Berlinale sonrası; Martina Priessner’in yönettiği Die Möllner Briefe, Marcin Wierzchowski filmi Das Deutsche Volk Mehmet Akif Büyükatalay'dan Hysteria üzerine.
Alman devletine göbek bağıyla bağlı olan Berlinale yönetiminin ağzına almaktan korktuğu Gazze’de ateşkes çağrısını sahneye çıkan sinemacılar ile ödülleri veren jüri üyeleri yaptı.
“Sinemanın var olma sebebini yerine getirmek için yaratılmış bir film gibi.” Wim Wenders kadrajından ressam ve heykeltraş Anselm Kiefer’in 3D portresi.
Diğer yıllara göre pek de parlak olmayan bu yılki festival seçkisinden bende kalan filmler biraz göçmenlik duygusuyla ilgili, ruhumu özlemini çektiğim hayatla yaşadığım arasındaki o ara yere götüren filmler.
Ön planda kırık bir aşk hikâyesinin peşinden giderek bizi o mahrem ilişkinin iç çelişkisine davet ederken, toplumdaki homofobik kültürün kesifliğini de yüzümüze vuruyor.
Bu yıl 72.si gerçekleşen Berlinale tuhaf bir festivaldi. Geçen seneki tamamı çevrimiçi düzenlenen edisyondan sonra bu yılki hibrit programıyla festival,
46. Toronto Film Festivali pazar günü sona erdi. “Yeni normalimiz”deki festivaller gibi sosyal mesafeli fiziksel gösterimlerle ile çevrim içi gösterimler
“İşler beklenmedik şekilde büyür, el işler alet övünür ve elbette Eskişehir, İstanbul, Avrupa yetmez; Yıldızlar Hedefimizdir!” Alfa Kitap etiketiyle geçtiğimiz
39. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışması’na iz bırakan filmlerden Bina, “beden korkusu”nu atmosferik bir anlatıyla işliyor. Onat Kutlar anısına verilen
44. Toronto Film Festivali’nde Türkiye’den tek uzun metraj film olan (diğeri “Wavelengths” bölümünde gösterilen Burak Çevik’in kısası, Belleğin Topoğrafyası) Orçun
Yeşim Ustaoğlu’nun toplumsal meseleleri dert edinen, drama yönü kuvvetli, çarpıcı işlere yer veren bol ödüllü filmografisi İstanbul Modern Sinema’nın “Yönetmenlerle
Goethe-Institut Istanbul ve İstanbul Modern Sinema işbirliğiyle bu yıl onuncu kez düzenlenecek Almanya’dan Yepyeni Filmler gösterimleri bugün başlıyor. 11 Kasım’a