Cannes Film Festivali, Berlinale, Avrupa Film Akademisi gibi otoritelerce ödüllendirilmiş, Hollywood’da da etkileyici bir kariyer rotası çizmiş oyuncu Ingvar Sigurðsson; kalburüstü performanslarla bezeli köklü kariyeri ve karakteristik yüzüyle ülkesi İzlanda’nın önde gelen oyuncuları arasında. Hvítur, hvítur dagur / A White, White Day, Englar alheimsins / Angels of the Universe ve Lamb, filmografisindeki önemli duraklardan bazıları.

Kendisiyle 6. Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması vesilesiyle kısa bir sohbete giriştik. A White, White Day’deki tesiri yüksek oyununun yaratım sürecinden konuk oyuncu olarak yer aldığı Succession’a olan kolektif bağımlılığımızın olası sebeplerine, Türkiye sinemasını takip ederken sıklıkla dil bariyerine takılmasından bir oyuncu için senaryonun taşıdığı hayati öneme, çeşitli başlıklara temas etti Sigurðsson.

Küresel çapta ses getirmiş bir oyuncu olarak, bir proje size teklif edildiğinde ilk dikkat ettiğiniz ne oluyor?

Sanırım ilk baktığım şey, birlikte çalışacağım insanlar. Bazen bir senaryo geliyor, daha metni incelememiş olsam da konuyu biraz biliyor olsam da kimlerle çalışacağımı merak ediyorum. Böylece bunu da hesaba katarak okuyabilirim. İyi insanlarla çalışmak çok önemli çünkü iyi bir senaryoyla çalışmıyorsanız ortaya çıkardığınız iş de iyi olamaz. Bir oyuncu olarak, oynadığınız senaryo metninden daha iyi değilsiniz hiçbir zaman.

Hvítur, hvítur dagur / A White White Day

Size Cannes Film Festivali’nde ödül getiren Hvítur, hvítur dagur / A White White Day’in sinema tarihinde yas duygusu üzerine yapılmış en incelikli işlerden biri olduğunu düşünüyorum. Kaybettiği eşinin sadakati hakkında şüphe duymaya başlayan, gittikçe kontrolünü yitiren bu karakterin farklı katmanlarını layıkıyla yansıtabilmek adına nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?

Yönetmenle gerçekten çok iyi bir ilişki kurduğumuzu söyleyebilirim. Senaryonun final bloğunu yazarken sık sık benimle iletişime geçiyor; her çeşit sanat eserinden, müzikten ve birçok şeyden parçalar gönderip beni besliyor, ilham veriyordu. Bazı şeyler hakkında fikirlerime danışıyordu, aramızda çok iyi bir diyalog vardı. Benim hazırlığım bu şekildeydi. Tabii bir de senaryoyu beni düşünerek yazdığı için şanslıydım.

Filmografinizde uzun metrajların yanı sıra birçok kısa filme de rastlamak mümkün. Uzun metraj ve kısa metraj projede yer almak arasında nasıl bir deneyim farkı var? Bir kısa filmi etkileyici yapan unsurlar neler sizce?

Kendi adıma konuşmam gerekirse kısa filmler ve uzun metraj filmler birbirinden farklı ve her proje kendine özgü. Ben kısa filmlerde daha soyut olmayı, özgür düşünmeyi seviyorum. Bence beş dakika gibi bir sürede bir şeyler anlatabilmek çok zor, böyle bir sürede hikâyeyi ve hikâyenin ardındaki hikâyeyi anlatabilmek büyüleyici. Öncesini ve o an gördüklerinizi yani. Bilmiyorum, bence her proje eşsiz. Özellikle iyi bir yönetmen ve açık fikirli insanlarla birlikteyken kısa film çekmeyi çok seviyorum.

Succession

Ülkenizde yürüttüğünüz oyunculuk kariyerinizin yanı sıra Succession, Fantastic Beasts, Justice League gibi öne çıkan Hollywood yapımlarında da rol aldınız. Bu iki dünyanın farklı açılardan ortaklaşıp ayrıştığını tahmin ediyorum. Sormak istediğim ise şu: Succession‘a birçoğumuz bayılıyor, kendimizden geçerek izliyoruz. Neden?

Bu önemli bir soru. Neden Succession’daki gibi insanları izlemek hoşumuza gidiyor? Emin değilim, sanırım birçok sebebi var. Bunlardan biri, senaryonun çok iyi yazılmış olması elbette. Bence kullanılan müzikler, besteler de gerçekten harika ve insanı diziye bağlıyor. Bir de tabii bu tarz insanları izlemeyi seven bir doğamız var. Hayatın bir parçası bu, böylelerinin gerçekte var olduğunu biliyoruz. Dizinin nasıl bu kadar popüler olduğunu ise inanın bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum.

6. Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nın jüri üyeleri arasında yer almak sizin için ne anlama geliyor? İzlediğiniz yapımlarda dikkat ettiğiniz unsurlar, aradığınız nitelikler neler oldu?

Jüri üyelerinden biri olmam istendiğinde gurur duydum. İstanbul’dakilerle tanışmayı umsam da pandemi şartlarını biliyorsunuz. Ne bekleyeceğimi bilmiyordum ama düşündüğümden daha az kısa sürdü. Beş dakikalık filmlerdi, benim izleyeceğim 12 tane vardı ve çok zevkliydi. Gerçekten çok keyifli, hatta bazen şaşırtıcıydı. Ülkenizden çok fazla film izlememiş olsam da arthouse işlerden farklı olarak Türkiye’den bolca iç mekân görmek ilginçti. Farklı ve eğlenceli bir deneyimdi.

Türkiye sinemasıyla aranız nasıl? İzlediğiniz filmler, takip ettiğiniz yönetmenler var mı?

Türkçe çok zor. Çok hoşunuza giden bir şey bulsanız bile isimleri hatırlamak çok zor, hatta yönetmenlerin ismini bile. Ayrıca benim isim hafızam da çok kötüdür. Çok sevdiğim filmlerde dahi “Şu filmin adı neydi, hani şu oyuncu oynuyordu”dan öteye geçemiyorum. Maalesef Türkiye’den filmlerin de isimlerini hatırlayamıyorum. Hatta iki kısa filmde altyazıyı takip etmekte sorun yaşadım çünkü çok hızlı konuşuyorlardı.

Hayatta olsun olmasın, sinema tarihinden “Bir filmde aynı sahneyi paylaşmayı çok isterdim” dediğiniz bir oyuncu veya “Çalışmayı çok isterdim” dediğiniz bir yönetmen var mı? Son olarak bunu sormak istiyorum.

Genelde çok düşündüğüm bir şey değil bu ama çocukken Britanyalı oyuncu John Hurt’ü çok sevdiğimi hatırlıyorum. Öte yandan David Lynch’le çalışmak nasıl olurdu merak ediyorum ama bunun gerçekleşebileceğini pek sanmıyorum. Onun sürrealizmini seviyorum.

  1. Batı’nın alıştığından farklı: Deadly Prey Gallery

    80’lerden bugüne; göz alıcı, abartılı imgeler ve capcanlı renkleriyle büyülü Gana film posteri geleneği.

  2. Rajab Eryiğit’in öz vatanı olarak Amerika

    “Amerika’ya gitsem bile Amerika’da olduğumu hissetmem.”

  3. Aklımdakiler: mor ve ötesi

    Merve Dizdar, Can Öz, Mabel Matiz, Simge Pınar, Can Karadoğan, Nisan Ak, Kanat Atkaya ve Cem Kayıran’dan mor ve ötesi’ne sorular var.

  4. Bir zorunluluk olarak yaratmak: Planningtorock ve dünyasını anlama biçimleri

    Planningtorock ile üretim motivasyonundan bedeniyle kurduğu ilişkiye, aidiyet özleminden turne planlarına varan bir sohbet.

  5. Mahzuni’yle her seferinde yeniden tanışma: Anlat bize Kaan Tangöze

    “Mahzuni, ‘Haşlayın Beni’nin sonunda ‘işleyin beni’ der. Bu bir vasiyet bence. Aldım, yürütüyorum.”

  6. Modern Japon müziğinin mimarı Makoto Kubota neler neler anlatıyor

    Bir yaşayan efsane, yeniden canlanan kayıtlar ve onlarca hatıra.

  7. 8 yazarın zihnini kurcaladık

    2020’nin son çeyreği ve 2021 içerisinde kimi ilk kimi yeni kitabını yayımlamış sekiz yazar, heyecan duyduğumuz yaratım dünyalarına dair merakımızı cömertçe giderdi. Burçin Tetik, Deniz Poyraz, Derya Sönmez, Emirhan Burak Aydın, Hande Ortaç, M. Özgür Mutlu, Sinem Sal ve Yiğit Karaahmet’e sorduk.

  8. İyi dost her şeydir: Bora Akkaş ve Emir Çubukçu sohbeti

    Tiyatro, diziler, halı saha WhatsApp grupları, öykü yazarlığı ve dahası.

  9. İnternetin geleceği ve Web 3.0: Umut mu, hayal mi, zırvalık mı?

    Okuduklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımızdan derlediğimiz bir beraber düşünme pratiği.

  10. Sorularla, cevaplarla NFT âleminde geçen bir yılın ardından

    Türkiye parantezinde farklı disiplinlerden isimler, NFT’ye dair aklımızda dolananları cevaplıyor, deneyimlerini paylaşıyor.

  11. Butik olsun, küçük olsun ve keyif alınsın: Esra Muslu ve Selim Cenkel sohbeti

    Zahter London ve Marsel Lokumları’nın yaratıcıları, geleneksel lezzetleri korumak ve farklı şekillerde ortaya çıkarmak üzerine zihin açıcı bir muhabbete oturdu.

  12. Michel Franco seyirciyle diyalog kurabilmeye inanıyor

    Meksikalı yönetmen Michel Franco ile geçtiğimiz aylarda vizyona giren filmi “Nuevo orden”, ödül sistemine dair hisleri ve daha fazlası üzerine konuştuk.

  13. Ingvar Sigurðsson için her şeyin başı senaryo

    Ingvar Sigurðsson ile ödüllü “A White, White Day” performansının hazırlık sürecinden, konuk oyuncu olarak rol aldığı “Succession”a dair hislerine uzanan bir sohbet.

  14. Yakın dönemde radarımıza girmiş 16 yerli tasarımcı ve üretici

    Geçtiğimiz sene yola çıkan ya da yeni takibe aldığımız; kimi bireysel kimi ise ekip hâlinde çalışan yerli tasarımcı ve üreticilerle konuştuk.

  15. 2021: En iyi 100 yabancı albüm

    Yıl sonu albüm listelerini hazırlamak zevkli olduğu kadar her zaman zorlu bir süreç. 2021 de bereketli bir katalogla bu işi hiiiç kolaylaştırmadı doğrusu.

  16. 2021: Yerli sahneden 65 kayıt

    Uzunçalarlar ve EP’lerden karışık 65 kayıtla, 2021’de yerli sahneden neler dinledik, hatırlayalım.

  17. 2021: En iyi 10 toplama albümü

    Meksika'dan Güney Afrika'ya, Hollanda'dan Kolombiya'ya, 2021’den favori toplama albümlerimiz burada.

  18. 2021: En iyi soundtrack albümler

    Mark Mothersbaugh, Hans Zimmer gibi soundtrack denince akla gelen ilk isimler ile Mica Levi, Dan Deacon gibi kalıplar ötesi üretenler...

  19. 2021: En iyi 75 film

    Geniş havuzdan seçim yapmak hiç kolay olmasa da bir o kadar geniş jürimizle güçleri birleştirdik, 75 filmlik bir kayıt tuttuk.

  20. 2021: Türkiye sinemasından 15 film

    Özellikle ilk uzun metrajını çekmiş yönetmenlerin ve çıtayı yükselten belgesellerin iz bıraktığı bir senenin ardından.

  21. 2021: En iyi 40 yabancı belgesel / belgesel serisi

    Farklı coğrafyalara kamerayı çevirirken sorgulatan, ilham veren, gündem belirleyen veya sadece iyi vakit geçirten 40 belgesel.

  22. 2021: En iyi 10 dram dizisi

    Seyir zevki yüksek, sarsıcı, içerik ve biçimiyle çıtayı yükseğe çıkaran hangi yapımlar gündemimizdeydi? İşte 2021’in bizce en iyi 10 dram dizisi.

  23. 2021: En iyi 10 suç dizisi

    İlkeleri ve sevdikleri arasında kalan dedektifler, ne olursa olsun izini kaybettiren seri katiller, adalet düzenindeki sistematik ırkçılığın kurbanları ve dahası. İşte 2021’den favori suç dizilerimiz!

  24. 2021’in en iyi 10 komedi dizisi

    Dikkat! Yine sadece ekran macerasına 2021’de başlamış komedi dizilerinden bir seçki yaptık.

  25. 2021: En iyi 10 bilim kurgu / fantastik dizi

    Bilim kurgu ve fantastik dizi seçkimize edebiyat klasikleri ağırlığını koydu, animasyonlar yine eksik kalmadı.

  26. 2021: Türkiye yapımı 10 dizi

    Psikolojik gerilimden dönem hikâyesine, absürt komediden seri katil anlatısına 2021'den Türkiye yapımı diziler.

  27. 2021: Gündemimizden 50 kitap

    Gündemimizden 50 kitap seçkimiz 2021’de Türkçede basılmış kitaplardan oluşuyor. Kurmacalar ve kurmaca olmayanlar bir arada.

  28. 2021: En iyi 10 tiyatro oyunu

    2021'in en iyi tiyatro oyunları seçkimiz, prömiyerini 2021'de yapmış işlerden oluşuyor ama bir de bonus var.

  29. 2021: En iyi 30 podcast

    Bu sefer Ne Dinlesek? sorunuza podcastlerle cevap veriyoruz. İlk bölümü 2021’de yayımlanmış podcastlerden Türkçe ve İngilizce karışık, 30’luk bir seçki yaptık.

  30. Künye