Amerikalı yazar ve aktivist James Baldwin’in İstanbul’da geçirdiği on yılı fotoğraflayan sergi Turkey Saved My Life: Baldwin in Istanbul, Brooklyn Public Library’de 30 Mart’a kadar gösterimde olacak. Sergi, Baldwin’in hayatının dönüm noktası denilebilecek yıllarında, yazarın yakın arkadaşı Sedat Pakay tarafından çekilen fotoğraflardan oluşuyor. Koleksiyonda toplam 50 fotoğraf bulunuyor ve bunlardan 20’si ilk defa sergileniyor. 1961-1971 aralığında çekilen kareler, yazarın Türkiye’deki günlük hayatını ve seyahatlerini yansıtıyor.

Pakay’ın fotoğrafları; Baldwin’in yaşadığı kültürel ikilemleri, kurduğu dostlukları, yabancılık ve aitlik hislerini etkileyici detaylar vesilesiyle aktarıyor. Brooklyn Public Library’nin iki katına yayılan fotoğraflar, izleyiciye Baldwin’in perspektifinden İstanbul’u görme fırsatı tanıyor.
Baldwin, Sivil Haklar Hareketi’ni takiben ABD’nin vahşi politik dünyasından ve ırkçı ortamından uzaklaşıp, yazmaya odaklanabileceği bir ortam arayışına girmiş. Pakay’ın yakaladığı samimi kareler de gösteriyor ki İstanbul, Baldwin için huzur ve sakinlik namına bir nevi kaçış destinasyonu olmuş. Hatta yazarın kendini bulunduğu her ortamın bir parçası hâline getirmekteki rahatlığını okumak da mümkün. Yeni Camii kaldırımlarında şerbet satıcılarıyla, sokaklarda çocuklarla, ve misafirperver kalabalıklarla kahkaha atarken görüyoruz kendisini sergi boyunca. Nitekim Başlıkta geçen “Turkey Saved My Life” (Türkiye hayatımı kurtardı) cümlesi de Baldwin’in meşhur sözünden bir alıntı.
Ancak sergiyi gerçekten ilgi çekici kılan nokta, neredeyse her fotoğrafın odak noktası olmayı başaran, Baldwin’in meraklı ve irdeleyici bakışları diyebiliriz. Pakay’ın fotoğraflarını incelerken, sanki Baldwin’in sadece İstanbul’daki hayatına değil; iç dünyasına ve çelişkilerine de tanık oluyoruz. Herhâlde Baldwin İstanbul’daki zamanı hakkında bir günlük tutsaydı, hislerini ve ruh hâlini buna benzer bir şekilde aktarırdı.


Baldwin’in Türkiye ile ilk resmî tanışması, Giovanni’s Room kitabının tiyatro adaptasyonunda Giovanni karakterini canlandıran oyuncu Engin Cezzar ile New York’ta çalışması olmuştu. Birkaç yıl sonra tükenmiş hisseden ve New York’ta yazılarına kendini adamakta güçlük çeken Baldwin, kendini Engin Cezzar’ın İstanbul’daki kapısında bulmuş.
Baldwin’in daktilo başında sigara içtiği anlarla Pakay’ın fotoğraflarında sıklıkla karşılaşıyoruz. Fotoğraflardan da anlaşıldığı gibi, Baldwin İstanbul’da verimli ve üretken bir süreç geçirmiş. Bir Başka Ülke, Bundan Sonrası Ateş ve Sokağın Dili Olsa gibi yazarın çokça bilinen metinleri İstanbul’da tamamlanmış. Pakay’ın fotoğrafları Baldwin’in bu kısa ancak transformatif zaman zarfındaki huzurlu anlarını ustaca yakalamış.
Baldwin and Beatrice Redding at his summer house in Kilyos on the Black Sea. © Sedat Pakay

İstanbul’da geçirdiği dönemde oldukça geniş ve dinamik bir sosyal çevre edinen Baldwin, oyuncu Marlon Brando ve ressam Beauford Delaney gibi dünyaca ünlü isimleri İstanbul’da ağırlamış.
Sergideki en etkileyici fotoğraflardan birinde Baldwin’i üzerinde çiçekli bir önlükle mutfakta, Bertice Reading ile kahkaha atarken ve balık pişirirken görüyoruz. Pakay’ın yakaladığı habersiz ve doğal anlar, âdeta Baldwin ve Engin Cezzar’ın paylaştıkları apartman dairesinde biz de bir misafirmişiz gibi hissettirmeyi başarıyor.


Baldwin’in Türkiye’de geçirdiği günlerde tiyatro dünyasına da pek çok katkısı olduğunu biliyoruz. Bunlardan biri John Herbert’ın hapishanelerde eşcinselliği ele alan oyunu Fortune and Men’s Eyes’ın set dizaynını, müziğini ve senaryosunu sahne için uyarlanmasına verdiği katkı. Sergide yer alan Pakay’ın daha önce görülmemiş fotoğraflarından birisi de Baldwin’in Fortune and Men’s Eyes (Düşenin Dostu) adaptasyonunun 1970’te İstanbul’daki performansını görüntülüyor. Baldwin’in Türkiye ve Fransa’da geçirdiği süreçleri anlatan temel kaynaklardan birisi olan James Baldwin’s Turkish Decade: Erotics of Exile’ın yazarı Magdalena J. Zaborowska’ya göre oyun, İstanbul’daki prömiyerinde büyük ilgi uyandırmış. Sonrasında 7 Şubat 1970 tarihindeyse yasaklanmış.
Baldwin’in Amerika’daki editör ve yayınevleriyle sık irbatta kalması gerekliliği ve 1970’lerde Türkiye’deki iletişim ve posta servisinin yeterince hızlı olmaması, Fransa’ya taşınma kararına vesile olmuş. 1971, yazarın İstanbul’daki son senesi olmuş.
Baldwin’in İstanbul’daki zamanının bazı çıktıları:

Don Cherry, Oktay Temiz: Turkish Theater 1970
1969’da Don Cherry, Baldwin’in Fortune and Men’s Eyes (Düşenin Dostu) adaptasyonu için bestelediği özel albümünü Okay Temiz ile kaydetmek üzere İstanbul’a gelmiş. Uzun süredir kayıp olduğu varsayılan bu kayıtlar, birkaç sene önce ortaya çıkarıldı ve 2024’te ilk defa Caz Plak etiketiyle yayımlandı. Serbest caz besteleriyle tarihin unutulmuş köşelerinden âdeta yeniden doğan bu albümü, Bandcamp üzerinden dinleyebiliyoruz.

James Baldwin: From Another Place – A Film by Sedat Pakay
From Another Place, James Baldwin’in İstanbul’daki hayatını 11 dakikalık kısa bir belgesel ile anlatan başka bir Sedat Pakay projesi. 2021’de Yale Film Archive tarafından film restore edilmiş.
From Another Place, Mayıs 1970’te Baldwin’i İstanbul sokaklarında yürürken ve vapurda sohbet ederken görüntüleyen sahnelerden oluşuyor. Belgesel, Baldwin’in sürgün hayatı hakkındaki düşüncelerine, ırk ve aitlik hissayatı temalarına değiniyor: “Çoğu insan beni hep Amerika dışında olduğum için suçluyor ama insan Amerika’yı uzaktan daha iyi görüyor.”
Pakay’ın çarpıcı belgeseli, The Criterion Channel’dan izlenebilir.

Dost Mektupları – James Baldwin ve Engin Cezzar
James Baldwin ve Engin Cezzar’ın İstanbul’daki hayatlarını ele alan bu mektuplar, iki dostun ilişkilerinin nüanslarına pencere açıyor. İkilinin tanışma anlarını ve hareketli sosyal hayatlarını yeni perspektiflerden bize tanıtacak olan Dost Mektupları adlı kitap, Yapı Kredi Yayınları’ndan 2007’de yayımlandı.