“Müzik yapmaya başladığım ilk zamanların şerefine her şeyi kendim yapmak istedim.”


Uzun zaman önce kurduğu plak şirketi Gloriette Records’a geri döndüğü yeni albümü Liquid Cool’u geçtiğimiz haftalarda yayınlayan Nite Jewel, ya da gerçek adıyla Ramona Gonzalez, yalnız başına olmanın verdiği mutluluk ve özgüvenle kaydettiği son albümüyle ilgili merak ettiğimiz ne varsa anlattı.

Birkaç hafta içinde yeni albümün Liquid Cool’u yayınlayacaksın. Albümde yer alan birkaç şarkıyı dinleme şansımız oldu. Şu an tam olarak neler hissediyorsun? Yoldaki albümünle ilgili bize biraz detay verebilir misin?

Harika hissediyorum. Bu kadar zamandır üzerinde çalıştığım bir şeyi insanların dinliyor olması şahane. Ve tabii ki beğenmeleri de, haha. Birkaç video ve remiksle birlikte başka bir single daha da yakın zamanda yayınlanacak. Ayrıca, Avrupa’da ve Amerika’da eylül ayına kadar turnede olacağım.

Son albümün Our Second of Love’ı yayınlayalı beş yıl oldu. Yeni bir albüm yayınlamak için bu kadar zaman beklemendeki sebep neydi?

2012’den bu yana sürekli kayıt yapıyordum. Liquid Cool’dan önce aslında üç albüm yaptım. Hatta sonuncusunu yayınlama konusunu ve bu şarkılarla turneye çıkmayı düşündüm ama doğru olmayan bir şeyler olduğunu hissettim. Eğer o zamanki plak şirketimle bu albümü yapsaydım mutsuz olacağımı biliyordum ve ben de ayrılmaya karar verdim. İstediğim şekilde bir albüm yayınlamam için öncelikle plak şirketimden tamamen ayrılmam gerektiğini hissediyordum. Bir diğer konu ise Liquid Cool öncesinde kaydettiğim üç albümün de Cole M. Grief-Neill başta olmak üzere çeşitli işbirlikleriyle kaydedilmiş olmasıydı ki bu benim hoşuma giden bir şeydi ama yine de yeni albümümün sadece benim tarafımdan yapılmış olmasını istiyordum.

Gloriette Records’ın hem senin için hem de müzikal kariyerin için önemli bir yeri var. Liquid Cool’la birlikte Gloriette Records’ın geri döndüğünü görüyoruz. Bu plak şirketiyle yeniden çalışmaya başlamandaki temel şey neydi?

Gloriette benim için çok önemli. 2008 yılında Good Evening’i yayınladıktan sonra bu albüm için yapılan iletişimin çok başarılı olduğunu tam anlamıyla anladım. Tamamen bağımsız bir albüm oldu, çok sattı, iyi eleştiriler aldı ve bir klasik haline gelen kült bir albüm oldu. Bunu yeniden yapabilecek kapasitede olduğumu biliyorum. Secretly Canadian’ın benim için yaptığı basit iletişimi gördüm ve Liquid Cool’u kendi başıma başarılı bir hale getirebileceğimi anladım. Gloriette, çok önemli bir plak şirketi. Böyle bir şeyi başlattığım için mutluyum ve şimdi onu daha meşru bir şekilde Ariel Pink, The Samps, Puro Instinct ve birçok yeniden yayınlanacak albümün de katılımıyla devam ettireceğim için çok mutluyum. Nite Jewel’ın geleceği için Gloriette Records’dan daha uygun başka bir plak şirketi düşünemiyorum.  

Yeni şarkın “Kiss the Screen”e göre, dijital olmak ve her an herkese ulaşabiliyor olmak, oldukça karmaşık bir olgu. Bu kadar dijital olmadığımız günleri özlüyor musun?  

Evet ve hayır. Bir yandan, geçmişte yüz yüze gelerek kurmadığım ilişkilerin farklı bir rengi olmuş oldu. Daha derin ve köklerine daha sıkı bir şekilde bağlanmış gibi. Diğer yandan, dijital dünya olmasaydı müziğimi doğrudan MySpace aracılığı ile insanlara ulaştıramazdım ve belki Nite Jewel projeme başlama imkanı bulamazdım. Yani aslında bu tamamen teknolojiyi ne şekilde kullandığınıza ve uzun süreli iyi bağlantılar kurup kurmamanıza bağlı. Fakat, aynı zamanda çok da zor bir şey çünkü insanların markalara olan merakı onları popüler teknolojilere bağlayıp, birbirleri ile az iletişime geçiriyor ve reklamlara daha çok muhtaç ediyor.

Biraz kayıt sürecinden konuşalım. Yeni bir albüm kaydetmeye ne zaman, nerede ve nasıl karar verdin? Sanırım albümü de kendi başına kaydettin, değil mi?

Evet, biraz önce bahsettiğim gibi çeşitli işbirlikleriyle bir sürü farklı stüdyoda kaydettiğim üç albüm vardı. Bu kez müzik yapmaya başladığım ilk zamanların şerefine her şeyi kendim yapmak istedim. Bunun en iyi yolunun Good Evening ve Am I Real gibi albümleri kaydettiğim düzenin aynısını kurmak olduğunu düşündüm ve albümü Los Angeles’taki dairemde yalnız başıma kısıtlı enstrümanlarla kaydettim. Ayrıca, ekstra özel alan ve konsantrasyon için genişçe girişi olan tuvaletimde de kayıtlar yaptım. Kapı kapalıyken tabii ki!

Bütün albüm kapaklarında kendi portreni kullanıyorsun. Bu kez ilk defa Liquid Cool’un kapağında yüzün net bir şekilde gözükmüyor. Bunu tercih etmenle şarkılar arasında bir bağlantı var mı?

Aslında bunu hiç düşünmemiştim, güzel bir noktaya değindin. Bu sorduğun tamamen dinleyicinin keşfine açık bir şey.

”Boo-hoo” ve “Kiss the Screen”i dinlerken, vokal ve ritim detaylarıyla âdeta seksenlere yolculuk yapar gibi hissettim. O dönemi sevdiğini biliyorum. Eğer o dönemden bir sanatçıyla çalışma şansın olsaydı, bu kim olurdu?

Haha, büyük ihtimalle Prince veya Bill Nelson olurdu. Prince’le çalışırdım çünkü o en iyisi. Fantastik krallığımda ben onun vokalistlerinden biri olurdum ve onunla bir albüm yazardım. Bill Nelson’la çalışırdım çünkü ikimizin aynı yapıda müzisyenler olduğunu hissediyorum ve bir arada süper düzensiz, alışılmadık pop türünde şarkılar yapabilirdik.

Julia Holter’ın Have You In My Wilderness albümü, 2015’in en iyi albümleri listelerinde yerini almıştı. Siz ikiniz de bir süre birlikte müzik yapmıştınız ve hatta Türkiye’de de konser verdiniz. Yakın gelecekte sizi yeniden birlikte görecek miyiz?

Julia ve ben her zaman yeni bir şeyler kaydetmek için planlar yapıyoruz. Umarım İstanbul’a yeniden geliriz ve birlikte çalarız. Ama şu an Julia, albümdeki parçalarımdan biri için remiks yapıyor ve duymak için sabırsızlanıyorum.

Image
  1. Portrelemenin biraz daha “dürüst” yolu: Amir H. Fallah

    “İranlı olduğum için insanlar gördüklerinin doğrudan baş örtüsü ya da çarşafa bir referans olduğunu düşünüyor ama gerçekten amacım bu değil.”

  2. “Varlığımın sahneyi değiştirmemesini isterim”: Cheryl Dunn

    New York’un sürekli devinen ruhunu en iyi sokakları anlatabilirse, Cheryl Dunn da sokakları ve yaratıcı ruhları en etkileyici şekillerde anlatan fotoğraf ve belgesel sanatçılarından biri olabilir.

  3. “Bir makine düşlemek”: Özgür Mumcu – Tolga Karaçelik

    Özgür Mumcu’nun haziran başı yörüngeye oturan ilk romanı Barış Makinesi’ni Mumcu’yla karşılıklı irdeleme işini, geçtiğimiz yıla Sarmaşık filmiyle damga vuran yönetmen Tolga Karaçelik’e bıraktık.

  4. Dergi yaratma ve saklama tutkusu: Basılı inatlar

    Nefes kesici bir şeyler basmaya çalışma ve onları saklama tutkusu baki diyerek ilham verici bazı fikirlere dalıyor ve sözü basılan dergilere bırakıyoruz.

  5. “Hayat gibi müzik de sürekli değişken”: Cem Yıldız

    “Beslendiğim nokta tamamen gelenek. Elektronik müziği çok seviyorum ama kendime çok sade bir şekilde sazcıyım diyebilirim. Bağlama kadar çok sevdiğim bir enstrüman daha yok.”

  6. Yakmalı mı, yayınlamalı mı: Geride kalan kayıtlar

    Prince’in binlerce kayıtla dolu gizli kasasından hareketle, müzisyenlerin yayınlandığına tanık olamadıkları albümlerini hatırlıyoruz.

  7. Aynı sonik dünyanın farklı yüzleri: Dieterich & Barnes

    Bir gün The Coral Casino’ya gel, hayatın tadını çıkar!

  8. Artık yalnız ve daha kararlı: Nite Jewel

    “Müzik yapmaya başladığım ilk zamanların şerefine her şeyi kendim yapmak istedim.”

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. “Şarkılara gereken saygıyı göstermek”: Who Are We Who We Are

    Berke Can Özcan ve Feryin Kaya’yla son dönemlerde epey hareketli olan plak şirketleri üzerine.

  11. A’dan Z’ye: Damon Albarn

    Yıllar sonra 23. İstanbul Caz Festivali kapsamında bir kez daha buluşacağımız Damon Albarn’ın kariyerine dair A’dan Z’ye her şey!

  12. Tribeca Film Festivali: Üç zihin açıcı belgesel

    Geçtiğimiz nisan ayında gerçekleştirilen Tribeca Film Festivali’ni takip eden Merve Kayan, festivalin dikkat çeken belgesellerinden All This Panic, Obit ve The Last Laugh’ı gördü ve Bant Mag. için kaleme aldı.

  13. Švankmajer, kitle fonlaması ve kültür endüstrisinden kaçış: Böceklerin bağımsızlığı

    Sanat sinemasının usta yaratıcılarından Jan Švankmajer ve Alejandro Jodorowsky’nin son filmlerini finanse ederken yardım aldığı kitle fonlaması yöntemi, uzun süredir tüm dünyada endüstriyel üretim mecburiyetine yaratıcı bir alternatif sağlıyor.

  14. 69. Cannes Film Festivali: Tüm sezon konuşulacak otuz film

    Bu yıl 11-22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen 69. Cannes Film Festivali’nde yine onlarca film izleyici ve sektör karşısına çıktı, geriye yıl boyu konuşacağımız bir avuç önemli film kaldı.

  15. “Rams” ve “Belgica” bu ay vizyonda: Beyazperdenin husumetli kardeşleri

    Haziran ayında gösterime giren iki bol ödüllü film Rams ve Belgica’nın ortak özelliği, birbiriyle husumet içerisindeki, dalgalı ruh halli kardeşlik ilişkilerini mercek altına alması... Kardeş kardeşe bunu yapmaz dedirten yakın tarihli filmleri değerlendirmenin şimdi tam sırası.

  16. Murat Meriç’in kaleminden Türkiye hikâyeleri: 100 Şarkıda Memleket Tarihi

    “Nereden bakarsanız bakın, Türkiye tarihini güler yüzle yazamıyorsunuz çünkü çok acılar çekilmiş, hâlâ çekiyoruz.”

  17. “Hayvanların vahşiliğiyle ilgileniyorum”: Toufic Hamidi

    9 Temmuz’da Bant Mag. Mekân’da açılacak Mevsimler – Fasıl II sergisinde işlerini göreceğimiz Toufic Hamidi’yle deneme, deney ve üretime yaklaşımı üzerine.

  18. Dalgalı deniz, deforme figürler: Sedat Girgin

    9 Temmuz’da Bant Mag. Mekân’da açılacak olan Mevsimler - Fasıl II sergisinde yeni bir dizi işiyle karşımıza çıkacak Sedat Girgin’le çizgileriyle yarattığı dünya ve hazırladığı yeni çalışmalar üzerine...

  19. “Varoluşumuzu onurla ve gururla göstermek”: İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası

    “Biliyoruz ki ‘aşk örgütlenmektir’. Bu yüzden, aşk, arzu, dostluk, eşitlik, özgürlük, adalet, barış, emek, umut, yaşam, dayanışma ve sokakta olmak için, örgütleniyoruz.”

  20. İlişkimiz eski, dostluğumuz baki: Köpek

    On binlerce yıldır sevgimizi de kahrımızı da esirgemediğimiz sevgili dostlarımız köpeklere dair bir takım bilgiler, öyküler ve anekdotlar.

  21. Kendini sıkışmış hissedenlere ilaç gibi mizah: KALT

    Son dönemin en heyecan verici oluşumlarından biri olan KALT’ın kurucularını karşımıza aldık ve merak ettiğimiz ne varsa sorduk!

  22. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler