Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?


4 NİSAN CUMA
Festivalin açılış töreni gerçekleşiyor. Onur ödüllerinin sahiplerini bulacağı ve festival coşkusundan artık oturduğumuz koltukları tırmalayacak hâle geldiğimiz bu akşam yalnızca, festivalin açılış filmi ve en iyi film dâhil dört dalda Oscar adayı Philomena’yla yetinmek durumundayız.

5 NİSAN CUMARTESİ
Festivale sarsıcı bir giriş ve kafa göz dalmak için bundan daha iyi bir 11:00 filmi olamaz herhâlde… Volker Schlöndorff’un dünyalar garibi ve pek olaylı filmi Baal’i, yıllar sonra restore edilmiş kopyasından izlemek için Atlas’ın yolunu tutarak güne başlıyoruz. Hemen ardından 13:30’da yine Atlas’ta, ısıttığımız koltuktaki sıcaklığı, Berlinale’de bu yıl Altın Ayı’yı beklenmedik bir biçimde eve götüren Bai Ri Yan Hou hakkındaki kararımızı vermek üzere seyre dalıyoruz. İlk gün için bu kadar gariplik yetmeyeceğinden, bünye de biraz sinema salonu karanlığına alışsın diye 175 dakikalık süresine bakmadan Atlas 2’nin tekinsiz koltuklarında Die frau des polizisten’e bırakıyoruz kendimizi saat 16:00 sularında… Akşam mecalimiz kalırsa 21:30’da İstanbul Modern’de Mavi Boncuk var. Kimse Emel Sayın’ı beyazperdeye sarıp kaçırma fırsatını kaçırmak istemez herhalde…

6 NİSAN PAZAR
Sabah kahvemizi alıp erken bir kahvaltıyla güne başladıktan sonra 11:00’de Beyoğlu Sineması’nda Tabu’suna vurulduğumuz Miguel Gomes’in kısalarına kendimizi teslim ediyoruz. Bugün kendi rekorumuzu kırmayı ve oradan oraya koşturmayı ne kadar başarırız bilinmez ama Beyoğlu çıkışı koştur koştur metroya atlayıp 13:30’da Nişantaşı’na varabilmeyi başarırsak, City’s taze bir yönetmenle tanışma fırsatı sunuyor: Wolf at the Door… Hemen ardından sinemanın bir alt katında hızlı bir atıştırma ve ardından Arjantinli Marco Berger’in tensel lirizmi Hawaii… 18:00 sularında City’s’den çıkıp tekrar Beyoğlu’nun yolunu tutmayı başarabilenleri ise iki harika film bekliyor: bu yıl ortalığı birbirine katan Yunan harikası Miss Violence (19:00, Atlas) ve Wes Anderson’ın son marifeti The Grand Budapest Hotel (21:30, Atlas).

7 NİSAN PAZARTESİ
Sıkıcı mesai günleri başlamışsa eğer gündüz saatlerinde mecburen ofisteyiz ve gün bizim için 19:00’dan itibaren başlıyor. Gündüz maratonuna devam edebilenler için ise 13:30’da yeni Terry Gilliam çılgınlığı The Zero Theorem, 16:00’da ise Christian Mingui ve Lukas Moodysson’un son harikaları var. Saatler 19:00’u gösterdiğinde koştur koştur Atlas’ın yolunu tutup yılın en iyi İngiliz filmlerinden biri olan Still Life’ı seyre koyuluyoruz Atlas’ta. Önceki gün izlemeyi beceremeyenler için ise 21:30’da The Grand Budapest Hotel, bu kez Rexx’te.

8 NİSAN SALI
Bugün de gündüzcüler için bolca iyi seçenek ve haftasonu kaçırılanları toparlama fırsatı var festivalde. Gündüzün öne çıkanları The Life of Riley, Grand Central ve Miss Violence. Saat 19:00 olduğundaysa iki seçenekten birine yürümenin zamanı: ya Atlas’ta Fransız animasyon harikalarına imza atmış Sylvain Comet’nin bu kez gerçek insanlarla çektiği ilk filmi olan Attila Marcel ya da City’s’de Yeni Bir Bakış bölümünün en dikkat çekici filmlerinden biri olan Coherence’yi izleyip yeni bir yönetmen keşfetme fırsatı…

9 NİSAN ÇARŞAMBA
Bugün gündüzcüleri festivalin en iyi belgesellerinden birkaçı karşılıyor sabah seanslarında. Lance Daly’nin Life’s A Breeze ise zararsız ve iyi bir 13:30 seçeneği gibi görünüyor. 16:00’da aynı tatlı havayı sürdürmek isteyenler Feriye’de El Critico’yla güne devam edebilir ama ruhu histeriyle çalkalananları City’s’deki Claire Dolan’e doğru alalım… 19:00’dan itibaren ise gün artık resmî olarak bir Neil Young’a saygı akşamına dönüşebilir. Atlas 2’de gösterilecek Neil Young Trunk Show: Scenes From A Concert’in ardından, biletinizi göstererek girebileceğiniz Hard Rock Café’de 22:00 sularında Yekta Kopan, Aylin Aslım ve Görgün Taner gibi isimlerin DJ’lik yapacağı bir parti mevcut.

10 NİSAN PERŞEMBE
Parti yorgunlarını sabahın ilk filmi ve Venedik Film Festivali’nin ilk Altın Aslan ödüllü belgeseli Sacro Gra’ya alalım 11:00’de Beyoğlu Sineması’nda… Sonrasında eğer kaybettiklerimizi anmak ve iyiliği tescillenmiş filmler izlemek gibi bir niyet varsa gündüzcülerin adresi Rexx Sineması ve ardı ardına gösterilecek olan Baal ve The Master olmalı. 19:00 ve 21:30 seansları için Atlas’ta yerini alanlar ise bu yılki festivalin merak edilen filmlerinden İrlanda bağımsızı Calvary ve ardından Polanski’nin klostrofobik seksî gerilimi Venus in Fur’le ödüllendiriliyor.

11 NİSAN CUMA
Gündüzcüleri, Nerdesin Aşkım? bölümünün en olaylı yönetmeninin, en naif filmi olan Gerontophilia karşılıyor 11:00’de Atlas’ta. Sonrasında biraz eşsiz bir şeyler izlemek isteyen varsa da doğruca City’s’in yolunu tutmalı: Le couisin Jules’i yenilenmiş kopyasından izleme fırsatı kaçmaz. 16:00 seansını da City’s’de geçirebilenler siyah beyaz kusursuz sinematografisiyle yılın en beğenilen filmlerinden biri olan Ida’ya kendini kaptırabilir. Akşamcıları ise 19:00 seansında Atlas’ta pek sevdiğimiz yönetmen David Mackenzie’nin son filmi Starred Up’ı ve Roger Deakins’ın muazzam görüntü yönetimi ve düşmeyen temposuyla Prisoners var. Uyku tutmayanları ise 24:00’de Beyoğlu Sineması’ndaki Big Bad Wolves’a alalım.

12 NİSAN CUMARTESİ
Festivalin ikinci haftasonu, sabah 9 akşam 6 mesaisiyle çalışanların hafta boyunca kaçırdığı filmleri birbiri ardına sıralıyor. Yeni birşeyler izlemek isteyenler ise Venedik’te bu yıl Geleceğin Aslanı ödülünü kucaklamış olan White Shadow’u (13:30, Feriye) ya da pek matrah olmasa da usta yazara dair bir şeyler görebilmeyi, daha fazla detay öğrenebilmeyi sağlayan Salinger (13:30, Beyoğlu) belgeselini tercih edebilir. Akşam çöktüğünde ise hâlâ izlememiş olanlar varsa 19:00 ve 21:30 seansında peş peşe Nymphomaniac Part 1 ve Part 2’yu aradan çıkarabilir. Ya da 21:30 seansı için hareketli ve bol ödüllü Salvo ve Enemy’den birini seçmek de mümkün. Hâlâ muhafaza ettiğiniz enerjinizle 24:00’te The Baradook’u da aradan çıkarabilirsiniz…

13 NİSAN PAZAR
Filmlerle geçen bir haftanın yorgunluğunu atmak ve biraz farklı bir alana geçiş yapmak adına gündüzünüzü tamamen boş bırakıp 15:00 ve 18:00 seanslarında Akbank Sanat’ta gösterilecek Akbank Kısalar’ına bir göz atabilirsiniz. Biraz daha dingin bir gün gibi görünse de yıl boyu çeşitli festivallerde gösterilmiş, yarışmış ve ödül kazanmış hemen her kısa filme tek bir günde vakıf olma imkânını veren bu şanslı pazar, Ragnar Bragason’un Metalhead’i (13:30, City’s), Xavier Dolan’in Tom at the Farm’ı (16:00, Atlas) ve Guillaume Gallienne’nin Les garcons et Guillame a table! (19:00, Atlas) ile de Uluslararası Yarışma filmlerine dalış yapmanızı mümkün kılıyor. Anadolu yakasındakiler ise daha önce karşı tarafta gösterilen Starred Up, Nymphomaniac ve The Baradook’u aradan çıkarıp, James Franco’nun Child of God’ıyla günü kapayabilir.

14 NİSAN PAZARTESİ
Festivale ulusal ve uluslararası yarışma filmlerinin damgasını vuracağı ikinci haftanın bu ilk gününde gündüz seanslarında Rexx’te Nerdesin Aşkım? filmlerinden Lilting ve Eastern Boys peş peşe görülebilir. Hattâ 21:30’da Atlas’daki Trans X İstanbul’la birlikte gökkuşağı bayraklarını sallaya sallaya eve dönebilirsiniz. Diğer yandan vizyonda hak ettiği ilgiyi görmeyen Silsile ve Tayfun Pirselimoğlu’nun merakla beklenen son filmi Ben O Değilim’le de ulusal yarışma ateşini yakabilirsiniz. Günün kaçırılmaması gereken esas aktivitesi ise 16:30’da Boğaziçi Mithat Alam Film Merkezi’ndeki, bu yılki uluslararası yarışma jüri başkanı Asghar Farhadi’nin sinema dersi.

15 NİSAN SALI
Festivalin yarışma filmlerine yoğunlaşılabilecek bir gün daha… Geç bir kahvaltının ardından Atlas’ın yolunu tutanlar, 13:30’dan 21:30’a kadar ulusal yarışmadan Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar’ı ve Onur Ünlü’nün İtirazım Var’ı ile uluslararası yarışmadan Papusza ve Tracks’i izleyerek evlerine dönebilir. Bugünü tek bir salonda geçirmeyi planlayanlar için diğer tercihler ise City’s ve Rexx olabilir. İkisinde de festival harikalarının arzı endam ettiği bir günle karşı karşıyayız.

16 NİSAN ÇARŞAMBA
Gündüzcüler için Rexx’te İsveç’in bu yılki bol ödüllü filmlerinden The Reunion ve Berlin Film Festivali’nden TEDDY ödülüyle ayrılan naif ergen dramı The Way He Looks 11:00 ve 13:30 seanslarında peş peşe görülebilir. Avrupa yakasına geçenleri ise iki seçenek bekliyor: ulusal ya da uluslararası yarışma filmleri… Yerli filmlerinden peşinden koşacaklar, Türkiye galaları 19:00 ve 21:30’da Atlas’ta gerçekleştirilecek yarışmanın şansı yüksek filmlerinden Sesime Gel ve Kumun Tadı’nı, diğerleri ise City’s’in yolunu tutarak Kuzey Avrupa dolaylarında gezinecekleri Metalhead ve Blind’ı izleyebilir. Bu yıl Kamboçya adına yabancı dilde en iyi film Oscar’ına aday olan The Missing Picture’ın ise 16:00 seansında Atlas’ta görülebileceğini ekleyelim.

17 NİSAN PERŞEMBE
Festivalde tanıyıp sevdikleri yönetmenlerin peşini bırakmak istemeyen gündüzcüler, güne Feriye’de 11:00 seansındaki Fernando Eimbcke imzalı Club Sandwich’le başlayacak gibi görünüyor. Sonrasında Taksim’e geçmeleri icap ediyor, zira 13:30’da iki önemli film Triptyque ve September, Atlas 1. ve 2. salonlarda seyirci karşısında olacak. İsteyenler bu zor seçimi gerçekleştirmek yerine 14:00’te Fransız Kültür’de dünyaca ünlü bağımsız film şirketi mk2’nin kurucularından Marin Karmitz’in “Sinemayla 40 Yıl” adlı sinema dersine de katılabilir. Öğleden sonra ise 16:00’da geçtiğimiz yıl Altın Lale’nin sahibi olan Lenny Abrahamson’ın son filmi Frank, 19:00’da Amerikan bağımsız sinemasının sevilen yönetmenlerinden Alexandre Rockwell’in Little Feet’i izlenip, ruhlar gençleştirilebilir. 21:30’da ise bu yılın en tartışmalı yerli filmlerinden Levent Semerci imzalı Ayhan Hanım, Atlas’ta gala yapıyor.

18 NİSAN CUMA
Festivalin son günlerine yaklaştıkça, eksikleri tamamlama telaşı da ayyuka çıkıyor. Neyse ki bu gün, festival organizatörlerinin insafa gelerek arada kaçırdığı birçok filmi tamamlama ihtiyacı hisseden festival takipçilerine çok sayıda ek seansla alan açtığı bir gün. Festivali günü gününe takip etmiş çalışkan öğrenciler için ise ulusal bölümde öne çıkan filmlerden Deniz Seviyesi (21:30, Atlas) ve Nergis Hanım (19:00, Beyoğlu) art arda izlenebilir. Geceyarısı çılgınlığına kapılmak isteyenleri ise 24:00’te Beyoğlu Sineması’nda Killers bekliyor.

19 NİSAN CUMARTESİ
Şu güne kadar görememiş olanların Blind, Miss Violence, Hawaii, Club Sandwich, The Missing Picture, Frank ve iki özel sinemacının son filmleri Tsai Ming-liang imzalı Stray Dogs ile Alain Guiraude’in L’inconnu du lac’ı izlemesinin şart olduğu bu sondan bir önceki günde çok özel bir başka gösterim de dikkat çekiyor. İki yıl önce kaybettiğimiz nevi şahsına münhasır sinemacı Metin Erksan’ın belki de en özel filmi olan ve pek ortalıkta bulunamayan filmi Kuyu, 19:00 seansında Beyoğlu Sineması’nda gösterilecek. Bir kenara not edin.

20 NİSAN PAZAR
Ulusal ve uluslararası yarışmanın galiplerini öğrendiğimiz bu son günde, yarışmalı bölümleri takip edememiş seyirciler Altın Lale ödülünü kazanan filmleri 13:30 ve 21:30 seanslarında Atlas 3’te görebilir. Festival takipçilerinin görmeyi istedikleri filmler için son fırsatlarla dolu bu günü ve festivali kapatmanın en etkileyici ve festival sonrasındaki dinlenmeyi en çok hak ettirecek filmi ise prömiyerini önceki yıl Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirdikten sonra, pek çoklarına göre modern bir başyapıt kabul edilen, Lav Diaz imzalı 250 dakikalık epik Norte, Hangganan ng kasaysayan (21:30 Beyoğlu).

  1. Film Okuma 101: Jay Shaw

    19. yüzyıl Polonya poster estetiğinden ilham alan grafik dili ve yeniden hayal ettiği film afişleri ile Jay Shaw tek bir imge ile merak uyandırmanın sırrını çözmüş nadir ve takdir edilesi tasarımcılardan biri.  Yaratıcılığını aktarmanın sınırsız yollarının arasından, film afişlerini tekrar imgelemeye nasıl karar verdin? Bu formatın senin için çekiciliği nedir?Yaklaşık altı yıl önce, Mondo adındaki bir şirket Tyler Stout’un The Thing’inin serigrafik afişini çıkarmıştı. Ben de o dönemlerde bir sayfayı arıyordum ve bir web araması beni o afişe yönlendirdi. Bir haftadır satın alınabilir durumdaydı, bir tane aldım ve elime ulaşır ulaşmaz anında âşık oldum. Daha önce de serigrafi işleri görmüştüm ancak

  2. Yerel, adil, temiz, sağlıklı gıda: Bükoop

    Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (Bükoop) tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamanın yanında üreticiyi desteklemeyi amaçlıyor. Üretici ve tüketicinin karşılıklı güven ilkesiyle alışverişine aracı olan Bükoop küçük çiftçi ve kentliler arasında bir bağ kuruyor. Doç. Dr. Ferit Öztürk, Asya Saydam ve Serkan Kaptan Bükoop’un işleyişi, kooperatifçilik ve sağlıklı gıda üzerine sorularımızı yanıtladı. Bükoop adında bir kooperatif kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Hayata geçiş sürecini biraz anlatır mısınız?Ferit: Kentlilerin Çiftçilerle Dayanışma İnsiyatifi (KEÇİ) diye bir oluşum vardı. Başta Çiftçi-sen olmak üzere, akademik personel ve kampüs çalışanı, bir miktar da dışarıdan aktivist ile kampüste buluştuk. “Kentlilerin tarım için yapabilecekleri neler var?” fikrinden ziyade; yok olan

  3. Alternatif bir iktisat ders kitabı: Mim Savaşları

    Adbusters ekolünün elinden çıkma Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası kitabı, Metis yayınevi ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçeye kazandırıldı. Kitabın çevirisine el atanlardan 13Melek, kitabın işaret ettiği fikirleri özetledi. Metis yayınevi ve Express dergisinin işbirliği ile küresel İşgal Et hareketlerinin fikri ilham kaynaklarından olan Adbusters ekolünün imza attığı Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası adlı kitap Türkçeye kazandırıldı.  Bu yazıda, Haziran 2013 Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz canlara ithaf edilen çeviriye el atanlardan biri olarak kitabın işaret ettiği belli başlı fikirleri özetlemeye çalışacağım. Mim Savaşları kendini alternatif bir iktisat ders kitabı olarak konumlandırıyor. Zira kapitalizm bugün bir krizden geçmekte. İktisatçıların modelleri aciz, türlerin soyunun tükenişini, kaynakların yok oluşunu, iklim değişikliğini

  4. Müzikte sokak hafızası

    Moondog'dan Space Lady'e, Space Lady'den Siya Siyabend'e efsaneler ve saklı hazinelerle müziğin sokaklardaki özgürleştirici hafızası...

  5. Kaşlar Fatima Al Qadiri için kalkıyor

    Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış...

  6. #C2CISTONIGHT 18-19 Nisan’da İstanbul’da!

    Bu seneki #C2CISTONIGHT kapsamında izleme fırsatı bulacağımız sanatçıları “kim, ne zaman, niçin” gibi sorularla tanıttık.

  7. Daha bilinçli ama hâlâ keyifli: Chet Faker

    Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

  8. Yeniden yaratılan elementler: Pregnant Head

    Pregnant Head adını verdiği projesiyle içindeki duygusal yükü müziğine yansıtarak özgün çalışmalar ortaya koyan Cem Bayramçavuş’a merak ettiklerimizi sorduk.

  9. Video röportaj: Can Khan Oral

    Bant Mag. sordu, 4 Nisan’da yeni albümünü yayınlayacak olan Can Khan Oral, Mexico City’den cevapladı.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  11. Müziğe dair kısalar

    Frankie Goes to Hollywood ve Ada'nın homofobiyle imtihanı, Savai & Gökalp K.'ın ilk uzunçaları, "entel arkadaşların kırılganlığı"na dair kısa kısa...

  12. Oynamaktan yorulanları yönetmen koltuğuna alalım: John Turturro

    İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak... Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.

  13. 33. Istanbul Film Festivali'ne Özel Festival Günlüğü

    Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?

  14. İstanbul Film Festivali’nden Her Ruh Hâline Uygun Listeler

    Bu yılki İstanbul Film Festivali’nin 200’ü aşkın filmden oluşan programı içerisinde kaybolanlara yol gösterecek dev bir hizmet…

  15. Bu ay ne izlesem?

    Sinemaseverlerin İstanbul Film Festivali coşkusuna kapılacağı nisan ayında, vizyon son aylardaki heyecanın bir tık gerisinde kalsa da, sevilen yönetmenlerin merakla beklenen son filmleri vizyonda yerini alıyor.

  16. Radikal demokrasi için kamera başına!

    “Demokrasi” kavramının gündemimizi bir hayli meşgul ettiği bu günlerde Doc Next Network “radikal demokrasi” üzerine bir video yarışması düzenlemekte. Yarışmanın

  17. “Artık tamam, zamanı geldi. Bir çıkmam lâzım”: Merve Morkoç

    İstanbul’un genç sanatçılarından Merve Morkoç hem sokaklara çiziyor hem de kâğıtlara. 17 Nisan’daki kişisel sergisi 2+1’den önce Merve’yi yakalayıp birkaç soru sorduk.

  18. Avrupa’dan Moğolistan yönünde eşine az rastlanır bir macera: Mongol Rally

    16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!

  19. Cheetos Gelişim Merkezleri ile Yarına Hazırlanan bir Nesil

    PepsiCo Türkiye'nin GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi Cheetos Gelişim Merkezleri, 2014 yılına girmemizle beraber 10 seneyi doldurmuş oldu. Cheetos Gelişim Merkezleri’nin geçtiğimiz 10 senesi, geleceği ve sosyal sorumluluk üzerine PepsiCo Kurumsal İletişim Müdürü Didem Sinik ile bir sohbet gerçekleştirdik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör