Her yıl nisan ayının ortasına muazzam bir sinema coşkusuyla gelip yerleşen İstanbul Film Festivali, kısalan süresi ve çoğalan salon sayısıyla 200’ü aşkın filmi 7-17 Nisan tarihleri arasında 35. kez İstanbullu sinemaseverlerin önüne seriyor.


1. Festivalin süresinin bu yıl beş gün düşerek uluslararası standartlara uygun şekilde 11 gün olması uzun süredir konuşuluyor ve konuyla ilgili kimi isyanlar da söz konusu. Ancak artık programdaki filmlere odaklanma vakti. Zira onların sayısında bir düşüş yok ve hâlâ harika filmler izlemek mümkün; yalnızca doğru seçimler yapmak şart.

2. Festival sinemalarının sayısında bu yıl bir artış söz konusu. Avrupa yakasının klasik salonları Atlas, Beyoğlu, Fitaş (iki salon), Feriye dışında İtalyan Kültür Merkezi, İstanbul Modern ve Akbank Sanat da festival programındaki filmlere ev sahipliği yapacak. Anadolu yakasında ise Rexx Sineması’nda geçtiğimiz yılki gibi iki salonda gösterimler gerçekleşecek. Ayrıca Sultangazi’deki Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi ve Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde de festivalin son hafta sonunda festival programından özel bir seçki sinemaseverlerle buluşacak.

3. Bu yılki festivalin #izbırakanfilmler teması yalnızca nefis tanıtım filmi ve posterlerde kullanılan film dövmeli sinemaseverler ve programdaki filmlerle sınırlı değil. Festivalin anlaşmalı olduğu bir grup İstanbullu dövmecinin stüdyosunda, festival tarihleri süresince film dövmesi yaptırmak isteyenler özel bir indirimin sahibi olacak. Kendi üzerinde iz bırakan bir filmi bedenine taşımak isteyenler, festival kitapçığındaki dövmecilerin listesine bir göz atmak isteyebilir.

BU YILA ÖZGÜ DEĞİŞİKLİKLER            

4. Bu yılki değişiklikler festivalin yarışmalı bölümlerine de sirayet etmiş durumda. Bunlar arasında ilk göze çarpan, Uluslararası Yarışma’nın “sanat ve sanatçı odaklı filmler” temasının değişmiş olması. Bu durum festivale film seçen ekibi epey rahatlatmış olmalı. İzleyici ve yarışma jürisi tarafındaysa yarışmadaki tüm filmleri tamamlayayım derken, yalnızca içinden sanat ya da sanatçı geçtiği için seçilmiş bazı filmlere mecbur kalmayacak olmak büyük ferahlık.

5. Festivalin Ulusal, Uluslararası, Belgesel ve Sinemada İnsan Hakları yarışmalarının yanına bu yıl ilk kez Ulusal Kısa Film Yarışması da ekleniyor. Ayrıca Yeni Türkiye Sineması bölümünde yer alan tüm ilk filmler arasından bir filme verilecek Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nün yanı sıra, ödül listesine bu yıl bir de Eurimages Audentia Ödülü eklenmiş durumda. Bu ödül de festivaldeki tüm yeni filmler arasından seçilecek bir kadın yönetmene verilecek.

6. Geçen yıl Bakur filminin gösteriminin iptal edilmesiyle başlayan sansür meseleleri nedeniyle yarışma filmleri ve jüriler festivalden çekildiklerini açıklamışlardı. Bu yıl mevzubahis filmler ve jüri üyelerinden bazıları bir kez daha festivalde. Ayrıca Ulusal Belgesel Yarışması da bu bölümde yarışacak 12 yeni filmle yoluna devam ediyor. 

7. Festivalin Uluslararası Yarışması’na bu yıl, geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde El Clan ile En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Pablo Trapero, Ulusal Yarışma’ya ise oyuncu Müjde Ar başkanlık edecek. Diğer jürilerde de yerli ve yabancı çok sayıda sinemacı, sanatçı ve sinema yazarı olmak üzere toplam 29 kişi görev yapacak.

8. Türkiye sinemasının beş önemli ismi, festivalin açılış töreninde verilecek Sinema Onur Ödülleri’nin yanı sıra birer filmleriyle de festival programında yer alırken, bu yıl kaybettiğimiz usta sinemacıların birer filmi Anılarına bölümünde; kültleşmiş bir grup deneysel Amerikan filmi, Burak Çevik’in küratörlüğünde orijinal formatlarında 70’ler Amerikan Avangart Sineması bölümünde; sinemanın gün yüzüne çıkmamış şaheserlerinden bir grup film Gömülü Hazineler bölümünde; ve ölümünün 30. yılında 10 klasikleşmiş filmiyle usta Preminger’in retrospektifi Otto Preminger: Bir Yönetmenin Anatomisi bölümünde festival salonlarını aydınlatacak.

BÜYÜK FESTİVALLERİN EN İYİLERİ

9. Dünya festivalleri arasında Festivaller Festivali başlığıyla Toronto, nasıl tüm bir yıl Cannes, Berlin, Venedik, Sundance gibi en büyük festivallerin en iyilerini programında toplayıp bir grup yeni film ve Oscar potansiyelini de izleyiciyle buluşturuyorsa, İstanbul Film Festivali’nin de Türkiye’de benzer bir işleve sahip olduğunu söylemek mümkün. Örneğin geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirilen Berlin Film Festivali’nin en iyileri 11 gün boyunca festival sinemalarında keşfedilmeyi bekliyor.

10. Meryl Streep’in başkanlık ettiği Berlinale jürisinden büyük ödül Altın Ayı’nın sahibi olan çarpıcı mülteci belgeseli Fire at Sea, Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi olan Danis Tanovic imzalı Death in Sarajevo, En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Mia Hansen-Love’ın Isabelle Huppert’li dramedisi Things to Come ve En İyi İlk Film ve Erkek Oyuncu Ödüllerinin sahibi HediDünya Festivallerinden bölümünde yer alıyor. İzleyicileri Mayınlı Bölge’de Alfred Bauer Özel Ödülü’nü kazanan sekiz saatlik Lav Diaz epiği A Lullaby to the Sorrowful MysteryUluslararası Yarışma’da ise En İyi Senaryo Ödülü sahibi United States of Love bekliyor.

Image

11. Berlin’de ana yarışmadan ödülsüz ayrılan filmlerden Jeff Nichols harikası Midnight Special, Fransız Yeni Dalga ustalarından Andre Techine’nin genç işi filmi Being 17, başrol kadın oyuncusunun performansıyla dikkat çeken 24 Weeks ve İran’dan bir çeşit tür kırması A Dragon Arrives!’ın yanı sıra, yine Berlin’den Coen Kardeşler imzalı Hail, Ceaser!, Dominik Moll’un son filmi News From Planet Mars, Michael Moore’un dünyayı gezdiği son belgeseli Where to Invade Next, Noah Baumbach ve Jake Paltrow’un Brian De Palma’nın kariyeri üzerine methiyeler düzdüğü De Palma ve Don Cheadle’ın yazıp yönetip başrolünde yer aldığı Miles Davis biyografisi Miles Ahead, Gerard Depardieu’lü The EndAmerikan bağımsız sinemasının sevilen yönetmenlerinden Ira Sachs’in son filmi Little Men, Ethan Hawke, Julianne Moore ve Greta Gerwig’li Maggie’s Planeşcinsel bir Before Sunrise hissiyatı taşıyan Paris 05.59 da festival programında yer alıyor.

12. Dünya prömiyerini Berlin’de gerçekleştiren yerli filmlerden Rauf, Toz Bezi ve Mavi Bisiklet’in Ulusal Yarışma, Genç Pehlivanlar’ın Ulusal Belgesel Yarışması ve Köprüdekiler ve Hayatboyu gibi filmlerinin ardından çektiği ilk Almanca filmiyle Aslı Özge imzalı All of a Sudden’ın ise Uluslararası Yarışma’da yer aldığını da ekleyelim.

13. Geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nin yan bölümlerinde dikkat çekmiş, ancak Türkiye’de henüz izleyici karşısına çıkmamış filmlerden 11 tanesi de festival programına dağılmış durumda. Miguel Gomes’in epik üçlemesi Arabian Nights üç filmiyle birden Dünya Festivallerinden bölümünde yer alırken, Romanya yapımı bir suç dramı One Floor Below, belgeselle kurmacayı iç içe geçiren The Other Side, Fransız usta Philippe Garrel’den In the Shadow of Women, Cannes’dan Altın Kamera ödülüyle ayrılan Land and Shade, İsveç yapımı psikolojik gerilim The Here After, Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Oscar adayı da olan Embrace of the Serpent, otobiyografik belgesel Beyond My Grandfather Allende ve bir aile meselesini merkeze alan Peace to Us in Our Dreams festivalin çeşitli bölümlerinde izleyici karşısına çıkacak.

BİRDEN FAZLA FİLMLE GELENLER

Image

14. Festival programında bu yıl epey heyecan verici oyuncu performanslarına şahit olmak ve bazı başarılı oyuncuları birden fazla filmde yakalamak da mümkün. Örneğin, festivalin önceki yıllarında gösterilmiş olan Ursula Meier’in Home ve Sister filmlerinde, henüz çocuk yaşlarında sergilediği başarılı performanslarıyla hatırladığımız 17 yaşındaki Kacey Mottet Klein’ın nasıl umut vaat eden yeni bir yıldıza dönüştüğünü kanıtlayan iki film var bu yıl programda. Bunlardan ilki, Klein’ın 15 yaşında baba olma gerçeğiyle karşı karşıya kalan bir ergeni canlandırdığı Belçika yapımı Keeper. Bir diğeri ise usta yönetmen Andre Techine’nin lise öğrencisi iki serseri mayının beklenmedik yakınlaşmasına odaklanan filmi Being 17. Biri henüz ilk filmini çeken genç bir Belçikalı yönetmenin, diğeri ise Fransız Yeni Dalgası’nın ustalarından birinin imzasını taşıyan bu iki film, yalnızca belli bir çizginin üzerinde filmler olmakla kalmayıp, aynı zamanda Klein’ın adını ileriki yıllarda da daha çok duyacağımıza da işaret ediyor.

15. Fransız sinemasının divalarından Isabelle Huppert hem Asphalt, hem Things to Come ile; Amerikalı yıldız Ethan Hawke, Maggie’s Plan ve Born to Be Blue ile; Şebnem Hassanisoghi, Kıyıdakiler ve Siyah Karga ile; Tayvanlı usta yönetmen Tsai Ming-liang da hem kısa filmi No No Sleep, hem de en yeni uzun metrajlısı Afternoon ile festivalde birden fazla filmle karşımıza çıkacak isimler arasında.

TÜRKİYE’DEN NE VAR NE YOK

16. Türkiye sinemasının son dönem örneklerinden iştah kabartan filmler her zamanki gibi yine Ulusal Yarışma ve Yeni Türkiye Sineması bölümlerine dağılmış durumda. Yarışmadaki 11 filmden dördü dünya prömiyerini, ikisi Türkiye prömiyerini festivalde gerçekleştiriyor. Bunlar, ilk filmi Çoğunluk ile güçlü bir çıkış yakalayan Seren Yüce’den Rüzgârda Salınan Nilüfer, festivalde en son Özür Dilerim ile yarışan Cemil Ağacıkoğlu’ndan Tarla, Adnan Akdağ’dan kendi yazıp yönetip başrolünde oynadığı ilk filmi Benim Kendi Hayatımİz-Reç filmiyle tanınan M. Tayfur Aydın’dan Rauf ve Mavi Bisiklet.

17. Ulusal Yarışma’da prömiyerini Adana Altın Koza’da gerçekleştiren ve çeşitli ödüller kazanan Ana Yurdu, Toz Bezi ve Kasap Havası’nın yanı sıra Antalya Film Festivali’nin hem ulusal hem de uluslararası yarışmasından ödüller kazanan Rüzgârın Hatıraları ve Kalandar Soğuğu da yer alıyor. Yeni Türkiye Sineması’nda ise Barış Pirhasan, Erdem Tepegöz, Ramin Matin, Alphan Eşeli ve Melisa Önel gibi yönetmenleri bir araya getiren Kıyıdakiler projeleriyle Alpgiray M. Uğurlu imzalı Enkaz, Antalya’dan En İyi İlk Film ve Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülleri kazanan Çırak, ilgiye değer filmler arasında.

18. Festivalin bu yıl ilk kez düzenlediği Ulusal Kısa Film Yarışması’nda yönetmen Ezgi Kaplan’ın senaryosunu başrol oyuncusu Esme Madra’yla birlikte kaleme aldığı Balık Havuzu, kamerasını Türkiye Ağır Sıklet Boks Şampiyonası’na katılan 18 yaşındaki Timur’a odaklayan, Özgü Özbudak imzalı kısa belgesel Timur Hakkında, oyuncu ve senarist Zeynep Koçak’ın insanın içini ısıtan kısa animasyonu Tik Tak, Ziya Demirel’in Cannes’da yarışan bol ödüllü filmi Salı ve oyuncu Onur Saylak ve Doğu Akal’ın birlikte yönettiği epey sarsıcı Orman, kaçırılmaması gereken filmler arasında.

Image

19. Festivalin geçtiğimiz yıl iptal edilen Ulusal Belgesel Yarışması’nda ise bu yıl birbirinden ilginç 12 uzun ve orta metrajlı belgesel, seyircilerin ilgisini bekliyor. Bunlar arasında etkileyici öyküleriyle dikkat çeken Hazır Ol!, Kayıp ZamanlarBaşganKoloni ve Berlin’den ödülle dönen Genç Pehlivanlar’ı yakalayıp izlemekte fayda var.

PROGRAMDAN KISA KISA

20. Bu yılki programın en iddialı filmlerinden biri hiç kuşkusuz uzun zamandır beklenen Ballard uyarlaması High-Rise. Prömiyerini geçtiğimiz Toronto Film Festivali’nde gerçekleştiren ve Kill ListSightseers gibi filmleriyle festival seyircisinin yakından tanıdığı İngiliz yönetmen Ben Wheatley imzalı bu çılgın distopya, net bir biçimde Akbank Galaları bölümünün en ele avuca sığmaz filmi.

Image

21. En son geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde ana yarışmada başrollerini Gerard Depardieu ve Isabelle Huppert’in paylaştığı Valley of Love ile karşımıza çıkan Fransız yönetmen Guillaume Nicloux’nun vakit kaybetmeden çektiği ve Berlin Film Festivali’nin Forum bölümün yetiştirdiği son filmi The End, bir kez daha Depardieu’yü başrole taşıyan, son derece tuhaf ve dikkate değer bir film.

22. İspanyol sinemasının son dönem melodramları arasında, sakin anlatım dili ve etkili oyunculuklarıyla fark yaratan filmlerinden Truman, film, yönetmen senaryo ve oyuncu ödüllerini süpürdüğü Goya Ödülleri’nin ardından Türkiye galasını festivalde gerçekleştiren etkileyici bir film. En son Wild Tales’de izlediğimiz Arjantinli Ricardo Darin’in ve Almodovar’ın Talk to Her’üyle efsaneleşen Javier Camara’nın performansları unutulacak gibi değil.

23. İstanbul Film Festivali’nin unutulmaz filmlerinden birine dönüşmüş olan Innocence ile güçlü bir çıkış yakalayan Lucile Hadzihalilovic’in uzunca bir aradan sonra çektiği ve prömiyerini Toronto’da Vanguard bölümünde gerçekleştiren yeni filmi Evolution, garip atmosferi, tekinsiz anlatımı ve olağanüstü görüntü yönetimiyle kendine hayran bırakıyor.

24. Tokyo Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ve İzleyici Ödülü’yle ayrıldıktan sonra Antalya’dan da dört Altın Portakal kazanan Mustafa Kara’nın meditatif Karadeniz hikâyesi Kalandar Soğuğu, özellikle görüntü yönetimi ve müzik çalışmasıyla uzun süredir Türkiye sinemasından çıkan en heyecan verici ve etkileyici filmlerden biri.  

25. İlk filmi Seeking a Friend at the End of the World ile Amerikan bağımsız sinemasının heyecan veren yeni yönetmenlerinden birine dönüşen Lorene Scafaria’nın başroldeki Susan Sarandon’ın muazzam oyunuyla yükselen yeni filmi The Meddler, kocasının ölümünün ardından odaksız kalan bir annenin, kızı ve yakın çevresi üzerinden anlamlandırmaya çalıştığı ikinci baharının izini süren hafif ve eğlenceli bir dramedi.

26. Atom Egoyan’ın geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarıştığı son filmi Remember, İkinci Dünya Savaşı’nda kaybettiği ailesini katleden adamın izini süren huzurevi kaçkını bir adamı merkeze alıyor. Gerilim ve komedi gibi birbirinden epey uzak iki türü harmanlama girişimi, özellikle final sahnesinde epey çuvallayan film, ilgiyle izlenmesine rağmen yer yer sinirleri zıplatıyor.

27. Oyuncu yönetmen Louis Garrel’in babası ve Fransız Yeni Dalga etkileşimli ustalardan olan Philippe Garrel’in 35 mm. çektiği ve her şeyiyle 60’lardan çıkmış gibi duran haliyle samimi bir seyir sunan son filmi In the Shadow of Women, gelgitlerle dolu bir ilişki sarmalını merkez alan, eğlenceli bir romantik komedi.

Image

28. İlk filmi Shotgun Stories ile heyecan uyandıran Take Shelter ile kendini ispatlayan ve son olarak Mud ile takip edilesi yönetmenler listesindeki yerini sağlamlaştıran Jeff Nichols’ın ele aldığı meseleyi, takip etmesi zahmet isteyen bir B filmi sosuna batırıp seyircisine enfes bir tabakta servis ettiği nostalji yüklü son filmi Midnight Special, festivalin açılış filmi olarak karşımıza çıkıyor.

29. Bizde de pek sevilen The Misfortunates filmiyle festivalden Altın Lale ödülünü kazanan ve bir önceki filmi The Broken Circle Breakdown ile Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü’ne aday olan Belçikalı yönetmen Felix von Groeningen’in Sundance’ten ödülle ayrılan son filmi Belgica, kuşkusuz bu yılki Uluslararası Yarışma’nın en matrak filmi.

30. Akbank Galaları bölümünden, En İyi Film dahil olmak üzere çok sayıda Oscar, BAFTA, Altın Küre adaylığı ve pek çok ödülü bulunan Brooklyn, başroldeki Saoirse Ronan’ın performansına sırtını yaslayan ve Nick Hornby’nin akıcı bir roman hissiyatı taşıyan senaryosuyla muazzam bir seyir zevki sunan, ilgiye değer bir film.

31. Meksika sinemasının ustalarından Arturo Ripstein’ın hâlâ ne kadar genç ve üretken bir sinemacı olarak kalabildiğinin kanıtı niteliğindeki siyah-beyaz bu son filmi Bleak Street, bu yıl çok sayıda festivalden ödül ve övgü kazanan ve pek çoğunun programında demirbaş olarak yer alan, çılgın, acılı ve hayat dolu bir film. 

32. Güney Kore sinemasının en üretken yönetmenlerinden Hong Sang-soo’nun her zaman muzip ve eğlenceli sinemasından en yeni örnek Right Now, Wrong Then, başrol oyuncusu Jeong Jae- yeong’a Locarno, Gijon ve Asia Pasific’ten en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran sıcak bir romantik komedi.

Image

33. Geçtiğimiz eylül ayında Toronto Film Festivali’nden En İyi Kanada Filmi Ödülü kazanan ve festivalin keşiflerinden birine dönüşen Closet Monster, yalnızca dünya sinemasına umut vaat eden genç bir yönetmen müjdelemekle kalmıyor, aynı zamanda rengârenk anlatım dili ve akıcı hikâyesiyle de yüksek bir seyir zevki sunuyor.

34. Dogtooth, Alps gibi Yunan harikalarının yapımcısı ve ilk filmi Attenberg ile çok sayıda ödül ve övgünün muhatabı Athina Rachel Tsangari’nin erkek dünyasını didik didik eden, parçalayan, bozan ve yeniden inşa eden komik ve tuhaf son filmi Chevalier, Antidepresan bölümünün tartışmasız en iyisi.

35. Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünden iki çarpıcı film Dünya Festivallerinden bölümünde seyircinin ilgisini bekliyor: İtalyan yönetmen Roberto Minervini’nin Güney Amerika kırsalındaki kimyasal uyuşturucular ve körü körüne ulusalcılığa bulanmış gerçek insanlardan yola çıkan filmi The Other Side ve Romanya’dan suç ve sorumluluk temalı sarsıcı bir dram One Floor Below.

  1. Emek ve içtenlik: Mateusz Urbanowicz

    “Değeri sadece kazandığı para olmayan ve yalnızca eğlenceyle sınırlı olmayan hikâyeler anlatmak istiyorum.”

  2. Bant Mag. sunar: Mevsimler – Fasıl I

    Yıl boyunca Suriye’den ve Türkiye’den sanatçıları bir araya getirecek dört sergiden oluşan sergi serisi "Mevsimler"in ilk ayağı "Fasıl I", 30 Nisan Cumartesi günü Bant Mag. Mekân’da açılıyor. "Mevsimler - Fasıl I", bir yıl önce İstanbul’a gelen ve burada yaşamaya başlayan sanatçı Imad Habbab’ın karışık teknikle ürettiği desenlerini, oyuncu Hare Sürel’in ilk kez izleyiciyle buluşacak resimleriyle bir araya getiriyor.

  3. Savaşa ve politik çekişmelere üstün gelen sanat aşkına: ArtHere

    2016 yılı boyunca Bant Mag. Mekân’da izlenebilecek Mevsimler sergi serisindeki yol arkadaşımız, komşu mekân ArtHere’ın kurucusu Suriyeli sanatçı Omar Berakdar’a göre, “sanat ve insanlık, milletlerin, ülkelerin ve sınırların çok ötesinde”...

  4. Şehirlerin hikâyelerini insanlarından ve binalardan dinleyin: Imad Habbab

    30 Nisan’da Bant Mag. Mekân’da açılacak Mevsimler – Fasıl I sergisinde işlerini izleyeceğimiz sanatçı Imad Habbab’la ona ilham veren unsurlar ve günlük düzeydeki sanatsal üretim ihtiyacı üzerine konuştuk.

  5. Kendiliğinden oluşan bütün: Hare Sürel

    30 Nisan’da Bant Mag. Mekân’da başlayacak Mevsimler - Fasıl I sergisinde çalışmalarını göreceğimiz sanatçı ve oyuncu Hare Sürel’le resimle yenice başlayan yolculuğu ve kâğıtlara taşıdığı dünya.

  6. A’dan Z’ye: John Carpenter

    İkinci albümü öncesinde, filmlerinden video oyunu tutkusuna her şeyiyle John Carpenter karşınızda.

  7. Her şeye rağmen turne: Ucuz atlatma hikâyeleri

    Çeşitli doğal afetler, kazalar ya da hırsızlıklar sonucunda ekipmanlarından olmuş ama yine de turnesine devam edebilmiş; bir başka deyişle “ucuz atlatmış” 10 ismin hikâyelerine buyurun.

  8. Aklına değil hislerine güvenen topluluk: Liima

    Casper Clausen’le, dört farklı şehirde ortaya çıkan ilk Liima albümü üzerine...

  9. “Tüm kapılar Bob’a çıkıyor”: Xiu Xiu’yla Twin Peaks üstüne

    "En karanlık karanlığı, tuhaflık ve garip bir şefkatle" birleştirmek...

  10. Güneşten en uzakta: İpek Görgün’den Aphelion

    Müziğin yanı sıra, şiir ve fotoğraf alanında da çalışmalar yapan İpek Görgün’le disiplinlerarası sanatı, ses ve sessizliği, gürültünün cazibesini ve yeni albümü Aphelion’u konuştuk.

  11. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  12. 35 maddede 35. İstanbul Film Festivali

    Her yıl nisan ayının ortasına muazzam bir sinema coşkusuyla gelip yerleşen İstanbul Film Festivali, kısalan süresi ve çoğalan salon sayısıyla 200’ü aşkın filmi 7-17 Nisan tarihleri arasında 35. kez İstanbullu sinemaseverlerin önüne seriyor.

  13. Animasyon dehlizlerinden: Kaçırmanız muhtemel beş Japon animesi

    İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek Belladonna of Sadness ilhamıyla yola çıkılmış bir mini seçki.

  14. Brooklyn’i mesken tutan 10 film

    Nick Hornby’nin İrlanda ve Brooklyn arasında mekik dokuduğu senaryosuyla yürekleri burktuğu Brooklyn bu ay gösterime girerken, yolu bu yerden geçmiş tüm film kahramanlarının kapısını çalmak boynumuzun borcuydu.

  15. Affetmenin Bedeli: A Girl in the River

    Pakistanlı yönetmen Sharmeen Obaid-Chenoy’un Oscarlarda 2015 En İyi Kısa Belgesel Ödülü alan filmi A Girl in the River: The Price of Forgiveness, “bağzı” şeylerin hâlâ iyiye gidebileceği umudunu veriyor.

  16. Nisan ayı vizyonu: Iskalanmaması gereken filmler

    İstanbul Film Festivali’nde bir bombardıman şeklinde iyi filme doyacağımız bir gerçek ama nisan ayı vizyonu da uzun zamandır yolunu gözlediğimiz çok sayıda filme ev sahipliği ediyor, kaçırmamak lazım.

  17. Kara Şövalye (sonunda) dönüyor: Batman v Superman

    “Hatırlamanı istiyorum, Clark. İleride, gelecek yıllarda, en özel anlarında. Elimi senin gırtlağında hatırlamanı istiyorum. Seni yenmeyi başaran tek adamı hatırlamanı istiyorum...”

  18. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler