Genç, yetenekli ve yaratıcı bir müzisyen olan Yndi Ferreira, dizüstü bilgisayarında müzikal ve bilim kurgusal deneyler yapıyor. Kendine has yollarla yaptığı bu deneyler sonucunda ortaya çıkan müziğini bir kez dinlediğimizde hem fiziksel hem ruhsal olarak kontrol altına alınıyoruz. Peki bu iyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Siz karar verin…

20 yaşındaki Yndi, Berlin’de geçici olarak taşındığı yeni dairesinden sorularımızı cevapladı.


Hey Yndi, şu an neredesin? Berlin mi?
Evet Berlin’deyim. Kız arkadaşımla birlikte bir ay boyunca kalacağımız yeni dairemize henüz taşındık. Fakat gelecek aydan itibaren daha uzun süre kalabileceğimiz yeni bir daire aramamız gerekiyor.

Ebeveynlerinin müzisyen olduğunu okumuştum, yani sanat dolu bir çevrede büyüdün.
Evet, küçükken evde sürekli müzik çaldığını hatırlıyorum. Babam da genelde elinde gitarıyla, evin farklı köşelerinde bir şeyler çalıyor olurdu. Ailemin dansçı, aktör, stilist ve müzisyen birçok arkadaşı vardı. Genelde birlikte takılırlardı ve ben de bu çevrede büyüdüm, hepsi açık görüşlü insanlardı. Büyüdüğümde müzikle uğraşacağımdan emin değildim ama şimdi geçmişe dönüp baktığımda böyle bir çevrede büyümüş olmak bana epey yardımcı oldu. O zamanlar bu benim için normal ve rutin olan bir şeydi, ne kadar şanslı olduğumu şimdilerde fark ediyorum.

Brezilya doğumlusun ve Paris’te büyüdün. Öyle mi?
Hayır, aslında Paris’te doğup büyüdüm fakat ebeveynlerim Brezilyalı. Yani beni Brezilya tarzı yetiştirdiklerini söyleyebilirim. Ailemin geri kalanı orada yaşıyor, küçüklüğümde Brezilya’yı birçok kez ziyaret etmiştim.

Yani küçükken farklı kültürlerle karşılaştın.
Evet, bunu söyleyebilirim. Fransız ve Brezilya kültürleri oldukça farklı. Bu iki kültürden de bazı şeyler barındırıyor olmak hoş bir şey.

Müzikal kariyerinin yanısıra akademik kariyerle de uğraşıyor musun, okul ne âlemde?
Liseyi bitirdikten hemen sonra okulu bırakmaya karar verdim çünkü ne akademik olarak neyle uğraşmak istediğimden tam olarak emin değildim. Tam zamanlı olarak müzik yapmak ve yaşamımı bu şekilde devam ettirmeyi seçtim.

O zaman biraz müziğinden konuşalım. Bu soruya net bir yanıt vermenin oldukça zor olduğunun farkındayım ama tepkini merak ettim açıkçası: Müziğini nasıl tanımlıyorsun, hangi tarz?
Söylediğin gibi buna bir isim koymak oldukça zor. Sanırım yapmaya çalıştığım şey çeşitli tarzları bir araya getirerek bir karışım ortaya çıkarmak. Sabit bir fikirde veya tarzda takılı kalmak istemiyorum. Post-rock, shoegaze, jungle ve elektronik müziğin çeşitli alt dallarını dinlemeyi seviyorum. Yaptığım müziğin de sevdiğim şeylerin karışımı olduğunu düşünüyorum. İllâ bir isim koymak gerekirse sanırım bu “dreampop” olabilir.

Evet, Last.fm’de gezinmeyi çok seven biriyim ve Last.fm kullanıcıları da seninle aynı fikirde. Çoğu Dream Koala’yı “dreampop“ ile etiketlemiş.
Haha, gerçekten mi? Bunu bilmiyordum. Tamam, bu güzel bir şey. “Dreampop” adı hoşuma gidiyor. Katı, belirli bir tarzı yansıtmadığını düşünüyorum. Yine de biraz önce de söylemiş olduğum günü isim koymak gerçekten zor çünkü iki sene önce yaptığım müzik ve şimdiki bile çok farklı!

Peki müzikal olarak seni en çok etkileyen gruplar, sanatçılar ya da çeşitli hareketler neler?
Müziğe gitarla başladım ve o zamanlar bolca metal, post-rock gruplarını dinliyordum. Melodiler, gitar sesleri ve prodüksiyonlar çerçevesinde düşünürsek beni en çok etkileyen müzisyenlerden birinin Cocteau Twins ve The Mortal Coil gruplarının gitaristi Robin Guthrie olduğunu söyleyebilirim. Hattâ Brian Eno ile iki albümlük bir projesi de vardı. Gitar tonlarına gerçekten bayılıyorum, su gibi, rüya gibi. Elektronik tarafa bakacak olursak, Mount Kimbie’yi gerçekten çok seviyorum.

Peki son zamanlarda ne dinliyorsun?
Mount Kimbie! Bir de Deafheaven, Pianos become the teeth, Explosions in The Sky gibi sert gruplar, La Dispute, Kelela ve FKA Twigs gibi elektronik müzik yapanlar. Açık konuşmam gerekirse çeşitli periyotlarda aynı albümlere taktığım oluyor.

Mount Kimbie! Onlara ben de bayılıyorum. Hattâ geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul’da çaldılar. Onları canlı izleyebildin mi, nasıldı?
Gerçekten çok iyilerdi. Canlı performansları ve kayıtları arasında pozitif bir fark var. Sahnede gerçek bir grup gibiler, DJ’likle pek uğraşmıyorlar. Özenle çaldıkları, deneysel ve değişken bir müzik dinlettiler bize.

Dinleyecek yeni müzikleri nasıl buluyorsun?
Hmm, ilginç bir soru. Sanırım bunun en efektif yolu (ki bende yüzde 80 işe yarıyor) müzik zevkine güvendiğin insanlardan tavsiye almak. Bunun yanısıra internette çok fazla zaman geçiriyorum. Facebook arkadaşlarımın gönderilerini görüyor, YouTube önerilerine tıklıyorum. Tabiî bir de Soundcloud var! Soundcloud’da sadece dört takipçisi ve fazlasıyla şaşırtıcı şarkıları olan insanlara rastlamak mümkün.

Image

2012’den bu yana Blur, Odyssey ve Earth.Home.Destroyed olmak üzere üç EP yayınladın. Yayınladığın ilk EP Blur ve son EP Earth.Home.Destroyed arasında ne gibi farklılıklar var?
Blur ve Earth.Home.Destroyed arasında çok fazla fark var! Bence onları kimin yaptığını bilmeyen birine dinletsek ikisinin de aynı insan tarafından yapılmış olduğunu tahmin edemez. Bu şekilde düşünüyorum çünkü bence artık işin teknik kısımlarına daha fazla hâkim durumdayım. Bir şarkıda yer alan sesleri daha iyi bir şekle sokarak şarkının kulağa daha hoş gelmesi için uğraşıyorum. Ayrıca bu iki EP arasında artık daha fazla şarkı söylemeye başladım.  Son EP’de ilkine oranla çok daha fazla vokal yer alıyor. Bir diğer farklılık ise şu: Earth.Home.Destroyed’un Blur’e göre çok daha güçlü ve iyi anlatılmış bir teması var. Geçen iki yılda biraz büyümüş olabilirim ve bu durumdan ötürü mutluyum. Sürekli aynı tarz şeyler yapıp heyecanımı kaybetmekten korktuğumdan dolayı tek bir şeyde takılı kalmaktansa farklı şeyler yapmayı tercih ediyorum.

Yeni çıkan EP’leri ve albümleri sıkça kontrol edip dinleyen biri olarak Earth.Home.Destroyed’un bu yıl duyduğum en iyi EP’lerden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu EP’yi yaparken seni etkileyen faktörler neydi?
Teşekkür ederim! Sıkı bir bilim kurgu fanı olduğumu söyleyebilirim. Space Odyssey filmi sözleri ve melodileri yazmamda büyük bir etken oldu. Film için müzik besteliyormuş gibiydim. Beni içine çeken bir film izlediğimde ya da kitap okuduğumda yeni müzikler yapmak için onlardan ilham alıyorum. Bilim kurgu beni fazlasıyla etkiledi çünkü iki farklı yönü var. Hayalî bir şey olduğu için hayal gücümü serbest bırakıp tamamen sürrealist ve dünyada olabilecek şeyler hakkında düşünebiliyorum. Diğer bir yanı ise bilim kurguyu kullanarak günümüz dünyasını ve toplumunu eleştirebiliyor olmanız. Benim için bilim kurgunun gerçek anlamı bu fakat günümüzde insanların aklına daha çok Transformers gibi eğlendirici şeyler geliyor. Eğer bilim kurgunun ilk örneklerine bakacak olursak (Jules Verne’in kitaplarına mesela) olayın insanları eğlendirmek veya bir şeyleri havaya uçurmakla alâkalı olmadığını görüyoruz. Bu kitaplar insanlara kendilerini gelecekte hayal etme ve yaşadıkları dünyayı ve toplumu eleştirebilme şansı veriyor. Ben genel hatlarıyla sadece dünyayı ve toplumu eleştiren bir şey ya da tamamen hayalî bir şey yapmak istemedim. Onun yerine bu ikisini fantastik ve spiritüel bir çizgide birleştirip gerçekliği tanımlamak istedim.

Soundcloud biyografinde bir dizüstü bilgisayar sanatçısı olduğunu yazmışsın. Şarkılarını nasıl/nerede kaydediyorsun? Ne tür ekipmanlar kullanıyorsun?
Haha, evet bu doğru! Earth.Home.Destroyed’un çoğu kısmını bilgisayarım ve gitarımla yazdım. Daha sonra prodüktör olan arkadaşım Andrea’nın bir mikrofon, synthesizer ve iyi bir ses kartı bulunduran basit stüdyosuna gittim. Kendisi bu denli basit bir sistemi kullanarak hoş sesler elde etme konusunda oldukça iyi. Çalışmalarım için büyük, ihtişamlı bir stüdyoya ihtiyaç duyduğumu sanmıyorum. Bu yüzden kendime bir “dizüstü bilgisayar sanatçısı” demeyi seviyorum. Bence stüdyo ve ekipmanlar bu konuda endişe duymanız gereken en son şey. En önemlisi yapmak istediğiniz müziğin ve fikirlerinizin kafanızda oturmuş olması.

Önceki EP’lerinde yer alan parçala için hazırlanan kaliteli videolar görmüştük. Fakat yeni EP’den henüz bir video izlemedik. Ufukta bir klip var mı?
Evet, şu sıralar Fabulous ile yeni bir video çalışıyoruz. Gelecek ay içerisinde yayınlanmış olacağını umuyorum.

Harika. Hazırsan son sorum geliyor: Dream Koala için bundan sonra ne var? Yeni albüm, yeni EP ya da belki iyi anlaştığın biriyle işbirliği?
Sadece yeni müzikler yazıyorum ve şu sıralar sadece buna odaklanmak istiyorum. Elimde mümkün olduğu kadar çok materyal birikmesini istiyorum. Böylelikle oturup eleme yaptığımda ve aradan sıyrılan kısımlar üzerinde çalıştığımda yeni bir albüm veya EP için yeterli şarkım olacak. Henüz tam olarak emin değilim.

  1. Ortadoğu’dan Uzak Doğu’ya: Monira Al Qadiri

    Körfez Savaşı'yla ve Japon animeleriyle geçen bir çocukluk sonrasında her iki kültüre de birer kök salan Monira Al Qadiri, bu uzak diyarlarda aynı anda varolabilme özgürlüğünü bu kültürlere uzaktan bakabilme yeteneğiyle beraber elde etmiş. Bu zamanlarda bizim yaşadağımız coğrafyada da iyiden iyiye görünürlük kazanan toplumsal cinsiyet, hüznün estetiği ve yolsuzluk kültürleri gibi konular üzerine çok çeşitli formatlarda işler üreten Al Qadiri ile gerçekleştirdiğimiz sohbet bu konuların bizdeki izdüşümlerine de yeni ve farklı bir perspektif kazandırdı.

  2. Biz insanların son yüzbin senesi

    Arkeoloji, “biz insanları” anlamak için kuşkusuz bir derya. Sanat tarihinden, mimarlığa, biyolojiden nörolojiye, genetikten etnolojiye, hattâ dendrokronolojiye uzanan onlarca bilim

  3. “Onurlu bir yaşam sürdürebilmek”: Türkiye’deki Suriyeli göçmenler üzerine

    Türkiye’deki kamplar ve sokaklarda güvencesiz ve hak yoksunu hayatlar süren Suriyeli göçmenler üzerine konuşmak için 13Melek, Şenay Özden’in kapısını çaldı.

  4. “Sonbaharda çorbanızı karıştırırken mırıldanacaksınız”: Can Güngör

    Ceylan Ertem sordu, Can Güngör cevapladı! Sonbaharda gelecek, melankoliye sarmalanmış yeni Can Güngör albümü için geri sayım başlamışken Güngör’e Bant Mag. için Ceylan Ertem soruları sordu.

  5. Bant Mag. Sun Club sunar: Elijah Wood – Zach Cowie – DJ Fitz

    Kışın kaldığımız yerden devam ediyoruz... Şubat ayında bize yerleri yalatan ekibi tekrar bir araya getirdik, yazlık moda geçtik, bir değil iki olsun dedik... Bant Mag. Sun Club ile sizleri Wooden Wisdom, DJ Fitz ve Grup Ses ile ikinci randevuya davet ediyoruz. İlk randevu 15 Ağustos’ta İstanbul Topless’da... İkincisi 16 Ağustos’ta İzmir/Çeşme Babylon’da...

  6. Video röportaj: Elijah Wood, Turquoise Wisdom, Fitz

    Elijah Wood, Turquoise Wisdom ve Fitz ile geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirdiğimiz video röportaj burada.

  7. Bütün bilinmeyenleriyle birlikte Gevende’den oyun müziği: Monochroma

    Gevende, başkarakterinin sembolik bir kapital devi yıkmak üzere yola çıktığı distopik, atmosferik ve epey de karanlık bilgisayar oyunu Monochroma’nın müziklerini hazırladı. Grubun bu yeni soundtrack albümüne dair Ahmet Bilgiç’le konuştuk.

  8. Şarkı şarkı Yerçekimi albümü

    Yerçekimi’nin ilk albümünü grupla şarkı şarkı irdeledik, Vardal Caniş Su’nun çizgileriyle yorumladık.

  9. İçgüdüsel ve zaman ötesi bir müzik: Perera Elsewhere

    Kendi sınırları içinde her şarkıda farklı bir tat yakalamayı başaran Berlin’de yerleşik Perera Elsewhere ile Everlast albümünü konuştuk.

  10. Dizüstü bilgisayarda bilim kurgusal deneyler: Dream Koala

    Genç, yetenekli ve yaratıcı bir müzisyen olan Yndi Ferreira, dizüstü bilgisayarında müzikal ve bilim kurgusal deneyler yapıyor. Kendine has yollarla yaptığı bu deneyler sonucunda ortaya çıkan müziğini bir kez dinlediğimizde hem fiziksel hem ruhsal olarak kontrol altına alınıyoruz. Peki bu iyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Siz karar verin…

  11. Kimdir bu Odd Future?

    Son yılların en üretken hip hop kolektifini mercek altına alıyoruz.

  12. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  13. Müziğe dair kısalar

    DÜNYA KUPASI BLUES’U“Eve geliyor, eve geliyor, futbol eve geliyor…”“Three Lions” – The Lightning Seeds feat. Baddiel and Skinner Yazı: Alex

  14. Oregon’da bir mit bükücü: Kelly Reichardt

    Bu ay gösterime giren yeni filmi Night Moves vesilesiyle Amerikan bağımsız sinemasının sevilen yönetmenlerinden Kelly Reichardt’ın kariyerinde gezintiye çıktık.

  15. 15 maddede Jesse Eisenberg

    Bu ay iki filmle birden (The Double ve Night Moves) vizyonda karşımıza çıkan Jesse Eisenberg’in aşırı utangaçlık, yanaklara hücum eden alyuvarlar, asosyallik ve taramalı tüfek gibi konuşarak anlaşılamamayla mücadele ettiği hayatını ve bu hayatın perdeye yansıyan oyunculuğunu nasıl etkilediğini 15 maddede sizler için özetledik.

  16. En yakın festivale beklediğimiz 10 Amerikan bağımsızı

    Ağustos ayında, Garden State sonrası uzun süredir yeni bir filmini beklediğimiz Zach Braff’in Wish I Was Here’ı gösterime giriyor. Bu önemli kavuşmanın verdiği ilhamla yolunu gözlemeye devam ettiğimiz diğer Amerikan bağımsız sineması yenilerini sizler için sıraladık.

  17. Bu iki ay ne izlesem?

    Yaz rehavetinin sinema salonlarına hepten çöktüğü temmuz ve ağustos aylarında büyük bütçeli Hollywood aksiyonları ile uzun süredir beklediğimiz bağımsız yapımlar vizyona akın ediyor.

  18. Memleketin yeni tiyatro oyunları

    Geçtiğimiz Mayıs ayında 19. kez düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, 2014-2015 sezonunda sahne alacak pek çok oyunun da prömiyerine ev sahipliği yapmış oldu. Festival sırasında dikkatimizi çeken ve yeni sezonda sahnede görme şansını tekrar yakalayacağımız Tatyana, Aşk ve Faşizm ve İstenmeyen oyunlarının yönetmenleriyle iştah açıcı soru-cevaplar burada.

  19. Yiğit Karaahmet’in İnci Kolyesinden Taneler: Heralde Kız!

    En çok "sivri dilli gay yazar" tamlamasıyla beraber karşımıza çıkan gazeteci yazar Yiğit Karaahmet her ne kadar iki sıfatı da gururla kabul etse de, bugüne kadar çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı yazıların derlemesi olan ikinci kitabı "Heralde Kız!" sivri dilden ve homoseksüellikten daha fazlasını da barındırıyor. Kitabı biz de ele geçirip göz gezdirdikten sonra zaten bildiğimiz bir şeyi tekrar keşfettik: Karaahmet'in kalemi oldukça zeki, komik ve asla sözünü sakınmıyor. Bizim favorilerimiz çok, ancak sözü Karaahmet'in dostlarına bıraktık ve bizim için kitaptan en sevdikleri pasajları seçmelerini istedik.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürleri J. Hakan Dedeoğ[email protected] Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör