Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.


Image

Sheffield’ın matematik düşkünü üçlüsü: Blood Sport
Yazı: Busen Dostgül, İllüstrasyon: Gizem Winter

Alex Keegan, Sam Parkin ve Nick Potter’ın 2010 yılında Sheffield’da bir araya gelmesiyle kurulan Blood Sport’un ilk günlerinden bu yana ön planda tuttuğu ritmik katmanlarının başında olan Potter’ın vokalleriyle eşlik ettiği parçalar âdeta eşliğinde bir maratona çıkmak için kurgulanmış. Math rock’a düşkünlüklerini gürültü estetiğiyle birleştiren Blood Sport üyelerinin deneysel öğelere düşkünlükleri ise her parçada ayrı bir şekilde kendini belli ediyor. Birçok şarkıda en az davul kadar dikkat çeken arızalı ve obsesif gitar tonlarıyla kendi aralarında en az Battles üyelerinin arasındaki bağ kadar kuvvetli bir uyum yakalayan üçlünün, tekinsiz tempolara yükseldiği şarkılar ise dinleyenleri etkilemeye yetecek türden kayıtlar.

2011’de kaset formatında yayınlanan albümleri Journal No: 4’daki vokalleriyle Disappears’dan Brian Case’i dinliyormuşsunuz hissine kapıldığınız parçalar, iki sene sonra yayınlanan Blood Sport albümü Life in Units’te ise bazı şarkılarda Afrika hissiyatı temelli parçalarda duymaya aşina olduğumuz bir şekle bürünüyor. Gevşek gitarları ve özellikle kendine has perküsyon ritimleriyle öne çıkan Afrobeat türünü ilerleyen zamanlarda yayınladıkları bazı kayıtlarına da şahane bir şekilde sızdıran üçlünün son albümünün tam bir math rock harikası olduğu söylenebilir. Deneyselliğin sınırsızlığını belli bir kalıbın altına mükemmel bir şekilde yerleştiren Blood Sport’un yeni yayınlanan Axe Laid to the Robot albümünün açılış parçası “Reflective Orange”a mutlaka şans verin.

https://youtube.com/watch?v=byIIm-WBuUc

Image

Hareketli yaz günlerine ilham vermek içinSeratones
Yazı: Nazlı Dönmez, İllüstrasyon: Irmak Hatipoğlu

Mayıs ayının başlarında yayınlanan ilk albümleri Get Gone ile müzikseverlerin dikkatini çeken Seratones, bizim radarımıza 2014 yılında yayınladıkları, aynı zamanda da albümün ilk şarkısı olan “Don’t Need It”le girmişti. 2013 yılında Louisiana Music Prize’a layık görülen Seratones, son derece yetenekli dört üyeden oluşuyor. Kendi tabirleriyle Seratones, dinleyenlerin rock ’n’ roll’un gücüne olan inancını tazelemenin, dans ettirmenin peşinde. 


Shereveport, Louisana menşeli dörtlünün soundu biraz Alabama Shakes’i anımsatıyor olsa da, gücünü AJ Haynes’in gospel ve garaj türlerinden ilham alan, tek başına dahi müthiş bir enerji ve yoğunluğa sahip olan vokallerinden alarak sıradanlıktan sıyrılıyor.  “Choking On Your Spit”, “Sun”, “Chandelier” ve sonunda Haynes’in kıkırdamasıyla albümün samimiyetine tercüman olan “Kingdom Come”, hızlı tempolarıyla öne çıkanlardan. Albümün bir diğer ağır topu “Necromancer” için Josh Hale tarafından çekilen klip, Seratones’un ruhunun görsel bir tasviri gibi. Seratones, enerjik, delidolu duruşuyla, hareketli yaz günleri ve gecelerine eşlik etmek, ilham vermek için biçilmiş kaftan.  


Image

En sofistike haliyle pop punk: Terry
Yazı: Ege Yorulmaz, İllüstrasyon: Sadi Güran

Terry, Melbourne’den nispeten yeraltı olarak tanımlayabileceğimiz bir pop punk dörtlüsü. Grup üyelerin her biri geçmişte Total Control, Dick Diver ve The Uv Race gibi Avustralyalı gruplarda çalmış müzisyenler. Terry aslında iki çiftten oluşuyor olsa da grubun hiçbir şarkısı gerçek anlamıyla romantik değil; grubun kendi sözcükleriyle ve çok fazla sevgiyle yapılan şarkılar. 2015 yılında çıkışını Talk About Terry EP’siyle yapan grup, oldukça neşeli, kırılgan, basit ama sofistike pop punk bir ruha sahipti. Biraz da Shopping ya da Television Personalities gibi İngiltereli punk gruplarını anımsatıyordu.

İkinci EP, Don’t Say Sorry ise daha gürültülü, daha karanlık, daha dayanıklı, daha post-punk ve daha kaba. Grubun her iki EP’si de şaşırtıcı bir şekilde akılda kalıcı ve tekrar tekrar kendini dinletiyor. Terry’nin genel tarzı samimi, günümüzün pop-punk kültürünün yüzeyselliğinden uzak, fazlasıyla yetmişlerde İngiltere’nin kuzeyinde üretilen hakiki punk müziği andırıyor. Grubun sağlam bir punk müzik dinleyicisi olduğu, parçaların kompleksliğinden anlaşılıyor. Punk müziğe ilgisi olan herhangi biri, Terry’nin müziğinin sofistikeliğinde elbet bir şeyler bulacaktır.

https://youtube.com/watch?v=00wetNHRPLw

Image

Sağa sola savrulmaya hazır olun: Sa-Yuu
Yazı: Cem Kayıran, İllüstrasyon: Merve Atılgan

Bir müzik makinesi gibi işleyen iki kişiden oluşan Sa-Yuu, Japonya’dan son dönemde çıkan heyecan verici ekipler arasında bünyenizde en kalıcı etkileri bırakabilme potansiyeli taşıyanı. Sarmal bir yapı oluşturan gitar ve bas cümlelerini, bir hayli az vurmalı elementle oluşturulmuş sade ritimlerle kesiştiren ikili, kendilerine has dinamikleri olan ve bol miktarda oyun hissi taşıyan şarkılar yapıyor. Dinleyicisini belli bir yapının içinde bir süre sağa sola savurduktan sonra umulmadık yerden vurma eğilimi gösteren Sa-Yuu şarkıları, kimi zaman Mr. Bungle ve Deerhoof gibi ekipleri hatırlatan, yine de özgünlüğünden taviz vermeyen bir “kaçıklık” barındırıyor.

Miho Kuwahara ve Fires Hiroki’den oluşan Sa-Yuu, 2010 yılında evde yapılan kayıtlarla birlikte ilk üretimlerini yapmaya başladı. Grubun çiğlik ve karmaşayı ustaca kesiştiren canlı performansları, Sa-Yuu’nun enerjisiyle ilgili en iyi fikri verecektir. Bir yatak odasında ya da bir minibüsün içinde çalarken görebileceğiniz Sa-Yuu, keskin dönemeçler içeren parçalarında cilalanmış seslerden ziyade bol miktarda arızaya yer veriyor. İkilinin kendi aralarında paslaşıyormuş hissi veren çığlık çığlığa vokalleri de, dinlerken ne söylendiğini bilmeden eşlik etme arzusunu beraberinde getiriyor.

  1. Portrelemenin biraz daha “dürüst” yolu: Amir H. Fallah

    “İranlı olduğum için insanlar gördüklerinin doğrudan baş örtüsü ya da çarşafa bir referans olduğunu düşünüyor ama gerçekten amacım bu değil.”

  2. “Varlığımın sahneyi değiştirmemesini isterim”: Cheryl Dunn

    New York’un sürekli devinen ruhunu en iyi sokakları anlatabilirse, Cheryl Dunn da sokakları ve yaratıcı ruhları en etkileyici şekillerde anlatan fotoğraf ve belgesel sanatçılarından biri olabilir.

  3. “Bir makine düşlemek”: Özgür Mumcu – Tolga Karaçelik

    Özgür Mumcu’nun haziran başı yörüngeye oturan ilk romanı Barış Makinesi’ni Mumcu’yla karşılıklı irdeleme işini, geçtiğimiz yıla Sarmaşık filmiyle damga vuran yönetmen Tolga Karaçelik’e bıraktık.

  4. Dergi yaratma ve saklama tutkusu: Basılı inatlar

    Nefes kesici bir şeyler basmaya çalışma ve onları saklama tutkusu baki diyerek ilham verici bazı fikirlere dalıyor ve sözü basılan dergilere bırakıyoruz.

  5. “Hayat gibi müzik de sürekli değişken”: Cem Yıldız

    “Beslendiğim nokta tamamen gelenek. Elektronik müziği çok seviyorum ama kendime çok sade bir şekilde sazcıyım diyebilirim. Bağlama kadar çok sevdiğim bir enstrüman daha yok.”

  6. Yakmalı mı, yayınlamalı mı: Geride kalan kayıtlar

    Prince’in binlerce kayıtla dolu gizli kasasından hareketle, müzisyenlerin yayınlandığına tanık olamadıkları albümlerini hatırlıyoruz.

  7. Aynı sonik dünyanın farklı yüzleri: Dieterich & Barnes

    Bir gün The Coral Casino’ya gel, hayatın tadını çıkar!

  8. Artık yalnız ve daha kararlı: Nite Jewel

    “Müzik yapmaya başladığım ilk zamanların şerefine her şeyi kendim yapmak istedim.”

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. “Şarkılara gereken saygıyı göstermek”: Who Are We Who We Are

    Berke Can Özcan ve Feryin Kaya’yla son dönemlerde epey hareketli olan plak şirketleri üzerine.

  11. A’dan Z’ye: Damon Albarn

    Yıllar sonra 23. İstanbul Caz Festivali kapsamında bir kez daha buluşacağımız Damon Albarn’ın kariyerine dair A’dan Z’ye her şey!

  12. Tribeca Film Festivali: Üç zihin açıcı belgesel

    Geçtiğimiz nisan ayında gerçekleştirilen Tribeca Film Festivali’ni takip eden Merve Kayan, festivalin dikkat çeken belgesellerinden All This Panic, Obit ve The Last Laugh’ı gördü ve Bant Mag. için kaleme aldı.

  13. Švankmajer, kitle fonlaması ve kültür endüstrisinden kaçış: Böceklerin bağımsızlığı

    Sanat sinemasının usta yaratıcılarından Jan Švankmajer ve Alejandro Jodorowsky’nin son filmlerini finanse ederken yardım aldığı kitle fonlaması yöntemi, uzun süredir tüm dünyada endüstriyel üretim mecburiyetine yaratıcı bir alternatif sağlıyor.

  14. 69. Cannes Film Festivali: Tüm sezon konuşulacak otuz film

    Bu yıl 11-22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen 69. Cannes Film Festivali’nde yine onlarca film izleyici ve sektör karşısına çıktı, geriye yıl boyu konuşacağımız bir avuç önemli film kaldı.

  15. “Rams” ve “Belgica” bu ay vizyonda: Beyazperdenin husumetli kardeşleri

    Haziran ayında gösterime giren iki bol ödüllü film Rams ve Belgica’nın ortak özelliği, birbiriyle husumet içerisindeki, dalgalı ruh halli kardeşlik ilişkilerini mercek altına alması... Kardeş kardeşe bunu yapmaz dedirten yakın tarihli filmleri değerlendirmenin şimdi tam sırası.

  16. Murat Meriç’in kaleminden Türkiye hikâyeleri: 100 Şarkıda Memleket Tarihi

    “Nereden bakarsanız bakın, Türkiye tarihini güler yüzle yazamıyorsunuz çünkü çok acılar çekilmiş, hâlâ çekiyoruz.”

  17. “Hayvanların vahşiliğiyle ilgileniyorum”: Toufic Hamidi

    9 Temmuz’da Bant Mag. Mekân’da açılacak Mevsimler – Fasıl II sergisinde işlerini göreceğimiz Toufic Hamidi’yle deneme, deney ve üretime yaklaşımı üzerine.

  18. Dalgalı deniz, deforme figürler: Sedat Girgin

    9 Temmuz’da Bant Mag. Mekân’da açılacak olan Mevsimler - Fasıl II sergisinde yeni bir dizi işiyle karşımıza çıkacak Sedat Girgin’le çizgileriyle yarattığı dünya ve hazırladığı yeni çalışmalar üzerine...

  19. “Varoluşumuzu onurla ve gururla göstermek”: İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası

    “Biliyoruz ki ‘aşk örgütlenmektir’. Bu yüzden, aşk, arzu, dostluk, eşitlik, özgürlük, adalet, barış, emek, umut, yaşam, dayanışma ve sokakta olmak için, örgütleniyoruz.”

  20. İlişkimiz eski, dostluğumuz baki: Köpek

    On binlerce yıldır sevgimizi de kahrımızı da esirgemediğimiz sevgili dostlarımız köpeklere dair bir takım bilgiler, öyküler ve anekdotlar.

  21. Kendini sıkışmış hissedenlere ilaç gibi mizah: KALT

    Son dönemin en heyecan verici oluşumlarından biri olan KALT’ın kurucularını karşımıza aldık ve merak ettiğimiz ne varsa sorduk!

  22. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler