Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.


2012’de yayınladığı Thinking In Textures isimli uzun soluklu EP’siyle kariyerine epey etkileyici bir başlangıç yapan Chet Faker, ya da gerçek adıyla Nick Murphy, bu ay ilk uzunçaları olan Built On Glass’ı Future Classic etiketiyle yayınlamaya hazırlanıyor. Soulvarî vokal melodilerini grup formunda altyapılarla dinlediğimiz ilk EP’ye nazaran elektroniklerin daha baskın olduğu bir albüm olacak gibi görünüyor Built On Glass. En azından albümün ilk single’ı ‘’Talk Is Cheap’’ ve Chet Faker’ın geride kalan iki yılda yaptığı düetler bu yönde işaretler veriyor.

Thinking In Textures isimli ilk EP’ni yayınlayalı iki yıl oldu. Şimdi de ilk albümün Built On Glass yayınlanmak üzere. Bu iki albümün hazırlık süreçlerini karşılaştırdığında ne gibi farklılıklar görüyorsun?
Thinking In Textures’tan önce herhangi bir hazırlık sürecim olmadı sanırım. O zamanlar pek bir şeyin farkında değildim. Müzik eskiden yapıyor olduğum bir şeydi şimdiyse mesleğim hâline geldi.

Yani şimdi daha ciddî bir şey mi senin için?
Bu sefer albüm için çalışırken daha bilinçliydim. Thinking In Textures’ın prodüksiyonunu yapmış olduğumu fark ettiğimde albüm zaten yayınlanmıştı. Bu albüm içinse iki yılımı tamamen adanmış bir şekilde geçirdim. Bu yüzden evet, şimdi daha ciddî olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda bu şeyin benim için bir ‘’mesleğe’’ dönüşmemesi için de uğraşıyorum. Hâlâ süreçten keyif alıyorum.

Built On Glass’ın albüm kapağı çok basit görünüyor ama aynı şekilde çok da etkileyici. Kapağın hikâyesinden biraz bahseder misin?
Teşekkür ederim! Melbourne’lü bir tasarımcı tarafından hazırlandı. Aslında çok uzun bir hikâye. Ama kısaca, kapaktaki el albümdeki insan katılımını temsil ediyor. Bu benim solo projem. Her şeyi stüdyomda kendi başıma kaydettim. Bu yüzden el çok insanî ve kişisel olmayı yansıtıyor, sadece bir el. Beton olmasının sebebi de ticarî bir ürün olması. Tüketilen bir şey yani. Aslında bu albümün ta kendisi aslında. Bu benim hayatımın bir ürün hâline gelmiş olması. Amaç o ikisi arasında bir denge kurabilmek.

Peki bu kişisel şarkıları dört kişilik grup formuyla mı çalacaksınız?
Henüz emin değilim açıkçası. Son zamanlarda elektronik ağırlıklı bir ekipmanla tek başıma turne yapıyorum. Araç gereci değiştirmeyi seviyorum. Şimdilerde formülle oynuyorum diyebilirim.

İlk Avrupa turneni geçtiğimiz yıl yaptın ve şimdi de albümün yayınlanmasının ardından yeni bir Avrupa turnesine başlıyorsun. Seni en çok heyecanlandıran şehirler hangileri bu turnede?
Daha önce hiç gitmediğim yerlerde çalacağım için heyecanlıyım. Aslında genel olarak çalacağım her yerde heyecanlanıyorum. Tabiî ki Londra ve Paris gibi yerlerde yeniden çalacak olmak çok güzel. Ama 25 yaşındayım ve ilk albümümü yayınladım. Şu an dünyayı ve farklı kültürleri keşfediyorum. Bu yeteri kadar heyecan verici!

Müziğinin her zaman farklı atmosferlerde farklı şekilde genişleyebileceğini düşünüyorum. Senin çalmayı sevdiğin mekânlar hangileri?
Bunu duyduğuma sevindim. Çünkü müziğimi mekâna göre uyarlamak, yapmayı sevdiğim bir şey. Tabiî ki nasıl bir modda olduğumla çok alâkalı. Ama sanırım kapalı kulüpler gibi sıcak ve sıkış tıkış mekânlarda çalmayı seviyorum. Terletecek kadar sıcak olmasını seviyorum. Devasa festivallerde de çaldım ve o başlı başına büyük bir macera. Tamamen farklı bir deneyim.

Peki yaşadığın yerle müziğin arasında nasıl bir ilişki görüyorsun? Melbourne sana nasıl ilhamlar sunuyor?
İlham aldığım şeyleri tanımlayabilmek benim için çok zor. Çünkü onların çok fazla farkında değilim. Melbourne’ü seviyorum. Orada büyüdüm, ilk albümümü orada kaydettim. Beni etkilediğini biliyorum ama bu soruya verebilecek iyi bir cevabım yok sanırım. Tabiî insanlar dışında sanırım. Genel olarak etrafımdaki yerlerden ziyade insanlardan etkileniyorum. En azından ben öyle hissediyorum. Melbourne’de çok fazla sanatçı var. Moda, müzik, tasarım, görsel sanatlar… Hepsi iç içe geçmiş durumda.

Son bir sorum daha var ve eminim ki bu soruyu bundan önce defalarca duydun. Ama bunu sormak zorundayım. Lakabın Chet Faker, müziğindeki soul ve caz etkileşimlerine bir saygı duruşu anlamına mı geliyor? İsmin hikâyesi nedir?
Tabiî ki Chet Baker bu ismin çıkış noktası. Onun kariyerine veya isminin taşıdığı tarihsel herhangi bir şeye saygı duruşu değil bu. Sanırım müziğiyle tanıştığımda 21 yaşındaydım. O zamana kadar müziğin garip bir tasarımı olması gerektiğini düşünüyordum. Mesela gösteriş yapmak gerektiğini zannederdim. Ama o hiçbir zaman müzikal olarak bir gösteriş yapmıyordu. Her zaman kontrollüydü. Bu beni ona bu tür bir saygı duruşu yapmamı sağlayacak kadar çok etkiledi. Bilmiyor olabilirsin, yaşadığım yerde müzisyen olan başka bir Nick Murphy daha var. Ben müzik yapmaya başladığımda o zaten iki albüm yayınlamıştı. O yüzden kendi ismimi kullanmak hiçbir zaman bir seçenek olmadı.

  1. Film Okuma 101: Jay Shaw

    19. yüzyıl Polonya poster estetiğinden ilham alan grafik dili ve yeniden hayal ettiği film afişleri ile Jay Shaw tek bir imge ile merak uyandırmanın sırrını çözmüş nadir ve takdir edilesi tasarımcılardan biri.  Yaratıcılığını aktarmanın sınırsız yollarının arasından, film afişlerini tekrar imgelemeye nasıl karar verdin? Bu formatın senin için çekiciliği nedir?Yaklaşık altı yıl önce, Mondo adındaki bir şirket Tyler Stout’un The Thing’inin serigrafik afişini çıkarmıştı. Ben de o dönemlerde bir sayfayı arıyordum ve bir web araması beni o afişe yönlendirdi. Bir haftadır satın alınabilir durumdaydı, bir tane aldım ve elime ulaşır ulaşmaz anında âşık oldum. Daha önce de serigrafi işleri görmüştüm ancak

  2. Yerel, adil, temiz, sağlıklı gıda: Bükoop

    Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kurulan Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi (Bükoop) tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamanın yanında üreticiyi desteklemeyi amaçlıyor. Üretici ve tüketicinin karşılıklı güven ilkesiyle alışverişine aracı olan Bükoop küçük çiftçi ve kentliler arasında bir bağ kuruyor. Doç. Dr. Ferit Öztürk, Asya Saydam ve Serkan Kaptan Bükoop’un işleyişi, kooperatifçilik ve sağlıklı gıda üzerine sorularımızı yanıtladı. Bükoop adında bir kooperatif kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Hayata geçiş sürecini biraz anlatır mısınız?Ferit: Kentlilerin Çiftçilerle Dayanışma İnsiyatifi (KEÇİ) diye bir oluşum vardı. Başta Çiftçi-sen olmak üzere, akademik personel ve kampüs çalışanı, bir miktar da dışarıdan aktivist ile kampüste buluştuk. “Kentlilerin tarım için yapabilecekleri neler var?” fikrinden ziyade; yok olan

  3. Alternatif bir iktisat ders kitabı: Mim Savaşları

    Adbusters ekolünün elinden çıkma Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası kitabı, Metis yayınevi ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçeye kazandırıldı. Kitabın çevirisine el atanlardan 13Melek, kitabın işaret ettiği fikirleri özetledi. Metis yayınevi ve Express dergisinin işbirliği ile küresel İşgal Et hareketlerinin fikri ilham kaynaklarından olan Adbusters ekolünün imza attığı Mim Savaşları: Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası adlı kitap Türkçeye kazandırıldı.  Bu yazıda, Haziran 2013 Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz canlara ithaf edilen çeviriye el atanlardan biri olarak kitabın işaret ettiği belli başlı fikirleri özetlemeye çalışacağım. Mim Savaşları kendini alternatif bir iktisat ders kitabı olarak konumlandırıyor. Zira kapitalizm bugün bir krizden geçmekte. İktisatçıların modelleri aciz, türlerin soyunun tükenişini, kaynakların yok oluşunu, iklim değişikliğini

  4. Müzikte sokak hafızası

    Moondog'dan Space Lady'e, Space Lady'den Siya Siyabend'e efsaneler ve saklı hazinelerle müziğin sokaklardaki özgürleştirici hafızası...

  5. Kaşlar Fatima Al Qadiri için kalkıyor

    Kıtaları aşan bir hayat hikâyesi ve beklentileri bozan bir bakış...

  6. #C2CISTONIGHT 18-19 Nisan’da İstanbul’da!

    Bu seneki #C2CISTONIGHT kapsamında izleme fırsatı bulacağımız sanatçıları “kim, ne zaman, niçin” gibi sorularla tanıttık.

  7. Daha bilinçli ama hâlâ keyifli: Chet Faker

    Albümün çıkışının ardından Avrupa’da turne yapacak olan Chet Faker’a, New York’ta bir taksideyken yeni albümü, konserleri ve esprili ismiyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

  8. Yeniden yaratılan elementler: Pregnant Head

    Pregnant Head adını verdiği projesiyle içindeki duygusal yükü müziğine yansıtarak özgün çalışmalar ortaya koyan Cem Bayramçavuş’a merak ettiklerimizi sorduk.

  9. Video röportaj: Can Khan Oral

    Bant Mag. sordu, 4 Nisan’da yeni albümünü yayınlayacak olan Can Khan Oral, Mexico City’den cevapladı.

  10. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  11. Müziğe dair kısalar

    Frankie Goes to Hollywood ve Ada'nın homofobiyle imtihanı, Savai & Gökalp K.'ın ilk uzunçaları, "entel arkadaşların kırılganlığı"na dair kısa kısa...

  12. Oynamaktan yorulanları yönetmen koltuğuna alalım: John Turturro

    İster oyuncu olun ister senarist ya da yönetmen, fark etmez. Sinemada taze bir şey söylemenin ayırt edici özelliği hiç şüphesiz karakter yaratmak... Benzersiz, ilham verici, merak uyandırıcı, rahatsız edici, mide bulandırıcı… Sizin gibi olmayan herhangi birilerini, benzersiz karakterlere dönüştürdüğü filmlerin unutulmaz oyuncusu John Turturro’yu bu ay yönetmen koltuğunda ağırlıyoruz.

  13. 33. Istanbul Film Festivali'ne Özel Festival Günlüğü

    Bu yıl 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde hangi gün ne yapmalı, nereden nereye koşturmalı?

  14. İstanbul Film Festivali’nden Her Ruh Hâline Uygun Listeler

    Bu yılki İstanbul Film Festivali’nin 200’ü aşkın filmden oluşan programı içerisinde kaybolanlara yol gösterecek dev bir hizmet…

  15. Bu ay ne izlesem?

    Sinemaseverlerin İstanbul Film Festivali coşkusuna kapılacağı nisan ayında, vizyon son aylardaki heyecanın bir tık gerisinde kalsa da, sevilen yönetmenlerin merakla beklenen son filmleri vizyonda yerini alıyor.

  16. Radikal demokrasi için kamera başına!

    “Demokrasi” kavramının gündemimizi bir hayli meşgul ettiği bu günlerde Doc Next Network “radikal demokrasi” üzerine bir video yarışması düzenlemekte. Yarışmanın

  17. “Artık tamam, zamanı geldi. Bir çıkmam lâzım”: Merve Morkoç

    İstanbul’un genç sanatçılarından Merve Morkoç hem sokaklara çiziyor hem de kâğıtlara. 17 Nisan’daki kişisel sergisi 2+1’den önce Merve’yi yakalayıp birkaç soru sorduk.

  18. Avrupa’dan Moğolistan yönünde eşine az rastlanır bir macera: Mongol Rally

    16 bin kilometre ve bir ay süren Mongol Rally, yardım amaçlı düzenlenen en garip etkinliklerden biri. Herhangi bir destek ekibi olmadan, zorlu parkuru mümkün olan en düşük bütçeyle ve en basit araçla bitirmenin amaçlandığı Mongol Rally’i geçtiğimiz senelerde tamamlayan iki katılımcıya sorduk!

  19. Cheetos Gelişim Merkezleri ile Yarına Hazırlanan bir Nesil

    PepsiCo Türkiye'nin GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi Cheetos Gelişim Merkezleri, 2014 yılına girmemizle beraber 10 seneyi doldurmuş oldu. Cheetos Gelişim Merkezleri’nin geçtiğimiz 10 senesi, geleceği ve sosyal sorumluluk üzerine PepsiCo Kurumsal İletişim Müdürü Didem Sinik ile bir sohbet gerçekleştirdik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör