16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!


2004’ten bu yana düzenlenen Mongol Rally, bildiğimiz ralli disiplininden çok daha farklı şekilde işleyen, herhangi bir derece elde etmenin mümkün olmadığı, yardım amaçlı düzenlenen bir etkinlik. Avrupa’nın çeşitli noktalarından başlayıp Moğolistan’da Ulan Batur’da son bulan ralli her geçen yıl daha fazla katılımcıyla büyümeye devam ediyor.

Söz konusu rallinin ortaya çıkışı bir hayli ilginç. Tom ve Joolz isimli iki arkadaşın otoparklarındaki Fiat 126’ya bakarken bir anda gaza gelmesinin Mongol Rally’i doğurduğunu söyleyebiliriz. İkili arabayı mümkün olan en absürt rotada sürmeye karar verip hedef olarak Moğolistan’ı seçmesi her şeyi başlatmış gibi gözüküyor. Yanlarında bir paket sigara ve birkaç kesici âletle yola çıkan iki arkadaş, vize sorunları vb. sebeplerle Ulan Batur’a ulaşmayı başaramasa da geri döndüklerinde bu yolculuğa bir kez daha çıkacaklarına söz vermişler. Ardından da 2004 yılında Mongol Rally ilk kez altı farklı ekibin katılımıyla düzenlenmiş.

Mongol Rally’yi diğer rallilerden ayıran en büyük özelliği katılan ekiplerin kullanıyor oldukları araçlar. Katılımcılar İngiltere, Fransa gibi ülkelerden başlayan yolculuklarında Romanya, Gürcistan, Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan gibi ülkeleri geçerken çok kullanışlı, üst düzey teknolojiyle donatılmış araçlar kullanmıyorlar. Mümkün olan en düşük bütçeyle hazırladıkları araçları kullanarak ralliyi bitirmeye çalışıyorlar. Ayrıca araçların motorlarıyla ilgili de belirlenmiş bazı kurallar olduğu için katılan ekiplerin genellikle ufak tefek arabalar ya da epey eski ama sıradışı araçlar kullandıklarını görüyorsunuz. Örneğin eski ambulanslar ve eski İngiliz taksileri, Mongol Rally’de hemen her yıl rastlayabileceğiniz araçlar. İstatistiklere göre son beş yılda Mongol Rally’de en çok kullanılan araçlar Nissan Micra ve Skoda Felicia olmuş.

Bundan on yıl önce bağımsız bir ralli olarak başlayan ve tek amacı belli kuruluşlar için bağış toplamak olan Mongol Rally, 2007’den bu yana The Adventurists isimli grubun düzenlediği bir etkinlik hâline geldi. İlk yıllarında katılımcıların ralliye katılmak adına ödedikleri ücretler bu kuruluşlara bağışlanırken, 2007 itibariyle yardım sisteminde bazı değişiklikler oldu. Artık ralliye katılan ekipler, kendi başlarına bir fon oluşturarak takipçilerinden bağış topluyor. The Adventurists, katılımcılara en az 1000 poundluk bir yardım toplamayı şart koşuyor ve bunun en az 500 poundu da yeryüzündeki yağmur ormanlarını korumak için kurulmuş olan Cool Earth isimli kuruluşa bağışlanıyor.

İlk yılda altı takımın katıldığı ve dördünün Ulan Batur’a varmayı başardığı rallide her geçen yıl daha fazla katılımcı sayısı görmek mümkün. Mongol Rally’ye geçtiğimiz yıllarda katılan Javier Sobremazas ve Damien Ryan’a ralliyle ilgili deneyimlerini sorduk.


Javier Sobremazas

İspanya’nın Santander şehrinde yaşayan Javier Sobremazas, arkadaşları Alejandro Basanta ve Ángel Obregón ile Mongol Rally’ye 2012 yılında katılmış. Bağımsız bir yönetmen olan ve müzik klipleri çeken Sobremazas, Mongol Rally’den çektiği harika görüntülerden Pryamo, Pryamoisimli bir belgesel hazırlamış.

Bize biraz kendinden bahseder misin? Javi günlük hayatında neler yapar?
Merhaba! Ben Javi, 32 yaşında İspanya’nın Santander şehrinde yaşayan bir yönetmenim. Yerel film yapım stüdyosu olan Burbuja Films’te yarı zamanlı çalışıyorum. Ayrıca freelance işler yapıyorum, genellikle müzik klipleri. Müziği, seyahat etmeyi ve vegemite’ı (bira mayası ezmesi) seviyorum

Mongol Rally deneyimini bir yönetmenin gözünden nasıl tanımlarsın?
Film yapımı açısından da diğer her türlü açıdan da fantastik bir deneyimdi. Çok fazla farklı ülke, insan, manzara ve renk gördük. Belgesel film yapımcılarının cennetinde gibi hissettim kendimi. Bazı zamanlar da çok zorlayıcıydı. Sonuçta bu bir ralli ve ben de araba sürmek, yemek yapmak, harita okumak, sınırdaki polise rüşvet vermek zorundaydım. Ayrıca birkaç kez hasta da oldum ama asla film çekmeyi bırakacak gibi hissetmedim.

Bu ralliye katılmaya karar verdiğiniz dönem hakkında bir şeyler öğrenmek isterim. Tam olarak nasıl çıktı bu fikir ortaya?
O dönemler İngiltere’de BBC için çalışıyordum. Bir arkadaşım Mongol Rally’e katılmak konusunda takıntısı olan birinden bahsetti. İki hafta sonrasında biz de her şeyi hazırlamaya başladık. Bu rallinin başlamasından yedi ay önceydi ve bu yedi ayın çok stresli geçtiğini söyleyebilirim. Tanrım, çok fazla vize ve kâğıt işleri, sponsor bulma çabaları…

Pryamo, Pryamo ağırlıklı olarak seyahatinizin eğlenceli kısımlarından oluşuyor. Senin için rallideki en zorlayıcı şey neydi?
Benim için hiçbir yerin ortasında hasta olmuş olmamdı. Azerbaycan’da çok feci bir şekilde ishal oldum ve Moğolistan’da yüksek derece ateşliydim. Ayrıca araba da bazı ülkelerdeki kalitesiz benzin yüzünden çok sıkıntı yaşadı ve bir ara her an bozulacakmış gibi sesler çıkarıyordu. Mongol Rally’yle ilgili çok zorlayıcı şeyler var gerçekten. Birçok insan Moğolistan’a ulaşmadan ralliden çıktı.

Türkiye’nin tamamını da bu rallide geçtiniz. Türkiye’den aklında kalan ilk şey nedir?
Bu çok büyük bir değişiklikti. Benim Türkiye’deki ilk seferimdi ve sınırı geçtiğiniz anda her şey değişiveriyor. Kiliseler yerine camiler, kültür, dil… Türkiye’ye geldiğimizde rallinin gerçekten başladığını hissettik.

Moğolistan’a vardığınız zaman ne hissettiniz?
Kelimelerle anlatması gerçekten zor. Gezegenin korkutucu şekilde büyük olduğunu ama aynı şekilde küçük de olduğunu hissettik. Sadece şunu düşünün: Kasabanızdan geçen bir yol, Kazakistan’da dağlara çıkan ya da Moğolistan’da ovaları geçen yolla aynı! Ve biz bu yolculuğu Paris’te ekmek ve süt almak için tasarlanmış olan saçma sapan bir Renault Clio ile yaptık.

Biraz da Pryamo, Pryamo’nun üretim sürecinden bahseder misin? Ralli sırasında hemen her şeyi çekmişsin gibi görünüyor. Bunların arasından doğru sahneleri seçmenin çok kolay olduğunu sanmıyorum…
Kolay değildi. Eve döndüğümde ralliden dolayı biraz dinlenmeye karar verdim. Elimdeki materyali izlemeye bir ay sonrasında başladım. İzledikten sonra bir tür senaryo hazırladım ve filmin bittiği zaman nasıl görüneceğini biliyordum. Ayrıca müziği seçmek için de zaman harcadım. Şarkıların büyük kısmı Creative Commons lisansı taşıyor. (Belgesel de öyle.) Bu yüzden müzik için bir para ödememe gerek kalmadı. Aslında bir müzik klibi yönetmeni olduğum için bu belgeselin çok önemli açılarından biriydi benim için. Edit süreci altı ay kadar sürdü, renk düzenlemeleri, efektler, sesler, altyazı ve render’lar dahil olmak üzere. Altı ay boyunca her gün, maaş ya da bağış olmadan sadece bununla uğraştım.

Son olarak, yakın gelecekte başka rallilere de katılacak mısınız?
Çok isteriz! Bu ralliyi bitirdikten sonra bir sonraki maceramızın en azından Mongol Rally kadar iyi olması gerektiğini düşündük. Ve inan bana bu o kadar da kolay değil! Bizim seyahat etme anlayışımızı tamamen değiştirdi. Bilmiyorum. Otellerin ve plajların olduğu normal tatillere gidersem kendimi aptal gibi hissederim gibi geliyor. Bizim ihtiyacımız olan şey gerçek seyahat ve macera.

Bunun dışında, bir başka belgesel hazırlığındayım. Bu da müzik klibi çekmek ve seyahatle ilgili olacak. Şu sıralar bu fikirle uğraşıyorum.


Damien Ryan

İrlanda’nın Limerick şehrinde yaşayan Damien Ryan, dört kişiden olan The Nomadic 90’s ekibinin bir parçası olarak 2013 yılında ralliye katıldı. Yolculuklarında İstanbul’dan geçerken direniş sürecinin biraz daha sakin geçen günlerine de denk gelen ekip, Mongol Rally’i motorsikletlerle tamamlayan az sayıdaki ekipten biri.

Ekibizin ismi olan The Nomadic 90’s’in hikâyesi nedir?
The Nomadic 90’s’teki fikir göçmenlerin (nomad) yaşadığı Moğolistan’a sadece 90cc olan motosikletlerimizle varmak istememizdi.

Ralliye katılmaya nasıl karar verdiniz?
Bu ralliyi internette gördükten sonra katılmaya karar verdik. Yeğenimin hayatî bir ameliyat geçirdiği hastane için para toplamaktı amacımız.

Ralli için yaptığınız hazırlıklardan bahseder misiniz?
Hazır olmamız altı ay sürdü. Motosikletlerimizi hazırladık, onları nasıl tamir edebileceğimizi öğrendik ve yanımıza mümkün olduğunca az eşya aldık. Sonrasında da bir rota belirledik ve vize başvurularına başladık.

Motosiklet ya da arabalardan pek anlamam ama sizin kullandıklarınız biraz taşınabilir motorlarmış gibi gözüküyor. Moğolistan’a motosikletle gitmek nasıldı?
Taşınabilir ufak motorlu, oldukça rahatsız ve maksimum hızı saatte 75 kilometre olan 15-20 yaşındaki Honda Cub 90’lar için pek uygun bir kelime değil.

The Nomadic 90’s için Mongol Rally’deki en zorlayıcı şey neydi?
En zorlu şey, beş hafta boyunca günde on dört saat motosikletin tepesinde oturmaktı. Tabiî bununla birlikte yol kenarlarında kamp yapmak da epey zorlayıcıydı.

İstanbul’a geçtiğimiz yaz protestoların olduğu dönemde geldiniz. Sizin için nasıl bir deneyimdi bu?
Oraya geldiğimizde ortalık biraz da olsa sakinleşiyordu. Yine de birkaç protesto ve eylem gördük. Burada çok fazla protesto göremiyoruz. O yüzden insanların hayatlarını tehlikeye atabilecek kadar bu olayları önemsemesi bizim için çok etkileyici ve asildi.

Gürcistan, Macaristan, Romanya, Türkiye, Azerbaycan ve çok daha fazla ülkeyi bu ralli kapsamında geçtiniz. Biraz vize işlerinden bahseder misiniz? Çok büyük baş belası olabilir gibi geliyor.
Rusya’ya girmeye çalışana kadar vize işleri çok büyük problem yaratmadı. Rusya ve beş farklı ülkenin vizeleri için bir ajansla çalışmaya çalıştık. Onlar bizi yarı yolda bıraktı ve Kazakistan’da mahsur kaldık. Her birimiz vizeler için 600 avro harcadık ve Kazakistan’daki limanda tam 7 saat beklememiz gerekti.

Bu yıl da bir ralliye katılmayı düşünüyor musunuz?
Mongol Rally biraz pahalı geçtiği için bu yıl için herhangi bir bütçemiz ya da planımız yok. Ayrıca yapmamız gereken işlerimiz de var.

  1. Film Okuma 101: Jay Shaw

    19. yüzyıl Polonya poster estetiğinden ilham alan grafik dili ve yeniden hayal ettiği film afişleri ile Jay Shaw tek bir imge ile merak uyandırmanın sırrını çözmüş nadir ve takdir edilesi tasarımcılardan biri.  Yaratıcılığını aktarmanın sınırsız yollarının arasından, film afişlerini tekrar imgelemeye nasıl karar verdin? Bu formatın senin için çekiciliği nedir?Yaklaşık altı yıl önce, Mondo adındaki bir şirket Tyler Stout’un The Thing’inin serigrafik afişini çıkarmıştı. Ben de o dönemlerde bir sayfayı arıyordum ve bir web araması beni o afişe yönlendirdi. Bir haftadır satın alınabilir durumdaydı, bir tane aldım ve elime ulaşır ulaşmaz anında âşık oldum. Daha önce de serigrafi işleri görmüştüm ancak

  2. Yerel, adil, temiz, sağlıklı gıda: Bükoop

    Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (Bükoop) tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamanın yanında üreticiyi desteklemeyi amaçlıyor. Üretici ve tüketicinin karşılıklı güven ilkesiyle alışverişine aracı olan Bükoop küçük çiftçi ve kentliler arasında bir bağ kuruyor. Doç. Dr. Ferit Öztürk, Asya Saydam ve Serkan Kaptan Bükoop’un işleyişi, kooperatifçilik ve sağlıklı gıda üzerine sorularımızı yanıtladı. Bükoop adında bir kooperatif kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Hayata geçiş sürecini biraz anlatır mısınız?Ferit: Kentlilerin Çiftçilerle Dayanışma İnsiyatifi (KEÇİ) diye bir oluşum vardı. Başta Çiftçi-sen olmak üzere, akademik personel ve kampüs çalışanı, bir miktar da dışarıdan aktivist ile kampüste buluştuk. “Kentlilerin tarım için yapabilecekleri neler var?” fikrinden ziyade; yok olan

  3. Alternatif bir iktisat ders kitabı: Mim Savaşları

    Adbusters ekolünün elinden çıkma Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası kitabı, Metis yayınevi ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçeye kazandırıldı. Kitabın çevirisine el atanlardan 13Melek, kitabın işaret ettiği fikirleri özetledi. Metis yayınevi ve Express dergisinin işbirliği ile küresel İşgal Et hareketlerinin fikri ilham kaynaklarından olan Adbusters ekolünün imza attığı Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası adlı kitap Türkçeye kazandırıldı.  Bu yazıda, Haziran 2013 Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz canlara ithaf edilen çeviriye el atanlardan biri olarak kitabın işaret ettiği belli başlı fikirleri özetlemeye çalışacağım. Mim Savaşları kendini alternatif bir iktisat ders kitabı olarak konumlandırıyor. Zira kapitalizm bugün bir krizden geçmekte. İktisatçıların modelleri aciz, türlerin soyunun tükenişini, kaynakların yok oluşunu, iklim değişikliğini

  4. Müzikte sokak hafızası

    Moondog'dan Space Lady'e, Space Lady'den Siya Siyabend'e efsaneler ve saklı hazinelerle müziğin sokaklardaki özgürleştirici hafızası...

  5. Kaşlar Fatima Al Qadiri için kalkıyor

    Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış...

  6. #C2CISTONIGHT 18-19 Nisan’da İstanbul’da!

    Bu seneki #C2CISTONIGHT kapsamında izleme fırsatı bulacağımız sanatçıları “kim, ne zaman, niçin” gibi sorularla tanıttık.

  7. Daha bilinçli ama hâlâ keyifli: Chet Faker

    Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

  8. Yeniden yaratılan elementler: Pregnant Head

    Pregnant Head adını verdiği projesiyle içindeki duygusal yükü müziğine yansıtarak özgün çalışmalar ortaya koyan Cem Bayramçavuş’a merak ettiklerimizi sorduk.

  9. Video röportaj: Can Khan Oral

    Bant Mag. sordu, 4 Nisan’da yeni albümünü yayınlayacak olan Can Khan Oral, Mexico City’den cevapladı.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  11. Müziğe dair kısalar

    Frankie Goes to Hollywood ve Ada'nın homofobiyle imtihanı, Savai & Gökalp K.'ın ilk uzunçaları, "entel arkadaşların kırılganlığı"na dair kısa kısa...

  12. Oynamaktan yorulanları yönetmen koltuğuna alalım: John Turturro

    İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak... Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.

  13. 33. Istanbul Film Festivali'ne Özel Festival Günlüğü

    Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?

  14. İstanbul Film Festivali’nden Her Ruh Hâline Uygun Listeler

    Bu yılki İstanbul Film Festivali’nin 200’ü aşkın filmden oluşan programı içerisinde kaybolanlara yol gösterecek dev bir hizmet…

  15. Bu ay ne izlesem?

    Sinemaseverlerin İstanbul Film Festivali coşkusuna kapılacağı nisan ayında, vizyon son aylardaki heyecanın bir tık gerisinde kalsa da, sevilen yönetmenlerin merakla beklenen son filmleri vizyonda yerini alıyor.

  16. Radikal demokrasi için kamera başına!

    “Demokrasi” kavramının gündemimizi bir hayli meşgul ettiği bu günlerde Doc Next Network “radikal demokrasi” üzerine bir video yarışması düzenlemekte. Yarışmanın

  17. “Artık tamam, zamanı geldi. Bir çıkmam lâzım”: Merve Morkoç

    İstanbul’un genç sanatçılarından Merve Morkoç hem sokaklara çiziyor hem de kâğıtlara. 17 Nisan’daki kişisel sergisi 2+1’den önce Merve’yi yakalayıp birkaç soru sorduk.

  18. Avrupa’dan Moğolistan yönünde eşine az rastlanır bir macera: Mongol Rally

    16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!

  19. Cheetos Gelişim Merkezleri ile Yarına Hazırlanan bir Nesil

    PepsiCo Türkiye'nin GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi Cheetos Gelişim Merkezleri, 2014 yılına girmemizle beraber 10 seneyi doldurmuş oldu. Cheetos Gelişim Merkezleri’nin geçtiğimiz 10 senesi, geleceği ve sosyal sorumluluk üzerine PepsiCo Kurumsal İletişim Müdürü Didem Sinik ile bir sohbet gerçekleştirdik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör