belli olduğu için, bu konuyu değiştirmeye çalışan herkesten dostane fakat kararlı bir dille oyunu terk etmelerini rica ederiz.

Bu performansın çıkış noktası Brecht. Brecht’ten aldığınız bu ilham konusunu biraz anlatır mısınız?

H: Bu proje John’un beni Brecht’in The Measures Taken metniyle tanıştırması sayesinde ortaya çıktı. Metni çok sevmeme rağmen, sert Stalinist boyutu beni oldukça rahatsız etti. Fakat metin aslında karmaşık bir metin ve zaman zaman Brecht’in devrimsel strateji nedeniyle idam edilen genç yoldaşın düşünce biçimine onu idam edenlerinkinden daha çok sempati duyduğu hissediliyor. Biz bu metini, interaktif özelliğini koruyarak güncel bir bağlama taşımak istedik.

 J: Brecht’in metninde alınan karar politik hareketi tehdit eden genç yoldaşı vurmak. Bizim versiyonumuzda ise diğer aktivistler bu genç yoldaşa dair bir karar almaktan kaçınıyorlar. Bizim için bu durum günümüz hareketlerinin cevap/tepki yoksunluğunu temsil ediyor.

H: Cevap yoksunluğunun yanı sıra, günümüz aktivistleri o dönemin şiddet mekanizmasından da yoksunlar. Diyelim ki bir yoldaş sonucu herkes için korkunç olacak bir bomba yerleştiriyor. Ne yapacaksın? O yoldaşı sadece bunun için öldüremezsin. Bu hem stratejik hem de ahlaki açıdan çok ilginç bir tartışma aslında, özellikle güce karşı mücadele yürüten…

J: …fakat kendi gücünü tamamen kaybetmiş politik hareketler için.

“Genç yoldaş” tüm politik hareketlerin bir fonksiyonu mu, yoksa siz politik hareketleri kurban edilen genç yoldaş rolünü yarattıkları için eleştiriyor musunuz?

J: İkisi de, ama esas ikincisi. Bu rolün yaratılması ve hareketlerin bu karakteri idare edemeyişi. Bu cevabına sahip olmadığımız sorulardan bir tanesi. Yatay bir politik hareket, her ne kadar hukuka karşı gelmeye ve şiddet kullanmaya hazır olsa da, herkesin aynı şekilde düşünmediği ve hareket etmediği gerçeğiyle nasıl başa çıkacak? Ben sisteme karşı mücadele eden politik hareketlerin şiddetle başa çıkmaktan veya şiddet kullanmaktan kaçınabileceğini düşünmüyorum.

Image

Politik şiddet İsveç’te belirli sınırlar içinde yaşanıyor. Bu oyun başka ortamlara geçerliliğini koruyarak transfer edilebilir mi?

H: Eleştirel düşünen çeşitli izleyicilerden benzer sorular aldık. Bu oyun örneğin ordu yönetimleri gibi şiddetin çok daha katı bir şekilde yaşandığı ortamlarda oynansa, belki senaryolar değişir fakat ana yapısı aynı kalır. Eğer bu oyundan bir mesaj çıkarmak istiyorsan, bu kolektif bir sınır çizmek için bir çağrı olabilir…

J: Ve bu çizginin ne olacağı konusuyla cebelleşmek…

H: Hahah.. Evet, çizginin nerede çizileceğini bilmiyoruz, ancak bir sınır koymak ve o sınırı korumak gerektiğini düşünüyoruz.

J: Şimdi Almanya ve İngiltere’de oynayacağımız oyunlarla ilgili heyecanla beklediğimiz bir konu da izleyiciler ve ülkeler arasındaki farkları ve nelerin bu yeni bağlamlarda işleyip işlemediğini görmek..

Son olarak, sizden gelecekte gene beraber yarattığınız projeler görecek miyiz?

H: Evet, büyük ihtimalle. Beraber iyi çalışıyoruz. Bu aralar Sartre’ın Vichy rejimi sırasında tutsak edilen ve işkenceye uğrayan bir grup direniş savaşçısını anlattığı bir metninin uyarlaması üzerine konuşuyoruz.

  1. “Sanatın karmaşık olmasını istemiyorum”: Senon Williams

    Dengue Fever ve Radar Bros.’un biricik Senon Williams’ı ilk sanat sergisini Los Angeles’daki Matrushka Construction’da açtı. Bir araya gelip biraz tako siparişi verdik ve açık ve gönülden çizimleri ve heykelleri hakkında konuştuk.

  2. A’dan Z’ye: PJ Harvey

    İlk İstanbul konserine günler kala, kariyerinden bilinmesi gerekenlerle PJ Harvey.

  3. Ceketlerimizi ilikliyoruz: Son dönemden saygı albümleri

    Grateful Dead’den Ahmet Kaya’ya, son dönemin saygı albümü raporu.

  4. Tim Gane’in son harikası: Cavern of Anti-Matter

    “Bazıları, insanların enstrümantal müziği pek sevmediğini söylüyor. Benim için sorun yok.”

  5. Beşinci Beatle: George Martin

    “İlk kayıtlarını kapsayan bubblegum* dönemini aştıklarında artık daha heyecan veren bir şeyler yapmak istiyorlardı. ‘Bize ne sunabilirsin?’ diyorlardı. Ve ben de ‘Size ne istiyorsanız onu sunabilirim’ dedim.”

  6. Farklı duyarlılıklar ve vizyonlar: “Débruit & İstanbul”

    Fransız müzisyen ve prodüktör Xavier Thomas’ın solo projesi Débruit, kayıtları geçtiğimiz yıl İstanbul’da birçok konuk müzisyen eşliğinde yapılan yeni albümünü bu ay yayınlıyor.

  7. Bu kez daha planlı: King Gizzard & The Lizard Wizard

    Avustralyalı psikedelik rock grubu King Gizzard & The Lizard Wizard’la son albümleri Nonagon Infinity üzerine...

  8. Şarkı şarkı: Yeni TSU! albümü

    TSU!’yu yeni albümü Dadebe’deki şarkılarının yolculuğunu anlatması için sıkıştırıp, hikâyelerini Sadi Güran’ın ellerine teslim ettik.

  9. “Bandcamp’e âşığım, kasete ölüyorum”: Domuz Records

    Domuz Records’ı ve ilk albümü Fantezi Müzik’i geçtiğimiz ay yayınlayan Jakuzi’yi Taner Yücel ve Kutay Soyocak’tan dinliyoruz.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  11. “Kadınlar üzerinden sınıfsal karşılaşma alanı”: Ahu Öztürk’le “Toz Bezi” üzerine

    Şubat ayında gösterildiği Berlinale’nin ardından geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nden En İyi Film, Kadın Oyuncu ve Senaryo Ödülleriyle ayrılan Toz Bezi’ni filmin yazarı ve yönetmeni Ahu Öztürk’ün ağzından okuyunca, bu sıcak dayanışma hikâyesiyle bağınız daha da artacak.

  12. Anneler toplumun monadları: Senem Tüzmen’le “Ana Yurdu” üzerine

    Geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nden bu yana tüm dünyayı dolaşan, yılın en iyi yerli filmlerinden Ana Yurdu bu ay gösterime girerken, filmi yazan ve yöneten Senem Tüzmen’le ana erki, kadın yönetmen meselesi ve festival yapılarını didikleyen bir sohbet gerçekleştirdik.

  13. Dördüncü filmiyle huzurlarınızda: Yönetmen Jodie Foster

    Jodie Foster’ın yönetmen koltuğuna oturduğu ve bu ay izleme şansı bulacağımız son filmi Money Monster’dan yola çıkarak Foster’ın hayatına, ama özellikle de kamera arkasındaki kariyerine yakından bakma fırsatı bulduk.

  14. Mayıs ayı vizyonu: Iskalanmaması gereken dokuz genç yetenek

    Bu ay gösterime girmesi planlanan kırka yakın filmden bazıları, bir süredir yetenekleriyle kendilerinden söz ettiren ve ileride de çok sayıda filmde izleyeceğimiz genç yıldızları oyuncu kadrosunda barındırıyor. Vizyona akın eden bu star adaylarına yakından bakma fırsatını tepemedik.

  15. Meraklısına “iyi” müzik kitapları: Kara Plak Yayınları

    Hikâyelerin hiçbir zaman bitmediği müzik dünyasına ait kitapları kendi dilimizde okumanın keyfini yaşatmak için çalışmalarını sürdüren Kara Plak’tan Betül Kadıoğlu’yla müzik, kitaplar ve yayınevinin kuruluş motivasyonları üzerine konuştuk.

  16. İçselleştirilmiş deneyimin pedagojisi: “Violence & Learning”

    İsveç çıkışlı, interaktif politik tiyatro performansı Violence & Learning’in (Şiddet ve Öğrenme) yaratıcılarıyla, politik tartışmaları canlandırmak için Brecht’in en tartışmalı eserlerinden birine yaptıkları uyarlama üzerine bir sohbet.

  17. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler