Çok da tarafsız olamayacağımız bir müjdeyle karşınızdayız: Bant Mag. veteranı, illüstrasyon editörümüz Sadi Güran’ın ikinci solo sergisi Hey Jüpiter 25 Şubat’ta Bant Mag. Havuz’da açılıyor. Güran’ın atölye olarak da kullandığı evinde yarattığı dünyanın yörüngesine takılan arkadaşlarının kendi çektiği fotoğraflarından yola çıkarak ürettiği çalışmalardan oluşan sergi öncesinde biz de absürt sorularımızla kapısını çaldık. 


Image

İltihap kapmış bir yara mı, yoksa çürümüş bir morluk mu?

Çürümüş bir morluk. Sebebi ne olursa olsun gururla taşırım. Hele ki sokakta sevgilinin elini tutmanın bile politik olduğu bu zamanlarda bilakis boyun morlukları gururumdur.

Bir yaş aralığında kalsan 0-3 mü olur yoksa 75-80 mi?

0-3. Uyduruyor da olabilirim ama hayattaki ilk anım: Annemin morlu sarılı saten elbisesinin dokusu ve kucağında, sarı vitray camlı döner bir merdivende üst kata taşındığım anda sonsuza kadar loop edebilirim.

Hangi kokular seni cinsel olarak uyarıyor?

Temiz çamaşır, üşümüş palto ve gerçek ten kokusu.

Hangi korkular seni uykundan uyandırıyor? 

Hayatın her alanını zaptetmiş korkular artık kronik olduğundan yataktan zıplatmıyor. En son sevdiğimin kalp krizi geçirip öldüğünü, sinir krizi geçirdiğimi, arkadaşlarım tarafından akıl hastanesine kapatıldığımı, taburcu olunca eve dönerken bindiğim minibüsün IŞİD tarafından durdurulup hepimizin sessizce tarandığını görüp sakince uyandım mesela. Nasıl? 

An itibariyle kaç sır tutuyorsun? 

Sıfır. Kötü hafıza = iyi sırdaş.

An itibariyle kaç sırrın var?

Bir. Gerçi yaratan insan sırrını tutamaz, gözüne sokar da sen görmezsin.

Image
Image

Evinde kaç fotoğraf çekilmiştir? Kaçını sen çekmişsindir? 

Sayı vermeyi bırak tahmin yürütmek bile imkânsız. Bu sergideki işleri snapshot fotoğraflardan çalışıyorum. İnsanların da büyük bir kısmını evimde çekiyorum, bazen yarım saat sürse de çoğunlukla güne yayılan çekimler oluyor. Zaten hepsi tanıdığım, muhabbetim olan insanlar ve evde takılıp muhabbet ederken ben çekiyor oluyorum. 

Eskiden filmli makina kullanırdım ama artık maddi zorunluluktan dijital çekiyorum ve haliyle yedekli, doğru kareleri yakalamak için o deklanşöre çılgınca basılıyor. Onun dışında evim çok detaylı bir çocuk odası ve pavyon arası bir şey gibi olduğundan gelen herkes fotoğraf çekiyor bol bol.

Tuvalette okuduğun ve aklında kalan son cümle? 

“It actually took us a while to realise he wasn’t coming back.” (Eric – yazar: Shaun Tan)

(Aslında geri gelmeyeceğini anlamamız biraz sürdü.)

Yalan söylemek mi, söylenen yalanları fark etmek mi?

Söylenen yalanları fark etmek. Çok kötü bir yalancıyım. Bunu da herkes söyler di mi: “O kadar masum ve temizim ki asla yalan söyleyemem. Beceremem.”

Yediğin yemeklerde gözyaşı mı tercih edersin ter mi?

Gözyaşı. Yaşasın drama ve şehriyeli pilav.

Image
Image

Kendine en çok hangi soruyu soruyorsun?

“Neden kabul ettim?”

En çok hangi cevabı kullanıyorsun?

“Çözeriz”.

Hayallerin mi, aşkın mı yoksa sen mi?

Hepsi. Biri olmadan ötekiler çok tatlı ve dengeli olmuyor. O filmi de iki kere çizdim bu arada. Türkan Şoray’ın filmde üç rol oynadığını düşünürsek kendisini altı kere çizmiş oldum. Daha sonra bir çalışma için duvarıma fotoğrafını asmıştım, indirmedim, orada kaldı. Bu sergimdeki pek çok insanı salonumda fotoğraflarken arkasına da denk geldiğinden herhalde yirmi kere falan çizdiğimi düşünürsek tesadüfler sonucu biraz obsesif gibi görünüyor olabilirim. 

Yaşaması gereken bir ölüyü mü diriltirsin, yoksa ölmesi gereken birini mi affedersin?

Normalde içimdeki ergen emo “ölüm bir kurtuluş” derdi ama yaşaması gereken ve çok erken ayrılanları düşündükçe elbette ilkini seçiyorum. Bu sergide benim için çok zor bir iş var mesela… Süper kahraman diye bir şey varsa o benim için Boysan Yakar’dır mesela… Mesela.  

Kırk kere maşallah mı bin kere tövbe mi?

Kırk kere maşallah. Maşallah, tövbe edecek bir pişmanlığım yok. Zaten ben bunları anı olsun diye yaşadım.

Hangi Disney prensesi olmak isterdin? 

The Princess and The Frog animasyonundaki Tiara… New Orleans, caz, bataklıklar, trompet çalan timsahlar ve voodoo eşliğinde kazara prenses sanılıp, kurbağayı öpüp (spoiler allert) kurbağaya dönüşecek talihsizlikteki fakir kız. Aynı ben.

Image
Image
Image

Patırtı mı, gürültü mü yoksa uğultu mu?

Patırtı. Ses çıkartacaksan bari kendi içinde bir armonisi olsun. Gürültüye, uğultuya gerek yok. 

Başkasının suçunu üstlenmek mi, kendi ayıbını örtmek mi?

Başkasının suçunu üstlenmek. O kadar iyi yürekli değilim gerçi ama örtecek ayıbım olmasından iyidir.

Mazlumun ahını mı alırsın yoksa matemin kahrını mı çekersin?

Matemin kahrını çekip, otuz tane mazlumun portresini yapıp sergi açarım.

Şeytanın soyadı nedir?

Soyadını bilmiyorum ama ilk adı kesin Adem… Dünyanın başına gelmiş en “kötü” ve densiz şey insanoğlu.

Doğru sorularla dolu bir kitap mı, yeni sorular sorduran cevaplar mı?

Doğru sorularla dolu ve mümkünse fantastik bir kitap. 

Jüpiter’in hangi uydusu olmak isterdin?

Jüpiter’in bir uydusuyum zaten. Callisto diyorlar. Bayağı güzelim, bir araştır. 

Azılı bir şuçlu mu olursun, şuçlu bir azınlık mı?

Suçlu bir azınlık. Zaten istemesek de kaderimiz bu ezelden.

Image
Image

Püften sonra ah mı oh mu?

Ah! Çok ayıp. Ne güzel.

Uzun yola çıkmak mı, uzun süre beklediğini karşılamak mı?

Uzun süre beklediğimi karşılamak. İsteyerek ve istemeyerek çok çalıştık. Bu yaştan sonra yola falan çıkartmayın beni mümkünse. Gerçi hayat bu planlarınla dalga geçmeye bayılır. Yaşasın klişeler.

Kehanetsiz bir yaşam mı, kefaretsiz yaşamak mı?

Kefaretsiz yaşamak lütfen.

Klostrofobi mi agorafobi mi?

Of ikisi de evlerden uzak ama illa seçiyorsak klostrofobi. Meydanlara çıkmak güzel.

Image
Image

Kazanmadan üretmek mi, üretmeden kazanmak mı?

Üretmeden kazanıp kazanmadan üretmek. Hayatta en sevdiğim şeyin aynı zamanda mesleğim olması hem iyi hem kötü… Başka yerlerden para kazanıp özgürce çizmek bence pek çok çizerin en büyük fantezisi. Benim öyle en azından.

Alışmak mı zor geliyor sevmek mi?

Alışmak sevmekten daha zor geliyor. Bu arada Ajda’sız olmaz.

Şu duyguları vücudunun farklı yerlerine yerleştirsen, hangi duygu nerenin olur: kırgınlık, acıma, rahatlık, endişe, nefret, özlem.

Kırgınlık – köprücük kemikleri, acıma – dudaklar, rahatlık – ense, endişe – kulaklar, nefret  – omuzlar, özlem – parmak uçları.

Son bir kez daha mı bir daha asla mı?

Son bir kez daha. Ölümlü dünya, aklımız kalmasın di mi?

Unutulanı hatırlamak mı, unutamadığını atlatmak mı?

Unutulanı hatırlamak. Bir noktada unuttuysak zaten kafalar rahattır. Üç günlük dünyada küs kalmaya gerek yok. Bir de herkes büyür, değişir. 

Image
Image

En sevdiğin beş renge beş farklı isim bulsan ne olurdu?

Su mavisi: ruhi. Su yeşili: ruhsar. Uçuk sarı: hulusi. Somon: zarife (zira harika bir renge berbat bir isim koymuşlar, değişmesi gerekiyor bence). Pembe: ali. 

Yol mu varış noktası mı?
Yola çok zor çıkarım ama çıkmayı başardıysam “yol”. Mola keşifleri, yol müzikleri, isim değiş dokuşu olmayan küçük muhabbetler, o an güzel gelip sonsuza kadar fotoğraf depolama alanlarına gömülen manzara fotoğrafları (gerçi Aylin Güngör sağ olsun son 10-15 yılımızı orta formatlar ve çeşitli havalı makinelerle gayet şık resimledi). Mayıs gelsin. En çok mayısta “gitmeler” geliyor.

  1. Küçük odalara sığan büyük evrenler: Hey Jüpiter

    Çok da tarafsız olamayacağımız bir müjdeyle karşınızdayız: Bant Mag. veteranı, illüstrasyon editörümüz Sadi Güran’ın ikinci solo sergisi Hey Jüpiter 25 Şubat’ta Bant Mag Havuz’da açılıyor...

  2. Biz kimiz? Neden buradayız?: Seamus Conley

    “Mümkün olduğunca otomatik pilotta kalmaya ve yeni resimler yaparken özgür çağrışımlara alan tanımaya özen gösteriyorum.”

  3. Çerçöpten tuvale, resimden yerleştirmeye doğru: Serpilen

    Leyla Gediz’le, 9 Şubat’ta The Pill’de açılan son solo sergisi “Serpilen” üzerine kısa bir sohbet...

  4. A’dan Z’ye: George Michael

    2016’nın son günlerinde aramızdan ayrılan “gerçek diva” için A’dan Z’ye sayıyor, George Michael’ın şarkıları, hayatı ve bıraktığı izlere dair bazı detayları hatırlıyoruz.

  5. Aklımdakiler: Ceyl’an Ertem

    Kendi dünyasını donatan büyülü bir emek olarak hayatlarımıza giren "Yine de Amin" heyecanını divalar, dostlar ve farklı konuklarla paylaştık, akıllarındaki soruları öğrenip Ceyl’an Ertem’den yanıtlarını aldık.

  6. Milyonlarca halet-i ruhiyenin özeti: Yeni Gevende albümü “Kırınardı”

    Gevende üyeleri Ahmet Kenan Bilgiç ve Serkan Emre Çiftçi’yle, Kırınardı üzerine...

  7. Şarkı şarkı: Lara Di Lara ve “Hazineler İçindesin”

    Yerli sahnenin en dikkat çeken şarkı yazarlarından Dilara Sakpınar’ı 123 grubuyla uzun yıllardır takip ediyoruz. 2015’ten bu yana solo üretimler yaptığı kimliği Lara Di Lara'yla dinlediğimiz Sakpınar, bir süredir üzerinde çalıştığı ve naif sesine eşlik eden harika melodilerle ortaya çıkardığı tam 16 parçayı ikinci stüdyo albümü Hazineler İçindesin’de topladı. Albümdeki parçaların hikâyelerini, Lara Di Lara bir bir anlatırken Ferit Güleç de resimliyor.

  8. Aklımdakiler: Bubituzak

    Nevi şahsına münhasır seslerle dolu bir albümle, adeta bir kutlama havasında ikinci uzunçalar Boyutlar ile geri dönen Bubituzak’tan Ali Güçlü Şimşek’e eşi, dostu aklında ne varsa sordu.

  9. XX: 10 maddede BaBa ZuLa’nın 20. yıl albümü

    BaBa ZuLa’nın 20 yıllık ilham verici müzikal serüvenine alternatif bir tarih anlatısı getiren derleme albüm XX’i 10 maddede özetlemek gerekirse...

  10. Sessiz gün doğumunda bomboş bir sahil kasabası: Palmiyeler’den “II (Venus)”

    Bir süredir yeni parçaları üzerinde çalışan Palmiyeler, ilk uzunçalarları II (Venus)’u Tantana Records etiketiyle yayınladı.

  11. Elektro saz, Almanya ve ilham kaynakları üzerine: Elektro Hafız ve Derya Yıldırım

    Almanya’da yerleşik iki müzisyen, müzikal yaklaşımlarının yapıtaşlarını konuşuyor.

  12. Sónar İstanbul ziyareti öncesinde: Prins Thomas

    Space disco akımının önde gelen isimlerinden Prins Thomas, mart sonunda Zorlu PSM’de gerçekleşecek konseri öncesinde sorularımızı yanıtladı.

  13. Sónar + D: AUDIOVISUAL programında bizi neler bekliyor?

    Küratörlüğünü Lalin Akalan’ın üstlendiği AUDIOVISUAL, müzik, sinema, iletişim ve görsel sanatlarda aktif olan birçok sanatçının son dönem projelerinin görücüye çıkacağı programıyla Sónar İstanbul katılımcılarına benzersiz bir deneyim yaşatacak.

  14. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  15. 2016: En iyi 50 yabancı albüm (50-26)

    Bant Mag. ekibinin 2016’da yayınlanmış albümler arasından seçtiği “En İyi 50 Albüm” listesi huzurlarınızda!

  16. 2016: En iyi 50 yabancı albüm (25-1)

    Bant Mag. ekibinin 2016’da yayınlanmış albümler arasından seçtiği “En İyi 50 Albüm” listesi huzurlarınızda!

  17. 2016: Yerli sahneden en iyi 30 albüm

    Müzikal açıdan epey bereketli geçen yıldan geriye kalanlar...

  18. 2016: En iyi 50 film

    Bant Mag. ekibinin 2016’da yayınlanmış filmler arasından seçtiği “En İyi 50 Film” listesi huzurlarınızda!

  19. 2016: Belgeseller, animasyonlar ve Türkiye sineması

    2016 yılında izlediğimiz en iyi belgeseller, en iyi animasyonlar ve en iyi yerli yapımlar...

  20. Alışılmadık bir yıldız: Adam Driver

    Bugünlerde hem Jim Jarmusch imzalı Paterson’da hem de Martin Scorsese’nin tutku projesi Silence’da izleme şansı bulacağımız, kendini hiçbir türle kısıtlamak istemediğini söyleyen aktörün filmografisine daha yakından bakıyoruz.

  21. Taviani’lerden Arquette’lere: Beyaz perdenin başarılı kardeşleri

    Şubat itibariyle vizyona giren Manchester by the Sea’deki performansıyla adından söz ettiren Casey Affleck ve abisi Ben Affleck’ten ilhamla, beyaz perdenin başarılı kardeşlerini masaya yatırıyoruz.

  22. Denize sırtını vermiş bize bakan iki çift göz: Swiss Army Man ve Moonlight

    Şubat ayında peş peşe haftalarda gösterime giren Swiss Army Man ve Moonlight, merkeze aldığı karakterlerin cinsel yönelimleri ile dertlerini ya da kabullerini incelikli bir dille ele alıyor.

  23. Westworld: Hiçbir “askiliğin” çıkmayacağı yer

    HBO diyarı Westworld'deki glitch'ler (kısa süreli teknik arızalar), bize içinde yaşadığımız dünyanın arızalarına dair bir şeyler söylüyor olabilir...

  24. 2016: Erkek şiddetinin grafiği

    bianet 2008 yılından beri Türkiye’de erkek şiddetinin çetelesini tutarak bu konudaki yegâne verileri üretiyor. Türkiye’de erkek şiddetinin kapkaranlık 2016 grafiğini paylaşırken Çiçek Tahaoğlu’na da birkaç soru yönelttik.

  25. Sanatsal deneyler yapan bir laboratuvar: TOZ Artist Run Space

    “Toz’u kurarken hayalimiz organik, hiyerarşik olmayan ve açık bir yapı oluşturmaktı.”

  26. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler