İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak… Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.


Bir anlık ya da sonsuz, hayatımızda iz bırakan insanların sayısı ne kadar artarsa, dünyanın yaşanabilirlik seviyesi de o oranla yükselir. Bu yüzden daha çok farklılıklara, renklere, bakış açılarına, daha çok karakter tanımaya ihtiyacımız var. Neyse ki âniden gelebilecek böyle bir isteği bastırmanın pratik de bir yolu var: kriz anında, bir doz bizim yerimize bir şeyler görmüş insanların hikâyelerini izlemek…

Her ne kadar kalbi bağımsızlardan yana atsa da büyük prodüksiyonlu Hollywood filmlerinde de karşımıza çıkan İtalyan asıllı Amerikalı oyuncu John Turturro, Coen Kardeşler’in Barton Fink’ine adını veren karakteri, The Big Lebowski’ye ise unutulmaz Jesus’u armağan ederek, hafızamızda hem ciddî, hem komik, hem de acayip garip bir adam olarak yer ediyor.

MAC (1992)
Oyuncu olarak kariyerine 100’e yakın performans sığdıran Turturro, 1992 yılında yönetmenlik eğilimlerini daha fazla dizginleyemeyerek, yazıp yönettiği Mac ile karşımıza çıkmış ve Cannes Film Festivali’nde en iyi ilk filmlere verilen Altın Kamera ödülünü kapmıştı.

Babaları öldükten sonra baba mesleği olan inşaatçılığı sürdürmeye çalışan bir grup sarsak kardeşin hikâyesini konu alan bu samimî filmle Bağımsız Ruh Ödülleri’nden en iyi ilk film ve senaryo adaylıklarının da sahibi olan Turturro, yönetmenlik hevesinin gelip geçici olmadığını kanıtlamak istercesine beşinci kez yine kendi yazıp yönettiği ve başrolünde yer aldığı Fading Gigolo ile bu ay vizyonda karşımıza çıkıyor.

ILLUMINATA (1998)
Hikâyenin başlarına dönecek olursak, henüz ilk filmi Mac ile önemli bir çıkış yakalayan Turturro, Amerikan bağımsız sinemasının yalnızca parlak bir yıldızı değil, aynı zamanda bir yazar-yönetmeni de olduğunu hızlı hızlı çok filmle değil, azar azar iyi filmlerle ilerleyerek göstermeyi seçti. İlk filminden altı sene sonra çektiği Illuminata, her ne kadar Mac kadar coşkulu karşılanmamış olsa da, kendisine karşı nasıl bir beklenti içerisinde olunduğunu Cannes’ın yarışmalı bölümünde Altın Palmiye için Patrice Chereau, Claude Miller, Terry Gilliam, Tsai Ming-liang, Ken Loach, Hal Hartley ve Lars von Trier gibi yönetmenlerle yarışmasından anlayabilmek güç değil.

1900’lü yılların başında sahnelenmeye çalışılan bir oyun etrafında geçen komik ve garip bir hikâye anlatan Illuminata’dan yedi yıl kadar sonra Turturro, yönetmenlik kariyerinin belki de en popüler filmi olan Romance & Cigarettes ile devam etti.

ROMANCE & CIGARETTES (2005)
“Erkekler yosun, kadınlar ise meşe ağacı…” Geçen sene oyunculuğuna doyamadan aramızdan ayrılan James Gandolfini, Nick Murder karakterinde, aşırı kara yaban mersini yemekten fenalaşmış bir hâlde yerde yatarken bu cümleyi sayıklıyor. Bir başka sahnede Eşi Kity Kane (Susan Sarandon) ile metresi Tula (Kate Winslet) saç başa girmişken yanlarında Cousin Bo (Christopher Walken) şarkı söylüyor…

İzlerken eğlendiren sahneleri, filmin her yerinden fırlayan kült karakterleri, onları canlandıran Steve Buscemi, Bobby Cannavale, Mary-Louise Parker, Mandy Moore gibi isimlerin keyifli performanslarıyla, şarkılar söyleyip harika laflar eden bu romantik müzikalle Turturro, üçüncü kez oturduğu yönetmen koltuğunun hakkını veriyordu.

Daha önce gördüğümüz, duyduğumuz ya da yaşadığımız bir hikâyeye benzersiz bir güzellik katabilen yönetmenlerin hamurunda ne varsa Turturro da buna sahip gibi duruyor. Filmde orta sınıf bir ailenin orta yaş krizi geçiren işçi babası, aldatılmanın acısıyla içi nefretle dolan terzi eşi ve ergenlikle tuhaflık arasında gidip gelen üç kıza Turturro o kadar güzel şarkılar söyletiyor ki, sıradan bir aile hikâyesi olmaktan çıkıp herkesin sevgiyle bağrına basacağı bir filme dönüşüyor Romance & Cigarettes.

PASSIONE (2010)
Beş yıl sonra memleketi İtalya üzerinden dünyanın müzikal köklerini ve geleneklerini anlattığı kıpır kıpır filmi Passione ile yönetmenliğe dönen Turturro, tıpkı festivalde izleyici rekoru kıran Romance & Cigarettes gibi bir kez daha gösterildiği İstanbul Film Festivali’nin en çok ilgi çeken filmlerinden birine imza atmış oldu 2010’da.

Bu kez müzikal/belgesel türüyle karşımıza çıkan Turturro, çok eğlenceli bir “müzik tarihi” dersi verir gibi akıp giden filminde, Napoli’nin kimliğini notalarda arıyor, kökenine iniyor, derinlere dalıyor ve en dipte dünya müziğini nasıl etkilediğini gösteriyor. Sanki koskoca dünya, Napoli’nin sokaklarına dağılıyor ve Turturro herkesi bir anlamda hemşerisi yapıp filmine katıyor.

Kamera arkasında ciddî mesailer harcadıktan sonra, artık kendine ait şeyler anlatmaya hak kazanan Turturro, Passione ile sinemaseverlere bir müzik karnavalı armağan ederken, Venedik Film Festivali’nden özel bir ödülün de sahibi olmuştu.

FADING GIGOLO (2013)
Günümüze geldiğimizde ise çektiği iki film arasındaki dönemin sıklaştığını gördüğümüz Turturro’yu bu ay Fading Gigolo ile sinema salonlarımızda ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Başrollerinde 77 yaşında kendisinin çekmediği bir filmde seneler sonra yeniden oyunculuğa dönen, dünya sarsaklık şampiyonu Woody Allen’ı izleyeceğimiz filmin oyuncu kadrosunda Sharon Stone, Sofía Vergara ve Vanessa Paradis gibi isimleri görmek de mümkün.

İnsanoğlunun yaradılışından gelen durumları ince bir görüyle algılayıp anlatabilen John Turturro, son filmiyle bu kez epey eğlenceli bir komedi filmiyle karşımıza çıkıyor. Üstelik bir kez daha dünyanın neresinde yaşadığınız önemli değil. Zira Turturro, yarattığı karakterler üzerinden bir daha kendinizi o kadar da ciddiye almamanızı öğütlüyor. 18 Nisan’dan itibaren sinemalarda yerini alan Fading Gigolo’yu izleyip buna bir kez daha şahit olabilirsiniz.

  1. Film Okuma 101: Jay Shaw

    19. yüzyıl Polonya poster estetiğinden ilham alan grafik dili ve yeniden hayal ettiği film afişleri ile Jay Shaw tek bir imge ile merak uyandırmanın sırrını çözmüş nadir ve takdir edilesi tasarımcılardan biri.  Yaratıcılığını aktarmanın sınırsız yollarının arasından, film afişlerini tekrar imgelemeye nasıl karar verdin? Bu formatın senin için çekiciliği nedir?Yaklaşık altı yıl önce, Mondo adındaki bir şirket Tyler Stout’un The Thing’inin serigrafik afişini çıkarmıştı. Ben de o dönemlerde bir sayfayı arıyordum ve bir web araması beni o afişe yönlendirdi. Bir haftadır satın alınabilir durumdaydı, bir tane aldım ve elime ulaşır ulaşmaz anında âşık oldum. Daha önce de serigrafi işleri görmüştüm ancak

  2. Yerel, adil, temiz, sağlıklı gıda: Bükoop

    Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (Bükoop) tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamanın yanında üreticiyi desteklemeyi amaçlıyor. Üretici ve tüketicinin karşılıklı güven ilkesiyle alışverişine aracı olan Bükoop küçük çiftçi ve kentliler arasında bir bağ kuruyor. Doç. Dr. Ferit Öztürk, Asya Saydam ve Serkan Kaptan Bükoop’un işleyişi, kooperatifçilik ve sağlıklı gıda üzerine sorularımızı yanıtladı. Bükoop adında bir kooperatif kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Hayata geçiş sürecini biraz anlatır mısınız?Ferit: Kentlilerin Çiftçilerle Dayanışma İnsiyatifi (KEÇİ) diye bir oluşum vardı. Başta Çiftçi-sen olmak üzere, akademik personel ve kampüs çalışanı, bir miktar da dışarıdan aktivist ile kampüste buluştuk. “Kentlilerin tarım için yapabilecekleri neler var?” fikrinden ziyade; yok olan

  3. Alternatif bir iktisat ders kitabı: Mim Savaşları

    Adbusters ekolünün elinden çıkma Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası kitabı, Metis yayınevi ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçeye kazandırıldı. Kitabın çevirisine el atanlardan 13Melek, kitabın işaret ettiği fikirleri özetledi. Metis yayınevi ve Express dergisinin işbirliği ile küresel İşgal Et hareketlerinin fikri ilham kaynaklarından olan Adbusters ekolünün imza attığı Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası adlı kitap Türkçeye kazandırıldı.  Bu yazıda, Haziran 2013 Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz canlara ithaf edilen çeviriye el atanlardan biri olarak kitabın işaret ettiği belli başlı fikirleri özetlemeye çalışacağım. Mim Savaşları kendini alternatif bir iktisat ders kitabı olarak konumlandırıyor. Zira kapitalizm bugün bir krizden geçmekte. İktisatçıların modelleri aciz, türlerin soyunun tükenişini, kaynakların yok oluşunu, iklim değişikliğini

  4. Müzikte sokak hafızası

    Moondog'dan Space Lady'e, Space Lady'den Siya Siyabend'e efsaneler ve saklı hazinelerle müziğin sokaklardaki özgürleştirici hafızası...

  5. Kaşlar Fatima Al Qadiri için kalkıyor

    Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış...

  6. #C2CISTONIGHT 18-19 Nisan’da İstanbul’da!

    Bu seneki #C2CISTONIGHT kapsamında izleme fırsatı bulacağımız sanatçıları “kim, ne zaman, niçin” gibi sorularla tanıttık.

  7. Daha bilinçli ama hâlâ keyifli: Chet Faker

    Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

  8. Yeniden yaratılan elementler: Pregnant Head

    Pregnant Head adını verdiği projesiyle içindeki duygusal yükü müziğine yansıtarak özgün çalışmalar ortaya koyan Cem Bayramçavuş’a merak ettiklerimizi sorduk.

  9. Video röportaj: Can Khan Oral

    Bant Mag. sordu, 4 Nisan’da yeni albümünü yayınlayacak olan Can Khan Oral, Mexico City’den cevapladı.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  11. Müziğe dair kısalar

    Frankie Goes to Hollywood ve Ada'nın homofobiyle imtihanı, Savai & Gökalp K.'ın ilk uzunçaları, "entel arkadaşların kırılganlığı"na dair kısa kısa...

  12. Oynamaktan yorulanları yönetmen koltuğuna alalım: John Turturro

    İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak... Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.

  13. 33. Istanbul Film Festivali'ne Özel Festival Günlüğü

    Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?

  14. İstanbul Film Festivali’nden Her Ruh Hâline Uygun Listeler

    Bu yılki İstanbul Film Festivali’nin 200’ü aşkın filmden oluşan programı içerisinde kaybolanlara yol gösterecek dev bir hizmet…

  15. Bu ay ne izlesem?

    Sinemaseverlerin İstanbul Film Festivali coşkusuna kapılacağı nisan ayında, vizyon son aylardaki heyecanın bir tık gerisinde kalsa da, sevilen yönetmenlerin merakla beklenen son filmleri vizyonda yerini alıyor.

  16. Radikal demokrasi için kamera başına!

    “Demokrasi” kavramının gündemimizi bir hayli meşgul ettiği bu günlerde Doc Next Network “radikal demokrasi” üzerine bir video yarışması düzenlemekte. Yarışmanın

  17. “Artık tamam, zamanı geldi. Bir çıkmam lâzım”: Merve Morkoç

    İstanbul’un genç sanatçılarından Merve Morkoç hem sokaklara çiziyor hem de kâğıtlara. 17 Nisan’daki kişisel sergisi 2+1’den önce Merve’yi yakalayıp birkaç soru sorduk.

  18. Avrupa’dan Moğolistan yönünde eşine az rastlanır bir macera: Mongol Rally

    16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!

  19. Cheetos Gelişim Merkezleri ile Yarına Hazırlanan bir Nesil

    PepsiCo Türkiye'nin GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi Cheetos Gelişim Merkezleri, 2014 yılına girmemizle beraber 10 seneyi doldurmuş oldu. Cheetos Gelişim Merkezleri’nin geçtiğimiz 10 senesi, geleceği ve sosyal sorumluluk üzerine PepsiCo Kurumsal İletişim Müdürü Didem Sinik ile bir sohbet gerçekleştirdik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör