İlk solo albümü için doğru zamanı yakalayan De Picciotto, yıllar sonra doğduğu yeri ziyaret ediyor.


Gudrun Gut, Alexander Hacke, Nick Cave, Tiger Lillies gibi birçok müzisyenle hem işitsel hem görsel birçok projeye imza atmış olan Danielle De Picciotto, kariyerinin ilk solo albümünü geçtiğimiz haftalarda yayınladı. İsmini doğduğu şehir olan Tacoma’dan alan albümünü Moabit Music etiketiyle sunan De Picciotto, solo albüm yayınlamayı 20 yıldır planladığını ve geçtiğimiz sene artık doğru zamanın geldiğini hissettiğini söylüyor. Danielle De Picciotto’nun diğer sanat dallarında da yaptığı çalışmalarında olduğu gibi karanlık, yoğun ve sürükleyici olarak tanımlayabileceğimiz şarkılardan oluşan Tacoma’yı, Amerikalı sanatçıdan dinliyoruz.

Birçok disiplinle meşgul olan bir sanatçı olarak yaptığın müzik ve çalıştığın diğer formlar arasında nasıl bir bağ gözlemliyorsun?
Hep disiplinlerarası bir sanatçı oldum. Küçük bir kızken keman ve piyano çalmayı öğrendim, koroda şarkı söyledim ve sürekli resim yapıyordum. Benim için farklı formlar düşüncelerimi ifade etmek için farklı araçlar ve her zaman belli bir düşünceyi ifade etmek için içgüdüsel olarak belli bir formu seçiyorum. Yaratıcılığım farklı kolları ve bacakları olan bir vücutmuş ve bu kollar ve bacaklar farklı formlarmış gibi. Koşmam gerekiyorsa bacaklarımı kullanıyorum, el çırpmam gerekirse ellerimi kullanıyorum. Duygularımı yoğun olarak iletmek istediğimde müzik yapıyorum, net ve spesifik olmak istediğimde görsel sanatları ve kelimeleri kullanıyorum. Film bu ikisinin bir karışımı; bu yüzden bütün bunları içeren bir evren yaratmak için filmle uğraşıyorum.

Tacoma senin doğum yerin. Albümünün isminde buraya bir referans var ve aynı zamanda albümdeki ilk şarkının adı da buradan geliyor. Bu albümün doğum yerine bir saygı duruşu olduğunu söyleyebilir miyiz?
Tacoma’yla (doğum yerim) aramda çok mistik bir bağ var. Üç aylıkken oradan ayrıldığımdan beri hiç geri dönmemiştim. Dünyayı gezdiğimden beri göçebe bir hayat yaşıyorum, gittiğim hiçbir yere ait olmuyorum. Bu yüzden geçen sene geri döndüğümde kendimi yeniden keşfetmişim gibi oldu ve bir yandan da bir yere ait olmanın anlamını öğrendim. Tacoma albümü, neresi olursa olsun (kalbinizde, aşkınızda veya bir şehirde olabilir) “yuva” fikrine bir saygı duruşu.

Farklı projelerde düzinelerce müzisyenle işbirliği yaptın. Tacoma ilk solo albümün. Solo albüm çıkarmak için doğru zaman olduğunu nasıl anladın?
1995’ten beri solo albüm çıkarmak istiyordum ama şansım hep çok kötüydü ve her seferinde bir şey yanlış gitti. Ben de bir süre sonra pes ettim ve doğru zamanın gelmesini beklemeye karar verdim. Geçen sene birden bire doğru zamanın geldiğini hissettim. Başka müzisyenlerle yaptığım işbirliklerinde o kadar deneyim edinmiştim ki enstrümanlarımla, yapmak istediğim stille ilgili kendimi çok rahat hissediyordum ve her şey çok hızlı ve sorunsuz ilerledi. Çok kolay bir doğum oldu.

Tacoma’daki bütün şarkılar kulağa hem atmosferik hem de sinematik geliyor. Şarkılardan bazıları uzun seansların bir parçasıymış gibi, bazılarıysa ayrıntılı kompozisyonların sonucu gibi. Bize şarkı yazmak için kullandığın metotlardan bahsedebilir misin? Bir şarkının bittiğini nasıl hissediyorsun?
Şarkıların hepsi ayrıntılı kompozisyonlar. Hayata karşı evrensel hislerimi ifade etmek istedim. Sözler göçebe yaşadığım zamanlarda tuttuğum günlükten alıntılar. Önce müziği besteledim, sonra notlarımı aldım ve şarkı sözü hâline getirdim. Her zaman bir şarkının tamamlandığı ânı bilebiliyorum. Bunu nasıl yapabildiğimi açıklayamam ama çok güçlü bir his oluyor. Bütün işlerimde bunu yaşıyorum; bir şeyin tam olarak ne zaman bittiğini biliyorum. Çalışırken çok konsantre oluyorum çünkü genelde turnelerim ve seyahatlerim arasında çok zamanım olmuyor. O yüzden çok yoğun bir çalışma periyodu yaşıyorum. Gece gündüz çalışıyorum ve birden bire işim tamamlanmış oluyor, kendi ayakları üzerinde durabiliyor.

Albümde Per Aspera Ad Astra ve “I Have Love gibi çok karanlık şarkılar var. Bir yandan da kulağa daha neşeli, göreceli olarak daha pozitif gelen “Luminous ve “Horchata gibi şarkılar var. Bunlar arasındaki dengeyi nasıl yarattın?
Dürüst olmak gerekirse bütün şarkılarım kıvranarak hayata gelen büyülü yaratıklarmış gibi hissediyorum. Duygularımı tamamen yansıtıyorlar, bu yüzden oluşan dengenin hayatımın “ying ve yang”ı olduğunu tahmin ediyorum.

Tacoma’yı ilk defa dinleyeceklerin nasıl bir ortamda dinlemelerini tavsiye edersin?
Kendinize bir bardak sıcak çikolata ya da baharatlı çay yapın, büyük kadife yastıkları olan rahat bir yer bulun ve dinlerken bakabileceğiniz bir pencerenin veya güzel bir manzaranın önüne oturun.

Görsel sanatlarla da uğraştığın için bu şarkılara eşlik edecek, klip veya konserlerde kullanabileceğin görseller beklemeli miyiz?
Şarkılardan birkaçına video çekme aşamasındayım. Canlı performanslarda her şarkının görselleri olacak. Videoları şarkıları bestelediğim yerlerde çektim (New York, Hudson, Joshua Tree, Mojave Çölü, Los Angeles, Berlin) bu yüzden çok renkli olacaklar. Her zaman müziklerimle birlikte görsellerimi de gösteririm çünkü bence birbirlerini tamamlıyorlar.

Albümün canlı performanslarıyla ilgili birkaç ipucu verebilir misin? Tek başına mı yoksa bir grupla mı çalmayı planlıyorsun?
İlk şovları tek başıma, görsellerle birlikte multimedya bir performans olarak yapmayı düşünüyorum. Bu en kolay ve en esneği oluyor. O kadar fazla seyahat ediyorum ki ayak uydurabilecek bir grup bulmak zor… Ama sonbaharda başka bir multimedya performansla turluyor olacağım: grafik günlüğüm We Are Gypsies Now, İngilizce olarak basılacak ve Alexander Hacke’yle birlikte bir multimedya performans olarak sergileyeceğiz. Burada solo albümümü, grafik günlüğümü ve yakında çıkacak olan albümümüz Perseverantia’yı konuşmalar, görseller ve dron müzikle sergileyeceğiz.

Çeviri: Ayşen Arıkazan
 

  1. Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, bize gezdiklerinizi çizin: They Draw & Travel

    Haritaların sihirli dünyasına hoş geldik.

  2. İran politik tarihine bir de buradan bakın: Sheida Soleimani

    “Ergenliğin son yıllarına kadar hep katı bir şekilde İranlı olduğumu düşündüm ve Amerikalı olma fikrini reddettim. Büyüdükçe fark ettim ki, benim aklımdaki İran fikri, aslında batılı bir merceğe göre şekillenmişti.”

  3. Bir yol gösterici olarak “Serpent": Baysan Yüksel

    “Yılan, çok anlamlılığı açısından tam da hayatın kendisindeki çelişkileri karşılıyor benim için. Döngüsel ve kültürlerarası bir şekilde negatif ve pozitif olarak anlam değiştiriyor. Hatta aynı kültürün içinde bile bu çift kutupluluğu barındırıyor."

  4. Küresel haberlere farklı gözler: Politik beslenme çantası

    İllüstrasyon: Sadi Güran

  5. “Taraflıyız ve bir gündemimiz var”: Joris Leverink

    Röp: 13melek

  6. Yasemin Mori’yle şarkı şarkı ‘’Finnari Kakaraska’’

    Kara deliklerden çıkıp Yasemin Mori'ye yeni albümü Finnari Kakaraska'yı şarkı şarkı sorduk ve çınarların gölgesine uzandık. Berat Pekmezci çizdi.

  7. Şarkı şarkı Ars Longa ve ''Günler''

    Ezeli ve ebedi "söz"leriyle Ars Longa’ya yeni albümü "Günler"i şarkı şarkı sorduk. Yağız Yılmaz çizdi.

  8. Ruh hâlleri ve atmosfere odaklanan sesler: Jacco Gardner

    Sürreal bir yaklaşım ve melodik popu kendine has bir şekilde kesiştiren Jacco Gardner’in ikinci albümü sahiden heyecan veriyor.

  9. Sevginin çoklu hâli: Unknown Mortal Orchestra

    “Çalışmalarımız adına durgun zamanlar geçirmek veya eskiden yapılan çalışmalara gölge düşürecek bir sürece girmektense grubu dağıtmak ve iyi zamanlarımızı hatırlamak bana her zaman daha iyi gelmiştir.”

  10. Danielle de Picciotto’dan “yuva” fikrine saygı duruşu

    İlk solo albümü için doğru zamanı yakalayan De Picciotto, yıllar sonra doğduğu yeri ziyaret ediyor.

  11. Kadınlar elektronik müzik için “baskılıyor”: DJ Mo

    “Kadınlar yalnızca erkeklere kıyasla kendilerini eleştirmeye çok daha yatkınlar ve bu nedenle çoğu zaman insanlarla müziklerini paylaşmadan önce yıllar boyu stüdyolarında çalışıyorlar.”

  12. Karanlığın içinden eve kaçmak: RAN

    Önceki sayfalarda Mo Loschelder’le Berlin, tekno kültürü ve kadın prodüktörler üzerine konuşmamızın ardından, şimdi bir süredir Berlin’de yaşayan genç bir kadın prodüktörün, Ran’ın dünyasını ziyaret ediyoruz.

  13. Dans, soğuk ve bazen bolca üzgünlük: She Past Away

    “Yeni albümde hissiyat olarak pek bir değişiklik yok. Belki biraz yavaşladığımızı ve daha kontrollü olduğumuzu söyleyebilirim.”

  14. Kot-tişört gezen bir albüm: Palmiyeler EP

    “Duvarlarımıza poster astığımız zamanlarda, benim odamda Kill'em All posteri, Tarık’ın odasında da Fedon posteri vardı. Gerçekten…”

  15. Hal Hartley’le röportaj yapmanın tarifsiz mutluluğu

    Hartley, Henry Fool’un ne kadar büyük bir aptal olduğunu, zekânın ana akım kültürde ne kadar yüzeysel kullanıldığını ve kendi filmografisinden en sevdiğini kısa ve net cümlelerle anlattı ve kendisine olan hayranığımızı katmerledi.

  16. Kamera önünden arkasına: Yönetmenlikte iddialı 12 oyuncu

    Beyazperdenin oyuncu-yönetmenleri arasına, bu ay bizde de gösterime giren ilk filmi Lost River’la Ryan Gosling de giriyor. Bize de fırsat bu fırsat deyip, oyuncu-yönetmenlerin dünyasını didik didik etmek düşüyor…

  17. Barış Atay ve Funda Eryiğit ile ‘’Eksik’’ üzerine

    “Neye inanmamız gerektiğini, nasıl düşünmemiz gerektiğini söyleyen yapıtlar objeleşmeye, bir ideolojinin ya da siyasi sistemin malzemesi hâline gelmeye açık olurlar.”

  18. Akıl kaçırmak için yeni neden: ‘’Ex-Machina’’

    Alex Garland’ın yönettiği ve geçtiğimiz ay dünya prömiyerini gerçekleştirdiği SXSW’de bilim-kurgu hayranlarını yepyeni tartışmalara gark ederek heyecandan çıldırtan Ex-Machina, bir film değil, bir mesele olarak ele alınmayı hak ediyor.

  19. Korkunç bir atmosfer harikası: ‘’It Follows’’

    Amerikan bağımsız sinemasından çıkan yakın tarihli atmosferik korku gerilim furyasının son meyvesi It Follows, sakin ve derinden yaydığı tedirginliği, tüm bir seyir boyunca seyircisi üzerinde egemen kılan, şaşırtıcı bir film.

  20. Niyeti bariz dergi: ‘’Socrates’’

    Sporu tekniği-taktiğiyle değil, hikâyesiyle seven bir ekibin nevi şahsına münhasır dergisi Socrates, yayın hayatına merhaba dedi.

  21. Mobil, özgün, herkesin: ‘’H-art Collective’’

    “Bizce etkileyici fotoğraf çekmek, onun neyle çekildiğine bağlı değil.”

  22. Heartland: Amerika'nın Kalbine Bir yolculuk

    Tommy Hilfiger 2015 İlkbahar / Yaz Kadın Koleksiyonu Heartland, renkli, rahat çizgisiyle gerçek Amerikan stilini yansıtıyor. Üç farklı temadan oluşan koleksiyon, moda severleri ülkenin tüm muhteşem manzaralarının eşsiz güzellikleri ve kasaba havası ile buluşturuyor. İlhamını küçük kasabaların sevimli tarzından ve eşsiz atmosferinden alan Heartland koleksiyonu, Amerika’nın orta bölgelerini keşfe çıkmak, açık havadan maksimum şekilde yararlanmak isteyenlere  sesleniyor. Koleksiyonda, Tommy Hilfiger markasının yakından tanıdğımız imzası, preppy stilde,  çok amaçlı kullanıma uygun iş kıyafetlerinin yanı sıra denizci ve askeri motifler dikkat çekiyor. Macera, ilk tema olan Out on the Lake ile Wisconsin’deki popüler tatil destinasyonu Lake Geneva’da başlıyor. Yeni sezonun öne çıkan “denizci” stili, preppy çizgiler, ekoseler ve puanlı desenlerle

  23. Libertango

    Hikaye ve çizgi: Sadi Güran

  24. Kırık çıkık

    Hikaye ve çizgi: Furkan Birgün

  25. Tomurcuk

    Hikaye ve çizgi: Merve Atılgan

  26. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] yazı işleri müdürü Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler Doruk [email protected] Güran / illü[email protected] Melikşah Altuntaş / [email protected] Nural / [email protected] Kayıran / mü[email protected] Dostgül / [email protected] Mazonowicz / [email protected] yazı işleri Altay [email protected]çil Kalenderoğ[email protected] Berberoğ[email protected] Aycan Taşyü[email protected] İ[email protected] Naz İ[email protected] [email protected] reklam ve pazarlama Yetkin [email protected] katılımcılar 13Melek, Ayşen Arıkazan, Berat Pekmezci, Bülent Gültek, Can Çetinkaya, Cihan Uzunoğlu, Doğukan Güvercin, Duygu Topçu, Furkan Birgün, Mark Hale, Melodi Gülbaba, Mert Tügen, Merve Atılgan, Müge Yıldız, Naz Tansel, Sevgi Yüksel, Uğur Bayazıt, Ulus Atayurt, Yağız Yılmaz kapak görseli Baysan Yüksel bant mag.