2021, yerli sahnede pek çok heyecan verici tanışmayı beraberinde getirdi. Senenin müzikal dökümünü çıkarırken ilk kayıtlarıyla birçok yeni sesin ağırlıkta olduğunu fark etmiş olmak başlı başına sevindirici bir nüans. Uzunçalarlar ve EP’lerden karışık 65 kayıtla, 2021’de yerli sahneden neler dinledik, hatırlayalım.

Yangın – Hepsi Bu Kadar Mı?
(Tamar Records)
Aralık 2019’da kurulan alternatif rock grubunun 20 dakikalık ilk EP’sinde bir hüzün bulutundan geçmeye hazır olun. Karamsar sözleri, kirli vokal üslubu ve ekibin yakın olduğu müzikal stile türlü imalarda bulunan gitar partisyonlarıyla Hepsi Bu Kadar Mı?, varsa içinizdeki yangını harlayacak yoksa da beklenmedik bir fırtına koparacak bünyenizde.

Dilan Balkay – KUYU
(Bağımsız)
Trompet ve geri vokalde yerli sahneden birçok grup ve müzisyene eşlik eden Dilan Balkay’ın ilk solo albümünü dinlemek, müzisyenin düştüğü kuyuda verdiği partinin yankılarını duyuyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Günlerin aynılığının verdiği zaman kaybı düşüncesinden farklı olmanın getirdiği yalnızlığa, korkulardan samimi öz eleştirilere doğru akan, kişisel çıkmazlar dışında kendi jenerasyonunun buhranlarını da oldukça iyi anlatan dokuz şarkı bir arada.

Şevket Akıncı – Dünyada Saat Kaç?
(Tarla Records)
Müzisyen, besteci, serbest doğaçlamacı, akademisyen, yazar ve prodüktör Şevket Akıncı’nın son albümü; çeşitli ev stüdyolarında kaydedilmiş, pandemi döneminin halet-i ruhiyesinin bir dışavurumunu sunan çok sesli bir çalışma. Birçok konuk müzisyen, parçalara kendine has nefesler üflemiş. Köşeleri döndükçe karşınıza ne çıkacağını kestirmenin güç olduğu, merakla körüklenen bir dinleme deneyimi.

Ekin Fil – Feelings
(A Sunken Mall)
2020’nin endişesinin ortasında, bizzat Ekin Fil tarafından yazılmış ve kaydedilmiş sekiz şarkılık yeni koleksiyon. Ambient drone-pop sularındayız, azın çokluğunu deneyimliyoruz. Bir bulanıklık, belirsizlik hâli yankılanıyor kulaklarımızda ama huzursuz değiliz çünkü yağmurun sesini, kuşların cıvıltısını duyabiliyoruz hâlâ; bu dipten çıkış yakındır, hissediyoruz.

Alp Ersönmez – Cereyanlı A / B
(Space Goats)
Alp Ersönmez, 2013’ten bu yana sahneleri titreştiren “Cereyanlı” projesinin kayıtlarını nihayet albümleştirdi. Şahane bir ekibe eklemlenen İsveç’ten Papa Dee, Brezilya’dan Thalma de Freitas, Fransa’dan Erik Truffaz ve Norveç’ten Bugge Wesseltoft gibi isimlerle birlikte hayat bulan koleksiyon yaratıcı nefesli yazıları, funk-vari gitar partisyonları, enerjik ritimler ve incelikli çalımıyla dikkat çekiyor.

ALAN2021
(XSM Recordings)
XSM Recordings’in ilk yayını olarak 2020 Onur Haftası’nda paylaşılan “ALAN 2020”, bir yıl sonra, 29. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası için 11 yeni remiksten oluşan bir derlemeyle yeni dehlizlerde yankılandı. Mx. Sür – Kübra Uzun düetine remiks yapan isimler Age Reform, Basic Disarm, Çiçek Çocuk, Elz And The Cult, Fosil, Jtamul, Mx. Sür, robogeisha, Salih Topuz, Tatanga Soundsystem ve Uase.

Da Poet – Kendini Bul
(Sony Music Türkiye)
Da Poet’ten Poetika’yı takip eden 10 yılın ardından ilk solo rap albümü. Kendini Bul’da her zamanki gibi ilgi çekici iş birliklerine gitmiş. Yıllar içinde sıklıkla birlikte stüdyoya girdiği Allame, Barış Demirel, Baneva, Karacalı, İdil Meşe, Levvera, Şam, Kayra, Savai; yeni Da Poet albümünde. Kobe Bryant ve Boris Becker’e selam çakan Savai düeti “Meteor”, favorimiz.

Deniz Cuylan – No Such Thing As Free Will
(Hush Hush Records)
Portecho’dan Manner’a sayısız grup ve iş birliğinin parçası olan Deniz Cuylan için, kendi tabiriyle “denizin dibine tek başına dalmanın” zamanı geldi. İlk solosu No Such Thing As Free Will, sarmal gitar melodileri ekseninde şekillenen ve bünyede masaj etkisi yaratan yarım saatlik bir dinleyiş sunuyor. Muhteşem kliplerine de mutlaka göz atın.

Batuhan Mutlugil – Yadigar
(Pasaj & Garaj Müzik)
Duman gitaristi Batuhan Mutlugil grubun diğer iki üyesinden birkaç yıl sonra, 2021’de ilk solo açılımını yaptı. Tanıdık ses paleti ve son dönemde sık rastlamadığımız sadeliğiyle son derece keyifli ve nostaljik bir dinleme deneyimi vadediyor Yadigar. 2000’ler başı rock sularına tekrar dalmak isteyenler için birebir.

Lil Zey – Kara Tiyatro
(Universal Music)
Gerçek karakterler, gerçek mekânlar ve gerçek yaşanmışlıkları hikâyeleştirdiği teklileriyle yerli hip hop sahnesinde tüm dikkatleri üzerine çeken Lil Zey’in ilk uzunçaları. “Olamam İflah”ta Khontkar, “Peygamber Sabrı”nda ise Goko! mikrofon başında Lil Zey’e eşlik ediyor. Albümün prodüksiyonunda Muerte Beatz ve EEI’la birlikte çeşitli parçalarda SZR, III ve Simülasyon’un parmağı da var.

Berk İçli – Glimpses of an Eternal Bloom
(Zel Zele Records)
Yer yer karanlık, yer yer duygusal, yer yer de düşsel tınlayan Glimpses of an Eternal Bloom, çok geniş bir ses paletiyle hayat bulmuş bir kayıt. Piyano başrolde ama nefesliler, elektronikler, yaylılar, ses kesitleri ve alan kayıtları gibi katmanları olan zengin bir sonik dünyaya sahip. Bu çeşitlilik, albümün tematik bütünlüğünü de derinleştirerek zihin açıcı bir dinleme deneyimini beraberinde getiriyor.

Islandman – Godless Ceremony
(Music For Dreams)
Islandman’in üçüncü albümü, kökleri Anadolu toprağına tutunmuş; dalları ise Kuzey Afrika çölleri, Hindistan ve Ekvador’a uzanarak iklimleri, kültürleri birleştiren bir dünya ağacının serpilişini kutlama seremonisi. Türlü etnik enstrümandan yayılan sesler elektronik dokunuşlarla zenginleşiyor, sınırlar yok oluyor, ruhlar yaşam enerjisiyle dolup taşıyor.

Kaptan Kadavra – Kaptan Kadavra
(Captain Cadaver Records)
Groove ve death metal arasında bir çizgiye sahip Ankaralı Kaptan Kadavra’nın ilk albümü. Kapak görseliyle 90’ların Floridalı death metal gruplarını anımsatan Kaptan Kadavra, tamamı Türkçe sözlerden oluşan albümünde öfkeli ama eğlenceli bir atmosfere çağırıyor.

Okay Vivian – Saye
(IA Records)
Pervin Güzeldere’nin kırılgan ve hipnoz edici ses bütünleri yarattığı müzikal kimliği Okay Vivian’ın son numarası. Polonyalı etiket IA Records bünyesinde yayımlanan Saye; fısıltılar, nefes alışverişleri ve titizlikle kurgulanmış prodüksiyonlarla yarım saatliğine bilinmezliğin içinde süzülmeye çağırıyor.

Hakan Özer – O N C A G Ü N L E R
(People Make Music)
Ressam ve akademisyen Hakan Özer’in 1997’den bu yana yaptığı besteleri buluşturan bir ilk albüm. Kayıtları, Burak Güngörmüş ortaklığıyla Büyükada’da gerçekleştirilen O N C A G Ü N L E R’de dokunuşlarına rastlayacağınız isimler arasında Nilipek., Demet Çizenel, Emre Malikler ve Tuğhan Garip de var. Özer, yaşanmışlıkları ve hafızaya kazınanları hiç aceleye getirmeden, dingin dingin anlatıyor şarkılarında.

Alper Tuzcu – Raíz
(Palma Records)
Besteci, prodüktör, gitarist ve GRAMMY Ödülleri Jüri Üyesi Alper Tuzcu’nun son numarası. Akdeniz’in müzikal geleneklerini farklı uçlarla kesiştiren 2020 çıkışlı Imagina ve Migrante‘yi takip eden Raíz’le üçleme tamamlandı. EP’ye ismini veren kelime, Portekizce’de “kökler” anlamına geliyor ve dört parça farklı kültürlerin köklerine ellerini uzatmayı başarıyor.

Palmiyeler – Şeytan Odama Geldi
(Bağımsız)
2021 başlarında kucağımıza düşen Şeytan Odama Geldi, ağır ağır yanan, psikedelik bir western filminin müziği gibi tınlayan “Doğan Güneş Bizi Yakar”la açılıyor. Bir ninniyi andıran “Perdeyi Arala” ile sona erdiğinde hızla, başlat tuşuna yeniden basacağınıza şüphe yok. Zamanın ruhuna fazlasıyla uygun bir albüm. Kalabalıklar hâlinde zıplayıp hoplayarak, hep bir ağızdan eşlik edilen Palmiyeler şarkıları yerine yalnızlığa dost olacak türden melodiler serpiştiriyor.

Deniz Taşar – Pişman Olunmayan Dünler
(Bağımsız)
2016’da ilk EP’si Uykuda Bir Bulut’la ve ardından kimi heyecan verici iş birliklerine de imza attığı teklileriyle yerli caz sahnesine ferah bir soluk getiren Deniz Taşar’ın ilk uzunçaları. Kapsamına pop, elektronik dokunuşlar ve hip hop hissiyatını da dâhil ettiği koleksiyonunda kişisel anlatılar kurguluyan müzisyen, pişmanlıktan ziyade ders çıkarmaya ve büyümeye çağırıyor.

Barış Demirel – Mutluluklar
(Gülbaba Records)
Barış Demirel; ikinci solo albümünde hip-hop, lo-fi, rap ve caz sularından yaratıcı örnekleri, bazen mizahi bazen iç ısıtan sözlerle harmanlıyor. Uzun zamandır aralıksız bir üretim hâlinde olan müzisyenin şarkı yazarlığında yüzünü döndüğü yeni doğrultudan paylaştığı ilk manzara kişisel, duygusal ve retro hislerle dolu.

Adamlar – Harekete kimse mâni olamaz.
(Sony Music)
Adamlar, iki yıllık sessizliğini dört şarkılık EP’siyle bozdu. Önceki işlerinden farklı olarak bu seferki akışta, elektronik ritim unsurları ve retro synth tonları ön planda. Grubun yeni ses paletini, alışkın olduğumuz iddialı sözler ve rap’e göz kırpan vokaller tamamlıyor.

Badmixday – Goya
(Dome of Doom)
Trip-hop, ambient, breakbeat gibi türlerle harmanladığı nitelikli bir sound yakalayan prodüktör, Los Angeles merkezli plak şirketi Dome of Doom etiketli albümünde bir kez daha inişli çıkışlı ama pürüzsüz bir akıcılık yaratıyor. Yer yer meditatif, yer yer nefes nefese bırakan sekansların yarattığı soyut bütün, günün hangi saatinde dinlediğinize göre üzerinizde farklı etkiler bırakıyor.

Nihan Devecioğlu – Urban Lullabies
(Whatabout Music)
Urban Lullabies, arkadaşlıklara ve ev fikrine adanmış. 18 yıldır “evinden” uzakta yaşayan Nihan Devecioğlu, yeni müzikler vasıtasıyla kişisel yansımalar yakalamak adına şarkılarına farklı ülkelerden dostlarını davet etmiş; onlardan, kendi evlerine ait ezgiler, ninniler yükseltmelerini istemiş. Ortaya çıkan iş çok sesli, çok kültürlü ve her dönemeciyle merak uyandırıcı.

pembe – Yalnız Hissedersen
(Mevzu Records)
İlk uzunçalarını yayımlayan screamo / punk dörtlüsü gizlenemeyen büyük travmalar, içinden çıkılamayan depresyon hâli ve inatla tutunmaya çalıştığımız iyimserliğin çelişkili karışımından ilhamla üretiyor müziğini. Sekiz şarkılık koleksiyonda ani mod değişimleri ve yüksek dozda agresyon içeren bir dinleme tecrübesi bekliyor sizi. Kemerlerinizi bağlayın.

Jakuzi – Açık Bir Yara
(City Slang)
“Açık Bir Yara” ve “Hiç Işık Yok” isimli parçalar, Jakuzi’nin duygulu retro pop dünyasında yeni kapılar açıyor. Hatta ikisi de farklı kapılar açıyor. “Açık Bir Yara” daha soyut ve soğuk temaların hâkimiyetinde; “Hiç Işık Yok” ise dans pistlerine göz kırpan, çarpıcı ve akla yapışan türden düzenlemelere sahip.

Moustapha S. – Beautiful Burnout
(XSM Recordings)
DJ mahlası ASîDE’yle ve düzenlediği parti serisi X: Queer Underground’la tanıdığımız Moustapha S.’in ilk kısaçaları, lo-fi tekno sularında gezen üç şarkıdan oluşuyor. İki parçada da Nayo Jones ve Anita D’nin vokallerini duyuyoruz. Bir kulüpte sabahın ilk ışıklarına kadar dans etmeyi özleyenlere gelsin.

LiNANiL – Left Behind
(Luna)
Karanlığı çağrıştıran tınılarla hücrelerinize tanımsız bir enerji dolduran parçalar, LiNANiL’i etkileyen ve kendine iz bırakan şeyleri barındırması itibarıyla oldukça kişisel. Eklektik yapısıyla her biri ayrı birer dünya olan dört parça, heyecan uyandıran bir ekibin güç birliğiyle hayat bulmuş.

Emre Tankal Quartet – Kadıköy
(Ada Müzik)
Caz gitaristi Emre Tankal, Kadıköy’e taşınmasının ardından yaşadığı içe dönük dönemi yedi parçalık bir hikâyeye dönüştürmüş. Dörtlüyü Tamer Temel, Berke Özgümüş ve Volkan Topakoğlu tamamlıyor. Hayyam Stüdyoları’nda gerçekleşen kayıtların miks ve mastering’i Derin Baylan ve Demirhan Baylan tarafından yapılmış.

Rinxlaya – Denek00
(M4NM)
Deneysel hip hop üretimleriyle baş döndüren Rinxlaya’nın ilk EP’si. Wodashin düeti “B12” ile yolunu gözlediğimiz koleksiyon, sene boyunca ziyaret ettiğimiz bir hazineye dönüştü. Nitelikli prodüksiyonları ve hikâyeciliğini, her parçada yaptığı iş birlikleriyle harlıyor. Document1, Grejuva, Tembel Hayvan, Emiladil; Denek00’da parmağı olan diğer isimler.

Geeva Flava – HADAL ZONE
(Gülbaba Records)
Adını okyanusun en derin bölgesinden alan Hadal Zone, gerçekten kendi içine çeken bir okyanusta bilinmezliğe dalmak gibi hisler bırakıyor dinleyende. Önceki işlerinden alışık olduğumuz gibi rock, caz, elektronik ve folk türlerinin özgün bir karışımıyla karşımızda Geeva Flava. Bir çizgi romanla desteklenen tematik bir iş aynı zamanda.

Brek – MUTSUZLAR
(Dokuz Sekiz Müzik)
Zifiri karanlık değil, biraz ışık var. Brek’in 10 parçalık yeni lo-fi pop koleksiyonunda, türlü mutsuzluk hâllerini bulanık gölgelerden okuyoruz. Oluşturduğu bütünlüklü sonik dilin yanı sıra güçlü hikâye anlatımıyla da müzisyenin üçüncü uzunçalarını dinlemek, sakin bir suyun akışını izliyormuş gibi hissettiriyor. Bulutlu havalara yakışan, döndüre döndüre dinlemelik bir albüm.

Fanikedi – Seni Severim, Bilirsin
(Hexe Music / Table Records)
Fanikedi mahlaslı Zeynep Çetinel ikinci albümünü, babaannesi Gülten Çetinel’e ithaf etmiş ve “Keşke yine dağlara bakan mutfakta oturup beraber dinleyebilseydik.” notuyla paylaşmıştı. Çoğunluğu akustik, oldukça sade altyapıları yaratıcı söz yazarlığıyla özgün kılan, çocuklukla bugün arasında mizahi hesaplaşmalar yapan, tatlı bir kayıt.

Anıl K.Y – Hand Over First
(Nuhado)
Anıl Kırkyıldız’ın Anıl K.Y mahlası ile hazırladığı bu albüm, yerli hip hop camiasından son dönemde çıkan en sıkı beat ve samplingleri duymak için kulak kabartılması gereken türden. Da Poet’in kurucusu olduğu Nuhado etiketini taşıyor ve DP ile birlikte Savai ve Da Froi gibi şirketle bağlantısı olan diğer müzisyenlerin de albümde parmağı var.

Barış Ergün – Impaired Singularity
(Shalgam Records)
Karantina sürecinde yeni ilhamlar için Karadeniz’e taşınan Barış Ergün, geçmişinde müziğin kapladığı alanın ve çağrıştırdığı hislerin ne kadar değişken olduğunu fark etmiş. İkinci albümünde, yabancı kaldığı yaşanmışlıkların izleri üzerinden karanlık ses dokularını kaotik bir bütünde buluşturmuş.

Soft Analog – Arasında Dünyanın
(Morrie Records)
Arasında Dünyanın EP’sinde, 70’lerin disko tınılarını retro synth tonları ve keyifli vokallerle harmanlamış Soft Analog. 2019’dan beri alternatif pop sahnesini renklendiren Ankaralı ikili, kısaçaların prodüktörlüğünü de bizzat üstlenmiş. Renkli ışıklarla bezenmiş bir odada hiçbir şey düşünmeden dans etmek gibi.

Koray Kantarcıoğlu – Havuz I-II
(Cloudchamber Recordings)
Koray Kantarcıoğlu’nun sonik deneyleri devam ediyor. Uzun soluklu iki parçadan oluşan yeni çalışması, lo-fi ambient sularında gezinmekte. Düşsel bir evrende yankılanan ses bütünlerinin kaynak materyalleri yine Koray’ın Türkiye’den topladığı uçsuz bucaksız kayıt arşivi. Önceki işlerinde olduğu gibi bir loop havuzu etrafında şekillenen parçalarını bu kez bilgisayar ortamında değil; analog bir kurulumla işlemiş.

Cengiz Baysal – Cake Pants and Pie Shorts
(Space Goats)
Kerem Görsev, Mercan Dede, Duman, Okay Temiz gibileriyle çalmış caz davulcusu Cengiz Baysal’ın dört şarkılık tematik EP’si. Tematik oluşu, yaratım sürecinden geliyor. Zira uzaktan müzik yapma deneyimini doğaçlama alışkanlıklarıyla buluşturmak için kendine kimi kurallar koyarak üretim sürecine girmiş Baysal. Kendisine Selen Gülün, Adam Hutcheson, Sarp Maden, Ercüment Orkut, Jared Pauley ve İlker Özalp, mesafeli (!) bir şekilde eşlik etmiş.

M4NM:0012
(M4NM)
Bağımsız sahnede deneysel hip hop ve civarında nitelikli işler üreten M4NM kolektifi, 12. yaşını harika bir toplamayla kutladı. Mostraw’un oldskool beatleriyle açılan albümde Ağaçkakan, Oldeaf, I’mpty, Rinxlaya & Vaa gibilerinden yeni güzellikler var. Beş yılın ardından yeni bir RSPC şarkısı dinlemek de sevindirici.

Kristal Kit – Kristal Kit
(Shalgam Records)
Müzikal yolculuğuna 2020’de başlayan İstanbullu beşli Kristal Kit’in kendi adını taşıyan ilk yayını. Rock geleneğinden çokça fikir ve türlü elektronik numarayı post punk değirmeninde öğüten dört şarkı, tek bedende birden fazla hayat yaşayan birinin iç dünyasını seslendiriyor. İlk karşılaşmada koyu bir atmosfer çağrıştırsa da dinledikçe enerji yükseliyor, güneş yüzünü gösteriyor.

Melike Şahin – MERHEM
(Diva Bebe Records & Gülbaba Records)
Merhem, “Al bir nefes çek göğsümden” diyen; kısa ve atmosferik şarkı “Serim”le başlıyor. Melike Şahin’in iç dünyasının kapılarını ardına kadar açtığının sinyallerini veriyor âdeta. Bir yandan da albümdeki sonik dünyanın haberciliğini üstleniyor. Nitekim Şahin’in 2017’den bu yana yayımladığı solo şarkılarına nazaran çok daha belirgin elektronik dokunuşlarla karşılaşıyoruz.

Çağrı Sertel – Burada Buysa Budur
(Space Goats)
Türkiye caz sahnesinin en üretken müzisyenlerinden Çağrı Sertel, konserleri devam eden Multiverse projesinin yanı sıra, 2021’de üç tekli ve iki albüm yayımladı. İsim tercihiyle de başımıza gelenlerin geçiciliğine vurgu yaparak sakin olmaya yönlendiren sekiz şarkının buluştuğu Burada Buysa Budur, 15 dakikalık akışına onlarca fikir ve esinti sığdırıyor.

Helak – Gnosis
(Opus Lazuli Records)
Post / sludge metal adına nitelikli işler ortaya koyan İstanbullu üçlü Helak, ikinci albüm Heritor’un üzerimizdeki etkileri henüz silinmeden çarpıcı bir yeni koleksiyonla çıkageldi. Gnosis’te ekibe, bas gitarıyla Cenk Turanlı da eşlik etmiş. Dört uzun soluklu şarkı, kendi başlarına hikâyeler anlattıkları gibi bir bütünün parçalarını da oluşturuyor.

Cem Özel – Esra
(Sony Music Türkiye)
Birçok enstrüman çalan, şarkı yazan, söyleyen, prodüksiyon ve DJ’lik yapan Cem Özel, 2021’e üç şarkılık bir EP bıraktı. Şarkılar; synth-pop, soul, electronica ve kara mizah gibi eklektik etkilerin bulunduğu Aşk Ölmez (2018) albümünün kayıtları sırasında yazılmış. Ritmine birkaç saniye içinde kapılacağınıza şüpheniz olmasın.

Hedonutopia – Nergist
(Dokuz Sekiz Müzik)
Yedi yılda yedişer şarkıdan oluşan yedi albüm yayınlama planı tıkır tıkır işleyen Hedonutopia’nın altıncı durağı. “Kara bir kuş uçtu içimizden.” notuyla paylaşılan albüm, grubun önceki işleri gibi yoğun synth katmanları ve bir sanrı gibi tınlayan bol tekrarlı vokalleriyle hemen kana karışıyor.

Fluctuosa – Physical Hack
(Müstesna Records)
İstanbullu prodüktör Doğukan Açar ya da sahne ismiyle Fluctuosa; incelikli, tuhaf ve çok katmanlı şarkı yapılarıyla bir sonik portal yaratmayı başarıyor. Son işi Physical Hack, aynı zamanda Müstesna Records için kaydettiği ilk albüm ve sekiz zihin bükücü şarkıdan oluşmakta.

Kamufle & Lara Di Lara – Denge
(Dikkat Records)
Farklı müzikal geleneklerden filizlenen iki üretken müzisyenin beklenmedik güç birliği. Lara Di Lara ve Kamufle, ismiyle müsemma bir ortak evren yaratıyor. Lo-fi hip hop ve R&B ağırlıkta ama sürprizlere de açık olun. Barış Demirel eşlikli kapanış şarkısı “Yapma Be Arkadaşım”, EP’nin zirve noktalarından.

Ozoyo – Oquo
(Threefinger)
Kısa formatlı, tematik yayınlarından tanıdığımız prodüktör Ozoyo, dinleyenleri bu kez Dünya’dan uzak bir okyanus gezegeni olan Oquo’ya davet ediyor. Sakinleri, ışık ve sesle iletişim kuran, cinsiyetsiz su canlıları olan bu yerin kraliçesi de herkesi iyileştirme gücü taşıyan psişik bir varlık. Katmanlı synthler, manipüle edilmiş samplelar, davul makinesinden çıkan yaratıcı ritimler ve doğada kaydedilmiş kimi sesler ahenkle size doğru akıyor.

Ikaru – Monolith
(Gülbaba Records)
Parçalarında karanlık ve eklektik bir hava yakalayan Ikaru’nun ilk stüdyo albümü. Monolith, barındırdığı elektronik sesler ve etnik enstrümanlarla dinleyeni âdeta antik çağ ve günümüz arasında bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Tek yönlü değil üstelik, bir o yöne bir bu yöne savurarak.

Çıkıntı – Entropist Lehçe
(Mevzu Records)
Hip hop ve bas müzik esintilerinin karanlık ve karamsar bir karışımını sunan Çıkıntı 2021’e, yine tesirli bir koleksiyon olan Entropist Lehçe’yi bıraktı. Dört şarkılık EP baştan sona dinlendiğinde isyankâr ve hesap soran tavrıyla, puslu bir gecede hızlı adımlarla yürüyormuşuz gibi bir his bırakıyor.

Sarp Maden – Aperlai
(Lycia Records / Space Goats)
Bir işitsel anı derlemesi. Her parça, Sarp Maden’in hayatından farklı kesitlerden yola çıkarak, ilham alarak ya da o ânda yazılmış. Mesela albüme ismini veren şarkıyı, Kekova’daki çok sevdiği antik kente; “119/5”i, yıllarca Cihangir’de yaşadığı eve ithaf etmiş Maden. Yaklaşık 30 yıldır birlikte üretmeye devam ettiği Eylem Pelit, Volkan Öktem, Cengiz Baysal gibi isimler, bu kişisel anıları sonik dünyaya taşımakta Maden’e yardım etmiş.

Başka Yer – Kalk Yataktan
(Rakun Müzik)
İçinde bulunduğumuz zamanın kolektif ruhsal haritasını kat ediyor dört şarkılık bu ilk EP. Yer yer kara bulutlar diziliyor tepemize, yer yer umut ışığı aydınlatıyor ortamı. Başka Yer’in kurucuları Çağrı Küçükay ve Erol Arman’la Kalk Yataktan’ı konuştuğumuz podcast’imiz de burada.

Glasxs – Prenses Anksiyete
(Avrupa Müzik Yapım)
Okyanuslardan, denizlerden ve ıssız kumsallardan ilhamla yaratılmış bir albüm. Aslında iki albüm. Biri Türkçe, biri İngilizce. Londra’da yerleşik müzisyen ve prodüktör Glasxs, yine bütünlüklü bir tema inşa etmiş. Kendisinden duymaya alışkın olduğumuz yoğun synth katmanlarını farklı akustik tınılarla derinleştiriyor Prenses Anksiyete.

Ozan Tekin – Anarya I
(Bağımsız)
Anarya’yı geriye doğru bir göç hikâyesi olarak tanımlıyor Ozan Tekin. Adana’da başlayan, İstanbul’a uğrayan ve ân itibariyle Almanya’da süregelen yaşanmışlıklarını, piyanosunun başında; bugünden geçmişe doğru melodilere döküyor. Anarya I, göçün son durağı olan Almanya’daki deneyimlerinden ilhamla oluşmuş bir seçki.

Müjver – Cümlemize
(Put Out Records)
Bir tutam funk, bir tutam disco, bir tutam trip hop, bir tutam house füzyonu; zeminde de tavizsiz groove banyosu. Müjver, dans müziğinde sıklıkla canlandırılan 70’ler / 80’ler havasını günümüz İstanbul’undan estiriyor. İlgi çekici anlar ve ferahlatıcı etkiye sahip bir prodüksiyonla Cümlemize, heyecan verici bir tanışma. “Seversin”de de dedikleri gibi, sabaha kadar dans edeceğiz!

Cava Grande – Hollow Shell
(Santima Records)
Cava Grande’nin son yıllardaki canlı performans kurulumunda yer alan Hazal Döleneken ve Serkan Emre Çiftçi’den dokunuşların da yer aldığı Hollow Shell, atmosferik ve bir o kadar da sinematik düzenlemelere sahip şarkılardan oluşuyor. Synthesizer meraklılarının ilgisini çekecek nüanslarla bezeli albümde çok katmanlı ve girift şarkıların yanı sıra “A Memory” ve “Relapse” gibi maceranın arasında nefeslenmenize, içe dönmenize bolca alan yaratan kayıtlar da var.

Korhan Futacı – Shadowboxing
(The State51 Conspiracy)
İsmini boksörlerin kendi kendilerine boks yapmalarına verilen terimden alan ve Gölge Boksu anlamına gelen Shadowboxing, Futacı’nın karantina günlerindeki insansızlık hâline yaptığı bir gönderme. Baştan sona bir ritüeli andıran bir dinleme deneyimi sunan albümün ritim düzenlemelerinde ve prodüksiyonunda Burak Irmak da eşlikçi.

Baneva – MANIFESTOR
(Universal Music Türkiye)
2018’den beri yayımladığı teklilerle Türkçe rap sahnesinde heyecan yaratan Baneva’nın beklenen ilk albümü. Tüm sözler Baneva’ya ait, prodüktör koltuğunda ise Da Poet, SKAII, GOKO! gibileri var. Albümün çıkış teklisi “Amigo” için Çağatay Aytaç’ın çektiği fiyakalı klip de burada.

The Ringo Jets – Unlimited Lunch Pack
(Ferment Records)
“The Ringo Jets 101’e hoş geldiniz!” Unlimited Lunch Pack, bir zaman makinesi işlevi görüyor. Grubun yerli rock’n’roll sahnesinde fırtınalar estirdiği 10 yıllık serüvenin başlarına ışınlayan EP ile zamanında el yapımı CD’lere basılmış kayıtların ilk kez dijitale taşındı. “Fool’s Crown” isimli fiyakalı bir yeni şarkı da var üstelik!

Moko – Küçük Dünya
(Hexe Music)
“Ben Moko, karanlığın şekil değiştiren efendisi. Serbest bırakılmış korkunç bir şeytandım. Ama sihirli bir gitar kullanan ahmak bir müzisyen, önüme çıkıp bana karşı koymaya başladı. […] ve onu, emo duygularımın hâkim olduğu Küçük Dünya’ya yolladım…” Moko’nun midwest emo rock sularında gezen tematik albümü, bu türde yapılmış ilk Türkçe sözlü denemelerden biri. İsyankâr ve tabii ki yoğun duygularla dolu.

OmA – iKi
(People Make Music)
Demet Çizenel ve Burak Güngörmüş’ün Büyükada’daki komşuluklarıyla ortaya çıkan OmA’nın ikinci albümü. Bu sefer hem İngilizce hem Türkçe sözlü şarkılar var ama herhangi bir janr ile tanımlamanın kolay olmadığı bir beste skalası söz konusu. Yer yer salaş bir pop hissiyatı, yer yer tekinsiz elektronik sekanslar ön plana çıkıyor.

Grup Ses – Beats From the Vaults (2008 – 2021)
(Discrepant)
2019’da Ethnique Punch’la Deli Divan, Elektro Hafız’la da Varyete albümlerini yayımlayan Grup Ses, bu kez kişisel arşivinin derinliklerine dalan bir koleksiyonla eklemleri esnetiyor. Dijitalde 14, plak baskısında 24 şarkılık bu derleme, Grup Ses’in Soundcloud hesabında senelerce arşınladığımız kimi “yarım kalmış” parçaların son hâllerine getirilmiş versiyonlarını buluşturan bir amme hizmeti âdeta!

Gramafonia – Global Bando
(Tamar Records)
İlgi çekici prodüksiyon denemeleri ve kendine has flowuyla uzun yıllardır hip hop sahnesindeki kolaboratif üretimlerini takip ettiğimiz Gramafonia’nın solo albümü, bir direniş hikâyesine ses veriyor. Kısa soluklu şarkılar sanki hiç bitmiyormuş hissi uyandırıyor ve daha fazlası için ağız sulandırıyor.

Taner Öngür – Alarm 21
(Bağımsız)
Taner Öngür, 1992 tarihli Alarm albümüne bugünden bakıyor ve sözlerine, şarkı sırasına dokunmadan yeni bir çehre katıyor. Sonik detayların yanında arşivden çıkarılmış bir de yeni parça var: “Limon Sıkılmış Deney”. Çıkışı 1970’lerin başlarında Moğollar’ın Levent’teki evinde yaşadıkları psikedelik bir deneyimmiş.

Şenay Lambaoğlu – Hayat Defteri
(Ada Müzik)
Her yayınında farklı bir sound ve ifade biçimi arayışına girişen Şenay Lambaoğlu’nun iki bölüm hâlinde yayımlanan yeni albümü. Zamanın tortusunu hemen her şarkıda hissettiren Hayat Defteri’nde Lambaoğlu’na, aynı zamanda albümün müzik direktörü de olan Hakan Kurşun’la birlikte Eylem Pelit ve Volkan Öktem eşlik ediyor.

Berke Can Özcan – Cicadas & Kitharas
(Bağımsız)
Çok yönlü müzik insanı Berke Can Özcan’ın şapkasından ne zaman ne çıkaracağını kestirmek imkânsız. Dört şarkılık son albümü, ilhamını bir ağustos böceği ve kitharanın mitini anlatan Making Noise kitabından almış. Büyürken müzisyene ilham kaynağı olmuş üç gitaristle birlikte yapılmış kayıtlardan oluşuyor koleksiyon: Erkan Oğur, Sarp Maden ve Serdar Ateşer. Hem âna odaklı hem de kesişmelerin büyüsüyle derinleşen bir kayıt. Baştan sona, her dalışta üstü kapalı hislerinize yaklaştıran içsel bir deneyim.

Hayvansaray – Hayvani
(Tamar Records)
Sınırların ötesinden uzanarak “hip hop space fabl opera” türünün bir yansıması olarak kurgulanan Hayvani, karakterleri At Bey, Sincap, Albay Hayvansaray ve Tardi ile dinleyiciyi altı bölüme ayrılan dünya ötesi bir yolculuğa çıkarıyor. Uzayın bilinmezliğinde süzülen karakterlerimiz kuantum mekaniğini ele alıp tekillik-düalizm paradoksunda salınarak çocukluğumuza işlemiş masalları ters yüz ediyor.
Yazılar: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Zeynep Naz Günsal