Hikâyelerin hiçbir zaman bitmediği müzik dünyasına ait kitapları kendi dilimizde okumanın keyfini yaşatmak için çalışmalarını sürdüren Kara Plak’tan Betül Kadıoğlu’yla müzik, kitaplar ve yayınevinin kuruluş motivasyonları üzerine konuştuk.


Geçtiğimiz ay yayınlanan Hunter Davies’in The Beatles’ı ile isimlerini ilk kez duyduğumuz yayınevi, seçilen müzik kitaplarını Türkçeye çevirmek amacıyla Betül Kadıoğlu ve Koray Löker tarafından kuruldu ve yaza kadar ilk üç kitabını yayınlamış olacak.

Image

Kara Plak Yayınları’nı ilk duyduğumda, üniversitedeyken okuduğum Hanif Kureishi kitabı geldi gözümün önüne. Bu ismi seçerken Kureishi’nin kitabından ilham aldınız mı?

Yayınevine isim ararken birkaç güçsüz aday vardı ama Kara Plak aklımıza geldiğinde hemen onların önüne geçti. İsme kesin olarak karar verdikten bir süre sonra Hanif Kureishi’nin kitabını hatırladım. Belki de o kitap yüzünden Kara Plak bize ilk düşündüğümüz andan itibaren çok tanıdık geldi ama dediğim gibi bilinçli bir ilham değildi. 

Müzik kitaplarına düşkün olmak için öncelikle sıkı bir müzik insanı olmanız gerekiyor. Çocukluğunuzda veya geçmişinizde sizi etkileyen isimler kimler oldu? İlk dinledikleriniz ve ilk okuduklarınız…

Kendi adıma cevap vereyim: Müzik hep kulağımdaydı. Ankara’da ilkokulda, ortaokulda hafta sonu ritüelim “kasetçi”lere gidip yeni gelen kasetlere, sonra CD’lere bakmak, Shades’e gidip kaset çektirmek, maddi olarak ulaşabildiğim yabancı müzik dergilerini almak, alamıyorsam karıştırmaktı. Müzik zevki tabii ki zamanla değişiyor, çok klişe ama gerçekten sevdiğim, “kulağıma hoş gelen” bütün müzikleri dinliyorum; bir müzik türüne sevmem demek bana çok iddialı geliyor. Bazen haftalarca tek bir gruba takılıp gitsem de her zaman döndüğüm gruplar, şarkıcılar var tabii, listeyi yapmaya başlarsam nerede duracağımı bilememekten korkuyorum. Ama illa örnek vermek gerekirse, beni çok etkilemiş albümlerin arasında Robert Wyatt’ın Rock Bottom’ını, Van Morrisson’ın Astral Weeks’ini, Nick Cave’in Henry’s Dream’ini, Morphine’in Cure for Pain’ini, Beatles’ın Revolver’ını, Derya Türkan ve Murat Aydemir’in Ahenk albümünü sayabilirim.

Yayınevini kurma fikri kimden çıktı? Hikâye tam olarak nasıl başlıyor?

Yayınevi kurmak Koray Löker’le ortak fikrimizdi. Birbirine çok yakın zamanlarda Türkçeye çevrilmemiş ama bizim çok beğendiğimiz, güvendiğimiz kitaplarla karşılaştık; yayıncılık zaten içinde olduğumuz bir sektör, yıllardır farklı kurumlarda ya da bağımsız olarak bu işle uğraşıyoruz. Bahsettiğim kitaplarla birlikte bu yayınevi kurma fikri neredeyse kaçınılmaz hale geldi. Sadece müzik kitapları basmaya, bu çerçevenin içinde kalmaya en baştan kararlıydık, şimdilik bu fikrimizi değiştirecek bir şey olmadı. Kara Plak’ı kurmaya karar verdiğimizde ilk yılın programı neredeyse hazırdı, bu kitaplar çıkarken biz de sonrasının hazırlığını yapmaya başladık bile.

Image
Image
Image
Image

Kitapları neye göre seçtiniz? The Beatles başlangıç için şahane bir seçim ama, mesela The Rolling Stones’u da seçebilirdiniz. Bu anlamda karar verirken ne gibi şeyler etkili oluyor?

Kitapları seçerken önceliğimiz tabii ki iyi metinler olmaları. Tabii ki Türkiyeli okura hitap etmesini de önemsiyoruz ama sırf ilgi çeker diye iyi yazılmamış bir kitabı yapmak istemeyiz. Metnin iyi olması, Türkçede bir karşılığının olması bizim için sevdiğimiz müzisyenler ya da müzik türleri hakkında olmasından daha önemli, Kara Plak bizim kişisel beğenilerimizden bağımsız olarak iyi müzik kitaplarını meraklısına ulaştırmak üzere çalışan bir yayınevi.

İlk kitap olarak The Beatles çok kolay bir seçim oldu. Popüler müzik tarihinde bu kadar önemli bir yere sahip bir grup hakkında, bu kadar önemli bir kitabı yayımlayabilmekten dolayı çok mutluyuz. The Rolling Stones mu The Beatles mı şeklindeki o kadim tartışmaya girmeye çekiniyorum aslında ama yine de şu farkı belirtmeden geçmemek gerek: The Beatles ömrünü tamamlamış bir grup, yayımladığımız kitap her ne kadar grup aktifken yazılmış olsa da yazarı Hunter Davies’in sonradan yaptığı eklerle Beatles’ın bütün kariyerini kapsıyor – The Rolling Stones gibi hâlâ faal olan bir grup için böyle bir kitap yazmak çok zor. Yine de The Rolling Stones’culara Keith Richards’ın Pegasus’tan çıkan otobiyografisi Hayat’ı hatırlatmakta fayda var, memnun kalacaklardır.

Image

Birçok şeyin dijital ortamlarda yaşanmaya başladığı son yıllarda, sizce kitap okuma kültürü de bu gelişmeden etkilendi mi? Kara Plak’ı kurarken bu anlamda çekinceleriniz oldu mu?

Teknolojinin gelişmesi, farklı imkânların ortaya çıkması nereden baktığınıza bağlı olarak olumlu da görünebilir, olumsuz da. Biz iyi tarafından bakmaya çalışıyoruz: Baskı teknikleri gelişiyor, internet bir sürü konuda hepimize inanılmaz imkânlar sunuyor, bunları değerlendirebildiğimiz sürece yayıncılık daha iyiye gidecektir diye umuyoruz. Kitap okuma kültürü de değişiyor tabii, e-kitaplar, sesli kitaplar yaygınlaşıyor ama bunlar basılı kitaplara olan ilgiyi azaltmıyor, bilakis yeni okurlar kazandığımızı düşünüyorum. 

Çevireceğiniz kitapları seçtiğiniz dönemde, hiç ulaşamadığınız veya “keşke yapabilseydik” dediğiniz bir kitap oldu mu? Unutamadığınız bir anınız var mı?

Telif haklarının kimde olduğunu öğrendikten sonra genelde hak sahiplerine ulaşmakta bir sorun yaşamıyoruz, yeni kitaplarda bu daha kolay oluyor tabii ama eskilerde bazen biraz zorlanıyoruz. Telif ajanslarıyla çalıştığımız için işler epeyce hızlı ve kolay yürüyor. Şimdiye kadar birlikte çalıştığımız ajanslarla da hep çok güzel deneyimlerimiz oldu. Sağ olsunlar her konuda yardımcı oluyorlar, dolayısıyla henüz (neyse ki) unutulmaz bir anımız yok.

Kara Plak’ın yoldaki yayınlarından biraz bahseder misiniz? Yılın geri kalanı için planlarınız neler ve bizleri hangi kitaplar bekliyor?

İkinci kitabımız geçenlerde İstanbul’a gelip Kültür ve Boğaziçi Üniversiteleri’nde birer konuşma yapan Richard Skinner’ın Erik Satie’nin hayatını anlattığı romanı Kadife Bey, hemen ardından da Patrick Neate’in muhteşem caz ve blues romanı On İki Ölçülük Blues geliyor. Sonbaharda Bob Dylan’ın otobiyografisi Chronicles’ın ilk (ve şimdilik tek) cildi ve Bob Stanley’nin devasa pop ansiklopedisi Yeah Yeah Yeah gelecek. Yayına hazırlanan diğer kitaplarımızdan bazılarını karaplak.com adresinde görebilirsiniz.

Image
  1. “Sanatın karmaşık olmasını istemiyorum”: Senon Williams

    Dengue Fever ve Radar Bros.’un biricik Senon Williams’ı ilk sanat sergisini Los Angeles’daki Matrushka Construction’da açtı. Bir araya gelip biraz tako siparişi verdik ve açık ve gönülden çizimleri ve heykelleri hakkında konuştuk.

  2. A’dan Z’ye: PJ Harvey

    İlk İstanbul konserine günler kala, kariyerinden bilinmesi gerekenlerle PJ Harvey.

  3. Ceketlerimizi ilikliyoruz: Son dönemden saygı albümleri

    Grateful Dead’den Ahmet Kaya’ya, son dönemin saygı albümü raporu.

  4. Tim Gane’in son harikası: Cavern of Anti-Matter

    “Bazıları, insanların enstrümantal müziği pek sevmediğini söylüyor. Benim için sorun yok.”

  5. Beşinci Beatle: George Martin

    “İlk kayıtlarını kapsayan bubblegum* dönemini aştıklarında artık daha heyecan veren bir şeyler yapmak istiyorlardı. ‘Bize ne sunabilirsin?’ diyorlardı. Ve ben de ‘Size ne istiyorsanız onu sunabilirim’ dedim.”

  6. Farklı duyarlılıklar ve vizyonlar: “Débruit & İstanbul”

    Fransız müzisyen ve prodüktör Xavier Thomas’ın solo projesi Débruit, kayıtları geçtiğimiz yıl İstanbul’da birçok konuk müzisyen eşliğinde yapılan yeni albümünü bu ay yayınlıyor.

  7. Bu kez daha planlı: King Gizzard & The Lizard Wizard

    Avustralyalı psikedelik rock grubu King Gizzard & The Lizard Wizard’la son albümleri Nonagon Infinity üzerine...

  8. Şarkı şarkı: Yeni TSU! albümü

    TSU!’yu yeni albümü Dadebe’deki şarkılarının yolculuğunu anlatması için sıkıştırıp, hikâyelerini Sadi Güran’ın ellerine teslim ettik.

  9. “Bandcamp’e âşığım, kasete ölüyorum”: Domuz Records

    Domuz Records’ı ve ilk albümü Fantezi Müzik’i geçtiğimiz ay yayınlayan Jakuzi’yi Taner Yücel ve Kutay Soyocak’tan dinliyoruz.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  11. “Kadınlar üzerinden sınıfsal karşılaşma alanı”: Ahu Öztürk’le “Toz Bezi” üzerine

    Şubat ayında gösterildiği Berlinale’nin ardından geçtiğimiz İstanbul Film Festivali’nden En İyi Film, Kadın Oyuncu ve Senaryo Ödülleriyle ayrılan Toz Bezi’ni filmin yazarı ve yönetmeni Ahu Öztürk’ün ağzından okuyunca, bu sıcak dayanışma hikâyesiyle bağınız daha da artacak.

  12. Anneler toplumun monadları: Senem Tüzmen’le “Ana Yurdu” üzerine

    Geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nden bu yana tüm dünyayı dolaşan, yılın en iyi yerli filmlerinden Ana Yurdu bu ay gösterime girerken, filmi yazan ve yöneten Senem Tüzmen’le ana erki, kadın yönetmen meselesi ve festival yapılarını didikleyen bir sohbet gerçekleştirdik.

  13. Dördüncü filmiyle huzurlarınızda: Yönetmen Jodie Foster

    Jodie Foster’ın yönetmen koltuğuna oturduğu ve bu ay izleme şansı bulacağımız son filmi Money Monster’dan yola çıkarak Foster’ın hayatına, ama özellikle de kamera arkasındaki kariyerine yakından bakma fırsatı bulduk.

  14. Mayıs ayı vizyonu: Iskalanmaması gereken dokuz genç yetenek

    Bu ay gösterime girmesi planlanan kırka yakın filmden bazıları, bir süredir yetenekleriyle kendilerinden söz ettiren ve ileride de çok sayıda filmde izleyeceğimiz genç yıldızları oyuncu kadrosunda barındırıyor. Vizyona akın eden bu star adaylarına yakından bakma fırsatını tepemedik.

  15. Meraklısına “iyi” müzik kitapları: Kara Plak Yayınları

    Hikâyelerin hiçbir zaman bitmediği müzik dünyasına ait kitapları kendi dilimizde okumanın keyfini yaşatmak için çalışmalarını sürdüren Kara Plak’tan Betül Kadıoğlu’yla müzik, kitaplar ve yayınevinin kuruluş motivasyonları üzerine konuştuk.

  16. İçselleştirilmiş deneyimin pedagojisi: “Violence & Learning”

    İsveç çıkışlı, interaktif politik tiyatro performansı Violence & Learning’in (Şiddet ve Öğrenme) yaratıcılarıyla, politik tartışmaları canlandırmak için Brecht’in en tartışmalı eserlerinden birine yaptıkları uyarlama üzerine bir sohbet.

  17. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler