Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış…


Prodüktör, müzisyen ve sanatçı Fatima Al Qadiri son birkaç yıldır yayınladığı işler ve hazırladığı projelerle yavaş fakat istikrarlı bir şekilde hem sanat, hem de müzik dünyasının kaşlarını kaldırıyor. Kendi adı altında yayınladığı ilk iki EP’sinin yanısıra bir avuç dolusu yan projesi olan, müziğin dışında fotoğrafçılık ve görsel sanatlarla ilgilenen, bir de DIS Magazine için Global.WAV adlı blogun yazarlığını üstlenmiş olan bir isim. Senegal’de başlayıp Brooklyn’de durulan hikâyesi ve dünyanın her köşesinden ilham toplayan müzikal eğilimleri şarkılarında organlarda yankılanan ritimler ve beklentilerin tersine giden tavırlarla birleşiyor. Ortaya çıkan detay odaklı, hafif ve kasvetli sonuçlar da günümüz elektronik müziğinin yüzünü az da olsa geleceğe çeviriyor. Fatima Al Qadiri, Hyperdub etiketiyle çıkacak ilk uzunçaları Asiatisch‘i mayısta yayınlamaya hazırlanıyor.

Bu gelecek albümünde hayalî bir Çin’i konsepten ayıklayıp kulaklarımıza sunarken dikkatimizi müzikal ve kültürel gösterimle ilgili sorulara yöneltmeden önce Fatima Al Qadiri’nin bol değişkenli öyküsüne, müziğine ve sağlam duruşuna bir göz atalım.

Ufak coğrafyalar ve “Sci-Fi Çocukluğu”
Kısaca özetlemek gerekirse, Fatima Al Qadiri 1980’lerin başında Senegal’de doğmuş, Rus eğitimli ebeveynler tarafından Kuveyt’te büyütülmüş, yazlarını İngiltere’de geçirmiş ve sonunda kendini Brooklyn’de bulmuş. Fakat çocukluk yılları müziğini ve kişiliğini şekillendiren deneyimler ve ilginçliklerle dolu.

Kuveyt işgal edildiğinde henüz 9 yaşında olan Fatima’nın annesiyle babası da direnişin bir parçasıymış. Hattâ anlattığına göre, bir keresinde babası Irak ordusu tarafından kaçırılırken kendisi komşusunun evinde, birkaç kapı ötede Castlevania‘yı dinliyormuş! Fatima Al Qadiri savaş yıllarının garipliğini şöyle anlatıyor: “Korku dolu olmasının yanısıra aynı zamanda da gerçek üstü… Zaman durmuştu. Toplumun hiçbir tarafı çalışmıyordu. Sadece normalliğin görüntüsü vardı…” Zaman geçirmek için küçük kardeşiyle beraber Çin ve Japon çizgi filmleri izleyip, manga okur, video oyunları oynarlarmış. Bu savaş oyunları, bir parçası olamadıkları, sadece uzaktan izleyebildikleri gerçeklere daha yakın hissetmelerini sağlarken, aynı zamanda yaratıcı bir ilham kaynağına dönüşmüş ve Kuveyt özgürlüğüne kavuştuktan sonra Fatima Al Qadiri ilk şarkısını yazmış. Daha sonra Kuveyt’in eğitim bakanlığından burs kazanarak Amerika’da okullara gidip kendini New York Üniversitesi’nde bulan sanatçının bildiğimiz hikâyesi de işte tam burada başlıyor.

Elektronik ve melodik detaylar
Günümüzde patlak vermiş olan minimal elektronik müziğin hem geçmişe hem geleceğe bakan, detay odaklı, boğuk fakat parıldayan şarkılarından oluşuyor yazdıkları. Bir yandan politik, bir yandan kavramsal, bir yandan da inanılmaz kişisel. “Önce müziği yapıyorum, sonra bir konsept geliştiriyorum. Şarkıların arasındaki noktaları birleştiriyorum…” Şimdilik yayınladığı her EP’nin kendine has bir stili ve kuralları var, ama bunlar genellikle alıştığımız kuralların tersine işliyor.

Grime’ın müziğine çok büyük bir ilham kaynağı olduğunu söylerken, duyduklarını da böyle anlatıyor: “Grime’ın bir masumiyeti var. Çocuksu bir sesi var, ama aynı zamanda inanılmaz karanlık. Çizgi filmlerdeki veya video oyunlarındaki kötü adamların sahneleri gibi. Aynı zamanda da acı verici bir dijitallikte. O kadar büyük bir değişiklik ki; çocukken sonik olarak bana hitap eden her şeyin bir özeti gibi.”

Fakat her şeyin ötesinde sırf kendisi için müzik yaptığını ve herkesin denediğini, sorduğunu, ancak bir kariyerle ilgilenmediğini söylüyor. Yaptığı müzik yüzünden de sıkça beyaz bir erkek sanıldığı için ismini aynen pasaportunda olduğu gibi kullanmaya karar vermiş: “Ben bu müziği yapan bir Arap kadınıyım. Beni Amerikalı bir adamla karıştırmayın,” diyor.

Saymakla bitmeyen projeler
İlk olarak Ayshay adı altında yayınladığı Warn-U adlı bir EP çıkarmış. İslamî müzikten ilham alan bu şarkılar sırf kendi vokallerinin manipüle etmek üzerine kurulu. Daha yakın zamanlarda da Asma Maroof, Nguzunguzu’dan Daniel Pineda ve Lit City’den J-Cush’la beraber Future Brown grubunu başlatmış. İlk albümlerinin üzerinde çalışan grubun şarkılarında yer alan bazı isimler ise Tink, Shawnna, 3D Na’tee, Maluca, Riko Dan, Ian Isiah ve Kelela’dan oluşuyor.

Yazar olarak DIS‘in dışında BidounSPINNew York TimesGuardianFACTPitchforkElectronic Beats ve Kuwait Times dâhil olmak üzere bir sürü yayında katılımcı olarak yer almış. Sanat işleriyse Tate Modern’den MoMa ve Art Basel Miami’ye kadar bir sürü yerde sergilenmiş. Kendisi şu an GCC adlı bir sanat kolektifinin üyesi olarak MoMA için bir sergi üzerine çalışmakta.

Tür deneyleri ve hayat deneyimleri
Müziğine odaklanacak olursak 2011’de kendi adı altında yayınlanan ilk EP’si Genre-Specific Xperience, her şarkısında dans müziğinin farklı alt-türlerine odaklanıyor. Burada Juke, hip hop, dubstep, elektro-tropicalia ve 90’ların Gregoryan trans’ı baştan yorumlayıp yeniden işleniyor.

2012’de yayınlanan Desert Strike EP’si ise kendisini çok etkileyen ve işgalin yalnızca bir yıl ardından çıkan Desert Strike: Return to the Gulf oyununu konu ediniyor ve gerçekleri bir oyunda oynayabilmenin yarattığı karmaşayı hafifletmek adına yazılmış bu şarkılar insanın aklına kazınıyor. “Çocuklar yetişkinlerin korkunç gerçeklerini bloke edip kendi dünyalarını yaratabiliyorlar; bu kayıt bununla ilgili, benim ve kardeşimin yarattığı gerçeklikle ilgili.”

Mayısta yayınlanacak ilk uzunçalarına gelecek olursak, yine yeni bir konseptle karşı karşıyayız. Hayalî Çin’in içinden geçen bir yol haritası olan Asiatisch, Batı’yla Çin’in arasındaki kültürel kavram karışıklığına el atıyor. Fatima albümü şöyle anlatıyor: “Uzun zamandır Batı müziğindeki Asya motiflerini dinliyorum, bu yüzden bu albüm ‘hayalî Çin’e bir yol gezisi tadında. Bu gerçek Çin değil. Ben Çin’e hiç gitmedim. Yalnızca Batı’nın bana Çin’le ilgili söylediklerini biliyorum.” Albümden yayınlanan ilk şarkı “Szechuan” da bu çarpık yolculuğun başlangıcı olarak bizlere sesleniyor.

  1. Film Okuma 101: Jay Shaw

    19. yüzyıl Polonya poster estetiğinden ilham alan grafik dili ve yeniden hayal ettiği film afişleri ile Jay Shaw tek bir imge ile merak uyandırmanın sırrını çözmüş nadir ve takdir edilesi tasarımcılardan biri.  Yaratıcılığını aktarmanın sınırsız yollarının arasından, film afişlerini tekrar imgelemeye nasıl karar verdin? Bu formatın senin için çekiciliği nedir?Yaklaşık altı yıl önce, Mondo adındaki bir şirket Tyler Stout’un The Thing’inin serigrafik afişini çıkarmıştı. Ben de o dönemlerde bir sayfayı arıyordum ve bir web araması beni o afişe yönlendirdi. Bir haftadır satın alınabilir durumdaydı, bir tane aldım ve elime ulaşır ulaşmaz anında âşık oldum. Daha önce de serigrafi işleri görmüştüm ancak

  2. Yerel, adil, temiz, sağlıklı gıda: Bükoop

    Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (Bükoop) tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamanın yanında üreticiyi desteklemeyi amaçlıyor. Üretici ve tüketicinin karşılıklı güven ilkesiyle alışverişine aracı olan Bükoop küçük çiftçi ve kentliler arasında bir bağ kuruyor. Doç. Dr. Ferit Öztürk, Asya Saydam ve Serkan Kaptan Bükoop’un işleyişi, kooperatifçilik ve sağlıklı gıda üzerine sorularımızı yanıtladı. Bükoop adında bir kooperatif kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Hayata geçiş sürecini biraz anlatır mısınız?Ferit: Kentlilerin Çiftçilerle Dayanışma İnsiyatifi (KEÇİ) diye bir oluşum vardı. Başta Çiftçi-sen olmak üzere, akademik personel ve kampüs çalışanı, bir miktar da dışarıdan aktivist ile kampüste buluştuk. “Kentlilerin tarım için yapabilecekleri neler var?” fikrinden ziyade; yok olan

  3. Alternatif bir iktisat ders kitabı: Mim Savaşları

    Adbusters ekolünün elinden çıkma Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası kitabı, Metis yayınevi ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçeye kazandırıldı. Kitabın çevirisine el atanlardan 13Melek, kitabın işaret ettiği fikirleri özetledi. Metis yayınevi ve Express dergisinin işbirliği ile küresel İşgal Et hareketlerinin fikri ilham kaynaklarından olan Adbusters ekolünün imza attığı Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası adlı kitap Türkçeye kazandırıldı.  Bu yazıda, Haziran 2013 Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz canlara ithaf edilen çeviriye el atanlardan biri olarak kitabın işaret ettiği belli başlı fikirleri özetlemeye çalışacağım. Mim Savaşları kendini alternatif bir iktisat ders kitabı olarak konumlandırıyor. Zira kapitalizm bugün bir krizden geçmekte. İktisatçıların modelleri aciz, türlerin soyunun tükenişini, kaynakların yok oluşunu, iklim değişikliğini

  4. Müzikte sokak hafızası

    Moondog'dan Space Lady'e, Space Lady'den Siya Siyabend'e efsaneler ve saklı hazinelerle müziğin sokaklardaki özgürleştirici hafızası...

  5. Kaşlar Fatima Al Qadiri için kalkıyor

    Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış...

  6. #C2CISTONIGHT 18-19 Nisan’da İstanbul’da!

    Bu seneki #C2CISTONIGHT kapsamında izleme fırsatı bulacağımız sanatçıları “kim, ne zaman, niçin” gibi sorularla tanıttık.

  7. Daha bilinçli ama hâlâ keyifli: Chet Faker

    Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

  8. Yeniden yaratılan elementler: Pregnant Head

    Pregnant Head adını verdiği projesiyle içindeki duygusal yükü müziğine yansıtarak özgün çalışmalar ortaya koyan Cem Bayramçavuş’a merak ettiklerimizi sorduk.

  9. Video röportaj: Can Khan Oral

    Bant Mag. sordu, 4 Nisan’da yeni albümünü yayınlayacak olan Can Khan Oral, Mexico City’den cevapladı.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  11. Müziğe dair kısalar

    Frankie Goes to Hollywood ve Ada'nın homofobiyle imtihanı, Savai & Gökalp K.'ın ilk uzunçaları, "entel arkadaşların kırılganlığı"na dair kısa kısa...

  12. Oynamaktan yorulanları yönetmen koltuğuna alalım: John Turturro

    İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak... Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.

  13. 33. Istanbul Film Festivali'ne Özel Festival Günlüğü

    Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?

  14. İstanbul Film Festivali’nden Her Ruh Hâline Uygun Listeler

    Bu yılki İstanbul Film Festivali’nin 200’ü aşkın filmden oluşan programı içerisinde kaybolanlara yol gösterecek dev bir hizmet…

  15. Bu ay ne izlesem?

    Sinemaseverlerin İstanbul Film Festivali coşkusuna kapılacağı nisan ayında, vizyon son aylardaki heyecanın bir tık gerisinde kalsa da, sevilen yönetmenlerin merakla beklenen son filmleri vizyonda yerini alıyor.

  16. Radikal demokrasi için kamera başına!

    “Demokrasi” kavramının gündemimizi bir hayli meşgul ettiği bu günlerde Doc Next Network “radikal demokrasi” üzerine bir video yarışması düzenlemekte. Yarışmanın

  17. “Artık tamam, zamanı geldi. Bir çıkmam lâzım”: Merve Morkoç

    İstanbul’un genç sanatçılarından Merve Morkoç hem sokaklara çiziyor hem de kâğıtlara. 17 Nisan’daki kişisel sergisi 2+1’den önce Merve’yi yakalayıp birkaç soru sorduk.

  18. Avrupa’dan Moğolistan yönünde eşine az rastlanır bir macera: Mongol Rally

    16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!

  19. Cheetos Gelişim Merkezleri ile Yarına Hazırlanan bir Nesil

    PepsiCo Türkiye'nin GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi Cheetos Gelişim Merkezleri, 2014 yılına girmemizle beraber 10 seneyi doldurmuş oldu. Cheetos Gelişim Merkezleri’nin geçtiğimiz 10 senesi, geleceği ve sosyal sorumluluk üzerine PepsiCo Kurumsal İletişim Müdürü Didem Sinik ile bir sohbet gerçekleştirdik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör