Gamze Karaduman’ın seçtiği 3 kara komedi #rastgele

Son dönemde 2020’nin popüler dizilerinden Menajerimi Ara’da rol alan Gamze Karaduman, Rastgele köşemiz için favori 3 kara komedisini yazdı.

Yazı: Gamze Karaduman

You, the Living

Acıya biraz mesafe konulduğunda sizi içine soktuğu durumlar ve yaşanan tüm olaylar sonunda komik bir hikâyeye dönüşür. İnsan zihninin işleyişinin ne kadar değişken, istikrarsız fikirler ve arzularla dolu karmaşık bir hikâyeler bütünü olduğunu fark ettiğinde her şey gülünç bir hal alır. Zihnin tüm direktiflerine, oldukça değişken bir biçimde beliren her duyguya, hisse kapıldığında yaşam, içinde korkunç seçimler yaptığı, hırpalandığı, telaşlandığı, cesur olduğu ya da korktuğu, çok acı çektiği veya çok mutlu olduğu ardı ardına devam eden olaylar bütünü olduğunu fark eder. Bu gerçekliğe uyandığında içinden dev bir kahkaha atmak gelir.

Sinemada, hayata bu şekilde mesafe ile bakmayı seçmiş filmler her zaman daha fazla ilgimi çekmiştir. Tüm o olağanlığıyla, tuhaflığıyla en normalini ya da en garip olanı anlatmayı seçmiş, insana ve insanın yaşamında benimseyip sarıldığı tüm hikâyelere belli bir mesafe koyarak anlatmayı başarabilmiş iki film ve bir dizi önerimi ise rastgele buraya bırakıyorum.

You, the Living
(Film // Yönetmen: Roy Andersson)

Çektiği reklam filmlerindeki absürt anlatım biçimi sıra dışı bulunurken uzun metraj filmleriyle Roy Andersson’ın bu tarzı çok daha belirginleşmiştir. Karakterlerinin umutsuzluğu, hayata karşı tepkisiz ve donuk tavırları, size bir süre sonra bir filmi izlemekten çok bir resme bakıyormuşsunuz gibi hissettirebilir.

Leningrad Cowboys Go America
(Film // Yönetmen: Aki Kaurismäki)

Aki K.’nin, filmlerinde karakterlerin çıktığı her yolculuk serüvenini büyük bir ümitsizlikle anlatmasını çok komik buluyorum. Müziğin, hikâyede kullanım biçimini çok sevdiğimi söyleyebilirim. Ayrıca bu unsurun, karakterlerin tuhaflıklarını bu denli komediyi destekleyen şekilde kullanıldığı en iyi filmlerinden biri de Leningrad Kovboyları’dır.

Louie
(Dizi // Yaratıcı: Louis C.K.)

“En kötü şeylerin bir listesini yapın, hepsi hayatın içinde yaşanır.”

Louie’yi özetleyecek en iyi cümle bu olabilir sanırım. Bu dizinin, gündelik yaşamın içinde karşımıza çıkan ve biraz üzerine düşünürsek aslında hiç de sıradan olmayan durumları, aralara giren stand-up’larıyla muhteşem bir şekilde anlattığı çok iyi bir iş olduğunu söyleyebilirim. Kendisinin maalesef #MeToo hareketi sonucunda çıkan durumu da göz önünde bulundurulunca insanın içi cız etmiyor değil*.”

*Ne olmuştu? Çoğu meslektaşı olan 5 kadın, Louis C.K.’in kendilerine cinsel şiddet uyguladığını açıkladı. Louis C.K., 2017’de The New York Times’ın konuya dair yaptığı haberde yazılanları inkar etmedi ve doğruladı. Hem yaratıcısı olduğu yapımlar iptal edildi hem de rol aldığı projelerden çıkarıldı.