1997 yılından bu yana Godspeed You! Black Emperor, Silver Mt. Zion, Vic Chesnut, Evangelista gibi isimlere ev sahipliği yapan Constellation Records’ın kurucularından Ian Ilavsky ile bir hafta gezindikten sonra aklıma takılanları sordum.
Yıllar geçtikçe müzik zevkinizde ve çıkardığınız müzik tarzlarında değişiklik oldu mu? Constellation’ın ilk yıllarını ve bugünkü Constellation’ı, çıkardıkları albümler açısından nasıl kıyaslarsınız?
Hâlâ her zaman olduğu gibi aynı kriterleri arıyoruz ve o kriterlerden heyecan duyuyoruz: sınıflandırmaya kafa tutan ve türler arasındaki çatlakları genişleten bir müzik; dürüstlüğü ve değerleri bize ilham veren insanlar tarafından yapılmış bir müzik; başka hiçbir yerde ev bulamayacak hissi veren bir müzik. Ayrıca coğrafî yetkimiz de bize rehberlik ediyoruz; destekleyeceğimiz proje ve sanatçıları ilk ve öncelikli olarak kendi şehrimizde ve bölgemizde arıyoruz.
Constellation’ın 100. albümünü çıkaracaksınız. Bu hangi albüm olacak? Etkinlikler veya herhangi bir tanıtım planlıyor musunuz?
Bu katalog numarası için bir proje var –gerçekleşmeyebilir de– ama şimdilik CST100’ün özel bir kutlama albümü olmasının planlanmadığını söyleyebilirim. Sadece kataloğumuzdaki başka bir kayıt olacak. Geçen sene 15. yıl dönümümüzü bir sürü etkinlikle kutladık. Bir süreliğine bu kadar kutlama yeterli! Eğer CST100 projesi gerçekleşmezse, kim bilir. Belki de bu katalog numarasını biraz özel bir şeye çevirmiş bulacağız kendimizi.
CD’ler öldü, plaklar geri geldi, müzik şirketleri zor zamanlar geçiriyor, canlı müzik gittikçe daha da önemli, vs… Bu zor zamanlarda müzik şirketleri ambalaja önem veriyor, ama Constellation bunu ilk gününden beri harika kapaklar, kitapçıklar ve posterlerle yapıyor. Dijital çağ sizin için nasıl gidiyor? Yeni çağ şirketinizi etkiledi mi?
Yeni çağ Constellation’ı, dört bir yanda olduğu gibi şiddetle azalan albüm satışlarıyla etkiledi. Biz gruplarla çok turne yapıp yapmayacaklarına göre çalışmıyoruz. Ticarî destek olmadan kendi ayakları üstünde durabilen ve kısa süreli ilgiye (internetin ana etkisi?) başvurmayan müzikleri daha çok piyasaya sürüyoruz. Dijital olarak çok satmıyoruz; şirketimizdeki iyi satan bir kaç grup (örneğin 5 binden fazla albüm) albümlerinin yüzde 15-30’unu dijital ortamda satabiliyor. İyi bir gelir kaynağı olduğunu kabul ediyoruz. Ancak insanları “dijital ürünlere” itmek ve teşvik etmek için pek uğraşmıyoruz. Herkesin bildiği gibi, dijital yayınlardan gelen gelirler (Spotify, Youtube, vs.) sanatçıların yüzde 99.9’u için öyle kayda değmez miktarlarda ki sadece aşağılayıcı olmuş oluyor.
Constellation Records bir aile gibi. Yoğun bir kataloğu ve sanatçı çeşitliliği var. Aileye yeni sanatçı eklemede yöntem nasıl ilerliyor?
Müziği seviyor ve zorlayıcı/korkusuz/önemli olduğunu düşünüyorsak, müzik yapan insanlarla tanışıyorsak, müzik piyasasıyla ilgili bazı değerler/ilkeler paylaştığımıza karşılıklı olarak karar veriyorsak ve albümün doğruluk/saflığını maksimum oranda koruma isteğini paylaşıyorsak… İşte o zaman şirketimize yeni bir sanatçı katılır. Biz sanatçı yönetme şirketi değiliz. Piyasaya sürdüğümüz müzikleri agresifçe ve acımasızca pazarlamıyor, paraya çevirmeye çalışmıyoruz. Estetik ve sosyal faktörler dışında, birlikte çalıştığımız sanatçılar yaptığımız işle ilgili heyecanlı olmak zorunda. Gerçekten hoş albümler yaparak ve bu albümleri dünyaya güçlü ama ince ve ilkeli bir tavırda sunarak.
Zor bir soru olabilir ama şu zamana kadarki en favori Constellation albümlerinden bir kaçını söyleyebilir misiniz?
Elfin Saddle ‘den WURLD 10″/DVD, iki adet Musique Fragile 3xLP edisyonlarımız, Matana Roberts’tan Coin Coin Chapter One 2×10″, Colin Stetson and Kollaps Tradixionales’den New History Warfare Vol. 2 LP, Silver Mt. Zion’dan 2×10” ambalaj ve sanat çalışması açısından benim son favorilerim. Sadece müziğe bakarak favori isim söyleyemem; kataloğumuzdaki her albümü ayrı ayrı özel olarak seviyorum. Tabiî ki benim kişisel olarak çaldığım herhangi bir albüm bilhassa harika!
