Nike Türkiye’nin “Hareket Et” kampanyası, potansiyelleriyle evde oturmaya pek bayılan Türk insanına potansiyel enerjilerini kinetiğe dönüştürmeleri için birtakım görevler sunuyor. Kampanya süresince nike.com/hareketet adresinden verilecek online aksiyon görevlerini yerine getirenler arasından seçilecek üstün performans sahipleri ise baştan sona insan hareketiyle yaratılmış özel posterlerden birinin sahibi olacak. 


Tamamen bu kampanya için tasarlanan Hareket Matbaası ve özel baskı süreciyle üretilen bu posterler kampanyanın odak noktasını oluşturuyor. Zira Nike “Hareket Et” kampanyası ile insanları postansiyel enerjilerini aktive etmeye çağırırken, yaratılan posterler hareketin kinetik yapısı içindeki limitsiz potansiyeli de ortaya çıkarıyor. Aralarında Didier Drogba gibi yakından tanıdık simaların da bulunduğu bu insan matbaasında farklı spor dallarından gelen profesyonel atletler pedal çevirerek, yumruk savurarak, kaykay kayarak veya smaç basarak bir poster oluşturmayı başarıyorlar.

Amsterdam çıkışlı Wieden+Kennedy tarafından Nike Türkiye için yaratılan hareket matbaasının arkasında zekâ dolu, takım ruhuna dayalı ve titizce planlanmış bir süreç yatıyor. Bu sürecin mimarı ve yönetmeni James Frost proje önüne ilk geldiğinde “çok heyecanlı ve bir o kadar da korkutucu” bulduğunu söylüyor. Gelin bir de insan matbaasının öyküsünü ayrıntılarıyla ondan dinleyelim.

Teknikleri Tersine Çevirmek
Sürecin ilk aşaması kullanabileceğimiz dijital veya daha geleneksel tekniklerin bir listesini yapmaktı. Kolektif olarak hangi tekniklerin en efektif olacağına karar verdikten sonra bu teknikleri spor dallarıyla eşleştirmeye başladık. Bir sporun veya atletin bir hareketle bir mekanizmayı nasıl devreye sokabileceğine veya direkt imajı oluşturabileceğine düşündük uzun bir süre. İş oldukça komplike bir hâl aldı, hattâ öyle ki tüm sürecin başlamasından birkaç hafta sonra her şeyi durdurdum ve tüm süreci geriye dönük bir şekilde tasarlamamız gerektiğini anladım. Bu sefer tüm katmanları teker teker ele alarak bir posteri nasıl oluşturduğumuzu düşündük ve her katmanı bir spor dalıyla eşleştirerek ilerledik.
Film tüm projenin önemli bir unsuru olsa da, poster filmi yapma sebebimizdi ve o nedenle her şeyin ötesinde odaklanmamız gereken posterin kendisi her tekniği nasıl uyguladığımız konusunda ana odak noktamız oldu. Bu da elbette her spor dalının sürece nasıl katılacağını belirledi. Organizasyonel açıdan her şeyin yerine oturması epey zamanımızı aldı.

Hataya Yer Yok
Genel anlamda ilk zorluk, planlama aşaması bittikten sonra düzeneği uzaktan kurmamız gerekmesi oldu. Proje ve video Türkiye’de çekildi bu nedenle düzeneğin kurulma sürecinin biz oraya varmadan iki hafta önce sonlanmış olması gerekiyordu. Kısa sürede ahşabın Türkiye’de çok kullanılmayan bir malzeme olduğunu anladık; her şey çelikten yapılıyor ve kaynak ile inşa ediliyordu. Bu süreci büyük ölçüde değiştirdi çünkü herhangi bir şeyi sonradan değiştirmenin zorlaşması hataya yer yok demek anlamına geliyordu. Ancak prodüksiyon ekibi CAD çizimlerini hayata geçirmek konusunda muhteşem bir iş çıkardı.

Image

Bisikletçi Jeneratörü
Burada aşikâr olan fikir bu atletlerin makinaya güç sağlaması. Ve uygulaması da kolay bir fikir oldu: bir mekanizmaya bağlı olan altı bisikletçi pedal çevirerek poster kâğıtlarını yarım futbol sahası uzunluğundaki bir düzenek içerisinde hareket ettiriyorlar. Bunun için beraber çalışmaları gerekiyor ve Nike tarafından bize verilen anahtar konulardan bir tanesi de atletlerin beraber çalışması idi.

Mürekkep Patlaması
Bisikletçilerin güç sağladığı dolaşım mekanizmasında seyahat eden kâğıtlar bir noktada koşucular için inşa edilen özel bir koşu bandının yanından geçiyor. Bu sırada koşu bandında koşan atletler bandın üzerinden geçen lazer ışınlarını geçerek arkada kağıtların üzerine pudra mürekkep püskürten bir mekanizmayı tetikliyorlar. Bu teknik sayesinde her kağıdın üzerinde farklı bir şekil ve yoğunluğa sahip bir arka plan oluşturmuş olduk ve her posterin kendine özel kalmasını sağladık

Image

Nakavt Patern
Bir sonraki aşamada boksörümüz devreye giriyor. Postere ikinci bir arka plan uygulaması için bir kum torbasının arkasına mürekkep dolu süngerlerden oluşan bir katman ekledik. Bu şekilde kum torbasının yumruklandığı yere göre önündeki kağıda farklı paternler bırakmasını sağladık. Bu aşamanın komik tarafı, prodüskiyondan sorumlu arkadaşım Eric Archer boksörümüzün kum torbasını bağlandığı yerden yumruklayarak çıkartabileceğine o kadar kafayı takmıştı ki, kum torbasını çubuklarla mekânın duvarlarına tutturarak sağlamlaştırdı. Çekim başladıktan 30 dakika sonra kâğıtlar sıkışmaya başladı, boksör ekstra önlemlere rağmen kum torbasını düzeneğinden yumruklayarak çıkarmayı başarmıştı.

Stroboskopik Fotoğrafçılık
Bu aşamada kâğıt onu yatay olarak taşıyıcı bir kayışa düşüren bir cihazın içinden geçti. Tüm bu mekanizmanın Türkiye’de sıfırdan üretildiğini de not düşmeliyim. Ayrıca bu aşama tüm sürecin dijital olarak gerçekleşen tek aşaması. Postere tüm bu soyut hareket boyutunun ötesinde saf hareketin de yakalandığı güçlü bir imaj eklemek istedim. bunun için stroboskopik* bir senaryo hazırladık: bir futbolcu flaş patlamalarını harekete geçirdi ve bu şekilde elde edilen imajlar bilgisayarda işlenerek iki-tonlu bir imaja dönüştürüldü ve postere basıldı.
Stroboskopik: Bir hareketi aralıklı ışık patlamaları ile kayda almak

Image

Yarım Boru Tipografisi
Daha sonra taşıyıcı bant kaykaycıların kaydığı bir yarım borunun ortasından geçiyor. Bu noktada kaykaycılar taşıyıcı bandın üzerinden kaydılar, ki bu kulağa geldiği kadar kolay bir işlem olmadı. Zira hem kaykaycıların kaydığı zeminde oluşan ufak bir yükseklik farkı hem hareketin kalitesini düşürüyor hem de kaykaycılar için tehlike oluşturuyordu. Posterlerin üzerinden kayan kaykaycıların tekerleklerinde ultraviyole mürekkebe batırılmış bir cümle bulunuyordu: “Hareket Et”. kaykaycılar bu şekilde posterlerin üzerine bu cümleyi sadece morötesi ışıkta görülecek şekilde uygulamış oldular.

Kabartma Egzersizi
Daha sonra Nike Training Club‘a geçtik. Buradaki mantık kadın atletlerin “belly-up” adı verilen bir egzersiz rutini yaparak yerde bulunan büyük bir damga cihazının üzerine düşmeleri idi. Bu cihaz hareket sonucu poster kağıtlarına Nike logosunu damgaladı. Küçük bir not: bu projenin en güzel yönlerinden bir tanesi de Nike’ın marka görünürlüğü konusunda aşırı bir tutum sergilememesi oldu. Bu şekilde ufak kişisel dokunuşlarla projeye daha özel ve limitli bir seri hissi verebildik

Image

Smaç Baskı
Son aşamada taşıyıcı bant bizi basketbol sahasına götürüyor. Fikrimiz basitti: basketbol potasını posterleri “Just Do It” yazısı ile damgalayacak dev bir baskı makinesine dönüştürmek. Fikir basit olmasına rağmen uygulaması bizi oldukça zorlayan aşamalardan biri oldu. Hem basketbolcunun ağırlığını taşıyabilecek, kaliteli bir baskı işlemi uygulayabilecek ve baskı için gerekli basıncı uygulayabilecek yaylı bir mekanizma yaratmamız gerekiyordu. Sonuçta ortaya çıkan pota bir dinozor iskeletine benziyordu, müthişti.

https://youtube.com/watch?v=OV4TjIYVyuY

  1. Beş yıl önce on yıl önce

    1 Ekim 1908105 yıl önce bugün, Ford Model T otomobilleri 825 dolardan satışa sunuldu, 1927’ye kadar piyasada kaldı. 2 Ekim

  2. Eleanor Davis: Kendiniz için çizin, para için başka bir şey yapın

    Eleanor Davis çizgi roman ve karikatür dünyasından ekmeğini kazanmayı başarabilen isimlerden bir tanesi. The New Yorker, The New York Times, The Guardian gibi baba mecralarda sık sık rastlanabilen işlerine anaokulunda aldığı "en iyi motor beceriler" ödülünden bu yana çoğalan bir ödüller bütünü eşlik ediyor.

  3. Olgu Ülkenciler: Zevkli Rezalet

    2011'de gerçekleşen Das Fenomen sergisinin ardından bir senelik bir nadasa yatan Olgu Ülkenciler ilhamlı uykusundan 4-26 Ekim'de C.A.M Galeri'de görülebilinecek olan Zevkli Rezalet isimli yeni bir sergi ile uyandı.

  4. Bio Müzik: Doğadan çıkan anlık kompozisyonlar

    İçinde bulunduğumuz döngüde zaten sürekli bir müzik yok mu?

  5. Sürpriz: Alan McGee geri döndü!

    Louder Than War, eski Creation Records patronu Alan McGee ile yeni plak şirketi 359, yolda olan biyografisi ve yeni Liverpool üzerine konuştu...

  6. Esmerine ve Kanadanın Derinliklerine Dalmak

    İki haftalık bir Kanada turnesine çıkıp, Jerusalem In My Hear, Saltland, gibi müziklerle tanışıp, Constellation ailesini deneyimledikten sonra insanın “paylaş” tuşuna basası geliyor. Buyrun.

  7. 100. albümün arifesinde Constellation Records

    1997 yılından bu yana Godspeed You! Black Emperor, Silver Mt. Zion, Vic Chesnut, Evangelista gibi isimlere ev sahipliği yapan Constellation Records’ın kurucularından Ian Ilavsky ile bir hafta gezindikten sonra aklıma takılanları sordum.

  8. Hakan Vreskala ve şapkasından çıkan yeni numarası: Stand-up and Fight

    Esmerine kadrosuna dahil olan Hakan Vreskala'nın Kanada’da vurmalıları ve sahne ruhuyla izleyenleri mest edişini izlerken aslında bununla da yetinemeyeceğini biliyordum. İşte Vreskala’nın yeni numarası ve kafasındaki diğer konular.

  9. Konser ekonomisine dair: Bıçak kemiğe dayandı mı?

    Çoğu müzisyenin gelirlerinin büyük kısmını konserlerden elde ettiğini düşünecek olursak, müziğin ekonomisini konser ekonomisine bakmadan anlamamız mümkün gözükmüyor...

  10. Ayaküstü: Konserlerdeki kast sistemi

    Konserlerdeki sahne önü VIP alanları ve onlara ne kadar gıcık olduğumuz üzerine…

  11. Ekin Fil ve biblo dan yeni müzikler

    Ekin ve Pınar Üzeltüzenci kardeşler, peşisıra yayınladıkları yeni solo albümleri hakkında bu sefer birbirlerine soru sordu.

  12. Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları

    1920’ler Türkiye’sinde dolaştıran hikâyeler artık basılı...

  13. Beyazperdenin Gergin Astronotları

    Bu ay gösterime giren Gravity’nin verdiği ilhamla, sinema tarihinde uzayın derinliklerinde gezinen ve bolca stres yaşayan kahramanları anmak istedik…

  14. James Franco hakkında bir yazı daha

    Bu ay Filmekimi’nde yönetmenliğini üstlendiği As I Lay Dying gösterilen, başrolünde oynadığı This Is The End filmi vizyona giren, konuk oyuncu olarak yer aldığı The Mindy Project dizisinin, onun oynadığı bölümleri yayınlanan, kısacası bu ay da, her ay olduğu gibi yine dört koldan üzerimize üzerimize gelen James Franco hakkında, bir yazı daha.

  15. Nike’dan Çağrı: Hareket Et!

    Nike Türkiye'nin "Hareket Et" kampanyası, potansiyelleriyle evde oturmaya pek bayılan Türk insanına potansiyel enerjilerini kinetiğe dönüştürmeleri için birtakım meydan okumalarda bulunuyor. Kampanya süresince nike.com/hareketet adresinden verilecek online aksiyon görevlerini yerine getirenler arasından seçilecek üstün performans sahipleri ise baştan sona insan hareketiyle yaratılmış özel posterlerden birinin sahibi olacak.

  16. Bu ay ne izlesem?

    Sinema salonlarında gerçek olaylardan yola çıkarak çekilmiş filmlerin cirit attığı ekim ayında, haklarında şimdiden Oscar bahisleri açılmış bir avuç film de gösterime giriyor.

  17. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yeni müziğe dair bu ayki mesaimiz, artısıyla eksisiyle, burada.

  18. Müziğe dair kısalar

    Pop müzik ve kadın düşmanlığı, nostalji, yabancılaşma ve acı...

  19. Çıfıt

    Görüyoruz-beğeniyoruz, dinliyoruz-ilgileniyoruz, yiyoruz-bayılıyoruz, okuyoruz-şaşırıyoruz, sonra da sizinle paylaşıyoruz.

  20. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngör [email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] sorumlu yazı işleri müdürü J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın