Snõõper, Lucinda Chua ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Zeynep Naz Günsal

Snõõper, tam anlamıyla deli ve cızır cızır bir şarkıyla yılı kapıyor. Lucinda Chua’nın üç şarkılık EP’si, hatırlamaya dair bir meditasyon. Kum bu seneki ikinci uzunçalarında İstanbul’dan fotoğraflar sunuyor.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

TEKLİ: Snõõper – Company Car
(Electric Outlet)

Nashville çıkışlı punk ekibi Snõõper, bu senenin büyük heyecanlarından biri. Elektrik akımı etkili son tekli “Company Car”, cızır cızır ve 8bit-imsi lo-fi kalitesiyle doğrudan, basit ve bir o kadar da ateşleyici. En az Snõõper kadar deli ve kaotik, bol arabalı ve devasa papier-mâché kafalı başrolü ile Frank Sidebottom güzellemelerinde bulunan klibiyle de yüzleri gülümsetti.

TEKLİ: Fred again.. & Baby Keem – leavemealone
(Warner Music UK / Atlantic / Fred Gibson)

Yılın en üretken DJ ve prodüktörlerinden biri olan Fred again.. ve Kendrick Lamar’ın kuzeni olarak da bildiğimiz rapçi Baby Keem’in ortak teklisi. Fred again..’in USB (2022) albümünde de mevcut parçanın yeniden yayımlanmasıyla bir kez daha radarlara giren “leavemealone”, Baby Keem’in “south africa” ve ”Bullies” parçalarını sample’lıyor. Loose, Alex Gibson, Sid Stone ve Benjy Gibson gibi isimlerin üstünde çalıştığı, Four Tet ve Skrillex’in de dokunuşlarını içeren tekli Fred again..’den beklendiği ölçüde hızlı, dinamik ve katartik.

EP: Lucinda Chua – Reclaiming the Rose
(4AD / GRGDN Müzik)

Ev. Orada olmayı herkes ister değil mi? 1700’lerde Çin’deki köklerinden koparılarak İngiltere’ye ulaşan bir gülün yolculuğundan ilham alan Chua, Reclaiming the Rose’u “önceki nesillerin köklerine geri dönme, hatırlama ve izini sürme fikirlerini araştıran iki dilli bir meditasyon” olarak kurgulamış. Geri dönüş rotasının ilk durağı “The Maze” dinleyiciyi mistik ve içsel duygu durumuna sokarken, “Rose Garden” puslu gitarı eşliğinde yol kenarında nefes aldırıyor. Ardından EP, arpçı arkadaşı Xiaoqiao düeti “Remebering the Rose” ile yumuşak bir final yapıyor.

ALBÜM: Mars Red Sky – Dawn Of The Dusk
(Mrs Red Sound & Vicious Circle)

Bordeaux çıkışlı stoner rock grubu Mars Red Sky, diskografisinin beşinci albümünde tabiri caizsa kabına sığmakta zorlanıyor. Daha önce kendilerinden hiç duymadığımız komplekslikte progresif rock açılımları, ansızın eklemlerinizi kontrol etmeye başlayan kraut-rock sekansları ve saç döktüren drone katmanlarıyla dolu sekiz parçadan oluşan albüm, ortalığı ateşe verdikten sonra “Heavenly Bodies” ile kibar bir kapanış yapıyor.

TEKLİ: Cem Yıldız – Dâr-ı Dünya
(Nana Yapım)

Orient Expressions ve iNSANLAR gruplarının bir üyesi olan, yıllarca Zülfü Livaneli’den Sabahat Akkiraz’a birçok isimle birlikte çalan ve üretimler yapan Cem Yıldız, halk müziği ve elektronik sesler arasında mekik dokuyan girift düzenlemelerine bir yenisini daha ekledi. Modern zamanların âşığı olarak da anılan Yıldız’ın, Karacaoğlan’ın sözlerini şarkılaştırdığı “Dâr-ı Dünya”nın yapay zekâ destekli video klibi de burada.

ALBÜM: Jerskin Fendrix – Poor Things (Original Motion Picture Soundtrack)
(Searchlight / Milan Records / Sony Music)

Fragmandan işittiğimiz kesitlerle aylar öncesinden merakımızı uyandırmış Jerskin Fendrix’in Yorgos Lanthimos’un şimdiden yılın filmi addedilen uzun metrajı Poor Things için ürettiği müzikler, tüm sıra dışı romantikliği ve yaratıcılığıyla içine alan bir albüme dönüştü. Masum, naif, ama koyu… Tuhaf, belki ürkünç, bir o kadar da hassas ve duygusal iş Lanthimos’un herhangi bir filminde yer alan ilk orijinal film bestesi. Fendrix’in ilk stüdyo albümü Winterreise’yi (2020) dinlediği anda bestecinin alakasız, mizahi ama bir o kadar da derin tınısının protagonist Bella Baxter’a cuk oturduğunu düşünmüş yönetmen. En az onun kadar masum ama bir o kadar da cesur bir iş. Kendi enstrümanları piyano ve viyola dışında dirsek gaydası gibi çeşitli nefesli çalgılar ve sample’lanarak sentezlenmiş nefes ve vokaller kullanılan albüm, film nezdinde cümlemize hâkim “Of gelsin artık!” havamızı iyice koyultmuş durumda.

TEKLİ: Big Special – TREES
(SO Recordings)

Black Country punk akımının duygusal ikilisi Big Special’ın yeni teklisi, hissiyatını yavaşça yayan bir şarkı. Vokalist Joe Hicklin “TREES”i hayatla başa çıkmak için başladığımız rutinler, bağlandığımız nesneler ve bu bağımlılığı gerçekleştirmek çıktığımız bir yolculuk olarak betimliyor. Yaşamın ne büyük ne de özel olduğuna vurgu yapan parçada “Barış yok, Barış yok” diye cesurca gürleyen vokaller ve kana karışan baslarıyla Big Special’dan 2024’te duyacaklarımıza dair merakı köpürten bir kayıt.

TEKLİ: Laura Jane Grace – Cuffing Season
(Polyvinyl Records)

Laura Jane Grace’in 16 Şubat’a randevu verdiği yeni solo albümünden düşen son meyve. Rock enerjili, koyu tonlu, öfkeli vokaller, akustik gitarın titreştirdiği sade bir folk ritmi üzerinde yükseliyor “Cuffing Season”da. Parçanın yeşil bir filtre altında; elektrik telleri, ağaçlar ve rüzgâra baka baka yolları arşınlatan, Margherita Ballarin imzalı klibinin taşıdığı his, sözlerle ortak: Türlü acılar ve hayal kırıklıklarından geçtiğimiz o yaşları aldıkça, kendimizi açık ve savunmasız bırakma ihtimalimiz de giderek azalıyor ne üzücü ki. Laura Jane Grace ise “Bazen sonunda yine incinseniz de buna değebilir.” diyenlerden. Ona göre pişmanlık bu tür kayıplardan değil, “denememiş” olduğunu bilmekten.

ALBÜM: Kum – İstanbul Funk
(Sony Music Türkiye)

Nisan ayında yayımlanan Apartmanlar’dan sonra vakit kaybetmeden bir albüm daha fırlatıyor Kum. İki şarkıdaki DANYANTE ve Bad’o G düetleri dışında müzisyenin trap altyapılarda solo takıldığı koleksiyon, bir öncekine göre daha minimal bir eksende seyrediyor. İstanbul’dan an an fotoğraflar sunan albüm, metrobüs ve haber anonslarıyla şehrin gerçeklerini yüze çarpıyor. Her zamanki iş birlikçileri Bedeviler bu kayıtta Kum’a eşlik etmese de albümün miks ve mastering işlemlerini Luca Fritz üstlenmiş. 

TEKLİ: Rina Sawayama – Flavour of the Month
(Dirty Hit)

Geçen seneki stüdyo albümü Hold The Girl’ün birinci yıl arifesi şeferine yayımlanan Japonya edisyonundan nispetli bu tekliyle çıkagelen UK yerleşkeli deneysel popçu Rina Sawayama, pikseller lakaplı kitlesine Hold The Girl Reloaded turnesinden Tsarina Merrin’in çekip derlediği bir görselleştirici de hediye etmiş bulunmakta. Albümün prodüktörü Rich Cooper ile yaptıkları, hemen dile dolanan, iddialı, aranjmanı ateş eden parça; Ganalı-Amerikalı müzisyen Amaaree ile yaptıkları “Imagining” parçasına getirdiği yorum eşliğinde burada. 

TEKLİ: Meatbodies – Hole 
(In The Red Records)

Gitarların ön planda olduğu yeni Meatbodies parçası, pişmekte olan yeni albüm Flora Ocean Tiger Bloom’dan bekleyebileceklerimiz için bir ipucu. 2017’den beri üstünde çalışılan uzunçalar için ilk yazılan şarkılardan biri olan “Hole”, hem solist Chad Ubovich’in o zamanki hislerini ve düşüncelerini hem de 90’lar esintileriyle albüm için vizyonunu temsil eder nitelikteymiş.

ALBÜM: Natalie Beridze – If We Could Hear
(Room40)

Her şeyi duyan, kuyruklu yıldızların arazisine sarılan, şafağı uyandıran, histeriye fısıldayanı arıyor Natalie Beridze. Parça adlarını bir şiirin dizeleri olarak kurgulayan albüm, her satırın duygusunu taşıyan müzikal akışıyla alabildiğine geniş, ekseriyetle tekinsiz, gizem dolu bir atmosfere, sanki fizikötesi bir mekânâ götürüyor; ruhu bedenle mesafelendiriyor. Tüm bunları solo ve koro vokallerin başrolde olduğu armoniler, doğaçlamalar ile katman katman açılan synthler ve çeşitli motorik sesler yapıyor. Hâliyle dinleyene “Müzik büyü işte!” ânı yaşatıyor If We Could Hear.

TEKLİ: Tems – Not an Angel
(Since ’93 / RCA Records)

Beyoncé ve Future gibi isimlerle çalışmış, Grammy ödüllü müzisyen Tems’in akılda kalıcı R&B melodileriyle dolu şarkısı “kendi değerinizi bilmek ve hayatta sizi geride tutan her şeyden uzaklaşmakla ilgili”. Müzisyenin sesi ve acele etmeyen temposuyla sıcak ve seksi bir ton yakalanan şarkı, ihtiyacınız olan günde tam aradığınız “iyi hissetme” parçası olabilir. 

TEKLİ: IDLES – Grace
(Partisan Records / GRGDN Müzik)

“Grace”, IDLES için ateşin her zamankinden yavaş bir şekilde harlandığı kurgusuyla yeni kapıları açıyor. Solist Joe Talbot, nakaratında “Tanrı yok, kral yok” dedikten sonra albüm tanıtım kampanyalarının da öne çıkan sloganını fısıldıyor: “Love is the fing” (Aslolan aşk). Yeni albüm TANGK için takvimlerde 16 Şubat’ı işaretledik.

EP: ratbag – why aren’t you laughing?
(Mischief Records) 

Yeni Zelandalı müzisyen ratbag’in dört şarkılık ilk kısaçalarını başlatır başlatmaz, onun dünyasına göz atabildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuz hakkında düşünmemek elde değil. Renkli, karmaşık, sonsuz ve bir yanıyla da karanlık bir dünya burası. Albümün kapağındaki çizimden şarkıların bestesine her şeyin arkasında onun imzası olsa da kendine Deemo, Fritz, Eugene ve Slug olacak şekilde hayali grup arkadaşları yaratmış ratbag. Heyecan verici bir tanışma!

TEKLİ: Mall Girl – Super Lazy Girl
(Jansen Records)

20’li yaşlarının ortasında uzun sürmüş yaz günlerinin akşamına neye inandığını, kim olmak istediğini, hayatıyla ne yapacağını bilemeyen; sürekli gökyüzüne bakan ve gerçek aşkın mümkünlüğü üzerine düşünerek yürüyenlerin şarkısı. Mall Girl’ün dream-pop ve math rock birleşimi olan bu yeni teklisi, grubun ocak ayında yayımlanacak Pure Love albümünün ön izlemesi aslında. Bethany Forseth şarkı hakkındaki düşüncelerini aşkın hem güzel hem korkutucu olduğu fikrine dayandırıyor: “Peki, gerçek aşk aniden karşınıza çıktığında, buna hazır olduğunuzu nasıl anlarsınız? Bildiğinizi sanmıyorum, sadece onun içine dalmalı ve tembel bir kız olmayı bırakmalısınız.” Iver Armand’ın duygusal etki bırakan gitarları ve Veslemøy Narvesen’in sürükleyici davulunda gömülü tema da tam olarak bu. 

TEKLİ: Marjan Farsad – Badeh Paeezi
(Bağımsız)

Bir yaz akşamı balkonuna gönül verenlerin veya kış aylarında sokaklarda yalnız kalana, elleri soğuktan üşüyene kadar yürüdükten sonra ısınabilmek için hızlı adımlarla evin yolunu tutanların masalı “Badeh Paeezi.” İpek gibi sesiyle büyüleyen İranlı müzisyen Marjad Fahsad’ın yeni teklisine kendinizi bırakın ve o; zengin enstrümantasyonla, lirik anlatımıyla sıcacık hissettiren mekânı sizin için inşa etsin.  

TEKLİ: Planet B – DICK ON THE DANCEFLOOR
(Three One G)

9 Şubat’ta sunacakları ikinci stüdyo albümleri Fiction Prediction’dan sıkı mı sıkı bir tekli paylaşmış Justin Pearson, Luke Henshaw, Kevin Avery ve Scott Osment. Gotik-bilim kurgu çağrışımlı imajlar egemenliğindeki klibi ile de koyu dünyalarının kapılarını aralıyoruz. Hardcore punk ve hip hop öğelerinin beklenmedik ritim kullanımlarıyla bir arada olduğu parçanın sözleri muhatabını bıçak gibi keser nitelikte.

TEKLİ: KARDELEN & Artz – KUMAR
(Universal Music Türkiye)

Şarkılarında inşa ettiği kas gevşetici düzenlemeler, tutkulu sözler, pürüzsüz sesi, tesiri yüksek vokali ve canlandırıcı sahne performansıyla parlayan KARDELEN, Artz eşlikli son teklisinde yenice bitmiş gibi görünen bir ilişkinin bıraktığı hislerden dem vuruyor. Veda ânında söylenmiş “Kendine iyi bak.”lar kulakta hâlâ çınlıyor belli ki. Ancak oynanan kumardan zararla çıkılmış: “Bu hissi bildin mi, sen de hissettin mi? Boşa zaman buna denir. Bir cevap buldun mu? Aslında hiç yoktu ikimizin oluru.” diyor KARDELEN.