Küçük beton heykelciklerle dolu çantasıyla dolaştığı sokaklarda minyatür dünyalar yaratan Isaac Cordal ile yazın bu topraklar çalkalanırken Nantes’de yarattığı “Follow the Leaders” isimli anti-kapitalist şehircik üzerine kısacık bir sohbet ettik. 


Bize biraz çalışma sürecinden bahseder misin?
Önce parçaları teker teker kil veya plastisinde modelliyorum. Daha sonra ise silikon kalıplar çıkarıyorum ve parçaları çimentoyla tekrar üretiyorum. Herşey hazır olduğunda tüm parçaları sırt çantama doldurup yürüyüşe çıkıyorum ve onları yerleştirmek için rastgele yerler buluyorum. Sokak çalışmak için oldukça ilginç bir yer çünkü 24 saat açık, hiç kapanmıyor ve çoğunlukla kullanımı bedava. 

Image
Image

Geçtiğimiz temmuz ayında Nantes’de yaptığın enstalasyon, “Follow the Leaders” hemen ilgimizi çekmişti, zira bu yaz Türkiye’de yaşayan bizlerin liderlerimizi takip etmek yerine sorgulamayı seçtiğimiz bir dönem oldu. Bir de senden dinlesek “Follow the Leaders” enstalasyonunun arkasında yatan öyküyü?
Benim işlerimin çoğu insanın doğa ile olan ilişkisini ve “kalkınma” denen kavramın yan etkilerinden bahsediyor. Günümüz toplumu üzerinde düşünmek ve bizi etkilediğini düşündüğüm şeyler üzerine kendi yorumumu yapmakla ilgileniyorum. Kapitalizmin bizi sürüklediği absürt durumlardan bahsetmek ilgimi çekiyor.

Güç yüzyıllardır aynı ellerde. Gücün bir jenerasyondan diğerine aktarıldığı, çürük elmalarla dolu bir soy ağacı söz konusu ve günümüzde bu ağaç sonunda ölüyor. Ekonomik kriz bir kısım insanı zengin yaptı ve bir diğer kısım da savaşı bir iş modeli olarak görüyor. Onlardan ne bekleyebiliriz? Sadece yoksulun daha da yoksullaştığı bir dünya. Bu elit kesimin köle bir nüfusa ihtiyacı var ve köle olduğunu fark etmeyen bir sürü insan var ne yazık ki. 21. yüzyılın köleleri kendi durularının farkına varamayanlar. Bu yüzden bu adaletsiz düzenin içindeki yerimizi fark etmek, organize olmak ve başka bir toplum kurmak için çalışmalıyız.

Bahsettiğin gibi “Follow the Leaders” kapitalizme yöneltilmiş direkt bir eleştiri. Web sitende bu projeyi “sosyal kitlelerin eylemsizliğine eleştirel bir bakış” olarak tanımlıyorsun. Ancak yaşadığımız dönemi kapitalizmin bir hayat biçimi olarak sunduğu sosyo-ekonomik eşitsizliğe karşı giderek yükselen bir başkaldırının ve direnişin dönemi olarak tanımlamak da mümkün. Dünyanın pek çok farklı bölgesinde yeşeren işgal hareketleri, Batı dünyasını sarsan ekonomik kriz sonucu ortaya çıkan ayaklanmalar, Arap Baharı… Yakın geçmişe ve günümüze dair bu olayları nasıl algılıyorsun? Sence kapitalist sistemi gerçekten değiştirecek bir sürece doğru mu ilerliyoruz yoksa dünyanın çeşitli yerlerinde ayaklanan toplumlar hâlâ büyük resmi görmekten uzaklar mı?
Bu gerçekten komplike bir konu. Günümüzde içinde bulunduğumuz durum köklü bir tarihin eseri ve hızlı bir değişim yaratmak oldukça zor. Ancak gitgide daha çok insanın değişimin gerekliliğini kavradığına inanıyorum. Küçük, kişisel değişimler başka bir dünya yaratabilir. Ancak dilediğimiz gibi, âni ve hızlı bir değişim imkansız, belki gelecek jenerasyonlar için yolu açabiliriz. Ayrıca günümüzde yaşanan krizler geleceğimizde neyi istemediğimizi anlamamız için de çok önemli. Kapitalizmin yoksulluk, yolsuzluk ve özgürlüğün kısıtlanmasına dair saklamaya çalıştığı gerçek yüzünü görüyoruz. Sadece belirli ekonomik kurum ve şirketlerin kazancına yarayan miadı dolmuş bir demokrasi kavramı içindeyiz. Eduardo Galeano’nun söylediği gibi, “İflas toplumsallaştırılıyor, kâr özelleştiriliyor.” Politikacılar sınırı olmayan işadamlarına dönüştüler. Toplumsal konumlarını bağlı bulundukları şirketlerin amaçları için kullanıyorlar.

Ancak diğer yandan hayatımda hiç bu kadar çok insanın sokaklara döküldüğünü de görmemiştim. Portekiz, İspanya, Yunanistan, İtalya, Brezilya ve Şili son iki yılda insanların ayaklandığı ülkelerden sadece bir kısmı… Hızlı sonuçlar elde edemiyor olabiliriz ama bu olaylar politikacıların ve hükümetlerin insanların onların diledikleri gibi uykuda olmadıklarını anlamaları açısından bile olsa çok önemli.

Bu aralar ne üzerinde çalışıyorsun? Yakın geleceğe dair projeler neler?
Bu hafta Follow the Leaders enstalasyonunun daha ufak bir versiyonu için Bogotá’ya gidiyorum. Bir süredir Meksika’da yaşıyorum ve burada yeni heykeller ve enstalasyonlar yapmayı planlıyorum.

isaac.alg-a.org

  1. Beş yıl önce on yıl önce

    1 Kasım 192885 yıl önce bugün 1353 sayılı “Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” kabul edildi. 3 Kasım

  2. Kırsalın Gizemli Düşleri: Dan Attoe

    Ressam, heykeltıraş, doğa düşkünü, motosiklet tutkunu ve boğa dövüşçüsü Dan Attoe ile kırsaldan ve şehirden, göçmekten ve kök salmaktan, aileden ve kunduzlardan bahsettik.

  3. Isaac Cordal: Follow the Leaders

    Küçük beton heykelciklerle dolu çantasıyla dolaştığı sokaklarda minyatür dünyalar yaratan Isaac Cordal ile yazın bu topraklar çalkalanırken Nantes'de yarattığı "Follow the Leaders" isimli anti-kapitalist şehircik üzerine kısacık bir sohbet ettik.

  4. Sivil ağ haritalama: Ağlar müşterektir

    “Bu çağın petrolü veri” diyen Burak Arıkan’la karmaşık ağ haritaları üzerine konuştuk… Karmaşık ağ sistemleri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan sanatçı

  5. Sanat bilim ve karmaşık ağlar

    Karmaşık ağlar üzerine dünya çapında yapılan çalışmaları biraz daha yakından tanımak üzere 2010 yılından beri düzenlenen Arts, Humanities, and Complex

  6. Tapınaklar Şehrinde Grafiti: Imagine

    Sneha Shrestha aka Imagine ile Nepal, Katmandu sokaklarındaki boy göstermeye başlayan grafiti, hayalleri ve üretimleri üzerine konuştuk.

  7. Neden intihar bombacısı olmak istiyorum

    Akademisyen ve SIFIR olarak tanıdığımız müzisyen Zafer Aracagök ile en son kitap formatında yayımlanan, sinir uçlarına hitap eden, I Want to Be a Suicide Bomber projesini konuştuk.

  8. William Onyeabor: Uzayda hasıl olan elektrik Nijerya’ya varınca

    Uzayda hasıl olan elektrik Nijerya’ya varınca

  9. Zeki, çevik ve mutlu bir üçlü: Bubituzak

    Bubituzak, uzun zamandır beklenen ilk albümü Uzay Yolları Taşlı’yı yayınlamaya hazırlanıyor

  10. Konser ekonomisine dair Bölüm II: Bilet fiyatı uygulamaları, karaborsa, süperstar etkisi ve rant

    Futbol nasıl sadece futbol değilse, müzik de sadece müzik değil.

  11. Çocuksu bir masumiyet, asi eğilimler ve karmaşık sinyaller

    1980-1988 yılları arası. İngiltere sokaklarındaki underground pop müzik furyası. Dağınık saçlar. 60’lardan rağbet görmeyen kılıklar. Bilindiği zorlayan ve sıradan çıkarımları imkânsızlaştıran cinsiyetsiz imajlar. A Scene In Between kitabının yaratıcısı Sam Knee “oradaydı” ve bize o günleri anlattı.

  12. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  13. Müziğe dair kısalar

    Huzur bozanların en yücesi Lou Reed ve sanatçının bir mutsuz olarak portresi...

  14. Beyazperdenin Renkli Saçlı Karakterleri

    Bu ay gösterime giren Blue is the Warmest Color’ın mavi saçlı karakteri Emma, sinema tarihinin yakın dönem örnekleri üzerinden, renkli saçlı diğer karakterlere doğru şöyle bir uzanma eğilimi yarattı bizde...

  15. Kim Cameron Diaz hakkında bir yazı okumak ister ki!

    Bu ayın sonlarına doğru gösterime giren The Counselor filmindeki performansıyla övülen ve hakkında Oscar adayı olabileceği şeklinde yorumlar dahi dolaşmaya başlayan Cameron Diaz’a biraz yakından bakmak gibi bir eğilimi olan kimse var mı ki?

  16. 19. Gezici Festival hakkında bilmeniz gereken 10 şey

    Sinemasal gezi, 19.yılında yoluna devam ediyor...

  17. Bu ay ne izlesem?

    Sinema salonlarında büyük bütçeli yerli filmlerin etkisini göstermeye başladığı kasım ayında, vizyonda vaha hissi estiren güçlü bağımsız sinema örnekleri de nefes aldırıyor.

  18. Zirvelerde Geçen Bir Hayat: Tunç Fındık

    Yüksek irtifa dağcılığı ve yamaç tırmanışı konusunda ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil eden bir isim Tunç Fındık. Dağcılık alanında global bir lider konumundaki The North Face markasının Türkiye resmi atleti Fındık ile The North Face 2014 sonbahar kış koleksiyonu lansman davetinde karşılaştık ve zirveler üzerine sohbet ettik.

  19. SALT Galata: Sürdürelebilir Bir Zaman Mekanı

    Güncel sanat, sosyal tarih ve ekonomi, mimari ve kent yaşamı gibi konularda düzenlediği pek çok sergi ve atölyeler yanısıra araştırma programlarıyla da öne çıkan SALT Galata binasının restorasyon sürecini ve mekânsal kurgusunu bugüne kadarki faaliyetlerini ve hedeflerini SALT İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Açar Ergüç'le konuştuk.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] sorumlu yazı işleri müdürü J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın koordinatörü