Bir adım daha yakından: Can Bonomo

Can Bonomo hayattaki keşiflerini, yaşadığı duyguları ve zihnini meşgul eden düşünceleri müzik, edebiyat, görsel sanatlar ve daha pek çok mecrayı kullanarak dışavuran, çok yönlü bir üretim makinesi âdeta. 

Ulvi Cemal Erkin’den Peter Doherty ve çok daha fazlasına uzanan etkilerle kurduğu sonik dünyasından pandemi dönemine; “Güneş”, “Yine Karşılaşırsak”, “Kaplan”, “Rüyamda Buluttum” ve “Acı Kiraz” teklilerini bırakan müzisyenin son numarası ise geçtiğimiz kasımda Avrupa Müzik çatısı altından çıkan “Dağ” idi.

25 Ocak Cuma gecesi, “Hep Yeni Kal Sunar” kapsamında Babylon’da vereceği konser öncesinde Can Bonomo ile ilgili bazı bilinmesi gerekenleri derledik, kendisine güncel uğraşlarına dair meraklarımızı giderecek iki soru da yönelttik. 

Can Bonomo hakkında kimi hızlı bilgiler

*Müzisyenin en sevdiği grup: The Shins. 21 yaşındayken, İstanbul’dan Ankara’ya giden bir otobüs yolculuğunda dinlediği Oh, Inverted World albümü, ona bir kırılma yaşatmış.” Bu hikâyeyi uzun uzun dinlemek isterim.” diyenler, Bant Mag. No 69’da yayımlanan, “Can Bonomo yazdı: The Shins” içeriğine davetli.

*İstanbul Bilgi Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun olan sanatçı, öğrencilik yılları boyunca birçok kısa filmin yapımına katkı sağlamış. Türkiye’de yaşayan vampirleri konu eden, 2019 tarihli mokümanter Vampyr aka Bir Vampiri Anlamak bunlardan yalnızca biri. Yazan ve yöneten: Efe C. Erdal. Kamera karşısındaysa Can Bonomo ve vampir arkadaşları var.

*Üniversitede edindiği donanımı ilerleyen yıllarda, parçalarının görsel eşlikçilerini hazırlarken de kullandı Bonomo. Son albümü Ruhum Bela’yla aynı adı taşıyan şarkı ve ilk kapanmadan yaklaşık bir hafta önce yayımladığı “Sen Bunları Duyma” kliplerinin yönetmen koltuğunda bizzat kendisi oturmuştu.

*Müzisyenin okul dönemini renklendiren uğraşlardan biri de radyo programcılığı. Number 1 FM, Radio N101 gibi radyo istasyonlarında çalışan Bonomo, 2015’ten bu yana podcast yayıncılığı yapıyor. Zamanla kendine özgü bir mizahi jargon oluşturan O Tarz mı?’yı duymayan kalmamış olsa gerek. Can Bonomo, yüzde yüz kendisini yansıttığı bir alan olarak gördüğü OTM ile ilgili, “Benim halı saham gibi bir şey.” diyor. Aynı ekibin, dinleyenlere RPG dünyasının kapılarını açan Podcastia Maceraları adlı bir serisi daha bulunuyor.

*Sırada şiir merakı var. İkinci Yeni seviyor; ustası ise uzunca bir rakı masasında tanıştığı Küçük İskender. Delirmek Belirmektir ve Şu Sevdalar Tevatürü adlı ilk iki şiir kitabının editörlüğüne de ustası üstlenmiş hatta. 2019’da, “Kara” mahlasıyla katıldığı Yunus Emre Şiir Yarışması’nda, “Dar Sokak” şiiriyle Jüri Özel Ödülü’ne uzanmıştı Bonomo.

*”Bilimin lisanı matematikse empatinin lisanı şiirdir zannediyorum. Şiir bilen insan derdini bin yerden anlatabiliyor.” diyen sanatçının duvarında Varlık Dergisi’nin ilk sayısı asılı. Sebebini şöyle anlatıyor: “Bu zamana kadar basılmış her sayısını okumam mümkün olmadı ama epey de okumuşumdur sanıyorum. Tanıdığımız, sevdiğimiz şairlerin henüz rüştlerini ispatlamadıkları toyluk dönemlerinde verdikleri röportajları ve erken şiirleri beni çok etkiliyor.”

Quick Bite, Can Bonomo

*Can Bonomo’nun resim ve illüstrasyona olan ilgisi malum. 2015’e tarihlenen Anachronismus ve pandemi sebebiyle birkaç kez ertelenen Welcome to The Future a.k.a. WTF adlı iki sergisinden seçilmiş, zamanı büktüğü kimi işlerini yakın geçmişte NFT evrenine transfer etti. Detaylar için “Can Bonomo ilk NFT koleksiyonunu anlatıyor” başlıklı söyleşimize göz atabilirsiniz.

*Oyun kültürüne de bir hayli yakın Bonomo. Magic the Gathering adlı kart oyununun dünya çapındaki turnuvalarına katılacak derecede büyük tutkunu. Podcast partnerleri Can Temiz ve Can Sungur’la birlikte sunduğu, birbirinden enteresan oyunlara sahne olan Oyunlar Holding adlı bir de programı var; Gain platformu üzerinden izlemek mümkün.

*Kimileri için hiçbir anlam taşımasa da bir insanın bedenine kazıtmak için neyi tercih ettiğini bilmek, onun hakkında bir miktar fikir edinmeyi kolaylaştırabilir. Bonomo’nun dövmelerini kendi ağzından dinleyelim: “Sol göğsümün üzerinde bir güneş ve içinde kalp var. Annemin adı. Kollarımda şiirler ve çizimler var. Bir tane semazen ve yanında iki robot. Bir mevlevi ilahisi ve Gwendolyn Brooks‘un ‘We Real Cool’ adlı şiiri. Sol kolumun içinde de Bonomo yazıyor. Bir de The Rat Pack filmindeki Frank Sinatra’dan ilham alan bir karakterin dövmesi var sağ elimin üstünde. Daha da var bakınca. Hepsinin benim için özel anlamları var.”

Söz Can Bonomo’da:
“Albümler daha ağır ve hantal olmalarına karşın teklilerden daha kalıcı ve hatta sonsuzlar.”

Uzun aranın ardından konser takvimleri yoğunlaşmaya başladı. Nasıl geçiyor sahneler? Geçtiğimiz iki senede canlı performans deneyimin nasıl dönüştü?

Sahneleri ve dinleyiciyi çok özlemişiz. Bardağın dolu tarafından bakacak olursak dinlenmemize vesile oldu bu iki sene. Uzun süredir, ”yolda hallederiz” diyerek atladığımız altyapısal meselelerin üzerine gittik biraz. Ekipçe yeni projelere kafa yorduk. Resimden uzaklaştıkça detayları daha rahat görebiliyorsunuz. Dinleyicimiz de çok özlemiş bizleri. Bu da güzel bir şey. Bugün (22.02.2022) astrolojik bir durum varmış, hep pozitif şeyler düşünmek ve söylemek gerekiyormuş. Eşim öyle söyledi evden çıkarken.

Son albümünden bu yana geçen iki seneyi aşkın sürede neredeyse bir uzunçalara bedel tekli yayımladın. Albüm formatına dair yaklaşımın değişti mi? Ufukta bir Can Bonomo koleksiyonu var mı acaba?

Buna galiba toplum karar veriyor. Bir dönem albüm çıkarılıyordu, sonra tekliye geçildi. Bu aralar severek takip ettiğim isimlerden albüm haberleri almaya başladım tekrar. Herhâlde döngüsel bir şey. Ben de albüm yapmayı özlemeye başladığımı fark ediyorum şimdi şimdi. Tekli çıkarmanın yadsınamaz avantajları var elbette. Her çıkan şarkının kendi kimliği, artwork’ü ve klibi oluyor. Öte yandan, albümler daha ağır ve hantal olmalarına karşın teklilerden daha kalıcı ve hatta sonsuzlar. Önümüzde bir şarkı daha var şimdi. Sanıyorum altıncı albüm öncesi son teklimiz olacak.