Müzik, insanlar arasında dolaysız bağlantılar kurar

Röportaj: Tuvana Adalı

Radiooooo, 2013’te müzik âşıkları tarafından kurulmuş bir müzikal zaman makinesi girişimi. Bir grup arkadaşın geniş müzik koleksiyonunu dünyayla paylaşmak istemesiyle yolculuğuna başlıyor. Belki geçtiğimiz yıllar içinde sizin de onunla yolunuz kesişmiştir. Son 10 sene içinde evrildiği noktada, dünyanın her köşesinden dinleyicilerin keşifleri ve katkılarıyla çoğalmaya devam eden bir müzik arşivi olarak karşımızda duruyor. 

Radiooooo.com’da 1900’lerden bu yana 10 yıllık dilimlerle dünyayı köşe bucak gezmek, arşivin özenli seçkisinde dolanıp başka türlü karşılaşmanın belki de mümkün olmayacağı işitsel mücevherler arasında kaybolmak muazzam bir deneyim. Platformun kurucuları, müzik kültürü aracılığıyla daha açık görüşlü ve anlayışlı bir dünyayı desteklerken müziği, merak ve hayret duygularıyla birlikte merkezde konumlandırıyor. 

Bu müzikli zaman yolculuğu deneyimini mümkün kılan platformun yöneticisi Benjamin Moreau ile konuştuk ve işin mutfağına kafa uzattık. Arşivin nasıl oluştuğu, geride kalan 10 yılda Radiooooo’nun nasıl dönüşümlerden geçtiğine dair aydınlanırken, yakın geleceğe dair heyecan uyandıran planlarından da bazı ipuçları aldık. 

Radiooooo.com ile söyleşimiz,“6 derece uzak” teorisinden ilham röportaj serilerimizden yenisinin başlangıç noktası. Yani önümüzdeki günlerde Radiooooo.com’un seçeceği bir isimle yapacağımız röportaj da burada olacak ve bu muhabbet zincirine peş peşe 6 konuğun seçkileriyle devam edeceğiz.

“Eğer savaşın ortasında kaydedilmiş, unutulup gitmiş bir şarkıya âşık olabiliyorsan; fikrini değiştirmek için politik referanslara ihtiyaç duymazsın.” 

Radiooooo.com‘u başlatmak ilk aklına geldiğinde, müziği zaman ve mekânda duyma fikri sana neden anlamlı gelmişti? Geçirdiğiniz değişimler ve geçtiğiniz eşiklerden bahsedebilir misin biraz? Hâlâ ilk başladığınızda sahip olduğunuz vizyona yakın hissediyor musun ya da bu vizyon zaman içinde nasıl değişti? 

Bilim kurgu hayranı olduğum için oldum olası bir zaman makinesi kullanmak isterdim. Uzun bir süre, bir grup DJ’dik ve dünyayla paylaşmak istediğimiz kocaman bir müzik koleksiyonumuz vardı. Bu fikir de buradan çıktı. Aslında bu fikrin bana gecenin bir yarısı geldiğini hatırlıyorum, yataktan fırlayıp Radiooooo’nun taslağını yazmaya başlamıştım. Bir hafta sonra bunu gerçekleştirmem için bana yardım edebilecek tüm arkadaşlarımla bir akşam yemeği ayarladım ve her şey başladı böylece. Bu noktada bir şirket nasıl kurulur ya da organize edecek para nasıl bulunur, en ufak bir fikrim yoktu. Teknolojik çözümler hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yani her şey gerçekten sıfırdan başladı. Yapabileceğimiz tüm hataları da tabii ki yolda yaptık… Ama eğlenceliydi ve zamanla aşılacaktı tüm zorluklar! Şimdi her gün sıkı çalışan 10 kişilik küçük bir ekibiz. Bunu yapmaktan mutluyuz çünkü projeyi çok seviyoruz ve hızlıca büyüdüğünü görüyoruz şimdi. Ve evet, tam da ilk günden beri hayal ettiğim gibi görünüyor şu anda. Ve çok yakında çok daha iyi olacak! 

Bildiğimiz hâliyle klasik bir radyoya dair en eski anıların neler?

Babam 1970’ler ve 1980’lerde radyo istasyonlarında sunucu olarak çalışıyordu. Bir tür hobisi vardı: Jukebox biriktiriyordu, eski müzik makineleri. Dolayısıyla çocukluğumda müzik ve radyoyla ilgili sihirli bir şeyler olduğunu idrak etmiştim. Bir çocuk olarak babamın kayıt stüdyolarına gidiyordum, tuhaf ve sıcak bir ortamdı. Herkes camları olmayan bu kapalı stüdyolarda sigara içiyordu. Eğlenceliydi yani! 

Bu süreçte sizi en çok heyecanlandıran keşifler ya da iş birlikleri neler? Geriye dönüp bakınca karşılaşmanızın başka türlü mümkün olmayacağı kimler/nelerle bir araya gelmenizi sağladı bu platform?

Radiooooo macerasında bir sürü insanla tanıştım, böyle bir projede geçerli olan bütün parametreler nedeniyle de çok farklı insanlarla. Bazen ilk bakışta heyecan verici duyulmuyor; sanatçı haklarının yönetimi, para toplamak için gereken ticari süreçler ya da neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrin olmayan insanlarla teknik şeyleri konuşmak gibi… Ama aslında, eğer meraklıysan nihayet çözdüğün her problem seni mutlu ediyor günün sonunda. Ama tabii ki yaptığımız en iyi iş birlikleri her gün tanıştığımız müzisyenlerle oluyor. Herkesin Radiooooo.com’a bayıldığını da söylemem lazım; her sabah mail kutumu açtığımda bize mail atan bir sürü mutlu, acayip hevesli insan oluyor. Özellikle sanatçılar, ne zaman iş birliği yapmak için bir müzisyen ya da grupla iletişime geçsek aldığımız yanıt “EVET!” oluyor. Radiooooo herkes için bir keşif ve ilham kaynağı olduğu için böyle, belki de. 

Arşivinizin insanlığın kolektif hafızasından geldiğinden ve platformunuzun müzik kültürü aracılığıyla birbirine karşı daha anlayışlı bir dünyayı destekleyen bir platform olduğundan bahsediyorsunuz. Başladığınızdan bu yana dünyanın kültürel kapsayıcılık ve hoşgörü ekseninde hem daha açık hem de aynı anda oldukça çetrefilli bir doğrultuda ilerlediği söylenebilir. Sizin bu konudaki görüşleriniz/gözlemleriniz nasıl? Bu eksende tutmayı hedeflediğiniz alanda doğrudan deneyimlediğiniz etkileşimler, tanıklık ettiğiniz dönüşümler oldu mu? 

Haklısın, projenin merkezi bir noktası bu. Ama kelimelerle çok fazla felsefe yapmaya gerek yok. Müziğin benzersiz bir gücü var: Duygu. 

Eğer savaşın ortasında kaydedilmiş, unutulup gitmiş bir şarkıya âşık olabiliyorsan; fikrini değiştirmek için politik referanslara ihtiyaç duymazsın. Sadece bu müziğe âşık olmuşsundur ve bu müzik seni sonsuza kadar değiştirebilir. Müzik insanlar tarafından, insanlar için yapılır ve onlar arasında dolaysız bağlantılar kurar. 

Web sitenizde “Müzik Spotify ve Apple’dan fazlasını hak ediyor” yazıyor ve Radiooooo.com aslında Apple Music piyasaya çıkmadan önce vardı. Radiooooo.com’un alternatif bir dinleme platformu olarak yıllar boyu var olmaya devam etmesini ne sağladı? 

Aradaki fark ticaretten önce müziği ve güzelliği düşünüyor olmamız. Merak duymak ve hayret etmek bizim asıl işimiz; para değil. Bunun kokusunu alabildiğinize de eminim.

Radiooooo.com müzik yayını yapan bir platform olarak lisans sorunlarıyla nasıl mücadele ediyor? Bunun kürasyona/seçkiye herhangi bir etkisi oluyor mu?

Aslında hayır, çünkü bir streaming platformu değiliz esasen. İstediğiniz bir şarkıyı açıp dinleyebileceğiniz bir yer değil. O yüzden sıradan bir internet radyosu sayılıyoruz. Global bir lisansla seçtiğimiz herhangi bir şeyi çalma / yayımlama özgürlüğüne sahibiz. 

Streaming’in en net etkilerinden biri arşivlemenin değerini azaltması. Radiooooo’nun şarkılara dair büyük önem taşıyan kredileri belgeleme çabası takdire şayan. Bu konuda kendinizde nasıl bir sorumluluk görüyorsunuz? 

Evet, çalışabildiğimiz kadar çalışıyoruz bu konu üzerine. Her şarkıya ait doğru belgeyi bulmak için kendini bu işe adamış insanlar var ekibimizde ve teker teker buluyoruz her krediyi. Dünyanın farklı uçlarındaki ortaklarımızın yardımıyla da daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Çok daha iyisini yapabiliriz ama kolay değil. Mesela kapak illüstrasyonları için tüm sanatçılara kredi vermek istiyoruz ama bunu yapmak çok zor ve neden bu kredilerin olmadığını anlamıyorum. Kapağın kalitesiyle müziğin spesifik bir ilişkisi vardır benim için her zaman. 

Yeni şarkılar günlük olarak mı ekleniyor? Bu anlamda topluluğun katılımından memnun musunuz? Seçki konusunda herhangi bir kriteriniz var mı?

Evet, günlük olarak yenileniyor. Dünyanın her bir tarafındaki muhteşem iş birlikçilerimizin katkıları sayesinde haftada yaklaşık 1000 şarkı giriliyor. Ve evet, seçki yapmaya epey kafa yoruyoruz. Her gün yapmak kolay olmuyor. Her şarkının kavgasını veriyoruz ofiste! Ve hayır, katı bir kriter yok; her başvurunun güzel olması haricinde.

Radiooooo’ya başladığınızdan beri müzik dinleme alışkanlıklarınız değişti mi? Müzik biriktirmek ve plak koleksiyonculuğunun geleceğine dair öngörüleriniz neler? Platformun gelecek planlarına dair de paylaşmak istedikleriniz var mı?

Yakın gelecek için farklı bir proje üstünde çalışıyoruz. Bunlardan biri gerçekten “Future” (Gelecek). Belki fark etmişsinizdir, şu an Radiooooo’da bir 2070 yılı butonu var. Müzisyenlerden 50 yıl sonrayı hayal etmelerini ve bu dönemde çalınabilecek bir parça bestelemelerini istiyoruz. Çok komik bir süreç ve geleceğe dair pek çok farklı vizyonumuz var… 

Üzerinde çalıştığımız ve yakında hayata geçecek olan bir başka şey de Radiooooo’yu kullanmaya adanmış gerçek makineler. Manipüle edecek gerçek objelere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, akıllı telefonlarla boşaltılmış bir dünyaya değil! Yakında geliyor. 

Ah, son bir şey daha. İran’da kadınların protesto hareketine adanacak özel bir ada üzerinde çalışıyoruz. İran’da kaydedilmiş gerçek sesler olacak, seslerini daha da yükseltmelerine katkı sağlamak olmak için. 

Radiooooo ekibi